Anasayfa /  Politika

Karamollaoğlu'ndan kritik ittifak açıklaması: Anlaşamamakta anlaştık..

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini anlattı, “Anlaşamamakta anlaştık.” dedi. Karamollaoğlu, Beştepe’de yaşanan 'koltuk krizi' hakkında da ilk kez konuştu, “Ben aşı oldum ama Cumhurbaşkanlığı’na giderken PCR testi yaptırmadım. PCR testi yaptırmayınca da, -anlaşılan orada sıkıntı oluyor- Cumhurbaşkanı ‘Biraz mesafeli oturalım’ dedi. ifadelerini kullandı. Karamaollaoğlu, Erdoğan göre tek sorunun yüzde 50+1 olduğunu söyledi.

Abone ol
Abone ol 11 Kasım 2021 21:55

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Beştepe yaptığı 2 saat 20 dakika süren görüşmeye koltuk krizi damga vurmuştu.

  Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın görüşmeye ilişkin sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, kendi partisinden de yapılan yorumların aksine ziyarette bir koltuk krizi yaşanmadığını belirtti.

"MESAFELİ OTURALIM DEDİ"

Karamollaoğlu, Demirkaya’nın konuya ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi: “Bu bana göre abartıldı. Sayın Cumhurbaşkanı üst üste iki kez öğle yemeği için davet etmişti. Ben öğlen yemek yemiyorum. “Beni mazur görsün” dedim. Aslında onu kabul etmek lazımdı.

Belki biraz ayıp oldu kabul etmemek. Bir de ben aşı oldum ama cumhurbaşkanlığına giderken PCR testi yaptırmadım. PCR testi yaptırmayınca da, -anlaşılan orada sıkıntı oluyor- cumhurbaşkanı kendi ifadesiyle, “Biraz mesafeli oturalım” dedi. O kadar.”

Demirkaya’nın “Bir koltuk krizi, sizde yarattığı bir rahatsızlık yok o zaman” sorusuna da Karamollaoğlu, “Hayır, hayır yok. Kendisi doğrudan doğruya bu ifadeyi kullandı. PCR testi de yaptırmadığımız için “Biraz mesafeli oturalım” dedi. Bizde ev sahibine tabii olunur. Misafir, ev sahibinin istediği yere oturur. Bunu herkes farklı yorumlayabilir. Ben farklı yorumlamadım.” yanıtını verdi.

 "ERDOĞAN'A GÖRE TEK SORUN YÜZDE 50+1"

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden memnun olduğunu, ekonomide ve dış politikada hiçbir sorun görmediğini söylediğini belirten Karamollaoğlu, Erdoğan’ın sadece “Cumhurbaşkanı seçilmek için gereken yüzde 50+1 oyun mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık” şikayetinde bulunduğunu anlattı.

Demirkaya’nın “İki saati geçen görüşme sonrası yorumunuz nedir?” sorusuna da, “Neredeyse temas etmediğimiz konu kalmadı. Birçok noktada anlaşmadığımızı anladık. Ona da yapacak bir şey yok” yanıtını verdi.

İşte Karamollaoğlu'nun o röportajı:

KOLTUK KRİZİ YOK, COVİD VAR: BU BİRAZ ABARTILDI

-Cumhurbaşkanı ile yaptığınız görüşmedeki “koltuk krizi” tartışmalara neden oldu. Bir kriz var mı, ne yaşandı orada. Bir rahatsızlığınız oldu mu?

Bu bana göre abartıldı. Sayın Cumhurbaşkanı üst üste iki kez öğle yemeği için davet etmişti. Ben öğlen yemek yemiyorum. “Beni mazur görsün” dedim. Aslında onu kabul etmek lazımdı. Belki biraz ayıp oldu kabul etmemek. Bir de ben aşı oldum ama cumhurbaşkanlığına giderken PCR testi yaptırmadım. PCR testi yaptırmayınca da, -anlaşılan orada sıkıntı oluyor- cumhurbaşkanı kendi ifadesiyle, “Biraz mesafeli oturalım” dedi. O kadar.

CUMHURBAŞKANIYLA BİRÇOK KONUDA ANLAŞMAMAKTA ANLAŞTIK

-Bir koltuk krizi, sizde yarattığı bir rahatsızlık yok o zaman.

Hayır, hayır yok. Kendisi doğrudan doğruya bu ifadeyi kullandı. PCR testi de yaptırmadığımız için “Biraz mesafeli oturalım” dedi. Bizde ev sahibine tabii olunur. Misafir, ev sahibinin istediği yere oturur. Bunu herkes farklı yorumlayabilir. Ben farklı yorumlamadım. Cumhurbaşkanıyla birçok konuyu konuştuk. Her konuyu konuştuk diyemem ama birçok yerde anlaşmamakta anlaştık.

