Anasayfa /  Keyifli Haberler

Ateşli Hasta

Abone ol
Abone ol 12 Aralık 2018 02:42

Bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabaya doktora getirir hastayı köylüler. Koca devletin koca doktoruna. Doktor hastaya fitil verir ve köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler.Köylüler tabi “tamam dohtor bey” deyip köye giderler. Köydeki Herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir bilemez. Bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. Hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir. Bunun üzerine köylü, doktora, koca Devletin koca doktoruna telefon etmeye karar verir ama kimse buna

yanaşmaz. Ne cüret değil mi?Doktoru arayacak bir köylü.Neyse durumun vahameti üzerine muhtar aramayı kabul eder. Bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar, “biz ne yapacağımızı bilemedik dohtor bey”Falan der işte. Karşıdan doktor bir şeyler söyler. Muhtar döner arkasına: “makattan verin dedi dohtor” der.Yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar falan,ama makat ne bilen yoktur yine.Hasta ise gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyor baya.İhtiyar meclisi toplanır. Son çare, doktorun bir kez daha

aranmasına karar verilir. Yine kimse aramak istemez doktoru. Nihayetinde

yine biri kandırılır, telefonun basına geçer, ama bi yanda söylenmektedir:

“çok kızacak dohtor çok!!!” diye.Sonunda telefonu açar, durumu anlatır, doktor bir şeyler söyler yine. Telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:

“çok kızacak demiştim; gtne sokn dedi”





Bu Biiiirrr



Çocuk dedesine kaç yıllık evli olduklarını sormuş.

Dede 50 yıllık evladım demiş.

Çocuk ama ben sizi hiç kavga ederken görmedim nasıl oluyor bu iş demiş.

Dede başlamış anlatmaya; Nikahımız kıyıldı, ninenin 3-5 eşyasını attık at arabasına, yolda giderken atın ayağı tökezledi bu biiirrr dedim.

Biraz daha gittikten sonra yine atın ayağı tökezledi bu da ikiiii dedim ve atı oracıkta vurdum demiş.

Ninen bunu görünce başladı söylenmeye atı niye vurdun da, köye nasıl gideceğiz de, sende hiç akıl yok mu da.

Ninene dönerek bu biiiirrr dedim, o gün bugündür gül gibi geçinip gidiyoruz demiş…





Helallik



temel akciğer kanseri olmus. doktorlar iki aydan daha fazla yaşaman mucize olur demisler ve ümitsiz oldugu icin tedaviye de son vermisler.

ölecegini anlayan temel , butun eşiyle dostuyla helalleşmeye karar vermis. fakat bizim temel gördüğü herkese kendisinin aids hastaligina yakalandigini ve iki ay içinde öleceğini anlatıyor ve haklarını helal etmerini istiyormuş. tabii bunu duyanlar temel’e helallik veriyorlarmiş ama bir yandan da elini bile son bir defa sıkıp, kucaklaşmaktan kaçınıyorlarmış.

temel’in en iyi arkadaşi dursun temel’in bu yaptığını duyunca sormuş:

– yav temel, anladık sen kanser oldun ölecen, neden millete aıds oldum diyon, bak herkesi bir korku sardı, demiş.

temel;

– yav tursun, öyle de ölecez böyle de ölecez, bari kariyi sağlama alalim.





Yönetici



Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri, bir gün balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır.

-“Pardon. Ben neredeyim acaba?” diye sorar.

– “Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin” der adam. Yönetici sinirlenir:

-“Sen mühendissin değil mi?” diye sorar.

-“Evet.” der adam. “Nereden bildin?”

–“Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor.”

-“Sen de yöneticisin değil mi?” diye sorar Adam.

-“Evet sen nereden bildin?” –Adam “Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim suçum oldu.”



200 Metre Geride



Temel ile İdris Fransa’ya geyik avına gitmiş. Av da av yani… Deniz uçağıyla bir krater gölüne inecekler, dağlarda avlanacaklar sonra dönecekler… Uçakla av yapacakları yere gelirler pilot;.”Beyler göle indik, size iyi avlar. Bir hafta sonra tekrar bu göle sizi almak üzere iniyorum. Ancak şunu peşin peşin söyleyeyim, adam başı bir geyik taşıma hakkınız var. Deniz uçağı daha fazlasını kaldırmıyor.”

-Tamam, biz zaten seri avı düşünüyor değiliz, asıl kafamız dağılsın diye buradayız.

– Harika, iyi avlar. Rastgele! Bir hafta sonra deniz uçağı göle iner… Pilot bir bakar ki… Bizimkilerin yanında, adam başı iki geyik!

– Bravo da, adam başı tek geyik demiştik. Bu uçak, bu ağırlığı taşımaz.

– Taşır taşır.

-Taşımaz.

– Taşır taşır.

– Beyler bakın! Burası Avrupa Birliği, her şeyin bir kuralı var. Nizam var intizam var! Dört geyikle binerseniz bu uçak havalanamaz.

– Havalanır havalanır.

– Olmaz!

– Geçen yılki pilot havalandı ama…

– Havalandı mı? Dört geyikle mi? Buradan mı?

– Evet tastamam öyle. Geçen yılki pilot, dört geyikle havalandı!

– Madem o pilot yaptı, ben de yaparım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyor olacağım ama kanıma girdiniz. Hadi yükleyin geyikleri, binin, bağlayın kemerlerinizi,

kalkalım. Pilot gazı verir… Deniz uçağı göl üzerinde süratlenir… Süratlenir… Kızaklar sudan kesilir ama uçak bir türlü ağırlığı kaldırıp yükselemez… . Ve sonuçta burun üstü ormanın içine çakılır, bin parçaya ayrılır. Şans eseri kimsenin burnu kanamadan herkes kurtulur. Ormanda, yarı baygın, paramparça olmuş uçağın yanında, bizim avcılardan İdris kendine gelir, kafayı kaldırır… Temel de gözlerini açmıştır… Gözlerini açan İdris sorar:

-Ula Temel , neredeyiz biz? Bizimki şöyle bir etrafa bakar…

– Hemen hemen…. Geçen yıl düştüğümüz yerin 200 metre kadar gerisinde!


Yorumlar