Tartışmalı “yaz saati” sürecek mi?
Sürekli yaz saati uygulaması, 30 Ekim'de tekrar yürürlükte olacak. Ancak Resmi Gazete’de yayınlanan bir karar, uygulamanın 30 Ekim 2018’de sona ereceği şeklinde yorumlandı. Uzmanlara göre ise hükümet uygulamada ısrarlı.
Abone olGeçen yıl kamuoyunda tepki toplamasına rağmen yürürlüğe sokulan “sürekli yaz saati” uygulaması, 30 Ekim’den itibaren bir yıl süre ile yeniden yürürlükte olacak. Böylelikle 30 Ekim 2016 tarihinde olduğu gibi bu yıl da yine saatler bir saat geri alınmayacak, “kış saati”ne geçilmeyecek. Böylelikle Avrupa Birliği’nin 28 Ekim’de kış saatine geçmesi ile birlikte, Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki saat farkı da yeniden 2 saate çıkmış olacak.
Sürekli yaz saati uygulamasına tepkiler ise dinmiyor. Özellikle
anaokulu ve ilköğretim çağındaki çocukların karanlıkta okula
gitmesine neden olduğu için eleştirilen uygulamanın vaat edilen
elektrik tasarrufunu da sağlamadığı iddia ediliyor. Hatta Elektrik
Mühendisleri Odası’nın (EMO) elektrik idaresi tarafından açıklanan
resmi verilere dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, geçen yılki
uygulama tasarruf bir yana yaklaşık 3 milyar TL’lik ek tüketime
neden oldu. Hükümet kanadı ise, sürekli yaz saati uygulamasının
tasarruf sağladığı görüşünde ısrarlı.
Danıştay durdurdu, Torba Yasa’ya girdi
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 27 Eylül tarihinde yaz saati
uygulamasını sürekli hale getiren Bakanlar Kurulu kararının
yürütmesini durdurmuştu. Kararda, yaz saati uygulaması konusunda
Bakanlar Kurulu’na verilen sınırlı yetkinin sürekli hale
getirilmesinin yetki aşımı olduğu vurgulanmıştı. Ancak hükümet,
daha önce Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılması gündeme
gelen kalıcı yaz saati uygulamasını 130 maddelik torba tasarıya
eklemişti. Böylelikle Avrupa Birliği’nde 28 Ekim’de kış saati
uygulamasına geçilirken, Türkiye yaz saati uygulamasına devam
edecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da CHP
İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, yaz saati uygulamasına
ilişkin yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, kalıcı yaz saati
uygulamasının değiştirilmesine yönelik hazırlık olmadığını
açıklamıştı.
2018’de kış saatine dönülecek mi?
Öte yandan 28 Ekim tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar
Kurulu‘nun 23 Ekim 2017 tarihli kararında ise yaz saati
uygulamasının bir yıl süreceği ve 28 Ekim 2018 tarihinde saatlerin
bir saat geri alınacağı belirtildi. Bu durum, hükümetin yaz saatini
sürekli kılmaktan vazgeçtiği yorumlarına neden oldu. Ancak Elektrik
Mühendisleri Odası’ndan (EMO) yapılan açıklamada, Resmi Gazete’de
yer alan kararın yaz saatinden dönüş anlamına gelmediği, söz konusu
kararın Danıştay’ın dikkat çektiği yasal düzenlemeye uyuluyor
görüntüsü vermek için alındığı öne sürüldü.
“Dağıtım şirketleri memnun”
DW Türkçe’ye konuşan Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube
Başkanı Erol Celebsoy, hükümetin yaz saati uygulamasındaki ısrarını
anlayamadıklarını söylüyor. Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ)
tarafından yayınlanan resmi verilere göre geçen yıl yaz saati
uygulamasına devam edildiği 30 Ekim 2016 – 26 Mart 2017
tarihlerinde, elektrik tasarrufu bir yana tüketimin 7 milyar
kilovat saat arttığına işaret eden Erol Celebsoy, “Bu da maddi
olarak 2,8 milyar TL daha fazla elektrik tüketmişiz demek oluyor”
diyor. Yaz saatinde ısrar etmenin elektrik tüketimini artırdığını,
bu durumun da en çok tamamen özelleştirilen elektrik dağıtım
sektörüne yaradığına işaret eden Celebsoy, “Elektrik dağıtım
şirketleri için daha fazla tüketim, daha fazla kazanç demek. Bu
uygulamadan tek memnun olanların bu şirketler olduğunu görmek
lazım” değerlendirmesinde bulunuyor.
