(Özel) Sınırın Urfalı Özbekleri
1980 yılında Rus saldırısı sebebiyle Afganistan’da zor günler geçiren Özbek Türklerine, Türkiye kapılarını açtı. Ceylanpınar ilçesine yerleştirilen 3 bin Özbek Türkü artık ‘Urfalı’ oldu.
Abone ol1980 yılında Rus saldırısı sebebiyle Afganistan’da zor
günler
geçiren Özbek Türklerine, Türkiye kapılarını açtı. Ceylanpınar
ilçesine yerleştirilen 3 bin Özbek Türkü artık ‘Urfalı’ oldu.
Semerkand ve Buharalı Özbekistan Türkleri, 1940’lı yıllarda
Rusya’nın Özbekistan’a saldırması sonrası Afganistan’a göç
etti.
1979 yılında Rusya bu kez de Afganistan’a saldırınca Özbek
Türkleri
bir kez daha topraklarından, sevdiklerinden ayrılmak zorunda
kaldı.
Tarih boyu çok zor günler geçiren Özbek Türklerine, 1980
yılında
Türkiye kapılarını açtı. Önce Diyarbakır’a getirilen çok sayıda
Özbek Türkü, daha sonra Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesine
yerleştirildi.
"Onlar artık Urfalı"
Yaklaşık 40 yıldır sınırın sıfır noktasında yaşayan Özbek
Türkleri Şanlıurfa’nın örf ve adetlerine alışsa da kendi
adetlerini
hiçbir zaman terk etmedi. Yaklaşık 3 bin kişinin yaşadığı Özbek
Mahallesi, yemyeşil görüntüsü ile dikkat çekiyor. Birçok çocuk
ise
gözlerini ilk kez Türkiye’de açtı. Esnaflık, çiftçilik,
koruculuk
yaparak geçimini sağlayan Özbek Türkleri, bölgede herkes
tarafından
seviliyor.
“Bu memleketten güzeli hiçbir yerde yok”
Hicreti anlatan Musa Yıldırım, “Bizim aslımız Semerkand-ı
Buhara. Babalarımız oradan geldiler. 100 sene önce Özbekistan’ı
Rus
işgal edince Afganistan’a hicret ettik. Afganistan’ı tekrar Rus
işgal edince Pakistan’a geldik. Daha sonra Türkiye uçakla gelip
bizi aldı. Diyarbakır’a geldik. Sonra Ceylanpınar’da yer
verdiler.
Türkiye Cumhuriyeti’ne her namazın ardından dua ediyoruz.
Hepimiz
bir gemideyiz. Bu gemi batarsa, hepimiz batacağız. Bu memleket
hepimize lazım. Bir askerimizin ayağına taş değse, sana değmiş
gibi
oluyor. Bu memleketten güzeli hiçbir yerde yok. Çiğ köfteye
alışamadım ama Urfa isotunu yemeye biraz biraz alıştım” dedi.
Ailesi ve 10 çocuğuyla Türkiye’de yaşayan Amanullah Kaya ise
Barış Pınarı Harekatı’nı değerlendirdi. Bu başarının
Türkiye’nin
başarısı olduğunu ifade eden Kaya, “Ordumuzun başarısı,
reisimizin
başarısı. Bunun benzerini hiçbir ordu yapamaz, yapmaya da
kudreti
yetmez. Bunu ancak Türk ordusu yapar. Türkiye’de yaşamaktan çok
mutluyum” diye konuştu.
“100 yıl önce Çanakkale’de savaşan ecdadın torunları olarak
Rasulayn’da, Tel Abyad’dayız”
3 bin kişinin yaşadığı Özbek köyünün fırınlarında ise
geleneksel
tandır ekmeği pişiyor. Örf ve adetlerini sürdürdüklerini
belirten
fırıncı Abdulmecit Önder, “Biz Afganistan göçmeni, Özbek
Türkleriyiz. Bizim ailelerimiz oradan göç ederken, biz burada
dünyaya geldi. Doğma büyüme Ceylanpınarlıyız. Kendi
memleketimizin
fırını. ekmeklerimiz tandır ekmeği. Bizim ülkemizde bütün
fırınlar
tandır ekmeği pişirir. Biz geleli 37 sene oldu, hiçbir
adetimizi
bırakmadık. Biz Özbek Türkleri olarak her zaman devletimizin
yanındayız. Özbek hacıları Çanakkale Savaşı sırasında, hacca
giderken, hac yolculuğunu yarıda bırakıp Çanakkale’de savaştılar
ve
orada şehit düştüler. Aradan 100 sene geçti. O ecdadın
torunları
olarak şu anda Rasulayn’da, Tel Abyad’a mücadele veriyoruz.
Operasyonda bizim askerlerimiz aktif bir şekilde. Köyümüzden
çok
sayıda kişi köy koruculuğu yaparak, vatana hizmet etmekte”
ifadelerini kullandı.
Çocukların hayali polis ve asker olmak
Özbek köyünün sokaklarında ise çocuk sesleri hiçbir zaman
eksik
olmuyor. Neredeyse tüm çocukların hayali polis ve asker olmak.
Cenazelerde ise her aile yaptığı yemekleri taziye evine
götürerek,
taziyesi olan ailenin 3 gün boyunca tüm mutfak ihtiyaçlarını
imece
usulü karşılıyor.