Öldürülen Ceren Damar’ın babası açıklamalarda bulundu
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yerleşkesi’nde öldürülen Ceren Şenel Damar’ın babası Mustafa Damar açıklamalarda bulundu. Baba Damar, "Keşif ve planlama yapmış olan katil, Ceren hocanın ardından onun odasına giriyor, beklemeksizin 2 el kalleşçe sırtından ve yakın mesafeden silahla öldürücü bölgelere ateş ediyor. Yere yığılan Ceren hocaya 28,5 santim uzunluğundaki özel imal edilmiş bıçakla 17 bıçak darbesi vuruyor” dedi.
Abone olÇankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yerleşkesi’nde öldürülen
Ceren Şenel Damar’ın babası Mustafa Damar açıklamalarda bulundu.
Baba Damar, "Keşif ve planlama yapmış olan katil, Ceren hocanın
ardından onun odasına giriyor, beklemeksizin 2 el kalleşçe
sırtından ve yakın mesafeden silahla öldürücü bölgelere ateş
ediyor. Yere yığılan Ceren hocaya 28,5 santim uzunluğundaki özel
imal edilmiş bıçakla 17 bıçak darbesi vuruyor” dedi.
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yerleşkesi’nde kopya
çektiği anlaşılan Hasan İsmail Hikmet tarafından odasında 2 Ocak
2019’da silahla vurularak katledilen Ceren Damar Şenel’ın babası
Mustafa Damar basın toplantısı düzenledi. Baba Damar, "Ancak
soruşturmanın tamamlanması ve mahkemeye intikal etmiş olması
nedeniyle artık, eksik olan bilgilerin tamamlanması, yanlış olan
bilgilerin düzeltilmesi ve bilinmesi gerekenlerin de kamuoyunun
öğrenme hakkı kapsamında paylaşılmasında ve topluma ibret olmasında
fayda mülahaza ediyor ki bir daha böyle vahşetler yaşanmasın,
toplum böyle canileri bünyesinde barındırmasın” diye
konuştu.
Yaşanan olayın gelişimini paylaşan Damar, “Medeni Usul Hukuku
sınavında Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel ile birlikte bir
erkek araştırma görevlisi sınav gözetmeni olarak görevlidirler.
Sınav başladıktan 15 dakika sonra katilin başını önüne eğerek masa
üzerinde bulunan ve mürekkepli kısmı çıkarılmış, içine kopya
kağıtları yerleştirilmiş 5 tane şeffaf kalemden kopya çektiğini
Ceren hoca fark ediyor. Ceren hoca, katili eyleminden vazgeçirmek
için fark edildiğini anlasın ve vazgeçsin düşüncesiyle sessizce
birkaç kez katilin yanına gidip geliyor. Ancak, o güne kadar
hayatını kopyayla kazanmaya çalışan katil, vazgeçmiyor ve kopya
çekmeye devam ediyor. Ceren hoca, pişkin pişkin kopya çekmeye devam
eden katile kopyaları alayım diyor. Katilin kimliğini ve sınav
kağıdını alarak, kürsüde bulunan diğer gözetmenin yanına katille
birlikte sessizce gidiyor. Diğer gözetmen de kopya malzemelerini
inceleniyor ve kopya olayını Dekan’a bildirilmesini Ceren hocadan
rica ediyor. Ceren hoca, sınavın huzurunu bozmamak için koridora
çıkıyor ve Dekanı cep telefonundan arıyor, kopya olayını
bildiriyor. Dekan, tutanak tutulması ve öğrencinin salondan
çıkarılması talimatını veriyor. Ceren hoca tekrar sınav salonuna
geliyor ve Dekan’ın talimatlarını iletiyor. Ceren hoca koridorda
telefon görüşmesi yaparken katil, salonda bulunan diğer sınav
gözetmenine ’tutanak tutulmasa’ diyor. Diğer gözetmen ’tutmak
zorundayız’ diyor. Katil, ’kalemlerden üçünü dördünü geri alabilir
miyim?’ diyor, diğer gözetmen delilleri idareye vermek zorundayız,
diyor. Başkaca hiç bir tartışma ve konuşma olmadan kopya tutanağı
tutuluyor, katil sessizce sınav salonundan çıkıyor. Ceren hoca ve
diğer gözetmenin huzurunda sınav salonunda sınav süresinde başkaca
bir olay yaşanmıyor ve sınav sükunetle tamamlanıyor” sözlerini
kullandı.
