Galatasaray eski başkanı Adnan Polat’tan gündem yaratacak sözler!
Galatasaray'ın eski başkanı Adnan Polat, TRT Spor'da yayınlanan Ajans Saati programında açıklamalarda bulundu. Adnan Polat, Yasin Dallı'nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda, Demirören Haber Ajansı Spor Müdürü Uğur Demirkırdı, Anadolu Ajansı Spor Yayın Yönetmeni Ersin Şiyhan ve İhlas Haber Ajansı Spor Müdürü Mustafa Karagöl'ün sorularını yanıtladı.
Abone olGalatasaray'ın CAS başvurusunu değerlendiren Polat,
"Galatasaray'ın CAS'a başvurması, alınmış bir karar vardı UEFA
tarafından ve bu kararı gözden geçirip yeniden Galatasaray'a dönmek
istediler. Galatasaray da bu yüzden CAS'a başvurmuştur ama sadece
Galatasaray'la ilgili değil bu durum Finansal Fair Play'i biz
Türkiye'ye öğretemedik. UEFA'nın öğretmeye çalışması zoruma
gidiyor. Ben 2008'den itibaren gelecekte bu tür durumlar olacağını
söylemeye başlamıştım. Uyarıyordum da. Bu olaylar benim için
sürpriz değildi. UEFA zaten bunları yayınlamıştı. Ben de şapkadan
tavşan çıkarmadım. UEFA'nın yayınladığı yeni yönetmeliği duyurmaya
çalıştım ancak bizde günü kurtarma felsefesi olduğu için kimse
gelecek için çabalamıyor. Taraftarları anlıyorum ama kulüpler,
camialar geleceğe yönelik işler yapmalılar. Bunları oluşturduğumuz
takdirde Galatasaray'ın 2014'te sıfır borçla girmesi gerekiyordu.
Ancak gelirler har vurup harman savruldu, neticesi de böyle oldu.
Son yönetim 7 yıllık harcamalar nedeniyle bu durumda. Hemen
temizlenmesi çok uzun zaman alacak ve kimse buna sabır
gösteremeyecek. Bir ileri iki geri devam edecek ama bu Türk futbolu
için geçerli. Modelimizi değiştirmemiz lazım. En basiti, İngiliz
modeline dönmek. Finansal Fair Play'i kendimiz kontrol ederiz.
Hemen yapılırsa Türk futbolu, kendi kendini kontrol eden bir sektör
olarak hayatını devam ettirebilir" açıklamasında bulundu.
"BİZİM PROJEKSİYONUMUZDA 2014'E BORÇSUZ
GİRİYORDUK"
Galatasaray'ın borçlarından söz eden Adnan Polat, yönetimiyle
birlikte hazırladıkları projeksiyonda sarı-kırmızılı kulübün 2014'e
borçsuz girmesi gerektiğini söyledi. Polat, "2011'de Galatasaray'ın
banka borcu 110 milyon Dolar civarındaydı ben bırakırken. Toplamda
ise 328 milyon Dolar'dı borç. Benden önce ise 2006'da, 228 milyon
Dolar'dı. Benim dönemimde 100 milyon Dolar artmış, kulübün
hisseleri alındı. Halka açık olan hisselerden. Stat yapıldı. Ciddi
para harcandı. 1996'dan 2006'ya kadar devlete ait olan
gayrimenkullerin hiçbirinin parası ödenmemişti onlar ödendi. İcra
takipleri ödendi. UEFA'da problemde birinci sırada olan kulüptük,
onlar ödendi ve borç yükseldi. Ama gelirimiz de 70 milyon Dolar'dı.
Projeksiyonumuzda Galatasaray 2014'e sıfır borçla giriyordu.
Maalesef bize 2011'e kadar müsaade edildi ve ayrıldık. Sonrasındaki
yönetimler de 'Ben şampiyon olayım benden sonrası tufan'
düşüncesiyle yaklaştı. Gelirlerin bir kısmı TL olduğu için ve
kurlar bu durumda olduğu için nasıl kurtulur bilmiyorum.
Sponsorluklar düştü. Güven unsuru ortadan kalktı. İnşallah Türk
futbolu yeniden inşa edilir ve ivme kazanırız" ifadelerine yer
verdi.
"GALATASARAY'DAN NASİPLENENLERİN AYAĞINA
BASTIM"
Kendi döneminde 38 kişiyi yolsuzluk nedeniyle kulüpten attığını
belirten eski başkan, "Ben 2011'deki durumu şöyle
değerlendiriyorum, Galatasaray'dan nasiplenen insanların ayağına
çok bastım. Söz konusu kulüp olduğunda sıfır toleransla gidiyordum.
38 kişiyi yolsuzluktan kulüpten attım ben. Bir kısım manevi olarak
kulüpten menfaatleniyordu, onların söz sahibi olmasını engelledim.
Bir grup da benden rahatsız olmaya başladı. Bir kesim var yüzde
5-10'luk kesim. Galatasaray'dan bir şeyler kazanmaya çalışıyorlar.
