Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak: Faizlerde düşüş devam edecek
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Ocak ayı kredi kanalları yapılanmaların hareketlenmeye başladığı görülürken, Şubat ve Mart'ta bu sürecin daha da ilerlediğini göreceğiz. Nisan ayı ile birlikte rahatlamanın çok daha güçlü hissedildiği, enflasyonun düşmesiyle birlikte faizlerin de çok daha sert düştüğünü görünce çok daha güzel günler Türkiye'yi bekliyor." dedi.
Abone olİzmir için güç birliği yapan İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege
Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) ev
sahipliğindeki İzmir Odaları ve Borsaları Ortak Toplantısı, Hazine
ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın katılımıyla yapıldı. Gündemdeki
ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerin yapıldığı
toplantıya Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yanı sıra
İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı
Mahmut Özgener, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İTB
Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Ege İhracatçı Birlikleri
Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi
Başkanı Yusuf Öztürk, AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan
adayı Nihat Zeybekci, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül,
milletvekilleri ve iş dünyasından çok sayıda temsilci katıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, konuşmasında 96 yıl önce
bugünlerde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi'nden örnekler
vererek Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini hatırlattı.
Albayrak, " 'Efendiler sizler doğrudan milletimizi oluşturan halk
sınıfları içinden geliyorsunuz ve onlar tarafından seçilmiş olarak
geliyorsunuz. Bunun için milletimizin ihtiyaçlarını, üzüntülerini
herkesten daha iyi biliyorsunuz. Sizin söyleyeceğiniz sözler,
alınması gerektiğini söylediğiniz önlemler doğrudan halkın dilinden
söylenmiş gibi olur. Zira halkın sesi hakkın sesidir. Bir milletin
yükselmesi, düşmesi, milletin ekonomisidir. Tarihin ekonominin
belirlediği bu gerçek, milli tarihimizde de görülmüştür. Türk
tarihi araştırılırsa bütün yükselme ve düşüş sebeplerinin bir
iktisat meselesinden başka bir şey olmadığı anlaşılır. Zaferler,
yenilgiler, yok olmalar bunların tümünün gerçekleştiği dönemler
iktisadi durumlarla ilgilidir. Yeni Türkiye’mizi hak ettiği yere
ulaştırmak için mutlaka ekonomiye birinci derece önem vermek
zorundayız. İşte bu memleketi böyle cennet haline getirecek
olanlar, ekonomik nedenler ve faaliyetlerdir. Bu millet iktisadi
hakimiyetini sağlarsa o kadar kuvvetli temel üzerinde yükselmeye
başlamış olacak ki yerinden kıpırdatamazlar. İşte düşmanlarımızın
gerçek düşmanların bir türlü rıza göstermedikleri şey budur.' Bütün
bu sözler bana ait değil, bunlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ait.
Tam 96 yıl önce İzmir İktisat Kongresi'nde kurduğu bu cümleler
bugün yaşadığımız tüm sürece ışık tutuyor" dedi.
'TÜRKİYE SON 16 YILDA DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN
ÜLKESİ'
96 yıl önce toplanan 1. İzmir İktisat Kongresi'nde siyasi ve
iktisadi bağımsızlığın ancak birlikte var olacağını öngören Mustafa
Kemal Atatürk'ü saygıyla andığını söyleyen Albayrak şöyle devam
etti:
"Zorlu koşullarda gerçekleştirilen bu kongrede müzakere, işbirliği
ve ortak akıldan vazgeçilmediği görülmektedir. Biz de bugün geçmişi
iyi bilerek, dünden dersler alarak, bugünü iyi okuyarak Türkiye'nin
güçlü geleceğine yürüyoruz. Son 16 yılda dünyanın en hızlı büyüyen
ülkesiyiz. Karşılaşılan zorlukları aşma noktasında kararlılıkla
topyekün mücadeleye devam ettik. Son 5 yılda süreçleri detaylı
incelediğimizde toplumsal, siyasi ve terör olaylarında hedef hep
ekonomiydi. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal'in 96 yıl önce bugün dediği
gibi, 'Bu milletin iktisadi hakimiyetini sağlamasına rıza
göstermeyenler, ellerinden geleni yaptılar.' Görebilenler için tüm
Türkiye bunu yaşadık ve gördük. Geçtiğimiz yıl ağustos ayından bu
yana finansal dalgalanmaların ekonomiye etkisini en aza indirgemek
adına güçlü duruş sergiledik. Ekonomide her alanda girdiğimiz
mücadelede kimsenin tahmin edemediği bu süreçte elhamdülillah tüm
zorluklara rağmen çıktık. Ancak ekonomide yerinde ve kararlılıkla
sürdürdüğümüz politikalarla önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla
yaşanan ekonomik sıkıntıların program dönemi içinde aşılacağına
olan inancımız hatta daha evvel aşılacağına inancımız tamdır. Biz
bu dönemi yeniden dengelenme için fırsat olarak görüyoruz.
