En yakın arkadaşım sevgilimi elimden aldı
“Acıdan duvarları tırmaladım... Bir anda saçlarımın önü bembeyaz oldu...”
Abone olBunlar ‘Miş Miş’ parçası YouTube’da 180 milyondan fazla izlenen, ismini pop müziğin yeni yıldızı Simge’ye ait... ‘Ben Bazen’, ‘Öpücem’ ve ‘Aşkın Olayım’ gibi hitlerin yaratıcısı Simge bu röportajda, başarının neden tesadüf olmadığını anlattı, hatta geçmişini “Parasızdım ve parasızlığı dibine kadar yaşadım” diye özetledi. Hürriyet'ten Hakan Gence, Simge’yle Ozan Doğulu’nun yeni albümünde söylediği ‘Ne Zamandır’ vesilesiyle buluştu, koyu bir sohbete oturdu. İşte kendi ağzından başarıya giden yolda yaşadıkları...
Yıl 2015... ‘Miş Miş’ isimli şarkınız bir gecede milyonlarca kez
dinlendi. Her şey bu kadar kolay mı gelişti?
- Keşke... Ama hiç kolay değildi. Defalarca yere düştüm, “Nasıl
kalkacağım” dedim.
Biraz açar mısınız?
- Herkesin beni tanıdığı ‘Miş Miş’ şarkısı öncesinde hiç tutmamış
işlerim, hatta ‘Yeni Çıktı’ isimli bir albümüm vardı. Dolayısıyla
sizler beni ‘Bir şarkıyla patlayan kız’ olarak görüyordunuz. Oysa o
albümüme de çok inanmıştım. Her dinleyen “Bu iş kesin patlar”
demişti. Hayat sürprizlerle dolu ve size kötü sürprizler de
yapabiliyor.
O zaman eksik olan ama şimdi tam olan nedir?
- O zamanlar şimdiki kadar güçlü değildim. Tecrübesizdim. Artık
arkamda işlerimi yürüten ciddi bir ekibim var.
O kadar kırılgan ve hayata o kadar kırgınım ki...
Arkadaşım beni ağlayarak markete götürdü, dolabı doldurdu
Maddi zorluklar yaşadınız mı?
- Çoook. Mesela buzdolabımın boş olduğu bir gün var. Serdar
Ortaç’la çalışan vokalist arkadaşım Nihan Çilesiz, 2011’de
Ortaköy’deki evimde bir gün beni ziyarete geldi. “İçim kazındı”
dedi. Bunu demesinden o kadar korkuyordum ki... Mutfağa gitti,
buzdolabını açtı, bomboş! Hiçbir şey yok. O gün beni ağlayarak
markete götürdü, dolabımı doldurdu.Hiçbir
şey göründüğü kadar kolay değil tabii...
- Evet. Parasızdım ve parasızlığı dibine kadar yaşadım. Bunlar da
beni çok güçlendirdi. Mesela şu an 45 kiloyum ama bir dönem çok
kilo almıştım. Sürekli makarna yiyordum. İnsanlar, “Neden bu kadar
kilo aldın?” diye sorduklarında, “Sadece makarnaya param yetiyor”
diyemiyor, uyduruk cevaplar veriyordum.
Aileniz neredeydi? Size destek olmuyorlar mıydı?
- Asla onlara bir şey söylemezdim. Çünkü hep kendi kanatlarımla
uçmak istedim. Bunun arkasında da babamdan bana gelen güç vardı.
Bunları anlatırken de beni bir yerlerden duyduğunu biliyorum. Ben
babamın kızı değil, oğluydum ve hep dimdik ayakta durdum,
durmalıydım.
Babanızın mesleği neydi?
- Gitaristti. Sonra o işi bıraktı, elektrik teknisyenliği yaptı.
Ama bizim ailede hep müzik oldu.
Özgür değildim, koşamıyordum
Pes edip olmayacağını düşündüğünüz zamanlar oldu mu?
- Çok fazla. O psikolojide insan bazı şeylere karşı inancını yavaş
yavaş kaybediyor. Mesela ilk albümüm Erdem Kınay prodüktörlüğünde
çıkmıştı. O dönem Kınay’la aramız bozuktu. Kendisiyle beş yıllık
imzam olduğu için başka bir şirketle de çalışamıyordum. Özgür
değildim, koşamıyordum. Ama o sırada Allah bana bir hediye
gönderdi.Hayatta
başka kimse beni Ozan gibi sahiplenmedi
Neydi o?
