İçişleri Bakanı Soylu: “Emniyet’ten KHK ile ihraç edilenlerin sayısı 33 bin”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “güvenlik Yönetiminin Dönüşümünde İhtiyaç Duyulan İnsan Kaynaklarının Değerlendirilmesi Çaliştayi”na Katıldı. Bakan Soylu, “emniyet Teşkilatından 17-25 Aralık Ve 15 Temmuz Sonrasında Sadece Khk Yoluyla İhraç Edilenlerin Sayısı Yaklaşık 33 Bindir” Dedi.
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Güvenlik Yönetiminin
Dönüşümünde İhtiyaç Duyulan İnsan Kaynaklarının Değerlendirilmesi
Çalıştayı”na katıldı. Bakan Soylu, “Emniyet teşkilatından 17-25
Aralık ve 15 Temmuz sonrasında sadece KHK yoluyla ihraç edilenlerin
sayısı yaklaşık 33 bindir” dedi.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nde düzenlenen törene
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş
ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Dekanı Prof. Dr. İsmail
Hakkı Demircioğlu katıldı. Tören öncesinde okunan istiklal marşının
ardından konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 500 milyar dolar
maliyetli birinci dünya savaşında 16 milyon insan öldüğünü
vurgulayarak, “İkinci dünya savaşında ise 1,5 trilyon dolar
maliyetle ortalama 45 milyon insan hayatını kaybetti. Oysa bugün
yıllık 1,7 trilyon dolar küresel savunma harcamasıyla, resmi olarak
hiçbir ülke birbiriyle savaş halinde değilken; terör sebebiyle
yılda 20 - 25 bin civarında insanın hayatını kaybettiği bir dünyada
yaşıyoruz” diye konuştu.
Uyuşturucu ve kaçak göçten dolayı hayatını kaybedenlerin
arttığını anlatan Bakan Soylu, “Diğer başlıklardaki can kayıpları
artmış durumda. Sözgelimi uyuşturucuya bağlı doğrudan ölümler, 2015
yılı verileriyle 167 bin kişi, kaçak göç de ayrı bir can kaybı
sebebi. İnsanlar denizlerde, göçmen botlarında boğuluyorlar,
sahillere çocuk cesetleri vuruyor veya bir minibüsün içindeki 50
kişi trafik kazasında can verebiliyor” şeklinde konuştu.
Her yıl 1 milyon 300 bin insanın trafik kazalarında hayatını
kaybettiğini belirten Bakan Soylu, “Trafik kazalarında her yıl 1.3
milyon insan hayatını kaybediyor. Bunlar, kollukla ilgili alanlarda
yaşanan kayıplar. Tabi sadece can kaybına odaklanmamak gerek.
İnsanların bu dünyada huzur içinde, acı çekmeden yaşaması da bizim
sorumluğumuzda. Zorla yerinden edilen 70 milyon 800 bin insan;
mültecilik, fakirlik; siber saldırılarla devletlerin ve kurumların
uğradığı zararları da toplarsak, çıkan sonuç şudur; 21. yüzyıl
insanı; teknoloji ve gelişmişlikle en fazla temas eden insan, ama
tarihin en mutlu insanı değil” dedi.
Teknoloji ve modernliğin yeni imkanlarla birlikte yeni
tehditleri de beraberinde getirdiğini bildiren Bakan Soylu, şunları
kaydetti:
“Teknoloji ve modernlik, yeni imkanlarla birlikte yeni
tehditleri ve mevcut tehditlerin büyümesini beraberinde getiriyor.
Yani yeni suçlar, yeni suçlular ve yeni mağdurlar. Bu resim, bizden
doğal olarak yeni bir parça istiyor. O da ‘yeni kolluk’ olarak
ifade edebileceğimiz anlayıştır. Yükselen problemlere, artan ve
değişen tehditlere, sadece silahlı personel sayısını arttırmakla
cevap vermek, 21. yüzyılın hiçbir problemini çözmeyecektir. Yeni
bir dünya düzeninden bahsediyorsak, yeni suçlardan veya yeni
tehditlerden bahsediyorsak, yeni çözümlerimiz, yeni önlemlerimiz ve
bunların ortasında yeni bir kolluk anlayışımız olmak zorundadır.
Yeni kolluk olarak ifade ettiğimiz, yüksek vasıflı, teknolojiyi en
üst seviyede kullanan, problemlerin tekniğine ve dolayısıyla
çözümün de tekniğine vakıf; işinde uzmanlaşan bir kolluk yapısına
kavuşmaktır. Yeni bir şey mi söylüyoruz? Aslında hayır.