Arkadaşına “öldüreceğim” demiş
Katilin, sınav salonundan çıktıktan sonra üniversite otoparkında
bir arkadaşıyla buluşup Ceren Damar’ı öldüreceğini söylediği
aktaran Damar, “Katile arkadaşı; ‘eve neden gidiyorsun daha iki
sınavın var gereksiz hareketler yapma sınavına gir boş geçme’
diyor. Sonra arabasına binip üniversiteden ayrılıyor. Arkadaşı,
katilin söylediklerini yapacağına inanmıyor. Çünkü her zaman
hocalarına; bunlar ölseler de kurtulsak gibi sözler söyler,
hocalara sinkaflı küfürler eder ve daha sonrada gülüp geçermiş.
Katil, arabasıyla Gölbaşı’nda bulunan evine gidiyor. Babasına ait
Star marka tabanca ile kesici kısmı 16,5 santim, sap kısmı 12 cm
özel yapılmış 28 santimlik bıçağı alarak üniversiteye dönüyor.
Katil, üniversiteye döndükten sonra girmesi gereken 2 sınava
girmiyor, Ceren hocayı öldürmek için keşif ve planlama yapıyor.
Ceren hoca, öğleden sonra gözetmenlik görevi yaptığı sınavlara
giriyor. Son gözetmenlik görevini saat 17.00’de bitiriyor. Saat
17.00’den sonra Ceren hoca odasına geliyor. Keşif ve planlama
yapmış olan katil, Ceren hocanın ardından onun odasına giriyor,
beklemeksizin 2 el kalleşçe sırtından ve yakın mesafeden silahla
öldürücü bölgelere ateş ediyor. Yere yığılan Ceren hocaya 28,5
santim uzunluğundaki özel imal edilmiş bıçakla 17 bıçak darbesi
vuruyor. Silah sesi ve inleme sesi üzerine 2 hoca Ceren hocanın
odasına koşuyor, katilin bir eli havada bıçaklamaya devam ettiğini
suçüstü yapıyorlar. Hocaları gören katil, soğukkanlı bir şekilde
bıçağı kılıfına sokuyor ve başarmış edasıyla odadan sakince
çıkıyor. Hocaların olayın şokunu üzerlerinden atması üzerine,
"yakalayın" diye bağırıyorlar ve ondan sonra katil koşmaya
başlıyor. Bir öğrenci katili etkisiz hale getirmek için elindeki
kitabları atıyor, başka bir öğrenci kovalamaya başlıyor. Üniversite
dışında sokak araları dahil 1,5 kilometre kovalıyor. Katil,
kovalayan öğrenciyi durdurmak için ona silahla 2 el ateş ediyor.
Öğrenci korkup kovalamayı bırakıyor. Katil, öyle vahşice, canice,
eziyet çektirerek Ceren hocayı katlediyor ki Ceren hoca hastaneye
dahi götürülemiyor olay yerinde hayatını kaybediyor” şeklinde
konuştu.
"İnsan katil olarak doğmaz"
İnsanın katil olarak doğmadığını ve bir günde de katil
olmadığına dikkat çeken Damar, “Aile, çevre ve hatta toplumun
çeşitli kurumları ve yetkilileri bir kişinin katil olması için
bilerek ya da bilmeyerek, belki de istemeden katil olması, şiddet
uygulaması için onu destekliyor, önünü açıyorlar, çaba sarf
ediyorlar. Katilin annesi Hatice Hikmet 2010 yılında bir gazeteye
verdiği mülakatta; ’Biz çocuklarımızı yarı polis gibi
yetiştiriyoruz’ diyor. Henüz 14-15 yaşında olan birinin ailesi
tarafından yarı polis gibi yetiştirilmesi ne demektir? Size
çocuklarınızın yarı polis gibi yetiştirilme yetkisini kim verdi?
