Anasayfa /  Popüler  /  Kim kimdir

Binyamin "Bibi" Netanyahu kimdir?

Netanyahu İsrail doğumlu ilk başbakandır. 21 Ekim 1949 doğumlu Binyamin "Bibi" Netanyahu İsrail'in mevcut Başbakanlığının yanı sıra Likud Partisi’nin başkanlığı, İsrail parlamentosu milletvekilliği, İsrail Dışişleri Bakanlığı görevlerini yürütmektedir.

Abone ol
Abone ol 19 Kasım 2017 21:49

Netanyahu İsrail doğumlu ilk başbakandır. 21 Ekim 1949 doğumlu Binyamin "Bibi" Netanyahu İsrail'in mevcut Başbakanlığının yanı sıra Likud Partisi’nin başkanlığı, İsrail parlamentosu milletvekilliği, İsrail Dışişleri Bakanlığı görevlerini yürütmektedir.

Netanyahu, İsrail doğumlu ilk başbakandır. 1967 Altı-gün Savaşında, İsrail Güvenlik Kuvvetleri’ne katıldı ve Sayeret Matkal özel biriminde takım lideri oldu. Birçok operasyonda görev aldı. Bu operasyonların içinde; Hediye operasyonu ve omzundan vurulduğu İzotop Operasyonu vardır.

1973 yılında Yom Kippur Savaşı’nda ön cephede savaştı, Süveyş kanalı boyunca yapılan baskınlarda görev aldı ve Suriye sınırlarının içinde gerçekleşen Komando saldırısında liderlik yaptı .

Terhisinden önce yüzbaşı rütbesine ulaştı. Netanyahu, 1984 yılından 1988 yılına kadar Birleşmiş Milletler İsrail Elçiliği yaptı, Likud Partisi’nin başkanlığı yaptı ve 1996-1999 yılları arasında başbakanlık yaptı.

Netanyahu, 1999 yılı başbakanlık seçimlerinde, Ehud Barak’a yenildikten sonra politikadan çekildi. 2002 yılında dış ilişkiler bakanı (2002-2003) ve Finans Bakanı (2003 – Ağustos 2005) olarak Ariel Şaron hükümetleri altında görev aldı, fakat, Gazze’den geri çekilme Planı’ndan kaynaklanan anlaşmazlıkla birlikte ayrıldı.

Şaron’un yeni bir parti kurmak için Likud Partisi’nden çekilmesiyle, 20 Aralık 2005 yılında tekrar Likud Partisi’nin başkanlığına geçti.

2006 seçimlerinde Likud çok başarılı olamadı ve sadece 12 koltuk kazandı. 2006 Aralık’ta Netanyahu resmi olarak Knesset’te muhalefet lideri ve Likud Partisi’nin başkanı oldu. Ağustos 2007’de Moşe Feiglin’i yenerek parti başkanlığı seçimlerini kazandı.

10 Şubat 2009 parlamento seçimleriyle birlikte, Likud ikinci parti oldu ve sağ partiler çoğunluğu kazandı. Netanyahu bir koalisyon hükümeti kurdu [5][6]. Netanyahu’nun kardeşi, İsrail Özel Güçleri kumandanı Yonathan Netanyahu, 1976 yılında, terörle mücadele rehine kurtarma operasyonunu yönetirken öldü. Diğer kardeşi İddo Netanyahu, oyun yazarlığı yapmaktadır.

İlk Başbakanlığı 1996-1999

Arka arkaya intihar bomba saldırıları güvenlik için Likud’un pozisyonunu güçlendirdi. Hamas bu saldırıların büyük bir kısmını üstlendi. Başbakan olarak Netenyahu Oslo barış süreciyle alakalı birçok soru ortaya attı. Ana noktalardan birisi Oslo görüşmelerindeki müzakerelerin aşama aşama olarak sürdürülmesi konusundaki anlaşmazlıktı ve bu Kudüs’ün durumu gibi ana konularda Filistinlere herhangi bir karar alınmadan önce imtiyazlar verilmesi gerektiğini öngörüyordu. Oslo destekçileri çoklu aşama yaklaşımının Filistinliler arasında iyi niyet oluşturacağını ve daha sonra ana sorunlar ortaya çıktığında Filistinlileri uzlaşmaya sürükleyeceğini iddia ediyordu. Netenyahu verilen bu ödünlerin hiçbir olumlu geri dönüt alınmadan sadece aşırı uç görüşteki elementlere cesaret vereceğini söyledi. İsrail’in verdiği ödünlere karşın Filistin’in iyi niyetini anlamak adına dişe dokunur bir hamle çağrısında bulundu. Netanyahu’nun başbakanlık süreci barışın yavaşladığı bir dönem oldu.