Disiplinli ve değişim odaklı bir motivasyonla 2021 yılı sonunda
iktisadi faaliyetin tüm sektörlerde artık daha fazla yüksek katma
değerli üretim yapan bir yapıya dönüşeceğini net söylüyorum."
Ciddi bir sınav veren Türkiye ekonomisinin taviz vermediği mali
disiplin performansı ve düşük borçluluk oranlarıyla dengelenme
sürecini başarılı bir şekilde sürdürdüğünü dile getiren Albayrak,
"3 tane önemli unsur Temmuz Ağustos ayından beri gündeme
getiriyoruz mali disiplin, enflasyonla mücadele, cari denge.
Türkiye'nin yapısal olarak uluslararası sermaye açısından
Türkiye'de kırılganlık olarak gösterilen bu çağda, son 6 ayda çok
güçlü karşı refleks gösterdik. Bugün geldiğimiz bu süreç,
Türkiye'nin bir daha hiçbir şekilde kırılganlıkla karşı karşıya
kalmaması için çok kararlı adımlar atmaya başladık. Beklediğimizden
de çok daha erken bir toparlanma görüyoruz. Ocak ayı sonu
itibariyle cari açık rakamları belki 20 milyar dolar altına
düşüyor. Cari açıktan cari fazlaya geçiş dönemine hızla Türkiye yol
alıyor. Alınan tüm bu tedbirlerin sonunda finansal yatırım
üzerindeki olumlu etkileri bugün itibariyle Ağustos ayına kıyasla
hepsini geride bıraktık. Sadece Ağustos'tan bugüne kadar yüzde 30'a
yakın iyileşme yaşadık. Türk Lirası dünyadaki bütün gelişmekte olan
ülkelere kıyasla en yüksek kur performansı gösteren para oldu" diye
konuştu.
FIRSATÇILIK SUÇLAMASI
Ekonomideki toparlanmanın hızlı şekilde sürdüğüne işaret eden Bakan
Albayrak, “İş dünyası için bu faizlerin daha da düşürülmesi lazım.
Özel bankalarda da gerek mevduat gerek kredi faizlerinde düşme
sürecini takip ediyorsunuz. Türkiye ekonomisi her türlü iç dış şoka
rağmen dayanıklılığı korumaya devam ediyor. Ekonomide güçlenme
devam edeceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çok net söylüyorum.
Dilin kemiği yok. Bir futbol bir de ekonomide herkes bir şey diyor.
Şimdi kara kara düşünüyor. 'Dolar aldık dolar düştü' Siz tutmaya
devam edin bakın ne olacak. Siz daha çok beklersiniz. Türkiye
2018'de tarihin en güçlü refleksiyle çok güçlü finansal mimari
oluşturmak için adımlar attı. Türkiye Kalkınma Bankası yasası geçti
yapılanması bitti. Şimdi Ankara'dan İstanbul'a taşınma süreci
başladı, yeri de tuttuk sayılır. Çok zehir gibi dinamik insan
kaynaklarıyla süreç başlıyor. Bugün müthiş bir noktaya gelecek"
dedi.
Berat Albayrak, süreci şu sözlerle ifade etti:
"Biz biraz bekleyelim Türkiye Nisan'da batar, Eylül'de batar'
diyenlerin, gemiden düşüp boğulduğu, artık Türkiye'ye inananların
yol aldığı sürece giriyoruz. 'Enflasyon 30-40 olacak, faizler 50-60
olacak, Türkiye bilmem ne olacak' diyorlardı. Birileri üzülecek ama
biz hiç sağımıza solumuza bakmadan emin adımlarla ilerliyoruz.
