Anasayfa /  Keyifli Haberler

Doktora Tezi

Abone ol
Abone ol 14 Aralık 2018 20:44

Temel amerika seyahatinde, barda tek başına oturan bayana yaklaşarak yanına oturup oturamayacağını sorar. aldığı olumlu yanit üzerine muhabbet başlar.

“ne işle meşgulsünüz?” der.

“son zamanlarda doktora tezim olan, dünya insanlarının p…nisleriyle ilgili arastırma yapıyorum” der bayan. bizimki dumur olmuştur ama hiç bozuntuya vermeden:

“peki ne sonuç çıktı araştımanızdan?”

“araştırmalar sonucunda gordum ki, en uzun penisler italyanlarda, en kalin penisler ise iranlılarda oluyor” der bayan ve ekler:

“bu arada isminiz neydi”

temel hemen cevap verir:

“roberto rafsancani”



BONUS FIKRA





Eşeğe mi İnanıyorsun Bana mı?

Bir gün Nasreddin Hoca nın komşusuna eşek lazım olmuş. Hocadan istiyim demiş.ve hoca nın kapısını çalmış hoca kapıyı açmış.

-ne oldu ?demiş

komşusu

-eşeğini alabilirmiyim hocam ? demiş

hoca

-eşek evde değil. demiş

komşusu tam gideyim derken eşek anırmış

komşusu

-eşek hani evde değildi .demiş

hoca bu durur mu:

bana mı inanıyorsun yoksa eşeğe mi ? demiş

 



BONUS FIKRA



SAYGILAR





Adamın biri kavga ettiği birine eşşek demekten mahkemelik olmuş sonuçta küçük bir ceza almış tam duruşmanın sonunda hakime dönmüş

-Efendim gördük ki bir beyefendiye eşşek demek suç imiş pekala bir Eşşeğe beyefendi demek suç mudur? hakim cevap vermiş

– Hayır değildir. Davalı , davacıya dönmüş

– Saygılar beyefendi Saygılar!





EN SEVDİĞİ KURABİYE

Yaşlı adam ölüm döşeğindeydi… Artık son dakikalarını yaşıyordu… Hasta yatağında yatarken birden mutfaktan gelen kokuyu duydu, en

sevdiği çikolatalı kurabiyelerin kokusu…

Birden gözleri aralandı, kendini ayağa kalkacak kadar güçlü hissetti…Bu şaşılacak bir şeydi, ölmek üzere olan adamı ayağa kaldırmaya kurabiyelerin kokusu yetmişti…Duvara tutunarak merdivenlere kadar yürüdü…Basamakları ağır ağır inerken sanki mutfağa değil hayata yaklaşıyor gibi heyecanlıydı… Nihayet mutfak kapısına kadar geldi… İşte masanın üzerindeki tepside onlarca çikolatalı kurabiye, tam karşısında duruyordu…

Son gücüyle masaya yaklaştı, o kurabiyelerden bir tane ağzına atabilse sanki ömrüne ömür katılacaktı… Bir tane almak için elini uzattı… Ama birden karısı yetişti ve eline vurdu:

“-Çek elini bakayım… Onlar cenaze için…”



Mennan Usta



Gaziantep’e bir Fransız gelir.

Tekstilcilere akıl verir:

“Makineleriniz yetersiz… Yenileyin, dünya pazarı sizin olsun”





En iyi makinelerin Fransa’da olduğunu söyler…

Kendi mallarını pazarlar.

***

Dinleyenler arasında bir usta vardır.

Kendine özgü lehçesiyle…

“Bu adam ne diy?” der.

Kafaya takar, makinenin resmine bakar.

Demiri eritir, çeliği büker, vidasını, motorunu koyar.

Fransızların 3 milyon Euro’ya satacağı makineyi…





50 bin liraya üretir.

***

Yerli piyasaya sunduğu yetmez.

Brezilya’ya kadar çeşitli ülkelere yaptığı makineleri gönderir.

Bu usta, Mennan Aksoy’dur.

Diplomasız dahi!

***

Yoksulluktan okuyamamıştır.

İlkokulu 9 yılda bitirmiş, bir daha eğitim görmemiştir.

Allah vergisi öyle bir akıl ve beceriye sahiptir ki…

Makineyi bir görsün, ertesi gün atölyesinde yapımı başlanmıştır.

***

Bu nedenle…

Uluslararası makine, teçhizat fuarlarına girişi yasaklanmıştır.

Mühendislerin, aylarca çalışarak tasarladığı makineleri, tek başına yapmaktadır.

El emeği ve tümü yerli malzemeyle.

İster ki…

Yerli sermaye gelişsin.

Boşa döviz ödeyerek, kazıklanmayalım.

***

Mennan Usta, “ Çeliğe hükmetmeyen, hiçbir şeye sahip çıkamaz” derdi.

Öyle bir teknoloji üretti ki…

Yoğunluğu düşük triko üretti.

Yazın serin, kışın sıcak tutan bir ürün.

Dünya peşinde koştu. Kapıştı.

***

TÜBİTAK ödüller verdi.

ODTÜ, İTÜ gibi üniversitelerde hocalığı düşünüldü.

Diploması yoktu!

Tasarımını cebinde taşıdığı tebeşirle, yere çizerek anlatırdı.

Aklına yetişmek mümkün değildi.

***

Gaziantep’te kanalizasyon atıkları büyük dertti.

Çamuru, kokusu şehri bezdirmişti.

Belediye yönetimi, dünyayı dolaşır, çareler arar.

Mennan Usta, “ Memleketteki ustalar öldü mü?” diye çıkışır.

Okumuş gençleri de alır, yanına…

“Şöyle yapın, bu parçayı, şuraya takın” talimatıyla, kafasına göre sistemi kurar.

Kanalizasyon çamuru alınır…

Kurutulurken, enerji üretilir.

Çıkan küller de asfalta, çimentoya katkı maddesi konulur.

Bugün…

Antep’te her gün çıkan 160 ton çamurun bertaraf edilmesi Mennan Usta’nın eseridir.

***

Mennan Usta,2017’de toprağa verildi.

Vasiyeti;

Gençler bilim ışığında yetiştirilsin.

İmkânlar verilsin, önleri kesilmesin.




Yorumlar