Anasayfa /  Keyifli Haberler

Ormancı ormanda giderken kadın

Abone ol
Abone ol 09 Aralık 2018 08:50

Ormancının biri günlük kontrollerini yaparken, bir kadının elindeki küçük baltayla ağaçlardan dal kestiğini görmüş.

Hemen müdahale etmiş.

“Bir dal daha kesersen…” “Eeee” demiş kadın.

Ormancı düşünmüş… “Yatırır m.ikerim.”

Bunun üzerine kadın bir dal daha kesmiş.

Ormancı da sözünü tutmuş.

Muamele kadının hoşuna gitmiş ve kalkar kalkmaz bir dal daha kesmiş.

Ormancı yine sözünü tutmuş.

Kadın hem gidiyor hem önüne çıkan ağaçlardan dal kesiyor ve ormancı tarafından cezalandırılıyormuş.

Bu işlem üç beş kez tekrarlanmış.

Tabii bu arada ormancıda derman kalmamış.

Kadın ise dal kesmeye devam ediyormuş.

Ormancı, son dalı kestikten sonra yine cezalandırılmayı bekleyen kadına dönmüş ve

“Valla, buradan sonrası Ali ormancının mıntıkası” demiş.b

Bonus Fıkra

Kavuk Nerede?

Nasrettin Hocanın mahallesindeki çocuklar, sokak ortasında oyun oynuyorlarmış.

Çocukların oyunu Hocanın da çok hoşuna gitmiş. Eşeğini durdurarak onları seyretmeye başlamış.

Bu arada yaramaz çocuklardan birisi Hocanın yanına gelerek, şaka olsun diye vurmuş, Hocanın başındaki kavuğu yere düşürmüş.

Çocuklar koşuşmuşlar.

Kavuk elden ele dolaşmaya başlamış. Hoca, çocuklara:

“Etmeyin çocuklar. Kavukla oynamayın! Ayıptır, yazıktır.” demişse de Hocanın sözlerini dinleyen olmamış. Hoca, çocukların söz dinlemediğini görünce, çekip gitmiş. Başı açık olarak eve gelince karısı sormuş.

– Hayrola Hoca Efendi! Kavuğun nerede? Hoca:

– Nerede olacak hatun? Bu gün çocukluğu tuttu. Mahallede çocuklarla oynuyor! demiş.





Temel’in Arkadaşı Niyazi’ye Mektubu



“Niyazicuğum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen akşam, geturdi ödevini önüme koydi. Bi yandan da ağlayi. Zaten dertlerini hep pağa açar. dedi ki:”Habunlari anliyamadum. O yüzden da yapamadum. Yarın öğretmen beni dövecek dedecuğum.”

Pende dedum ki;Ağlama uşağum, punun içun öğretmen adam dövmez. Şimdi oni çözeruk.Ne mümkün Niyazi kardaşum.Bi tirenlan, bi otobos ayni istasyondan kalkmişlar. Tiren otobostan üçte bir daha hizli gidiy. Otobos iki yerde onbeşer dakka istirahat vermiş. Tiren da bi yerde durmiş, 20 dakka su almiş. Otobos saatte 60 kilometro gidiymiş. Tiren 5 saat sonra gideceği yere varmiş. Otobos ise ne vakit sonra oraya olacakmiş.Uğraştum yapamadum. Uşak ağlay. Derken bubasi geldi. O da çözemedi.



Diyrum oğa ki:-“Ula damat, senun taniduğun tahsilli bi otobos şofori var ise oğa soralim, belki o bilebilur. Yahutta sabah olsun ben usaği şoforler cemiyetine götüreyum. Onlar arasinda belki tirenle yariş etmiş bi şofor vardur da bize nasihat verur.”Ha, biz bi yandan da uşaga tireni tarif ediyruk. Tiren görmemiş ki. Ne anasi görmiş, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte Erzurum’dan Sivas’a gittiydum.

Neysa kardaşum, o gece çok kizdum. Diyeceksun ki niye? Uşak daha incir ağacindan duti ayiramay; mezgiti gosteriyrum, hamsi diy; efendum, yumurtanun fabrikada yapilduğuni sanay. Biz gelduk araba yariştiriyruk. Yani efendi, otobos saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun? Eğer varacaği saat onemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler sağa otobosun ineceği zamani. Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef edersun? Uşacuklarda şarki yok, türki yok, oyun yok; dayamiş matamatigi. Ayuptur ya!

İşte Niyazum hal böleyken böle. Yanaklarindan opdim gardaşum.”





Kıvır



amerika’da bir süpermarkette, müşteri yarım kivi satın almak istiyor.

tezgâhtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. kavga çıkıyor. tezgahtar

koşa koşa müdüre çıkıyor:

“efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor” der demez şöyle bir

arkasına dönünce ne görsün:

müşteri arkasından gelmiş, ensesinde duruyor…

tezgahtar hemen müşteriyi işaret ediyor:

“bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim…” diyor

müdür durumu anlıyor, adama yarım kiviyi mecburen verip gönderiyorlar.

müdür bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor:

– “tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. nerelisin sen?

– “brezilyalıyım efendim…”

– “amerika’ya niye geldin?”

– “brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya fahişe, yada futbolcu…”

müdür;

– “biliyor musun, benim karım da brezilyalı… ”

– “yaaaaaaaa öyle mi, yenge hangi takımda futbol oynuyor ?”


Yorumlar