Özellikle finansal tablosunu güçlendirirken sanayici, esnaf ve
vatandaşımızı ihmal etmiyoruz. Ekonominin dümeni direksiyonu, hem
gaz hem fren var. Ama kimse bizden hem gazı köklemeyi yahut freni
köklememeyi beklemesin. Hep dengeli, reel olarak artık gerçekçi ve
üretime dayalı kaliteli üzerine koyarak, kırılganlığa izin vermeyen
bir ekonomi stratejisi ile yol alacağız. Türkiye olarak bizim
dikkatli ve hazır olmamız lazım. Bu bir tehdit mi hayır ben bunu
fırsat olarak görüyorum. Emin olun özellikle yeni sistemin de artık
tesis olması Cumhurbaşkanlığı sisteminin önemli etkisi var."
"FAİZLERDE DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK"
Piyasa kurallarını ihmal etmeden güven içerisinde ilerlemeye devam
edeceklerini belirten Berat Albayrak, "Ocak ayı kredi kanalları
yapılanmaların hareketlenmeye başladığı görülürken, Şubat ve
Mart'ta bu sürecin daha da ilerlediğini göreceğiz. Nisan ayı ile
birlikte rahatlamanın çok daha güçlü hissedildiği, enflasyonun
düşmesiyle birlikte faizlerin de çok daha sert düştüğünü görünce
çok daha güzel günler Türkiye'yi bekliyor. Bu dönemlerle birlikte
Türkiye Allah'ın izniyle geleceğe çok daha sağlam ve emin adımlarla
bakacağı döneme giriyor. Türkiye için 2019 bu anlamda 2018'den çok
önemli tedbirlerin yapısal dönüşümlerin rotaya koyulduğu bir yıl
olacak. Şimdi Türkiye ekonomisine ilişkin, Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'ün dediği gibi menfi hayalleri olanların düşmanlık
besleyenlerin tüm o hayallerinin hayal kırıklığına uğrayacağı dönem
olacak. Seçimden sonra kötü olacakmış. Bu algıyı oluşturmak
istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz köprüyü geçtik. Neticeler,
faizler, ekonomik tüm gelişmeler her geçen gün çok daha iyiye
gidiyor. Türk ekonomisi daha güçlenecek, en ufak kırılganlık
bırakmamız lazım" dedi.
ENFLASYONLA MÜCADELE
2018'in çok önemli tecrübe ve derslerin çıkarıldığı bir yıl
olduğuna dikkat çeken Albayrak, "Kamunun kazandığı bir sistemin
sürecini ortaya koyacağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın Türkiye
olarak biz ele ele omuz omuza vererek büyük ve güçlü Türkiye
modelini başaracağız. Daha az inanır daha az çalışırsak tarih bunun
hesabını sorar. Vazgeçmeyeceğiz daha çok çalışacağız. Ekonomi
programımızın en önemli ayaklarından bir tanesi malum enflasyonla
mücadeledir. Enflasyonun nasıl sonuçlar doğurduğunu yeni nesil
bilmiyor. Eski Türkiye'de enflasyon hikayeleri vardı. Aybaşı maaş
alamayanların Türkiye'sinden bugüne geldiğimizde çok sıkı bir
mücadele ortaya koyduk. Ocak ayı bizim için çok önemli. Son 20
yıldır ilk kez gıdada yaş sebze meyvede tarihi bir sıçramanın
yaşandığı dönemdir. Antalya'daki fırtınayı bahane ederek fiyatları
yükselttiler" diye konuştu.
TANZİM SATIŞ İÇİN İZMİR'DEN TALEP
İstanbul ve Ankara'da tanzim satış noktalarını hayata
geçirdiklerini anlatan Albayrak, doğrudan üreticiden tüketiciye
ürün gideceğini ifade etti. Son dönemde gıdada fahiş fiyatlara
bağlı olarak enflasyonun yükseldiğini vurgulayan Albayrak, "Bu
artış olmasaydı enflasyon eksi 0.43 çıkardı. Yıllık enflasyon ise
18.85'e düşecekti. Tanzim satış gelince marketler fiyatları birden
düşürdü. İzmir'den de talep geldi, hemen çalışmalara başladık.