“Ailelerin faturası kabarıyor”
Yaz ve kış aylarında, gün ışığından en fazla yararlanılabilecek
saatlerin farklı olduğunu dile getiren Bilkent ve Atılım
Üniversiteleri Öğretim Görevlisi ve Petrol Mühendisleri Odası
Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir ise,
“Dolayısıyla sürekli yaz saati uygulamasının elektrik
tasarrufu sağlamayacağı açıktır” diyor. DW Türkçe’ye konuşan Pamir,
sürekli yaz saati uygulamasının iddia edilenin aksine elektrik
tasarrufu yaratmadığını, ailelerin elektrik faturalarını ise
artırdığını dile getiriyor. Pamir, “Özellikle batı illerimizde,
güneşin geç doğacağı gerçeği ile birlikte, elektrik tüketiminin
yoğun olduğu bölgelerin de batıda yer aldığı düşünüldüğünde; alınan
karar, özellikle hanelerin elektrik faturasını artırıyor.
Bakanlığın açıklamalarının, hiçbir inandırıcı ve bilimsel yanı
yoktur” diye konuşuyor.
“İTÜ raporunu gören yok”
Hükümet ise, sürekli yaz saati uygulamasının tasarruf sağladığında
ısrarlı. Bu konuda İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) ekim
ayında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sunduğu rapor ise,
hükümet çevrelerinin sürekli yaz saati uygulamasının tasarruf
sağladığı iddialarına dayanak teşkil ediyor. İTÜ’nün raporuna göre,
yaz saati uygulamasının tüm yıl boyunca kullanılması ile geçilen
SSU (Sabit Saat Uygulaması) hem elektrik tüketiminde tasarruf
sağladı, hem de enerji sektöründe 2 milyar dolarlık yatırım
ihtiyacını da devreden çıkardı. Rapora göre, sürekli yaz saati
uygulaması ile geçen yıl Türkiye 1 milyon 308 bin 297 MWh
(megavatsaat) daha az elektrik tüketti ve böylelikle 540 milyon TL
ile 800 milyon TL arasında tasarruf elde edilmiş oldu.
Ancak DW Türkçe’ye konuşan uzmanlar, İTÜ’nün hazırladığı raporun
açıklanmadığını, raporda olduğu belirtilen verilerin ise gerçeği
yansıtmadığı görüşünde. İTÜ Raporu’nun “bilimsel olmayan,
kanıtlanamayan gerekçelerle ve ayrıntıları bilinmeyen” bir rapor
olduğunu söyleyen Necdet Pamir, "Son yıllarda yapılan tamamen
siyasi atamalarla, üniversitelerin çok büyük bölümü, bilimsel,
özgür ve nesnel çalışma yapmaktan ziyade, tek bir kişinin dudağına
endeksli zaman geçirdiğinden, ülkemizde bilime ve üniversitelere
olan saygı ve güven de erozyona uğramış durumda. Yani ‘İTÜ Raporu'
demekle, yapılan uygulama haklılık ve saygınlık kazanmıyor”
değerlendirmesinde bulunuyor. EMO İstanbul Şube Başkanı Erol
Celebsoy da bugüne kadar gerek bakanlığa gerekse İTÜ’ye söz konusu
raporun tamamının açıklanması için talepte bulunduklarını ancak
yanıt alamadıklarını söylüyor. “Eğer böyle bir rapor varsa biz de
metodolojisini görmek, okumak istiyoruz. Eğer tasarruf iddiası
matematiksel olarak doğruysa bunu kabul ederiz” diyen Celebsoy,
buna rağmen hâlâ raporun kamuoyuna açıklanmadığına dikkat
çekiyor.