Anasayfa /  Güncel

Jeotermal kaynak çalışmaları Sakarya'da sonuç verdi

Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve (SASKİ) yürüttüğü çalışmalarda Sakarya'nın Sapanca ilçesinde jeotermal kaynak bulundu. İlçenin Uzunkum bölgesinde yürütülen çalışmalarla bin 180 metre derinlikte 40 derecenin üzerinde jeotermal suya ulaşıldı

Abone ol
Abone ol 13 Şubat 2017 20:22

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ve SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, bölgedeki çalışmaları yerinde inceledi.



"HALKIN KULLANIMINA AÇMIŞ OLACAĞIZ"



Toçoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaklaşık bir yıl önce Sakarya'da üç noktada sıcak su arama faaliyetlerine başladıklarını söyledi.  Üç noktadan ikisinden olumlu sonuç aldıklarını ifade eden Toçoğlu, "Daha önce Akyazı'da sonra ise Sapanca'da bin 100 metre derinlikte sıcak su temin etmiş olduk. İnşallah bundan sonra hem suyun debisi hem de sıcaklığı konuları netleştikten ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra bu sıcak suları, halkın kullanımına açmış olacağız. Sakarya'ya ve Sapanca'ya özellikle turizm potansiyeli açısından önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz." diye konuştu.





"BUGÜN MÜJDELİ HABER ALDIK"



Suyun durumuna göre analizler yapıldıktan sonra, kapasitesi ve sıcaklığına göre tesis de yapılabileceğini ya da mevcut tesislere katkı sağlanabileceğini aktaran Toçoğlu, şöyle devam etti: 



"Bugün de Sapanca Uzunkum’dan müjdeli haberi aldık. Bin 180 metrede yaklaşık 40 derecenin üzerinde bir sıcaklıkta jeotermal suya ulaştık. Test sonuçlarının turizm açısından uygun olması halinde şehrimizi hem turizm hem de ekonomik anlamda daha da güçlendirecektir. Jeotermal turizm açısından uygunluğunu gerekli testlerden sonra değerlendireceğiz. Şehrimize hayırlı olsun." 





"180 METRE DERİNLİĞE İNDİK"



Daha önce Akyazı’dan olumlu sonuç aldıklarını kaydeden Rüstem Keleş de şunları aktardı: 



"En önemli lokasyonumuz olan Sapanca’da da hamdolsun jeotermal suya ulaştık. Sapanca’da şu an itibariyle bin 180 metre derinliğe indik. Burada teknik olarak kesin olan iki şey var; 40 derecenin üzerinde bir sıcaklığa sahibiz. Ayrıca 10 litrenin üzerinde bir debi bekliyoruz. Bu da bir termal yatırım için yeterli bir miktar. Sapanca'mız bu haberi bekliyordu. Bölge turizmi açısından jeotermal su eksiklikti. Bu da gerçekleşmiş oldu." 



Keleş, şu anda ilk aşama olan arama çalışmasını gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Üçüncü aşamada yurt dışından temin ettiğimiz pompalar indirilecek, ondan sonra seri üretime geçeceğiz. Daha sonra suyun analizleri, debisi netleşmiş olacak. Bölgeyle, suyla ilgili olarak geleceğe yönelik öngörüler ve kararlarımız o zaman oluşacak." dedi.

JEOTERMAL ENERJI NEDIR?

   Yenilenebilir enerji kaynaklarından bir diğeri ise Jeotermal enerji (jeo’nun anlamı ‘yer’, termal’in anlamı ise ‘ısı’ anlamına gelir) yer kabuğunun çeşitli bölgelerinde ve derinliklerinde toplanmış ısının yani sıcaklığın oluşturduğu, kimyasallar içeren sıcak su, buhar ve gazlardır.

    Jeotermal enerji de bu jeotermal kaynak veya kaynaklardan ve bunların oluşturduğu jeotermal enerjiden doğrudan veya dolaylı yollardan faydalanmayı ve kullanmayı kapsamaktadır. Jeotermal enerji yeni, yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil dostu yani doğa dost bir enerji türüdür.

