Anasayfa /  Foto Galeri

Koronavirüs karantinasında iştah neden açılır? Neden sürekli yemek yeme isteği doğar?

Bireylerin koronavirüs salgını nedeniyle korku ve güvensizlik duyup, kendilerini yemek yemeye verebileceği uyarısı yapan Doç. Dr. Demirkaya, “Güvende hissedip mutlu olmak için yiyoruz. Yaşananların nedeni duygusal açlık” dedi.

Koronavirüs karantinasında iştah neden açılır? Neden sürekli yemek yeme isteği doğar? - Sayfa 1

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle evlere kapandığımız şu günlerde pek çok kişi kendisini yemek yemeye verdi.

İştahının kapandığını söyleyenler olsa da, toplumun büyük bölümü iştahın açılmasından şikayet etti.

Whatsapp grupları yemek tarifleriyle dolarken, sosyal medyada sık sık hünerli ellerin mutfak görüntüleri paylaşılır oldu.

Koronavirüs karantinasında iştah neden açılır? Neden sürekli yemek yeme isteği doğar? - Sayfa 2

Tecrit sürecinde normal düzeninde yediğinden çok daha fazla gıda tükettiğinden yakınanlar, yemek yeseler de gözünün bir türlü doymadığından dert yandı.

Aslında tüm bu yaşananlar, psikolojik olarak anlam ifade ediyor.

Zira bireyler, koronavirüs tecridi altında geçen günlerde yiyerek doyum sağlamaya, bazı duygularını bu şekilde tatmin etmeye çalışıyor.

Koronavirüs karantinasında iştah neden açılır? Neden sürekli yemek yeme isteği doğar? - Sayfa 3

Güvensizlik duygusu ve duygusal açlık ilişkisi

Bu süreçte yaşanan açlık hissini “duygusal açlık” olarak tanımlayan Doç. Dr. Sevcan Karakoç Demirkaya’ya göre durum tamamen psikolojik.

Karantina günlerinde yemek yemekteki amacın açlığı gidermek değil, güvende hissetmek olduğunu belirten psikiyatrist Demirkaya, “Aslında açlık diye bir şey yok, karın acıktığı için yenilmiyor. Birden bire başlıyor. Birden tıkanırcasına yeme, tüketme şeklinde sürüyor. Anksiyete, kızgınluk, depresyon gidi dönemlerde duygusal yeme atakları daha fazla olur. Sonrasında yeme bozukluğuna dönerse işte o zaman çok dikkat etmek gerekir” diyor.

Koronavirüs karantinasında iştah neden açılır? Neden sürekli yemek yeme isteği doğar? - Sayfa 4

“Dünya sandığımız kadar güvenilir bir yer değilmiş”

Doç. Dr. Sevcan Karakoç Demirkaya’ya göre yaşananların nedeni güvensizlik hissi:

Oral doyum (ağızdan beslenme) bizim bebeklik dönemimizden gelen bir durum. Regresyon denilen zor ve içinden çıkılamaz durumlarda geriliriz. Hastalanınca annemizin bakımını isteriz. Buna  regresyon deniliyor. Biz dünyaya ait güven duygusunu aslında bebeklikte, bir yaş döneminde elde ediyoruz. Şu anda öğrendik ki dünya sandığımız kadar güvenilir bir yer değilmiş! Ve herkes eşitmiş...