-Bu görüşme talebinin sizden gittiğini biliyoruz. Görüşme talebinin nedeni ve başlıkları paylaşabilir misiniz?

Türkiye’de maalesef siyasi parti başkanları arasında eğer farklı kamplardaysa ciddi bir çekişme var. Sanki birbirlerinin düşmanı, hasmıymış gibi. Ama ben her konuşmamda, “Siyasi partiler birbirinin ne düşmanı ne de hasmıdır, rakibidir” diyorum. Ülke problemlerini çözmekte herkesin farklı kanaatleri ve görüşleri var. Demokraside bundan daha tabi bir iş olmaz. Ailenin içerisinde bile farklı görüşler olabiliyor, bu normal bir şey. Farklı görüşlerimiz olabilir ama birbirimizle konuşmaktan daha önemli bir şey olmaz. “O halde ben bütün siyasi partileri bu çerçevede ziyaret edeceğim” dedim. Son iki üç ay içerisinde bu ziyaretleri yaptım. Sayın Kılıçdaroğlu’nu, Akşener’i, Babacan ve Davutoğlu’nu ziyaret ettim. Demokrat Parti’yi ziyaret ettim. Ziyaret edeceğim başka partiler de var. Bu konuyu mutlaka çözmemiz lazım. Birbirimize hakaret ederek, birbirimize küfür ederek Türkiye’nin meselelerini çözemeyiz.

-MHP’den bir talebiniz oldu mu? Sayın Bahçeli’yi ziyaret edecek misiniz?

Geçmişte bir talebimiz oldu, cevap gelmedi. Sayın Bahçeli, nedense bizimle görüşmeye çok sıcak bakmıyor. Bizim buraya da “hayırlı olsun” demek için gelmedi.

ERDOĞAN SİSTEMİ “İSTİKRAR” İLE SAVUNDU, “MERKEL BİLE ŞİKAYET EDİYOR” DEDİ

-Cumhurbaşkanı ile görüşmenizde gündeme getirdiğiniz başlıkları merak ediyoruz. Denetlenemeyen bir Başkanlık sisteminin doğru olmadığını söyleyeceğinizi ifade etmiştiniz.

Yine onu söyledim. Bizim için bu dönemde en önemli konu Türkiye’nin yönetim şekli. Başkanlık sistemine kökten karşı değiliz. Bunu geçmişte de söylemiştik. Ancak denetlenemeyen bir başkanlık sistemine karşıyız. Amerika’da da başkanlık sistemi var ama hem Senato'nun hem de Meclis'in denetimi var. Atamalar meclislerden geçiyor. Yeri geldiği zaman yüksek mahkeme devreye giriyor. Bir de yarı başkanlık sistemi Avrupa’da. Orada da yine aynı şekilde hükümet kendi içerisinde istikrarlı bir şekilde yürüyor. Cumhurbaşkanı da özellikle dış politikada etkili konumda. Bunları söyledim. Sayın Cumhurbaşkanı bizimle ittifak halinde olmadığını ifade etti. “Aynı kanaatte değilim, istikrar olmuyor. Bugün Almanya’da bile Merkel sonrasında ne olacağı belli değil. Merkel’in kendisi bile şikayet ediyor. Bundan dolayı da oralarda da sıkıntı var. Avrupa’da bazı hükümetler kurulamıyor” dedi. Bunlar doğru ama istikrarsızlığı önlemek için tedbir alınabilir. Cumhurbaşkanının denetlenmesi olmazsa olmaz. Denetlenmeyen bir karar mekanizmasını kabullenmek bizim için mümkün değil.

ERDOĞAN’DAN 50+1 ŞİKAYETİ

AK Parti’nin anayasa çalışmasında sistemde revizyon beklentisi var. AK Parti’de de Bakanların Meclis’ten seçilmesi, bazı atamalarda Meclis onayı gibi öneriler konuşuluyor. Cumhurbaşkanı bunların hepsine kapıyı kapatıyor mu? Sistemde bir revizyon düşünmüyor mu?

Kapatıyor. Kendisi diyor ki, “İstikrar için bu şart”. Sistemde revizyon düşünmüyor. Hiç. Sadece “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık” dedi.

-Cumhurbaşkanlığı seçimi için şart olan 50+1 sisteminin değişimi için bir öneri getirdi mi?

Hayır. Öyle bir şey yok. O ittifak olmadan olmaz. Ama bunu görmüş olduk.

Yorumlar