Sen kendin polis gibi yetiştin mi ki çocuklarını yarı polis gibi
yetiştiriyorsun. Ceren Damar’ın katledilmesi olayını
incelediğimizde cinayetin çok soğukkanlı bir şekilde işlendiği,
canavarca hislerle ve eziyet çektirerek işlendiği, planlayarak
işlendiği açıkça görülmektedir. Hepinizin bildiği bir söz vardır;
yarım hekim candan, yarım imam dinden eder işte böyle annenin
yetiştirdiği yarım poliste insan katleder. Burada, katilin katil
olmasında ailenin büyük etkisi olduğunu düşünüyorum” cümlelerini
kullandı.
Katil Hasan İsmail Hikmet’in, eski kız arkadaşının mahrem
fotoğraflarını sosyal medyada yayarak, özel hayatın gizliliğini
ihlal etmekten davası bulunduğunu da hatırlatan Damar, "Failin
cinayetten önce de son derece kadınlara karşı ahlaksız ve suça
eğilimli bir kişi olduğu göstermektedir. Hukukçuların ifade ettiği
gibi savunma hakkı kutsaldır. Bu ne demekse? Katilin ve ailesinin
olayın başından itibaren çelişkilerle dolu ifade vermeleri, delil
karartmaya çalışmaları ve nihayet olaydan tam 4 ay geçtikten sonra,
katilin ilişkimiz vardı demesi. Artık savunma hakkını geçmiş,
canice, alçakça katledilen kızımın, bir ölünün hatırasına
saldıracak şekilde iftiraya dönüşmüştür. Bu katilin resmi ve gayri
resmi akıl hocalarının hukuk dışı, akıl dışı, ahlak dışı, mantık
dışı insanlık dışı en cahil insanın dahi başvurmayacağı bir adilik,
alçaklıktır. Akıl hocası; hırsızın, katilin tecavüzcünün
kurtarıcısı olamaz. Bedeli ne olursa olsun bu para karşılığında
yapılmaz. Bu insanlığın görebileceği en alçak seviyedir. Böyle bir
iftirayı atmak için be ahlaksız elinde, belge, bilgi, mesaj,
fotoğraf neyse ortaya koyman gerekir. Bende söyleyeyim o zaman
katil hapishanede hamile kalmış. Kızımla ilgili bu iftira bizi hiç
etkilemedi etkilemez de” ifadelerine yer verdi.
Katilin annesi FETÖ’den ihraç edildi
Katilin annesinin ve babasının polis olduğu hatırlatan Damar,
"Katilin babası emeklidir. Katilin annesi Hatice Elçi Hikmet 3 Ocak
2019 tarihinde olayın oluşundan bir gün sonra, verdiği kendi
ifadesinde; ’2016 yılında FETÖ üyeliğinden dolayı meslekten ihraç
oldum’ diyor. Olayın olduğu tarihte kendi ifadesine göre FETÖ’den
ihraçtı, buna rağmen polis gibi davranıyor. Emniyet mensubu gibi
davranıyor. Emniyet mensubu bazı polislerde katil ve ailesine
emniyet müdürlüğü çalışanı gibi muamele ediyorlar” iddialarını
belirtti.
Katilin otomobilin annesi tarafından götürüldüğü iddiası
Katilin otomobilinin aranmadan annesi tarafından alınmasına,
polisin izin verdiğini ileri süren baba Mustafa Damar, "Belirtmek
gerekir ki polisler olay mahalline ambulanstan bile önce intikal
etmiş olmasına rağmen, katilin aracında arama yapmamışlardır. Savcı
bey, katilin otomobilinin aranması emrini verdiği halde, hiç
aranmadan polislerin katilin aracını ailesine vermiş. Annesi aracı
alıp götürmüş. Araç kaçırıldığı halde yerinde olmadığı halde sanki
araç aranmış gibi gerçeğe aykırı tutanak tutulmuştur” ifadelerine
yer verdi.
Katilin otomobilinin torpidosunda, katil tarafından yazılmış bir
intihar mektubu bulduğunu hatırlatan Damar, "Sözde intihar mektubu
incelendiğinde, mektubun sonunda ‘Silahla planlayarak asla
öldürmedim. Tamamen o anki sinirlerimle hareket ederek oldu hepsi’
şeklinde bir ifade bulunduğu görülmektedir. Bu ifadeden, mektubun
olaydan sonra yazıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Zira metin içinde
kendini öldüreceğinden bahseden bir kimsenin, başka birini
öldüreceğini bilmişçesine onu ‘asla planlayarak öldürmediğinden’
söz etmesinin her türlü mantıki izahtan uzak olduğu açıktır. Sen
müneccim misin? Katilin olaydan sonra otomobiline hiç binmediği,
olaydan bir saat sonra yakalandığı ve polis denetiminde gözaltında
olduğu aşikardır. Bu durumda sözde intihar mektubunun polis
gözetimindeyken polisin göz yumması ve yardımı ile yazıldığı
değerlendirilmektedir” iddialarını ileri sürdü.
