Anasayfa /  Politika

Ahmet Hakan'dan CHP'nin oy oranıyla ilgili flaş iddia: Yüzde 22'yi aşamayacaksın

24 Haziran seçimlerinin ardından CHP'de liderlik savaşı başladı. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin 'kurultay' çıkışına, Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sert yanıtlar geldi. CHP'de değişimin gerekli olduğunu belirten gazeteci Ahmet Hakan, böyle devam ederse 'CHP yüzde 22'yi aşamayacak' diye yazdı.

Abone ol
Abone ol 05 Temmuz 2018 10:14

24 Haziran seçimlerinin ardından CHP'de liderlik savaşı başladı. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin 'kurultay' çıkışına, Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sert yanıtlar geldi. CHP'de değişimin gerekli olduğunu belirten gazeteci Ahmet Hakan, böyle devam ederse 'CHP yüzde 22'yi aşamayacak' diye yazdı.

CHP'de kurultay sesleri iyiden iyiye yükselmeye başladı. 24 Haziran seçimlerinin ardından cumhurbaşknaı adayı Muharrem İnce'nin "Kılıçdaroğlu'na onursal başkanlık önerdim. Artık çekilmeli" sözleri gündeme bomba gibi düştü.

İnce'nin bu açıklamalarına, genel merkezden ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan peş peşe sert yanıtlar gelirken, CHP'de liderlik savaşı yeniden başladı.

'CHP YÜZDE 22'Yİ AŞAMAYACAK'



CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'yla devam etemesi gerektiğini belirten gazeteci Ahmet Hakan, bugünkü köşesinde CHP'nin oy oranıyla ilgili "Kemal Kılıçdaroğlu ile yola devam edersen… Yüzde 22’yi aşamayacaksın." iddasında bulundu.

"AK Parti oy kaybetse bile kazanacak." diyen gazeteci Hakan, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı;

"Her seçim gecesi yine yeni yeniden ağlayacaksın.

Yılgınlığın, umutsuzluğun, karamsarlığın hiç bitmeyecek.

Farklı bir netice alman ancak tılsımla falan söz konusu olabilecek.

Oy vermeyenleri hor ve hakir görmeye devam edeceksin.

“Çekip gideceğim buralardan” deyip duracaksın.

“Oylar çalındı” demekten başka sığınacak bir liman bulamayacaksın.

Bir milim ileri gidemeyeceksin.

Bu devran hep böyle sürüp gidecek.

Bunca yalın gerçeklere rağmen…

“Sana ne kardeşim bizim partimizden… Biz Kemal Kılıçdaroğlu’ndan çok memnunuz… Onunla yola devam edeceğiz” diyorsan…

Sana söyleyeceğim tek şey şudur:

Paşa keyfin bilir CHP!"

MUHARREM İNCE NEDEN SONUNA KADAR HAKLI?

KEMAL Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’nin herhangi bir şey demesine bile fırsat vermeden...

Çıkıp şöyle demeliydi:

Muharrem İnce, İYİ Parti’ye kaçan oyları geri getirdi.

Üstüne önemli miktarda oy kazandı.

O kadar ki... Yıllar sonra ilk kez yüzde 30’luk psikolojik sınır bile aşıldı.

Bu büyük başarıdır.

Bu sonuç benim bırakıp gitmeme, Muharrem İnce’nin de gelmesine işaret ediyor. 

Halkın taleplerine karşı direnilmez. 

Madem halk böyle istiyor, ben de bu görevi Muharrem İnce’ye devrediyorum.

Kemal Kılıçdaroğlu böyle demediği, böyle diyemediği için...

Ortaya çıkan tabloyu yok saydığı için...

Muharrem İnce, “gel seni onursal başkan yapalım” falan gibi önerilerle ortaya çıkmak durumunda kalıyor.

Ne yapsın Muharrem İnce?

“Ben görevimi yaptım. Yüzde 30 oy aldım. Partiyi yüzde 22 oy alan ekibe bırakıp Yalova’daki köyüme çekilip emeklilik hayatı yaşayacağım” falan mı desin?

Kemal Kılıçdaroğlu ortada hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam ettiği müddetçe...





Muharrem İnce ortada bir şey olduğunu hatırlatmaya devam etmek zorunda.