Bunları kulüpten çıkardım. Onları kulüpten uzaklaştırdığımda
bazıları da duygusal hareket etti ve uzaklaştılar. Birçok kimsenin
Galatasaray menfaatlerini korumak için canını yaktım ve karşıma da
böyle bir sonuç çıktı. Galatasaray'da neredeyse her ay lisede aynı
sınıfta olan arkadaşlar toplanıyorlar. Mesela biri soruyor, 'Başkan
seni neden attı?' diye, diğeri de diyor, 'Lise düşmanı başkan'
diye. O da duygusal bir bağ oluşturuyor tabii. Bir de tüzüğü
değiştirmemiz gerekiyordu. Düzenlemeyi yaparken bana dokunma
yanarsın dediler ama yapmak zorundaydık. Süresi dolmuştu. Birde
lise dışında üye alamıyorduk, almak istiyorduk. Eskiden Galatasaray
Lisesi'ne çocuk gelirdi, 18 yaşına kadar devşirirdi o çocuğu
Galatasaray. Ama şimdi 14-15 yaşındaki geliyorlar, onlar da
takımlarını seçmiş oluyorlar belki rakip takımın taraftarları. E
onlar da kulübe giriyordu. Bizim dışarıdan üye sokmamız lazımdı. O
üye alma konusu da genel kuruldan geçtikten sonra 400 kişiyle
sınırlandırıldı. Başka kimseler inisiyatif almak isteyince,
liseliler dışındakilere izin vermedim. Sonrasında da bana karşı bir
haçlı seferi başladı. Ben liselileri korurken, liselileri kandırıp
bana karşı kullandılar. Şimdi her şey ortaya çıkmaya başladı"
şeklinde konuştu.
"MUSTAFA BAŞKANA TEŞEKKÜR EDERİM"
Sarı-kırmızılı ekipte yeniden başkan olmayı düşünmediğini ancak
kendisinden yardım isteyen her yönetime destek olabileceğini
belirten Polat, başkan Mustafa Cengiz'in kongrede kendisinden özür
dilemesinin hatırlatılması üzerine ise, "Mustafa başkana da
kongreye de teşekkür ederim. Kırgınlık geçiyor belki. Kongre de
kalkıp alkışlıyor, destek olarak algılıyorum. Kabul ettiler yanlış
yapıldığını. Çünkü çok üzülmüştüm, ben kulüpten hiçbir şey
beklemeden uzun yıllar hizmet ettim hala da elimden gelen bir şey
olursa yaparım Galatasaray için. Usulsüz bir şekilde idari ibra
diye bir şey çıkarılmıştı ve 46 yargıcın 46'sı da ibra etmedi.
İnşallah bundan sonrasında aynı kabalık hiçbir başkana yapılmaz
çünkü Galatasaray'ı çok zor günler bekliyor" dedi.
"GAYRİMENKULLER SATILSA DA BORÇLAR KAPANMAZ"
Sarı-kırmızılı kulüpte gündemde olan gayrimenkullerin satılmasıyla
ilgili düşüncelerini aktaran Polat, "92'de yeni bir takım kurmamız
gerekiyordu ve Ümit Milli Takım'dan çocuklarla kurduk. Çok düşük
bir maliyetle. İki yıl şampiyon olduk. Sonra seçim yapıldı ben de
96'da ayrıldım. Çünkü politika yapmaya değil, hizmet etmeye
gelmiştim. 2006 Galatasaray'da benim gördüğüm en kötü dönemdi.
Futbolcular antrenmanlara çıkmıyordu. Özhan Canaydın yardım
isteyince ben de katıldım yönetime. Benim için o dönem öncelik
geleceği kurtarmaktı. Işığı da gördük ama seçim kararı alıp, aday
olmadık. Sonrasında da Galatasaray'ın sıfır borca gelmesi
gerekiyordu ama borcu aynı yerde tutup 5 misli gelir kazanmışlar.
Kapanması gerekiyordu o gelirin. Şimdi Mustafa başkan uğraşıyor ama
bu borcun altından, camia böyle parçalara bölünürken kalkmak çok
zor. Allah yardımcısı olsun. Gayrimenkuller satılsa da borçlar
bence kapanmaz. Şu an borç 520 milyon Dolar dediniz ama böyle devam
ederse de borç daha da çıkacak bence" açıklamasında bulundu.
"COCU'NUN TECRÜBELİ YÖNETİCİLERİ DİNLEMESİ
LAZIM"
Fenerbahçe'nin gidişatını ve Phillip Cocu ile ilgili gelen bir
soruyu ise Polat, "Cocu, Hollanda'da 3 sene takımını şampiyon
yaptı. Rijkaard, Barcelona'yı İspanya ve Şampiyonlar Ligi şampiyonu
yapmıştı. Burada problem nedir diye bakınca, şartlar birbirinden
çok uzak. İnsanların kafa yapılarından bahsediyorum. Rijkaard bizim
takımı kampa almazdı. Bunlar profesyonel futbolcu aileleriyle
kalsınlar, onlar kendilerine bakarlar diyordu. Ama Türk ve Güney
Amerikalılar hiç öyle değiller. Onlar futbolcuların kendilerine
sahip çıkacağını düşündüler ama olmadı. Ben bunları anlattım,
söyledim ama en ufak bir değişiklik yapmadı. Mecburen gönderdik.
