Anasayfa /  Keyifli Haberler

Sana Yüz Dolar

Abone ol
Abone ol 04 Mart 2019 11:29

Sana Yüz Dolar

Temel bır gün sevgilisle buluşmak için bır otelde en lüks daireyı kiralar ve sevgilisini beklemeye koyulur derken karnını ağrıdığını hisseder ve başlar tuvalet aramaya ama nafile bulamaz odaya döner ve aklına bı şeytanlık gelır kendi kendine habu yatağın çarşafına yapayım sonra burdan aşağı atarum zaten aşağı düşene kadar kaybolur ve işini halleder başlar çarşafı sallamaya pencereden aksilik bu ya elinden çıkar ve tavana yapısır bunu gören temel aceleyle hizmetçıyi çağırır ve ha şu tavanı göreyımısun der orayı temızlersan sana yüz dolar vereceğum der tavana bakan hızmetçı şaşıp kalır başlar kafasını kaşımaya efen dim siz bana oraya nasıl sıçtığınızı söylersenız ben size iki yüz dolar vereceğim der…



BONUS FIKRA



Onun Her İşi Terstir



Nasreddin Hoca’nın bütün gayretlerine rağmen malesef kötü huylarından vazgeçiremediği bir yakını varmış. Namazdan sonra camiden çıkmakta olan cemaate doğru bir çocuk koşarak gelmiş ve o adamın suya düştüğünü haber vermiş.

– “Falanca kişi ırmak kenarında gezerken ırmağa düştü. Azgın sularla boğuşuyor” demiş.

Hoca birkaç arkadaşıyla birlikte koşarak ırmak kenarına gelmiş ve suyun geldiği tarafa doğru ilerlemeye başlamış.

Köylüler:

– “Su öbür yana doğru akıyor Hocam” demişler. “Aşağıda aramak gerekmez mi?”

Hoca başını sallamış;

– “Bu adamın ne aksi, ne ters biri olduğunu siz bilmezsiniz. Onun her işi terstir” demiş.



Diktatör ve Falcı



Memleketin birinde bir diktatör falcıya gider. Falcı konsantre olarak gözlerini yumar ve konuşur;

─ Sizi büyük bir caddeden üzeri açık bir araba ile geçerken,halkın yaptığı tezahüratı görüyorum…

Diktatör her zamanki gibi pis pis sırıtır ve sorar;

─ Peki halk memnun mu gözüküyor?

─ Evet her zamanki gibi.

─ Halk arabanın etrafında koşuşturuyor mu?

─ Evet arabanın etrafında deliler gibi koşturuyorlar, polis yolu açmakta zorlanıyor.

─ İnsanlar bayrak, pankart taşıyorlar mı?

─ Evet, her taraf bayrak, bir sürü de ümit ve güzel bir gelecekten söz eden pankart taşıyorlar.

─ Sahi mi!? İnsanlar bağrışıp, neşe içinde, şarkı ve türkü de söylüyorlar mı?

─ Evet, insanlar ümit dolu ve güzel bir gelecek vadeden cümleler sarf ederek bağırıyorlar, şarkılar, türküler söyleyip çılgınca eğleniyorlar, hoplayıp, zıplıyorlar sevinçten…

─ Peki, ben bu hareketlere nasıl bir tavır gösteriyorum?

─ Bunu göremiyorum, efendim maalesef.

─ Niçin?

─ Çünkü tabutun kapağı kapalı!!!



Yemekte Ne var



Temel artık Fadime’nin eskisi kadar iyi duymadığından yakınıyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş.

Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş.

Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış, doktor Fadime’nin ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için Temel’e basit bir yöntem önermiş;





─ Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla.

O akşam Fadime mutfakta akşam yemeğini hazırlarken Temel işlemi uygulamaya koymuş.

40 adım uzaklıktan Fadime’ye normal bir konuşma tonuyla seslenmiş;

─ Fadime bu akşam yemekte ne var?

Ses yok.

Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış;

─ Fadime bu akşam yemekte ne var?

─ Hala ses yok

Temel mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış;

─ Fadime bu akşam yemekte ne var?

─ Yine cevap alamamış.

Bu sefer Fadime’ye iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş;

─ Fadime bu akşam yemekte ne var?

─ Ula Temel, beşinci kez söylüyorum, yemekte tavuk var.



Temel ve Boğaz Köprüsü



Boğaz turu düzenleyen Temel’in teknesinde Amerikalı bir turist vardır.

Gezinti esnasında Amerikalı turist tarihi bir yapıyı göstererek sorar;

─ Bu bina ne kadar zamanda yapılmış? diye soruyor.

Temel;

─ Beş yıl, diye cevap veriyor.

Amerikalı Turist;

─ Yazık, bizde olsa bir yılda yapılırdı, diyor.

Biraz sonra filan camiyi görüyor;

─ Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor.

Temel;

─ İki yıl, diye cevap veriyor.

Amerikalı turist;

─ Yazık be, bizde olsa üç ayda biterdi, diyor.

Temel iyice uyuz oluyor Amerikalıya. Ama bişey de diyemiyor.

Biraz sonra bir tarihi yapı daha görüyorlar… Yine soruyor Amerikalı turist, Temel de “iki ay” diye cevap veriyor.

Adam yine “yazık be, bizde olsa bir haftada biter” diyor.

Temel iyice deliriyor, tam o sırada tekne Boğaz Köprüsü’nün altından geçmektedir.

Adam yukarıyı göstererek;

─ Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diye soruyor bu defa.

Temel başını kaldırıp şaşkın şaşkın bakıyor köprüye;

─ Hangisi? Bu mu? Bilmem, bu dün burada yoktu!!!


Yorumlar