Politik olarak darboğaza giriş ve bundan kurtuluş 2000-03

Binyamin Netanyahu Vladimir Putin ile, Moskova’daki Yahudi Halk Merkezinde, Aralık, 2000

2000’lerin sonuna doğru Barak hükümetinin düşüşüyle, Netenyahu politikaya dönmek istediğini ifade etti. Yasa gereği, Barak’ın istifası sadece başbakanlık seçimlerinin önünü açıyordu. Netenyahu ise bunun yerine genel seçimlerin yapılması gerektiğini aksi takdirde sağlam bir hükümet kurulamayacağını söylüyordu. Sonuçta Netenyahu başbakanlık seçimlerine girmemeye karar verdi, bu durum ise Netenyahu’dan daha az popüler olan Ariel Şaron’un sürpriz bir şekilde yükselişini sağladı.

2002’de İsrail İşçi Partisinin koalisyondan ayrılmasının ardından dış işleri bakanlığı koltuğu boşaldı ve başbakan Şaron, Netanyahu’yu dış işleri bakanı olarak atadı.

9 Eylül 2002’de Netanyahu’nun Montreal’de Concordia Üniversitesinde önceden planlanan konuşması yüzlerce Filistinlinin protestosu sebebiyle iptal edildi. Süreç boyunca otelinde kalan Netenyahu, aktivistleri terörizme destek verdikleri için suçladı. Netenyahu Likud seçimlerinde Sharon’a meydan okudu ama başarılı olamadı.

Ekonomi Bakanlığı

2003 İsrail meclis seçimlerinden sonra birçok kimseye sürpriz gelse de Sharon Dış İşleri Bakanlığını Silvan Shalom’a, Ekonomi Bakanlığını ise Netanyahu’ya teklif etti. Bazı uzmanlar Sharon’un bu hareketini Netanyahu’yu dış işleri bakanı koltuğunda politik bir tehdit olarak gördüğü için yaptığını ve onu bilerek belirsiz olan ekonominin başına getirdiğini böylece popülaritesini düşüreceğini iddia ettiler. Netanyahu bakanlıkta bağımsız kararlar alabileceği şartıyla bu görevi kabul etti. Ekonomi bakanlığı süresince İsrail’in el-Aksa İntifadası dönemindeki kötü durumunun üstesinden gelmek için bir ekonomik plan ortaya koydu. Plan daha çok daha liberal bir pazarı içeriyordu. Netanyahu uzun zamandır çözülemeyen birkaç konuda özellikle bankalar sistemi konusunda başarı gösterdi. Buna karşın İşçi partisindeki rakipleri Netanyahu’nun yaptıklarını İsrail Sosyal güvenlik ağına Thatcher vari bir saldırı olarak algıladı.Netanyahu 2004’de Gazze planı referanduma götürülmezse istifa etmekle tehdit etti,ama daha sonra ultimatonunu kaldırdı ve Knesset’teki programı oyladı. 2005 Ağustos’unda ise İsrail kabinesi Gazze’den çekilme planını onayladıktan kısa bir süre önce istifasını verdi. Bundan kısa bir süre sonra İtalya’nın ekonomi bakanlığı teklifini geri çevirdiğini söyledi.

Likud ve Muhalefetin Lideri 2005-09

Sharon’un Likud’den geri çekilişini takiben, Netanyahu Likud için en güçlü lider adaylarından biriydi. Likud liderliği için bundan önceki denemesi 2005 Eylül’ündeydi. 20 Ararlık 2005’de oyların yüzde 47sini alarak liderliği aldı. Mart 2006 Knesset seçimlerinde Likud Kadima ve İşçi partisinin arkasından üçüncü sırada yer aldı muhalefet lideri olarak görev yaptı.

Ağustos 2007’de Netanyahu yeniden Likud’un başkanı olarak seçildi ve bundan sonraki başbakanlık seçimlerinde yüzde 73’lük oyla aday gösterildi, bu seçimlerde Moshe Feiglin ve Dünya Likud Başkanı Danny Danon’u açık ara geride bıraktı[3]. Netanyahu Knesset’teki diğer muhalifler gibi 2008 İsrail-Hamas ateşkesine karşı çıktı. Özellikle Netanyahu. Bunun bir rahatlama değil olsa olsa Hamas’ın yeniden silahlanması için bir fırsat olduğunu söyledi.

