Anasayfa /  Keyifli Haberler

Geber Ula

Abone ol
Abone ol 19 Aralık 2018 22:10

Temel ile Dursun hararetli bir sekilde iddialasirlar. Temel:

“Ula Dursun ha pen pu pinanun catusundan pi pardak suya paluklama dalarum daa.”

Dursun:

“Nah dalarsun ula imkanu yoktur”

Vardir yoktur bir milyarina iddiaya girer kafadarlar. Temel gider bir bardak su getirir ve kaldirima koyar.



“Iyi izle ula” der “Nasul dalacam hamsi cibi” Dursun ise hala Temel’i umursamamakta, dalgasini gecmektedir.



Temel catiya cikar Dursun’a seslenir:

“Ula Dursun iyi izleyesun ha celeyrum!” ve kendini bosluga birakir.



Tam yere uc bes metre kala Dursun yerdeki bardaga bir tekme sallar:

“Geber ula ipne Temel”



BONUS FIKRA





Hırsızın Hiç Mi Suçu Yok



Bir gün Nasreddin Hoca’nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış. Birisi :





– Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki ?

Bir başkası :

– Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor ? diye konuşmuş.





Bir diğeri de :

– Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor. Hoca kızmış :

– Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi ? Hırsızın hiç mi suçu yok ?





3 Tekme







Ülkemizin tanınmış avukatlarından tayfun, yaban kazı avı zamanı, tüfeğini alıp Karadeniz sahillerine çıkmış.

Uçarken görmüş kazı.. “dannn!.” kuş döne döne inmeye başlamış yere… düşmüş sonunda ama, arazide bir çit var, onun öte yanına.. kazı almak için çiti aşmağa çalışırken, yaşlıca çiftçi temel çıkıvermiş ortaya..

“Ne yapıyorsun benim arazimde?..”





“Şu yaban kazını vurdum da, almaya çalışıyorum..”

Yaşlı çiftçi temel “o arazi benim olduğuna göre, içindeki kuş da benimdir” diye terslemiş. avukat tayfun sesini yükseltmiş..

“Ben bu ülkenin en büyük avukatlarından biriyim. beni uğraştırma.. mahkeme masrafı falan der, çiftliğine kadar alırım bak!..”

Yaşlı çiftçi gülmüş..

“Biz karadeniz’de böyle küçük sorunları mahkemeyle değil, ‘üç tekme’ kuralıyla çözeriz..”

“Nedir o üç tekme kuralı” diye sormuş, avukat, merakla.

“Şöyle” demiş, yaşlı çiftçi..

“Önce biri ötekine 3 tekme vurur, sonra öteki..sonra gene ilki.. biri pes edene kadar..”

Avukat genç, güçlü kuvvetli, sportmen.. çiftçi ihtiyar.. “ben bunu haklarım” deyip içinden “kabul” diye bağırmış..





“Burası benim arazim olduğuna göre ilk vurma hakkı bende” demiş, yaşlı temel.. ve bir tekme atmış avukatın kasıklarına..

“Ugggh” diye dizlerinin üzerine çökmüş avukat.. ikinci tekme tam midesine gelmiş ki, avukat öğlen yediği yemekleri çıkarayazmış, “böğğğ” diye ve dört ayak haline gelmiş yerde..

Yaşlı temel üçüncü tekmeyı tam kıçına kondurunca, avukat öne kapaklanmış.. önde de çiftçinin ineğinin biraz evvel oraya bıraktığı ıslak tezek var.. suratı aynen gömülmüş içine..

Avukat “şimdi sıra bende, ihtiyar tilki” diye doğrulmuş, ağzına kadar giren pislikleri, ceketinin koluyla temizlemeye çalışırken..

Yaşlı temel gülmüş.. “pes ediyorum. bir kaz için dövüşmeye değmez. al kuşunu git!..”



200 Metre Geride





Temel ile İdris Fransa’ya geyik avına gitmiş. Av da av yani… Deniz uçağıyla bir krater gölüne inecekler, dağlarda avlanacaklar sonra dönecekler… Uçakla av yapacakları yere gelirler pilot;.”Beyler göle indik, size iyi avlar. Bir hafta sonra tekrar bu göle sizi almak üzere iniyorum. Ancak şunu peşin peşin söyleyeyim, adam başı bir geyik taşıma hakkınız var. Deniz uçağı daha fazlasını kaldırmıyor.”

-Tamam, biz zaten seri avı düşünüyor değiliz, asıl kafamız dağılsın diye buradayız.

– Harika, iyi avlar. Rastgele! Bir hafta sonra deniz uçağı göle iner… Pilot bir bakar ki… Bizimkilerin yanında, adam başı iki geyik!





– Bravo da, adam başı tek geyik demiştik. Bu uçak, bu ağırlığı taşımaz.

– Taşır taşır.

-Taşımaz.

– Taşır taşır.

– Beyler bakın! Burası Avrupa Birliği, her şeyin bir kuralı var. Nizam var intizam var! Dört geyikle binerseniz bu uçak havalanamaz.

– Havalanır havalanır.

– Olmaz!

– Geçen yılki pilot havalandı ama…

– Havalandı mı? Dört geyikle mi? Buradan mı?

– Evet tastamam öyle. Geçen yılki pilot, dört geyikle havalandı!





– Madem o pilot yaptı, ben de yaparım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyor olacağım ama kanıma girdiniz. Hadi yükleyin geyikleri, binin, bağlayın kemerlerinizi,

kalkalım. Pilot gazı verir… Deniz uçağı göl üzerinde süratlenir… Süratlenir… Kızaklar sudan kesilir ama uçak bir türlü ağırlığı kaldırıp yükselemez… . Ve sonuçta burun üstü ormanın içine çakılır, bin parçaya ayrılır. Şans eseri kimsenin burnu kanamadan herkes kurtulur. Ormanda, yarı baygın, paramparça olmuş uçağın yanında, bizim avcılardan İdris kendine gelir, kafayı kaldırır… Temel de gözlerini açmıştır… Gözlerini açan İdris sorar:

-Ula Temel , neredeyiz biz? Bizimki şöyle bir etrafa bakar…

– Hemen hemen…. Geçen yıl düştüğümüz yerin 200 metre kadar gerisinde!


Yorumlar