- Ozan Bayraşa. Bir düzenlemesini dinledim ve “Beni bu çocuğa
götürüyorsunuz” dedim. Aslında onu yaşlı bir adam zannediyordum,
baktım genç. İlk gördüğümde çok etkilendim. Deli doluydu, enerjisi
bana iyi geliyordu. Tanıştıktan sonra onu yanıma çok davet ettim.
Kahvaltıya, yemeğe çağırdım. Bir-iki sefer gelemedi ama sonra
buluştuk ve âşık olduk. Dinlediğiniz şarkıların hepsi o aşkla
yapıldı. Onlar aşkın meyveleriydi. Her seferinde aranjeleri yapıp
sabah Sezen Aksu’nun stüdyosundan geliyor, heyecanla “Bak sana bir
şey dinleteceğim” diyordu. Mesela ‘Prens ve Prenses’ şarkısının
girişini ilk duyduğumda ağlamıştım. Bu, bir şarkıcının başına
gelebilecek en hakikatli gerçekti.
Geçen yıl bu zamanlarda ilişkiniz bitti. Bundan sonra birlikte iş
yapmaz mısınız?
- “Seni gerçek bir sanatçı ve müzisyen yapacağım” deyip bunu
başarmış bir adam olarak hayatımda çok büyük bir yeri var. Ozan’la
her zaman çalışmaya varım. Birlikte iş yapmamamız birbirimize
müzikal olarak ihanet etmemiz demek.
Birlikte bu kadar üretirken ilişkiyi ne bitirdi?
- Aşkın içine iş çok fazla karıştı. Bir baktık sadece şarkı
konuşuyoruz, sevgi geride kalmış. Yoksa aldatma gibi bir şey
olmadı.‘Ünlü
oldunuz ve ilişki sonlandı’ gibi durum yok mu yani?
- Hayır. “Öyle bir şey olur mu” diye kendimden şüphe ettiğim
dönemler oldu ama hiç o tarafa gitmedik. Zaten Ozan’dan ayrıldıktan
sonra da hiç kimseyle beraber olmadım. Spor olsun diye ilişki
yaşamam. Sevmezsem, âşık olmazsam ilişkiye giremiyorum. Ozan’la
yaşadığım şey o kadar gerçekti ki... Beni öyle bir sahiplendi ki bu
hayatta... Başka kimse beni öyle sahiplenmedi.
Şimdi onun hayatında biri var mı?
- Olduğunu duydum. Belki onu mutlu edememiş bile olabilirim. Bu
yüzden onu benden daha çok mutlu edecek biri varsa hayatında o
olsun, mutlu olmasını isterim.
Yeniden şarkılar için bir araya gelirseniz bu aşk başlar mı?
- Bunun cevabını asla vermem. Hayat bu! Ama o beni çoktan
unutmuştur diye düşünüyorum.Siz
hâlâ seviyor musunuz?
- Tabii seviyorum ama âşık değilim.
Herkes öpüşmeyi normal görmeli
Önce ‘Öpücem’ şarkınızın klibi, ardından ‘Aşkın Olayım’ klibindeki
pozlarınızla size “Seksi Simge” demeye başladılar...
- Bunu ilk çıkışımdan beri duyuyordum ama “Ben seksiyim” diye
gezmiyordum.
Şimdi seksi olduğunuzu düşünüyor musunuz?
- Şimdi biraz daha fazla seksi buluyorum. Bu klipleri çekerken
ortaya çok estetik ve sanatsal bulduğum kareler çıktı. Açıkçası
biraz böyle şeyler olsun da istedim.Neden?
- Çünkü her şeyimle çok kapalıydım. “Biraz cesaret istiyor ama
bunları yapabilir miyim?” diye düşünüyordum. Sonra kendime “Ben
cesur bir kadınım ve bunu göstereceğim” dedim.
Nereden geldi bu cesaret?
- Gitgide gençleşiyorum. Bir de özgüven geldi. Sebebi sanırım belki
biraz özgürlük, yalnızlık hissi, tek başınalık... Artık hayattaki
en büyük mottom “Ne istiyorsam onu yap”.
En son Hadise’nin ‘Sıfır Tolerans’ klibi sansürlenmişti. Bu kararı
alırken hiç tereddüt ettiniz mi?
- Hayır, yine de benden öncekilerin başına böyle şeyler geldiği
için “Benim de gelir mi” diye düşündüm. Sansürlenir zannettim çünkü
Türkiye’de yaşıyorum. Başlarda nasıl tepkiler göreceğimi de merak
ettim. Ama yaptığım müzik ve duruşum o kadar kaliteli ki insanlar
altına çirkin şeyler yazamadı. Ucuz bir karakter olsaydım ya da
kendimi doğru ifade edemeseydim bunlar ucuz da durabilirdi ama ben
kendimi doğru ifade ettiğime inanıyorum.Peki,
şarkılardan çok klipteki sahnelerin konuşulmasına nasıl
bakıyorsunuz?