Netanyahu, 2009 Şubat’ında yapılan meclis seçimlerinde Likud’un başbakan adayıydı. Tzipi Livni’nin koalisyonu oluşturamaması Likud’u anketlerde önde gösteriyordu ama İsrail seçmeninin 3’de biri kararsızdı.

Gerçek seçimlerde Likud en fazla sandalyeyi alan ikinci parti oldu, Livni’nin partisi bir sandalyeyle Likud’u geçti. Buna rağmen sağ kanat partilerin çoğunluğu alması sebebiyle, Netanyahu zafer ilan etti. Sağ partilerin çoğunluğun yüzde 65 ini kazanmasına rağmen, Netanyahu geniş merkezli bir koalisyon tercih etti ve Livni’nin Kadima’sına döndü, ama barış sürecindeki izleyecekleri görüş farkı sebebiyle birliktelik gerçekleşmedi. Bu defa daha küçük bir rakibi olan işçi partisine yöneldi ve anlaştı.

Politik pozisyonları

Oslo Görüşmeleri

Oslo görüşmelerinin başından beri, Netanyahu, uzlaşmaya karşı çıktı. 90’ların sonuna doğru olan başbakanlık döneminde, Netanyahu, kendinden önce Oslo barış sürecine olumlu bakan hükümetlerin barış sürecine olan katkılarından geri adımlar attı. Amerika’lı barış elçisi Dennis Ross bu durum üzerine, “Ne Başkan Clinton ne de dışişleri bakanı Madeleine Albright Bibi’nin barışa karşı gerçek bir ilgisi olduğuna inandı” dedi. 2001 yılında, Netanyahu, kaydedildiğinin farkında olmayan bir videoda, “Seçimlerden önce bana, Oslo görüşmelerini tanıyıp tanımayacağımı sordular, yaparım dedim, ama, ben uzlaşmaları 67’deki sınırlara doğru gitmeyi durdurmak olarak görürüm. Kimse bize belirlenmiş askeri bölgelerin ne olduğunu söylemedi. Belirlenmiş askeri bölgeler, güvenlik bölgeleridir ve benim bildiğim kadarıyla, bütün Ürdün Vadisi askeri bölge olarak adlandırılıyor, hadi çıkın bu işin içinden.”

İkinci Başbakanlık döneminden önce

Netanyahu, Amerika’nın desteklediği barış görüşmelerini zaman kaybı olarak adlandırdı. Bunun yanı sıra, 2009 yılındaki bir konuşmasında kadar, diğer İsrailli liderlerin aksine iki-devlet çözümüne karşı çıktı. Verdiği beyanlarda, politik ve diplomatik konularda tartışmadan ziyade, ekonomik barış olarak adlandırdığı, ekonomik işbirliğini savundu. Bu yaklaşım, Barış Vadisi Girişimi’ndeki önemli fikirlerle oldukça alakalıydı. Bu yaklaşımını, bir tartışmada önceki ABD Dışişleri bakanı Condoleezza Rice a açıkladı ve İsrail’deki seçimler yaklaşırken, bu yaklaşımı savunmaya devam etti.

 Netanyahu;




Şu anda, barış görüşmeleri sadece barış görüşmelerinin yapılması üzerine. Çok uzayacak bu konu üzerine konuşmanın bir anlamı yok. Olay, Kudüs ya da fiyasko, ya da Filistin’li mültecilerin geri dönme hakkı ya da fiyasko. Bu başarısızlığa götürdü ve büyük bir ihtimal tekrar başarısızlığa götürecek… Politik bir sürecin yanı sıra, ekonomik alanda da barışı savunmalıyız. Bunun anlamı, Filistin ekonomisinin zayıf alanlarını güçlendirmeliyiz ve bunu da hızlı büyümeyle gerçekleştirmeliyiz. Bu hızlı ekonomik gelişme, bir Filistinli de barışa isteği doğuracaktır ve barışı elde etmede herkese yardım edecektir 




Şubat 2009 seçimlerinden önce, Ocak ayında, Netanyahu, Orta Doğu elçisi Tony Blair’a, Ariel Şaron ve Ehud Olmert hükümetlerinin politikasını sürdürüp, Batı Şeria’daki yerleşim alanlarını genişletmeye devam edeceğini ama yenilerini oluşturmayacağını iletti.




Yorumlar