Jeotermal kaynaklar ile;




Mineraller içeren içme suyu (maden suyu vs.) üretimi,


Merkezi ısıtma, merkezi soğutma, sera ısıtması vb. ısıtma/soğutma uygulamaları,


Termal turizm’de kaplıca amaçlı kullanımı,


Karbondioksit, gübre, lityum, ağır su, hidrojen gibi kimyasal maddelerin ve minerallerin üretimi,


Proses ısısı temini, kurutma işlemleri gibi endüstriyel amaçlı kullanımları,


Düşük sıcaklıklarda (30 °C’ye kadar) kültür balıkçılığı,


Elektrik enerjisi üretimi, gibi uygulama ve değerlendirme alanlarında kullanımlar gerçekleştirilmektedir.




   Yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez bir enerji kaynağı olması en büyük özelliklerinden birisidir jeotermal enerji ve Türkiye gibi jeotermal enerji açısından verimli ve şanslı sayılacak ülkeler için öz kaynak teşkil etmektedir. Temiz bir enerji ve çevre dostu olması; yanma ve yakılma teknolojileri kullanılmadığı için sıfıra yakın emisyona sahip olması; tarımda, endüstride, konutlarda, sera ısıtmasında ve benzeri alanlarda çok amaçlı ısıtma uygulamaları için ideal şartlar ve koşullar sunması; rüzgar, yağmur, güneş gibi meteoroloji şartlarından tamamen bağımsız olarak bulunması; kullanıma hazır niteliği; fosil enerji (bkz. “fosil yakıtlar, kömür”)veya diğer enerji kaynaklarına göre (bkz “Güneş enerjisi nedir?, Rüzgar enerjisi nedir?“)çok daha ucuz olması; arama kuyularının doğrudan üretim tesislerine ve bazen de reenjeksiyon alanlarına dönüştürülebilmesi; yangın, patlama, zehirleme gibi maddi, manevi ve hayati risk faktörleri taşımadığından güvenilir olması; % 95’in üzerinde enerji verimliliği sağlaması; diğer enerji türleri üretiminin (hidroelektrik enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, fosil enerji) aksine tesis alanı ihtiyacının maddi anlamda asgari düzeylerde olması; yerel niteliği nedeniyle ithalinin ve ihracının uluslararası konjonktür, krizler, savaşlar gibi faktörlerden etkilenmemesi; mazot, kömür, odun gibi taşınması problematikler içermediği için yerleşim alanlarında kullanımının rahatlığı; gibi nedenlerle büyük avantajlar sağlamaktadır.

   Yağmur, kar, deniz, göl ve magma sularının yer altındaki gözenekli ve çatlaklı kayaç kütlelerini besleyerek oluşturdukları jeotermal yeraltı su rezervleri, yeraltı ve reenjeksiyon koşulları devam ettiği müddetçe yenilenebilir, kullanılabilir ve sürdürülebilir özelliklerini korurlar. Kısa süreli atmosfer koşullarından etkilenmezler. Reenjeksiyon, jeotermal rezervuarlardan yapılan sondajlı üretimlerde jeotermal akışkanın çevreye atılmaması ve rezervuarı beslemesi bakımından, işlevi tamamlandıktan sonra tekrar yer altına gönderilmesi işlemidir. Reenjeksiyon birçok ülkede yasalarla zorunlu hale getirilmiştir.

   Jeotermal enerji üretimini kavramış bir çok ülke bu alanda çok uzun yıllar önce çalışmalar yapmışlardır zaten ve bu alanda bir çok örnek mevcuttur. Örneğin: İtalya’nın Larderello Kasabasında 1904 yılından günümüze kadar, Amerika’nın Kaliforniya Eyaleti’nde Geyser (Gayzer) sahasından da tam 48 yıldır jeotermal elektrik halen üretilmektedir.

   Jeotermal enerji kullanım alanlarından jeotermal kaynaklı merkezi ısıtma sistemi kullanan bir çok örnekte mevcuttur. Örneğin: Amerika’da Idaho, Boise’de 1890’dan beri, İzlanda’nın Başkenti olan Reykjavik’te 1934’ten beri ve ayrıca Fransa’nın Başkenti Paris Banliyölerinde 85.000 konut jeotermal kaynaklı merkezi ısıtma sistemi bulunmaktadır ve bu jeotermal ısıtma sistemi ile ısınmaktadırlar.

Bir önceki yazımız olan Biyoyakıtlar başlıklı makalemizde bioyakıt, biyoyakıt ve biyoyakıt nedir hakkında bilgiler verilmektedir.

Kaynak: Hürriyet-YenilenebilirEnerjiKaynaklari


Yorumlar