- Ben o cesareti gösterirken bunu göze almıştım. Birçoğumuz
cinselliği normal karşılıyoruz ama gün geliyor bazı kişiler bunu
bozmaya çalışıyor. Sanki yanlış gibi gösteriyorlar. Sanki kimse
öpüşmüyormuş, sanki kimse birbiriyle beraber olmuyor gibi bir algı
yaratılmış oluyor. Aslında herkes sevmeyi, öpüşmeyi normal görmeli.
Ama bununla ne zaman barışacaklar hiçbir fikrim yok.
Kedimi kızım sandılar
* Gelelim bir çocuğunuz olduğu iddialarına...
- Öyle bir şey yok, tabii. Olsa söylerim, ben hiçbir şeyimi
saklamıyorum ki. Yıllar önce kedimden kızım diye bahsetmiştim.
Oradan kızım olduğu iddiaları ortaya çıktı.*
Bu haberi yapan gazeteciye iftira davası açacaktınız...
- Evet, uzlaştık. Karşı taraf için kötü sonuçları olacaktı, kendi
canımın acımasını sevmediğim gibi birilerinin canını acıtmayı da
sevmiyorum. Kinci değilim, yürekli bir kadınım. Bu olayda da sosyal
sorumluluk olması için o kişi tarafından altı tekerlekli sandalye
alındı. Ve konu kapandı. Umarım kendisi de insanlar hakkında yanlış
konuşmamayı öğrenmiştir.
* Savcılığa verilen ifadede o muhabirin bu haberi Ece Seçkin’den
duyduğu iddia edildi. Doğru mu?
- Olayın gazeteye düştüğünün gecesi Ece aradı. “Böyle bir şey
söyleyebileceğime inandın mı?” dedi. Asla inanmadım. Çünkü Ece’yi
ailesine kadar tanırım, bunları söyleyebilecek biri değil. Kendi
aramızda çözdük. Zaten müzik dışında konuşmak ve böyle konuların
içinde var olmak da beni üzüyorEn
yakın arkadaşım sevgilimi elimden aldı
* Şarkılarınızda anlattığınız kadınlar ne kadar sizsiniz?
- ‘Ben Bazen’ şarkısındaki isyankâr kız benim. Çünkü bazen öyle
şeyler görüp yaşıyorum ki sadece bir ağaca konuşmak istiyorum.
* Neden ağaca konuşmak ister bir insan?
- En azından konuştuklarımı değiştirip başkalarına anlatmaz. O
kadar kırılgan ve hayata o kadar kırgınım ki...
* Kim size böyle hissettirdi?
- İnsanlar, arkadaşlarım, geçmişte yaşadığım ilişkiler...
* Ozan Doğulu’nun yeni albümünde söylediğiniz ‘Ne Zamandır’, son
şarkınız. Sözlerinde de ihanet ve aldatılma var.
- Evet, maalesef onu da yaşadım.*
Aldattınız mı aldatıldınız mı?
- Aldatmadım ama çok güzel aldatıldım.
* Yakaladınız mı?
- Hayır gerek kalmadı, kendileri söylediler.
* Nasıl?
- En yakın kız arkadaşım elimden sevgilimi aldı. Bu çok çirkin bir
hikâye... * Neler yaşadınız?
- Âşıktım ve o kişiye çok güzel duygularım vardı. O sırada en yakın
kız arkadaşım da hep bizimleydi. Herhalde etkilendi. Ben bir anda
boşa çıktım, onlar yola devam etti. Ben de hem sevgilimi hem en
yakın kız arkadaşımı kaybettim. Travmaydı. Uzun süre kimseye
güvenemedim. Acıdan duvarları tırmaladım. Bir anda saçlarımın önü
bembeyaz oldu. Üstüne bir de baba kaybı yaşadım. Her şey üst üste
gelebiliyor.
*
Tanıdığımız biri mi?
- Hayır. Ozan’dan (Bayraşa) önce yaşadığım eski bir ilişki.
* Bu yaşananlar size ne öğretti?
- İnsan her şeyi yapacak bir yaratık. Size ihanet de edebilir,
yalan söyleyebilir ya da sizi mutlu edip başarılı yapabilir. Benim
hayatımda da iki hikâye var. Biri bana iyi davranan Ozan, diğeri de
bu anlattığım, ondan önceki birlikteliğim.