Birileri fırsatçılık yaptığında devletin demir yumruğu kalkar.
İzmir'de de hazırlık tamamlanırsa İzmir Büyükşehir Belediyesi ile
bunu vatandaşları mağdur etmeden hayata geçiririz" dedi.
Konuşmasının son bölümünde yeni hal yasası ile ilgili bilgi veren
Bakan Albayrak, "Gıda izleme sistemi, planlama, üretimi arttırma,
seracılık alt yapısını güçlendirme gibi adımlarla tüm projeleri
destekleyerek güçlü bir dönüşüm sağlayacağız. Tarımdaki sorunlar
hemen çözülmese de yapısal dönüşümle birlikte önemli bir kısmını
geride bırakacağız. Çok güçlü bir tarımsal alt yapıyla projeler ile
ülkeyi başka bir lige taşıyacağız. Çünkü Türkiye tarımda Avrupa'da
birinci. Yaş meyvede ihracatımız ithalatın 7 katı. 3.4 milyar
dolarlık dış ticaret fazlamız var. Türkiye büyüyor nüfusu büyüyor
üretiyor ve fazlasını ihraç ediyor. Türkiye 16 senede rüzgar
enerjisinde önemli aşamalar kat etti. İnşallah yeni bir ekonomi
hikayesi yazmak için çok güçlü adımlar atıyoruz. 2019 ilk
çeyreğinde ekonomik göstergelerde başlayan tüm olumlu gelişmeler
bunun sonucudur. Herkesle diyalog içinde olacağız. Tüm
paydaşlarımızın aklını kullanarak inşallah Türkiye'yi daha iyi bir
noktaya taşıyacağız" diye konuştu.
YÜZDE 1 KDV TALEBİ
Toplantının açılış konuşmasını yapan İzmir Ticaret Borsası Yönetim
Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye'de birçok tarım ürünü için,
piyasa derinliğinin sağlanması ve belirli kurallar çerçevesinde
sağlıklı fiyat oluşumu konularında geçmişten bu yana sıkıntılar
olduğunu savundu. Tarımsal üretimin iklim, çevre ve saklama
koşullarından doğrudan etkilenen bir sektör olduğuna dikkat çeken
Kestelli, "Bu nedenle, tarımsal malların fiyatları, arz miktarına
bağlı olarak dalgalanma göstermekte ve fiyatta yaşanan bu
değişimler risk algısını arttırmaktadır. Tabii, bunun yanı sıra
spekülatif ve manipülatif müdahaleler de eklenince piyasalarda ürün
arzı ve fiyatlarda dalgalanma kaçınılmaz olmaktadır. Bizler,
ticaret borsaları olarak tarımsal ürün piyasalarında
sürdürülebilir, istikrarlı ve derinlikli fiyat yapısının tesis
edilmesinde, rekabetçi piyasa oluşumunda ve fiyat enformasyonu
sağlanmasında daha etkin bir rol oynayabileceğimize inanıyoruz"
diye konuştu. Kestelli kırmızı et ve zeytinyağı gibi ürünlerin
perakende ticareti ile tekstil ve konfeksiyon sanayinin hammaddesi
olan mahlıç pamuğun toptan ticaretinde uygulanan KDV'nin yüzde 1'e
indirilmesini talep ettiklerini söyledi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar
da toplantıda yaptığı konuşmada yatırımcıların hukuk sisteminin
işleyişinden duydukları kaygıyı öne sürerek, isteksiz
davrandıklarını dile getirdi. Türkiye'ye gelen ve Türkiye'den giden
doğrudan yatırım rakamlarında bunu çok net gördüklerini ifade eden
Yorgancılar, "Yatırım hususunda çekimserliğe, isteksizliğe
toleransımızın olmadığı bir dönemde olduğumuz inancındayım. Bununla
birlikte, ihracatımızın yüzde 50'sini yaptığımız AB ile üyelik
görüşmeleri, yeniden normal sürece girmelidir. Türkiye için AB,
hala en önemli çıtadır. Farklı ticari birliktelikler artmakta ve
ticaret savaşları, yeni korumacılık önlemlerini
derinleştirmektedir. Tüm bunlara hazırlıklı olmalıyız" dedi.
