Anasayfa /  Güncel

Emine Erdoğan: "2023 yılına kadar geri kazanım oranımızı yüzde 35 seviyesine çıkaracağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Eşi Emine Erdoğan, Bu Yıl 6'ncısı Düzenlenen Sosyal Fayda Zirvesi'ne Katıldı.

Abone ol
Abone ol 25 Ekim 2019 16:34

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, bu yıl
6’ncısı düzenlenen Sosyal Fayda Zirvesi’ne katıldı. Yeşil ekonomiye
geçişin dünyayı yaşanabilir kılmada herkes için bir zorunluluk
olduğunu belirten Erdoğan, "2023 yılına kadar geri kazanım
oranımızı yüzde 35 seviyesine çıkaracağız" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye ve
TBWA/FORGOOD tarafından düzenlenen 6. Sosyal Fayda Zirvesi’ne
katıldı. Zorlu Performans Sanatları Merkezinde düzenlenen zirvede
farklı sektörlerden düşünce önderleri, yeni medya ve teknoloji
uzmanları, sivil toplum çalışanları ve dünyanın çeşitli yerlerinden
gelen uzmanlar yeni medyanın sosyal fayda için kullanılmasına
yönelik fikir ve çözümleri paylaşmak amacıyla #2030ŞİMDİ teması
etrafında bir araya geldi. Programda konuşan Erdoğan, günümüzde
yaşanan çevre ve iklim sorunlarına değinerek, yaptıkları projeleri
ve çözüm önerilerini anlattı.


"Sıfır atık projesi ile sadece atıklarımızı yönetmeyi değil,
sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun üretimin yapılmasını da
amaçlıyoruz"


Yeşil ekonomiyle gelir ve istihdam artacağı gibi, temiz suya ve
enerjiye erişim de iyileştirilebilir olacağını dile getiren
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Bu
zirveye katılan herkesin ortak bir amacı var. O da, dünyamızı daha
iyi bir yer haline getirmek için iyiliğe giden en kısa yolu bulmak.
Şu anda attığımız her adım, önümüzdeki birkaç bin yılı tasarlıyor.
Bu nedenle, sadece 2030 değil, 2050, 2070 de, aslında şimdidir. Can
kulağıyla dinlememiz gereken uyarılardan biri, gelecekte bizi
bekleyen iklim göçleridir. Şayet, küresel sıcaklık 1 buçuk derece
sınırının altında kalmazsa, dünyanın birçok yeri yaşanamaz hale
gelecek. Bu da insanların yaşanabilir bir yer ve su bulmak için
kitleler halinde göç etmesi demek. İşte biz bu nedenle işe bir
yerden başlayalım dedik ve 2017’de sıfır atık için yola çıktık.
Sıfır atık projesi ile sadece atıklarımızı yönetmeyi değil,
sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun üretimin yapılmasını da
amaçlıyoruz. 2023 yılına kadar geri kazanım oranımızı, yüzde 35
seviyesine çıkaracağız. Yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç ve
100 bin kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Yeşil ekonomiye
geçiş, dünyayı yaşanabilir kılmada, herkes için bir zorunluluktur.
Yeşil ekonomiyle gelir ve istihdam artacağı gibi, temiz suya ve
enerjiye erişim de iyileştirilebilir“ şeklinde konuştu.


“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bugüne kadar 2 milyon kişiye
ulaşan eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirdi”


Hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile hem de sivil toplum
kuruluşlarıyla çevre sorunlarına karşı mücadele ettiklerini
vurgulayan Emine Erdoğan, “Bugün karşı karşıya olduğumuz çevre
krizi de, uzun bir sürecin birikimidir. O nedenle bilim
insanlarının çok yakın bir geleceğe dair uyarıları, şu anki tüm
davranışlarımızı şekillendirmelidir. Sivil toplum kuruluşlarımızla
yaptığımız çalışmaları önemsiyoruz. En son, TEMA ve Milli Eğitim
Bakanlığı işbirliğiyle, 20 pilot okulda 3 ay gibi kısa bir sürede
280 bin çocuğumuz sıfır atık eğitimi aldı. Doğal Hayatı Koruma
Vakfı, restoranlarda tek kullanımlık plastik ve kağıt ambalajların
kullanımını azaltmak için bir seferberlik başlattı. TURMEPA,
denizlerdeki atık problemini çözmek için Haziran ayından bu yana
kıyı temizlikleri gerçekleştiriyor. Çöpüne Sahip Çık Vakfı izmarit
çöpü sorununa dikkat çekti. Bunun gibi nice gönüllü hareket
projemize destek sağlıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ise
bugüne kadar 2 milyon kişiye ulaşan eğitim ve bilinçlendirme
çalışmaları gerçekleştirdi" diye konuştu.


“Teknolojiyi tüketim toplumundan yeniden üretim toplumuna geçişi
sağlayacak bir köprü olarak görmeliyiz“


Teknolojinin, insan hayatını iyileştiren ve doğayı koruyan bir
araç olarak hizmete sokulmasının en acil gündem maddesi olduğunu
belirten Erdoğan, "Teknolojik gelişmenin, donanımlı robotlar
yapmaktan ibaret olmadığını düşünüyorum. Teknoloji, insanın manevi
dünyasını ve insani kabiliyetlerini törpülememeli. Tüketim
toplumundan yeniden üretim toplumuna geçişi sağlayacak bir köprü
olarak görmeliyiz. Gelişmişlik düzeyini belirleyen temel kriter, ne
kadar ileri gittiğimiz değil, vardığımız noktanın iyiliğe ne kadar
hizmet edebildiğidir. Aksi halde, teknolojik ilerleme, yok etmenin
de aracı olabilir. Nitekim geçmişte büyük heyecanla karşılanan
teknolojik gelişmeler insanlık için kısa sürede hüsrana dönüştü.
Her derde deva görülen bazı tarım ilaçlarının bir nesli yok ettiği
fark edildi ve bu hatalardan dönüldü. Geçmişi bir ders olarak
görmek gelecekte yeni teknolojileri doğru bir biçimde kullanabilmek
için gereklidir. Teknolojinin, insan hayatını iyileştiren ve doğayı
koruyan bir araç olarak hizmete sokulması, en acil gündem
maddemizdir" dedi.


"İyiliğe giden en kısa yol"


"İyiliğe Giden En Kısa Yol” temalı etkinlikle, insani gelişme
yeniden tanımlanırken teknoloji ve yeni medyanın insanların ve
gezegenin iyiliği için nasıl kullanılabileceği incelendi. 2030
yılında nasıl bir dünyada yaşamak istenildiğini dinamik biçimde ele
alan Sosyal Fayda Zirvesi’nde, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına
ulaşmak ve dünyayı daha yaşanır bir yer haline getirmek için
teknolojinin potansiyelinden nasıl yararlanabileceği tartışıldı.
Zirvenin, yeni fikirler oluşmasına, bunların hayata geçirilmesine
ve bu sayede iyiliğe giden yolda değişimin hızlanmasına katkıda
bulunması amaçlanıyor.


Yorumlar