O MEŞHUR SORUNUN YANITI



“ÜLKEDE durum bu kadar olumsuzken nasıl oluyor da AK Parti bu kadar oy alıyor?” diye soran CHP’lilere şöyle cevap vermek istiyorum:





“Partinizin durumu bu kadar berbatken Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlık koltuğunda oturmaya nasıl devam ediyorsa... AK Parti de işte öyle bu kadar oy alıyor”.





NİYE?



ŞAHİN Alpay, Ali Bulaç, Mehmet Altan tahliye olmuşken... 

Benzer durumda olan Nazlı Ilıcak, Ahmet Turan Alkan, Ahmet Altan gibi isimler niye tahliye olmuyor, olamıyor?

Bu sorunun bizim kavrayamayacağımız türden bir cevabı var mı?





Yoksa söz konusu olan sadece ve sadece keyif mi?





İDAM GELİRSE ŞU İKİ ŞEY OLUR



BİR: Tecavüz suçlarında herhangi bir azalma falan söz konusu olmaz. Çünkü bütün suçlular gibi alçak tecavüzcüler de yakalanmayacaklarını düşünerek yaparlar o iğrenç eylemlerini. 





İKİ: Bizim gibi hukuk sistemini adil hale getirememiş, yargısı sorunlu ülkelerde idam cezaları, alçak tecavüzcüleri değil muhalifleri hedef alır. Eninde sonunda olan yine muhaliflere olur.





ÇOCUK TECAVÜZCÜSÜNÜN NELERİNE BAKILMAZ



Dinine bakılmaz.

İdeolojisine bakılmaz.

Milliyetine bakılmaz.

Şehrine bakılmaz.

Mesleğine bakılmaz.





DÖRT MADDEDE BERNA LAÇİN OLAYI



“İDAM çözüm olsaydı Medine toprakları tecavüzde rekor kırmazdı” diye yazmış Berna Laçin. 

Bu yüzden büyük tepki aldı, hakkında soruşturma bile açıldı. 

Ve tabii hemen ikiye ayrıldı toplum:

Berna Laçinciler ve Berna Laçin karşıtları... 

Ben bu ikiye ayrılan yerin tam da ortasından dört şey söyleyip kaçacağım:

BİR: Her şeyden önce Berna Laçin’in verdiği bilgi, tam bir sallama, tam bir atmasyon! Medine topraklarında tecavüz rekoru kırıldığına dair tek bir kanıt bile sunmuyor. Bunun yerine sallıyor, atıyor. 

İKİ: Mekke ve Medine İslam’ın kutsal şehirleridir. Müslümanlar Mekke’yi “mükerrem” yani “aziz” bilirler, Medine’yi ise “münevver” yani “aydınlanmış” bilirler. Bu konuda haklı bir hassasiyet vardır. Bu hassasiyeti dikkate almak insan olmanın gereğidir.

ÜÇ: Berna Laçin’in yaptığı şey tek kelimeyle münasebetsizliktir. Fakat münasebetsizlik suç değildir ki! Münasebetsizlik kınanır, ayıplanır, esefle karşılanır falan... Savcının falan devreye girip soruşturma açılması da nereden çıktı!

DÖRT: Berna Laçin’e tepki gösterme konusunda bu kadar atak, enerjik ve coşkulu olan kişiler, keşke aynı coşkulu tepkilerini dini yönü olan vakıf ve tarikatların yurtlarında ortaya çıkan tecavüz skandallarında da gösterseydiler.





GÜNDEME UYGUN ÜÇ FİLM



GANDİ: Bir ulus nasıl harekete geçirilir? En yoksulların gönlü nasıl fethedilir? Entelin dantelin dışına çıkmanın neden önemi vardır? Tüm bu soruların cevabını gayet iyi veren bu film, bugünlerde bayağı bir ufuk açıcı olabilir.

ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDA: Orijinal adı “The Life of David Gale” olan film, idam cezasının nasıl olumsuz sonuçlar doğurabileceğini, çok zekice bir biçimde anlatıyor. Bu açıdan gündeme çok uygun...

ÖLDÜRME ZAMANI: Küçücük çocuğu vahşice dövülen ve tecavüze uğrayan bir babanın aldığı intikam ve sonrasında içinde ırkçılık sorununun da yer aldığı mahkeme süreci... Muhteşem bir film, üstelik gündeme de pek uygun.


Yorumlar