Aynı durum Fenerbahçe için geçerli. Cocu, tecrübeli yöneticileri
dinlerse ve uygulamalarını ona göre yaparsa Fenerbahçe yol alabilir
Cocu ile. Rakibimiz de olsa umarım Fenerbahçe, Cocu ile iyi yol
alabilir. Neticede Fenerbahçe'nin rekabet içinde olmadığı bir ligde
ekonomik olarak da olumsuz etkileniyor" şeklinde yanıtladı.
"FATİH TERİM'LE ÇALIŞMAK İSTEMİŞTİM"
Galatasaray başkanlığı yaptığı dönemde Fatih Terim ile çalışmak
istediğini ancak olmadığını belirten Adnan Polat, "Şu anki
düşüncemle istemezdim. Ama hayırlı olsun Galatasaray'a" ifadelerine
yer verdi.
Sarı-kırmızılı takımı değerlendiren Polat, konuşmasını şöyle
sürdürdü; "Galatasaray'ın eksiği olduğunu düşünmüyorum. Stat
doluyor ve en önemli avantajı bu takımın. Takımı da iyi buluyorum.
Eksik varsa da, hocalar altyapılardan yetiştirsinler. Hep hazır
hazır olunca, borç alıp başını gidiyor. Bir maça gelmek istiyorum.
Özledim, 3-4 yıl locam vardı ama hiç gitmedim hep boş kaldı.
Yeniden almam lazım çünkü ekonomik olarak da destek olmak isterim.
Stadın oradan 2 kez geçiyorum. 5 senemi verdim stadın yapılması
için sanırım gidip de maç izlemeyi hak ediyorum artık."
"TÜRK FUTBOLUNUN İNGİLİZ MODELİNE GEÇMESİ
GEREK"
Türk futbolunun yeni ivme kazanması için federasyonun İngiliz
modeline geçmesi gerektiğini belirten Polat, "TFF'nin yönetim
modelini değiştirmesi lazım. Maç organizasyonunu yapması, hakemleri
organize etmesi lazım. Bütçeyle ilgisi olmamalı. Benim dönemimde
Aziz Yıldırım, Kulüpler Birlği başkanıydı. Çalıştık bu model için
ama olmadı. Kulüpler Birliği bir şirket kurmalı ve Finansal Fair
Play'i kontrol etmeli. Bu şirketin profesyonel ekibi kulüpleri
incelemeli ve kuralların dışına çıkılmasına izin vermemeli.
Çıkıldığı anda ise TFF'ye haber verilmeli ve yaptırım uygulanmalı.
Bu olmazsa işin içinden çıkılmayacak. Kendi kendini koruyan bir
mekanizmaya gidilmeli ve bu yapılabilir. Fikret başkanla konuştuk,
böyle bir uygulama anlatmıştı. Çok sevinmiştim ama ne oldu onu
bilemiyorum. Bir de yabancı oyuncuyla ilgili kurallar konmalı.
Kulüpler de bütçelerinin kayda değer bir kısmını altyapıya sokup,
futbolcu yetiştirmeli" dedi.
"ARDA, BENİM İÇİN HAYAL KIRIKLIĞI OLDU"
Başkan olduğu dönemde Arda Turan'dan çok umutlu olduğunu ve yıldız
futbolcunun da Barcelona'ya transfer olana kadar kariyerini iyi
şekillendirdiğini belirten Polat, "Benim dönemimde Arda'nın
futbolundan, ahlakından çok memnundum. Atletico Madrid'den
Barcelona'ya gidene kadar iyiydi. Ama para, şöhret herkes idare
edemiyor. Şu anda olanları da üzülerek izliyorum. Daha başarılı
olmasını isterdim. Hayal kırıklığı ve üzüntü var Arda ile ilgili
umarım toparlar kendisini" şeklinde konuştu.
"ALİ KOÇ'UN YAPMAK İSTEDİKLERİNİ ANLIYORUM"
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un sarı-lacivertli kulüpte yaptığı ve
yapmak istediği değişimlerle ilgili yorumlarda bulunan Polat,
sözlerini şöyle sürdürdü; "Ali Koç'un ne yapmak istediğini
biliyorum, anlıyorum. Çünkü bende yapmak istemiştim. İnşallah
yapabilir çünkü Türk futboluna örnek olacak ve diğer kulüpleri de o
yöne itecek. Yapabilir ama birçok insanı rahatsız edecek. Bunu
yapabilmesi için elinin kuvvetli olması gerekiyor bu da futbol
takımının iyi sonuçlar alması demek. Şansı yaver gitmedi şu ana
kadar ama inşallah düzelir."