Baba baba bu sana pahalıya malolacak
Abone olBaba baba bu sana pahalıya malolacak
Adamın biri uzun bir seyahatten gelir ve karısını birlikte olmak
ister ama evde oğlu vardır oğluna;
– ”Oğlum yoldan geçen adamları iki saat say kaç kişi geçerse insan
başına sana 100 lira vereceğim” der.
Ama adamın evi tenha bir yerdedir.
Adam karısıyla sevişmeye başlamış öpüşme faslı derken işe
başlamışlar bu sırada’da evin önünden kalabalık bir şekilde cenaze
geçiyormuş çocuk cenazedekileri saymış tam 200 kişi içerde babası
sevişiyor, çocuk odanın camından babasına bağırmış;
– ”Baba baba bu g*t sana çok pahalıya mal olucak” demiş.
BONUS FIKRA
Fabrikanın patronu, müdürünü yanına alarak ani bir baskınla Fabrika içinde personeli kontrole çıkar.
Dolaşırken tembel tembel oturan bir genç görür ve çok sinirlenir.
Gence dönüp;– Haftalığın ne kadar senin?
– 300 dolar efendim.
Patron cüzdanını çıkarır ve gence 300 doları uzatır.
– İşte haftalığın şimdi git bir daha gelme!
Genç 300 doları alır ve oradan gider.
Patron müdüre dönerek:
-Bu genç ne kadar zamandır burada çalışıyordu?
Müdür:
-O genç burada çalışmıyor efendim yalnızca pizza siparişimizi
getirmişti.
Zeki Futbolcu (FIKRA)
dönemin milli takımlar teknik direktörü fatih terim,
bir brezilya ziyareti esnasında brezilya teknik direktörüyle görüşmek istemiş.
görüşme ayarlanmış, fatih terim de biraz erken gitmiş stata.. idmanı izleyemeye.
idman bitmiş iki teknik adam ve bir çevirmen buluşmuş.
fatih hoca çat pat italyancasıyla demiş ki.
-fo di passa de migron el contra.
tabi çevirmen kulağına fısıldamış, hoca hoca italyanca burda tutmaz, bunlar brezilyalı.
-hoca da demiş ki ya tutarsa.
şaka şaka demiş ki:
– o zaman çevir bakalım.
-çok iyi ve güçlü bir takımsınız nasıl böyle olmayı başarıyorsunuz?
brezilyalı teknik adam da
-ben oyuncularımın taktiğinden ziyade zekasına önem veririm demiş ve yanına ronaldoyu çağırmış ve sormuş:
-ronaldo senin annen ve babandan olup da kardeşin olmayan kimdir.
ronaldo da demiş ki : -benim
fatih hoca şaşırmış tabi. bunlar harbiden çok zeki diye düşünmüş ve Türkiye’ye dönmüş, dönerken de rio magneti falan almış dolaba yapıştırmak için.
ertesi gün de idman varmış. idmandayken demiş ki kendi kendine:
-ulan bizim oyuncular nasıl acaba zeki mi ve ozan tufanı yanına çağırmış ve demiş ki:
-ozan senin annen ve babandan olup da kardeşin olmayan kimdir?
ozan düşünmüş düşünmüş bir şey bulamamış, demiş ki: -ben oğuzhana bi sorayım.
gitmiş oğuzhana sormuş,
-oğuzhan senin annen babandan olup da kardeşin olmayan kimdir?
oğuzhan demiş ki: -benim.
ozan şaşırmış ve hatasını anlamış, nasıl ben bunu düşünemedim diye..
koşmuş fatih hocaya çırıl çıplak..
koşarken de yüzünde garip bir tebessüm eller havada.
demiş ki: -buldum buldum! hoca cevabı buldum!
hoca demiş ki: – kim?
cevap: “oğuzhan özyakup!”
hoca bozulmuş bu duruma, ozana bir fatih hoca bakışı atmış ve ellerini kendine özgü hareketlerle oynatarak demiş ki:
-olur mu salak!.. “ronaldo!”
Açık Koyu
temel 70’lı yıllarda amerika’da dolmuş şoförüdür. bir gün siyah ve beyazlar arasında ön taraflara oturma tartışması çıkmış,
temel de mecburen müdahalede bulunmuş.
ayağa kalkarak;
– kökeninizin ne önemi var? hepimiz insanız,
bugün ölsek yarın iskeletlerinizin rengi farklı mı görünecek?
damarlarınızdan akan kan hepinizde kırmızı.
bırakın artık bu saçmalıkları,
renk ayrımını. farz edin ki hepiniz yeşilsiniz!
insanlar durulunca temel yerine oturur ve ekler;
-şimdi. açık yeşiller öne, koyu yeşiller arkaya geçsin.