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü Raporu
Olay günü tarihinde polis tarafından tutulan tutanağı okuyan
Damar, “Siyah renkli sap kısmı 12 cm olan, kesici kısmı 16,5 santim
olan kesici kısmı üzerinde Madein AUSTRIA 78 ibareli bıçağı biz
görevlilere teslim etmiştir ifadesi yer almaktadır. Ankara Kriminal
Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün olaydan bir ay sonra 1 Şubat 2019
tarihinde düzenlediği Uzmanlık Raporu’nda; ‘Namlusunun sol yan
yüzeyi üzerinde ‘Made in AUSTRIA 78’ ibareleri bulunan, siyah
renkli plastik saplı, yaklaşık 16 santim uzunluğunda, tek ağızlı,
sırtı küt, sivri uçlu namluya haiz bir 1 adet bıçak ve bir 1 adet
plastik kın’ ifadesi yer almaktadır. Olayın hemen akabinde konunun
uzmanı olmayan polis memuru tarafından tutulan sap kısmı 12 cm
olan, kesici kısmı 16,5 cm olan bıçak şeklinde tarif edilirken,
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün düzenlediği
Uzmanlık Raporu’nda ise bıçakla ilgili olarak yaklaşık 16 cm.
uzunluğunda ifadesi bulunmaktadır. Uzmanlık Raporunda milimetrik
ölçü ve özellikler belirtilmesi gerekirken yaklaşık 16 cm gibi
üstünkörü, basit bir ifade kullanılmış ve sonucunda bıçağın ’6136
Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yasak niteliği haiz bıçaklardan
olmadığı’ kanaati bildirilmiştir. Suça konu bıçağın salt saldırı
amacıyla üretilmiş bir bıçak olduğu su götürmez biçimde açık olduğu
halde emniyet birimleri tarafından tanzim edilen raporda gerek
bıçağın özelliklerinin üstünkörü ve özensiz tasvir edilmesi gerekse
bıçağın ’6136 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yasak niteliği haiz
bıçaklardan olmadığı’ kanaatinin hiçbir suretle
gerekçelendirilmemiş olması raporun failin daha az ceza almasına
matuf bir telkin ile hazırlandığı ihtimalini düşündürmektedir. Bu
ekmek bıçağı değil. Meyve bıçağı değil. Profesyonelce saldırı
amaçlı üretilmiş bir bıçak” cümlelerine yer verdi.
Baba Damar, katilin kaçtığı görüntülerin yeterince
toplanmadığını da öne sürdü.
"Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum gibi beylik laflar
etmeyeceğim” diyen baba Damar, “TCK’da var olan en ağır ceza
Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası. Aslında pratikte böyle bir
ceza yok. Uygulamada Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yok.
Hakim Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına karar veriyor. Hiçbir
indirim olmadığı takdirde bunun infaz yasasına göre uygulaması 30
yıl. Takım elbise markası, kravat markası indirimi olmadan yatacağı
maksimum süre 30 yıl. Bu mu tecellisini beklediğiniz adalet. Bu mu
benim kızımın hayatının karşılığı” sözlerini kullandı.
27 Eylül 2019 ilk duruşma
Savcılık makamının yürüttüğü çalışma sonucu 7 ay gibi bir süre
sonunda hazırlanan iddianamede Hasan İsmail Hikmet hakkında,
tasarlayarak öldürme, canavarca hisle veya eziyet çektirerek
öldürme ve kamu görevlisini yapmakta olduğu görevinden dolayı
öldürme suçlarını işlediği gerekçesiyle Ağırlaştırılmış Müebbet
Hapis Cezası istendi. Olaya ilişkin ilk duruşma ise 27 Eylül 2019
Cuma günü saat 09.00’da gerçekleştirilecek.