Çıkmayan kanunlar yüzünden kendimi karanlığa gömülmüşüm gibi
hissediyorum
* ‘Ben Bazen’ isimli şarkınızda “Gitmek istiyorum bu iklimden”
diyorsunuz. Gerçekten gitmek istediğiniz oluyor mu?
- Bazen sadece evde oturmak istiyorum, bazen de beni kaçırtacak o
kadar dayanılmayaz şeyler oluyor ki... Kaçmak istiyorum.
* Neler?
- Gözlerime bakıp yalan söyleyen insanlarla yüzleşince midem
bulanıyor. Onların enerjisinde kalmamak için arada ülkeyi terk
ediyorum. Ama sonra o topraklara geri dönüyorum.*
Siyasetle aranız nasıl? Apolitik misin?
- Son dönem öyle olmaya başladım.
* Neden?
- Tabii bir fikrim, görüşüm var. Ama bir yandan da bir o taraf, bir
bu taraf var. O fikirden hoşlanmayanlar tarafından eleştiriliyorsun
ve bunlardan çok yoruldum. Bu sebeple sadece müziğimi yapıp
yaşıyorum.
* Dertleriniz neler?
- Kadın hakları, çocuğa taciz ve olmayan hayvan hakları. Hepsi beni
rahatsız ediyor. Bunlarla ilgili çıkmayan kanunlar yüzünden kendimi
karanlığa gömülmüşüm gibi hissediyorum.
* Hande Yener ve bir dönem birlikte çalıştığınız Gülşen, Demet
Akalın gibi pop müziğin dev isimleri arasına adınızı yazdırdığınıza
inanıyor musunuz?
- Bunun cevabını vermek zor ama bunu söyleyenler var. Ben de birkaç
sene önce diyemeyebilirdim ama artık o isimler arasına girdiğimi
söyleyebilirim. Oralarda bir yerde benim de yerim olduğunu
düşünüyorum.
* Geçen dört yılın bir muhasebesini yaparsak neydi sizi farklı
kılan? Kendimle
iç savaşımı gerçekleştiriyorum. Zamanla korkularımla yüzleşmeyi,
kolaya kaçmamayı öğrendim. Geçen sürede şarkılar beni güçlendirdi,
hayatımda yapıtaşı oldular. İnsanlar konserime beni görmek için
değil, o şarkıları sahnede iyi performans eden bir kadını izlemeye
geldiler.
* Hit yakalamanın sırrı nedir?
- Dinlediğim anda hissediyorum. Kalbimin üzerinde bir şeyler
hareket ediyor. Bir yandan da halkın tam anlamıyla kendisiyim.
Serdar Ortaç, Demet Akalın gibi isimleri dinleyerek büyüdüm. Pop
dinleyen bir Türk genci olarak insanların neyi seveceğini, neyin
tutacağını çok biliyordum.
* Serdar Ortaç’a uzun süre vokal yaptınız. Onunla çalışmak size ne
kattı?
- Sahneden dinleyiciyi çok iyi analiz ettim, neye tepki
verdiklerini gözlemledim. Onun kulağıma küpe olan bir lafı var: “Ya
ağlatacaksın ya oynatacaksın.” Ben de öyle şarkılar seçtim.
* Şimdi istediğiniz yerde misiniz?
- Hâlâ tam olarak istediğim yerde değilim. Daha çok çalışıp doğru
adımlar atmam gerekiyor. Hele ki bundan sonra.*
Neden?
- Çünkü başımda artık Ozan Bayraşa yok.
* Müzikal olarak bu dört yılda hiç duvara tosladınız mı?
- ‘Miş Miş’in ardından neredeyse yaptığım bütün şarkılar tuttu,
‘Kamera’ hariç. Oysa çok iddialıydım.
* Hatta o zaman yaptığımız röportajda “200 milyon tıklanacak
şarkıyı buldum” demiştiniz...
- İddiaya gel. Ama hayat, benim gibi büyük konuşan insanlara “Al
sana bir tokat” diyor. Bir daha asla büyük konuşmayacağım. Bu bana
acele etmemeyi öğretti. Ama hâlâ çok heyecanlı bir tipim. Koluma
‘Sakin ol’ diye bir dövme yaptırmak istiyorum.
* Şarkılarınız sizce hangi müzik dinleyicisine karşılık
geliyor?
- 16 yaşından başlayarak 40’ların üstüne kadar dinleyicilerin
yaşları çıkıyor. İyi müzik dinleyen gençlerin ve özellikle
kadınların beğendiğini düşünüyorum. Aslında kadınlar kadınları
dinlemeyi çok tercih etmez. Beni ailelerinden biri gibi gördüler.
Sanırım beni dinlemesini istediğim herkes şarkılarımı dinliyor.