Finansmana erişimde kısa dönemde kolaylıklar sağlansa da,
sürdürülebilirlik adına bazı talepleri olduğunu dile getiren Başkan
Yorgancılar, Eximbank'ın, ihracatçıya TL cinsinden de kredi desteği
sağlaması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
"Yerli makine ve teçhizat yatırımlarında, kredi veya leasing
finansman modeli için yüzde 50 faiz desteği verilmesi, ömrünü
tamamlamış makineler için veya teknolojisini yükseltmek isteyenler
için de otomotivdeki hurda teşviği benzeri desteğin sağlanması,
sorunlu olmayan firmalara da zorlaştırılan kredi imkanlarının
esnetilmesi gerekmektedir. Yüksek enflasyon döneminde çıkan peşin
verginin kaldırılması, sabit fiyatlı ihaleler için uygulanan 3
yıllık sürenin tek yıla indirilmesi, imalatçı ihracatının sermaye
ihracat şirketlerine mecbur bırakılmaması, imalatçı firmaların da
ihracatçı firmaların aldığı oranda KDV iadelerini alabilmeleri son
derece önemli. 6473 Sayılı KDV Kanunu'nun 32. Maddesi'nde yapılan
düzenlemeyle ilgili uygulama yönetmeliğinin de bir an evvel
çıkartılması, kamuya iş yapan firmaların kamu alacaklarında ödeme
süreleri oldukça uzamıştır."
'BİRİKMİŞ KDV'LER BELİRLİ BİR TAKVİMDE
ÖDENSİN'
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise
üyelerin en büyük sıkıntısının ucuz finansmana erişim olduğunu
söyleyerek en azından yerli malı üreten, ülke ekonomisine katkı
sağlayan, ihracat yapan üyelere tanınan kredi faiz oranlarının
mümkün olduğunca aşağıya çekilmesini önerdi. Özel sektörün kamudan
alacaklarının belirli bir takvim içinde nakden ödeme planına
bağlanmasını isteyen Özgener, "Nakden ödenemeyen kısım için devlet
tahvili, alacak temliki, kredi garantisi sağlanması, birikmiş
KDV'lerin belirli bir takvimde ödenmesi, geçici vergi uygulamasının
kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz. İş dünyamızın katma değerli
ve nitelikli üretim ihtiyaçları da dikkate alınarak Kamu Garanti
Fonu'nun (KGF) Eximbank'a yönelik kefalet limitinin yükseltilmesi
gerektiği düşüncesindeyiz. Tüketimden alınan vergi oranlarının
yüksek olması kayıt dışı işlemleri arttırmakta, üretim
maliyetlerini yükseltmekte ve haksız rekabete yol açarak rekabet
gücüne zarar vermektedir. Hükümetimiz tarafından otomotiv, inşaat,
mobilya ve beyaz eşya sektörlerinde getirilen vergi indirimlerinin
sektörlerin satışlarına ciddi oranda katkı yapması da bu durumu
teyit etmektedir. Bu nedenle, başta tarım ve imalat sanayisi olmak
üzere katma değer ve istihdam yaratma kapasitesi yüksek sektörlerde
KDV indirimi yapılmasının hem bu sektörlerde bir canlanma
yaratacağını hem de iç talep ve ihracat boyutuyla ülkemiz
ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacağını düşünüyoruz" diye
konuştu.