Zamanımızdan yaklaşık 2500 yıl önce, Platon’un ‘devlet’ adlı
eserinin büyük kısmında Sokrates, ideal devleti ayakta tutacak olan
koruyucuların sahip olması gereken nitelikleri tarif eder. Tarih
boyunca yazılmış pek çok siyasetname de bu konuya bir şekilde temas
eder. Yani kolluk gücünün sadece sayısı değil, bilgisi, ahlakı ve
eğitimi, tarih boyunca devletin ayakta kalabilmesiyle
ilişkilendirilmiştir.”
Türkiye’nin 15 Temmuz’dan sonra kolluk birimleri ile ilgili çok
ciddi adımlar attığını söyleyen Bakan Soylu, “Türkiye, özellikle 15
Temmuz’dan sonra, güvenlik alanındaki pek çok meselede olduğu gibi
kolluk birimlerimizle ilgili de çok ciddi adımlar atmış ve bu
noktada belirli bir politika takip etmiştir. Politikamız şudur;
yüksek ahlaklı, yüksek teknik ve teknoloji kapasiteli, iyi
eğitimli, olay ve tehdit sayısına göre optimum düzeyde belirlenmiş
sayıda ve mutlaka görevde uzmanlaşmayı önceleyen bir anlayışla
oluşturulmuş bir kolluk personeli yapısına ulaşmak ve bu personel
yapısıyla 15 Temmuz sonrasında tepkisel değil, ilkesel bir güvenlik
yönetimi ortaya koyabilmek. Biz bugün sadece terörle mücadele
etmiyoruz. Sadece FETÖ ve PKK’yı kovalamıyoruz. İçişleri Bakanlığı
olarak, bir yandan PKK, FETÖ, DEAŞ, aşırı sol terör örgütlerin
oluşturduğu tehditleri eşzamanlı olarak bertaraf etmeye çalışırken;
bir yandan da trafik güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz. Bir yandan
uyuşturucuyla mücadele ediyoruz; diğer yandan şehirlerdeki asayişi
takip ediyoruz. Bir yandan siber suçlarla yüksek seviyede bir
mücadele içindeyiz, öte yandan denizde ve karada göçmen kaçakçılığı
ile uğraşıyoruz. Bunların her biri, ayrı uzmanlık alanları, her
birinin bilgisi, eğitimi farklı ve bunların her biri acil, önemli;
görmezden gelemeyeceğimiz; birine ağırlık verip diğerini
bekletemeyeceğimiz konular” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz sonrasında Emniyet’ten KHK ile ihraç edilenlerin
sayısının 33 bin olduğunu kaydeden ve çarşı ve mahalle bekçiler
konusunda attıkları adımlardan da bahseden Bakan Soylu, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Emniyet teşkilatından 17-25 Aralık ve 15 Temmuz sonrasında
sadece KHK yoluyla ihraç edilenlerin sayısı yaklaşık 33 bindir.
Gerçekleştirdiğimiz alımlarla bu gerilemeyi kapattık ve artıya
geçtik. Şu an emniyet hizmetleri sınıfında görev yapan personel
sayımız 306 bin kişidir. Personel noktasında bahsettiğim ilkeler
ışığında attığımız önemli bir adım da çarşı ve mahalle bekçileri
adımımız oldu. Tehdidin çeşitlenmesi karşısında kolluğun
çeşitlenmesi anlayışımızın bir yansımasıdır. Yani çarşı ve
mahallede asayişin sağlanması için ayrı bir birim kullanma yoluna
gittik. Bu noktada bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, bir
süredir işlerliğini kaybetmiş olan bekçilik müessesesini yeniden
ihya ettik. 2016’dan itibaren yeni alımlar yaptık ve bugüne kadar
ülke genelinde 19 bin 600 bekçiyi göreve başlattık. Eski dönemden
kalanlarla halen bekçi sayımız 21 bin 300’dür. 8 bin 242
arkadaşımızın da alım süreci devam etmektedir. Bu sayede 30 bine
yaklaşmış olacağız."
Evden hırsızlık olaylarına ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan
Soylu, 2019 yılının 8 ayı itibarıyla günlük ortalama evden
hırsızlığın 176’ya düştüğünü vurgulayarak, büyükşehirler bazına
bakıldığında aynı periyotta daha keskin düşüşler görüldüğünü
söyledi. Bakan Soylu, günlük evden hırsızlık ortalamasında
İstanbul’da yüzde 38, Ankara’da yüzde 79, İzmir’de ise yüzde 56
oranında azalış olduğunu bildirdi.