Anasayfa /  Güncel

İstanbul'da Suriye toplantısı

İstanbul’da ‘Suriye’ konulu bir konferans düzenleyen CHP, Türkiye’nin “güvenli bölge” tezine karşı çıktı.

Abone ol
Abone ol 29 Eylül 2019 11:01

'Barışa Açılan Kapı-Uluslararası Suriye
Konferansı’ başlığıyla Tarabya Oteli’nde düzenlenen
buluşma, PKK/PYD/YPG tezlerinin savunulduğu bir
propaganda platformuna dönüştü.


‘Suriye’ konulu olmasına rağmen Suriyeli hiçbir muhalifin ve
Türkiye’ye yakın hiçbir grubun çağrılmadığı
konferansa CHP Esed rejimine yakın iki ismi de çağırdı
ancak Türkiye karşıtı iki davetli, Dışişleri Bakanlığı vize
vermediği için İstanbul’a gelemedi.


KONUŞMACI DEĞİL AMA...


Yeni Şafak'ın haberine göre: Suriye’nin yüzde 30’unu işgal
altında tutan PKK/YPG konferansa davet edilmedi ancak katılımcılar
arasında terör örgütüne yakınlığıyla bilinen isimler dikkat çekti.
Etkinliği organize eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba,
konuşmacı olarak yer almasalar da konferansta gözlemci olarak
‘Suriyeli Kürtleri’ temsilen isimlerin bulunduğunu söyledi. Ağbaba,
‘Suriyeli Kürtler’ olarak tanımladığı grubun kimler olduğuna
ilişkin detay vermekten kaçındı. İYİ Parti adına Genel Başkan
Yardımcısı Aytunç Çıray’ın katıldığı toplantının açılış
konuşmalarını CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı.


O PLAN HUKUKA AYKIRIYMIŞ


Katılımcıların beyanlarıyla ABD ve PKK tezlerinin savunulduğu
bir platforma dönüşen konferansın moderatörü CHP Genel Başkan
Yardımcısı Ünal Çeviköz, Tarabya buluşması öncesi bir internet
sitesine konuşarak Türkiye’nin güvenli bölge projesine karşı çıktı.
Daha önce Rusya’dan alınan S-400’ler ve satın alınması görüşmelerin
sürdüğü Su-35 uçakları hakkında da ABD Savunma Bakanlığı ile
tıpatıp aynı ifadeleri kullanmasıyla bilinen Çeviköz, Türkiye’nin
güvenli bölge kurup buraya Suriyelileri gönderme planını ‘toplum ve
nüfus mühendisliği’ olarak yorumladı. “Ankara, Suriyelileri
gönüllü olmadan gönderirse uluslararası hukuka aykırı davranmış
olur” diyen Çeviköz, şunları savundu:


GERİ DÖNÜŞ SURİYE’Yİ BÖLER


“Bu toplum mühendisliği ve nüfus mühendisliği anlamına geliyor.
Başka bir ülkenin topraklarına böyle bir nüfus kaydırılması
uluslararası hukuka aykırıdır. Sözünü ettiği bölgeye daha önce
oralarda yaşamayanları yerleştirmeyi planlıyor. CHP olarak bunları
doğru bulmuyoruz. Peki o insanların güvenliğini Suriye yönetimiyla
görüşmeden nasıl sağlayacak? Bu olmadan hayata geçirilecek bir
güvenli bölge planı Suriye’yi böler.”


FIRAT’IN DOĞUSUNA OPERASYON OLMASIN


Sonuç bildirgesinde PKK/YPG’den hiç bahsedilmezken, CHP’nin
Fırat’ın doğusuna bir operasyona karşı olduğu açık şekilde ifade
edildi: “Türkiye’nin Suriye sahasındaki askeri varlığının
kontrollü biçimde azaltılması yerine sürekli artırılmaya
çalışılması ülkemizi çoklu güvenlik tehditleriyle karşı karşıya
bırakmaktadır. Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığını genişleterek
masadaki gücünü artıracağı düşüncesi tehlikeli bir hayaldir.
Türkiye’nin desteklediği örgütlerin yerlerinden ettiği sivillerin
öfkesinin ülkemize yönelmesinden endişe duyulmaktadır.”


Tarabya buluşmasına katılan CHP’li eski Dışişleri Bakanı Hikmet
Çetin, Esed rejimiyle ilişki kurulmasını isteyerek PKK/YPG’ye
‘savaş açtığından ötürü’ Türkiye’yi eleştirdi: "Esed ile
ilişki kurulduğu zaman Fırat’ın doğusunda güvenli bölgeye ihtiyaç
kalmayabilirdi. Türkiye, iyi ilişkiler kurmak yerine iki tarafa da
savaş açtı. Hem kuzeydekilere (PKK/YPG’ye) savaş açtı Türkiye hem
de Şam’a savaş açtı.”


ÖRGÜT SÖZCÜSÜ


CHP’nin konferansına konuşmacı olarak katılan isimlerden birisi
de Fırat’ın doğusuna pek çok kez giderek burada PKK/YPG’lilerle
samimi görüntüler veren ABD’li akademisyen Amy Austin Holmes oldu.
Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik faaliyetlerinden ‘işgal’ ve
‘istila’ diye bahseden Holmes şunları kaydetti: “Kongre
desteği ile Suriye Çalışma Grubu tavsiye niteliğinde bir çalışma
yaptı. Şu tavsiyeler önemliydi; ABD askeri güçlerinin çekilmesinin
sona erdirilmesi. Türkiye’nin daha fazla Kuzeydoğu Suriye’yi istila
etmemesi için SDG ve PKK ile barış görüşmelerinin yapılmasından
bahsediliyor. ABD Suriyeli mültecilerin ülkelerine zorla iade
edilmesine karşı. Suriye Çalışma Grubu’ndan bunlar çıktı. Bu,
ABD’deki iki partinin de birlikte seçmiş olduğu bir gruptan çıkan
sonuçlar.” Holmes’in ‘ABD tezi’ diye aktardığı cümleleri
CHP’li Ünal Çeviköz’ün de aynen dillendirmesi dikkat çekti.


PKK/SDG’Yİ ÖVDÜ


Konuşmasında PKK işgalindeki her yeri ziyaret ettiğini anlatan
Holmes, ‘SDG’ isminin PKK/YPG’nin tabelasından başka bir şey
olmadığını ABD’li generallerin itiraf etmesine rağmen iki örgütün
aynı olmadığını savundu. Suriye’de PKK paçavraları önünde keyifle
poz veren Holmes şu ifadeleri kullandı:


“ABD medyası ve uluslararası medya SDG’yi ‘Kürt’ bir güç olarak
tanımlıyor. Bu aslında doğru değil. Çünkü Suriye Demokratik Güçleri
aslında içerisinde birçok etnik yapının olduğu bir grup. Ve kontrol
ettikleri bölgeye bakacak olursak, giderek daha fazla alanı
IŞİD’den kurtardılar. Rakka, Deyrizor gibi alanları
özgürleştirdiler. Yani SDG kesinlikle birçok etnisitenin olduğu bir
grup. Suriye Demokratik Konseyi tarafından yönetiliyor ve zaman
içerisinde daha da kapsayıcı oldular. Suriye Demokratik Konseyi
nasıl zaman içerisinde daha kapsayıcı hale geldiyse, uluslararası
toplum da Suriye Demokratik Konseyi’ni Suriye’nin geleceğini
konuşurken konuşmalara dahil etmeli.”


Yorumlar