Bankaların teminat mektuplarından yüksek komisyon almasının önüne
geçmek amacıyla, teminat mektubu komisyon ve masraflarının yüzde 1
ile sınırlandırılmasını isteyen Özgener şöyle devam etti:
"Ülkemizin sürdürülebilir kalkınma öncelikleri doğrultusunda,
girişimcilerin finansman ihtiyaçlarını karşılamak, sermayenin
tabana yayılmasına ve yapısal dönüşüme katkıda bulunmak amacıyla
Kalkınma ve Yatırım Bankası'nın kısa sürede büyük stratejik
yatırımları finanse edecek idari ve finansal kapasiteye
ulaştırılması diğer önemli bir talebimizdir. Bankanın bütçesi
arttırılmalı ve kredi kaynakları çeşitlendirilmelidir. Birikmiş KDV
alacakları için alacak tutarı kadar orta vadeli devlet tahvili ile
ödeme yapılması veya birikmiş KDV alacaklarının ödenecek
vergilerden veya SGK'dan mahsup edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
KDV tevkifatındaki farklılıkların giderilmesi de hızla çözülmesi
gereken bir sorun olarak üyelerimizin karşısına çıkıyor. Örneğin
metal kapı ve pencere sektöründe bazı iş kollarında tevkifat
alınmakta iken, bazılarında alınmamaktadır. Bu nedenle benzer iş
kolları için tek tip bir uygulamanın hayata geçirilmesinin faydalı
olacağını düşünüyoruz. Yapılacak yerli makine ve teçhizat
yatırımlarında hem krediyle, hem de leasingle alımlarda yüzde 50
faiz desteği sağlanmasının üyelerimizin üretim gücünün
arttırılmasına önemli katkı sağlayacağını düşünüyor ve Sayın
Bakanımızdan bu konuda çalışma yapılmasını takdirlerinize arz
ediyoruz."
GÜVEN VE İSTİKRAR VURGUSU
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da İzmir'in pek çok alanda başarı
hikayeleri yazdığına dikkat çekerek 18'inci yüzyıldan itibaren
Avrupa'nın en büyük liman kentlerinden biri olmayı başardığını
ifade etti. Dört uluslararası konteyner limanı ile Türkiye'nin
yıldızı konumunda olan İzmir'in vergi gelirlerinin yüzde 12'sini
ülkeye kazandırdığını anlatan Hisarcıklıoğlu, "İzmirli
girişimcilerle iftihar ediyorum. Rehavete kapılmadan bu tempoyu
devam ettirmeliyiz. Tüm oda ve borsalar istihdam seferberliği
noktasında istihdamı arttırma sözü verdi. Son dönemde özel sektörü
rahatlatan, yükleri azaltan icraatlar hayata geçti. Sıkıntı görüş
ve önerilerinizi bizzat dinlemek için bakanımız buraya geldi. Tüm
sektörleri bir araya getiren ekonomi şurasını yakında yapacağız.
Sıkıntılarımız var ama Türk iş dünyası olarak karşımıza çıkan
engellere rağmen ne kadar dinamik ve üretken olduğumuzu ispat
ettik. İstişareyle sıkıntıları aştık. Tüm kazanımların temelinde
güven ve istikrar yatar. Bunu muhafaza ederek tüm sıkıntıların
üstünden geleceğiz. Daha çok çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz"
diye konuştu.
ZEYBEKCİ 2024 İZMİR HİKAYESİNİ ANLATTI
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci de
bir İzmir hikayesi yazarak bir harita ortaya koyduklarını ifade
etti. Tüm Avrupa'nın İzmir üzerinden Türkiye'nin 3'de 2'sine
bağlandığı, Orta Doğu'ya kadar uzanan otoyol ve demiryolunun
tamamlandığı bir İzmir hayal ettiklerini anlatan Zeybekci,
"İstanbul İzmir otoyolunun bittiği, Ankara-İzmir hızlı tren
hattının ve önümüzdeki 5 yıl içinde yaklaşık 40 milyon
turistin ağırlanacağı Antalya ve İzmir arasında hızlı trenin
bittiği, Çiğli Havaalanı ile beraber yeni organize sanayi
bölgelerinin kurulduğu, süs bitkilerinden yaş meyve sebzeye kadar
süt ürünlerinde marka yarattığı ve markaları dünyaya tanıttığı,
Urla-Karaburun bölgesinde yatırım vadisini kurduğu bir 2024 İzmir'i
hayal ediyoruz. Bizler hiçbir şeyin tarafı değiliz. Ama sizler
İzmir'in tarafısınız. İlinizin ve ilçelerinizin tarafısınız.
İzmir'in 21. yüzyıl yolculuğunda taraf olun diyoruz" dedi.
Toplantının soru cevap kısmı basına kapalı olarak devam etti.