Bakan Albayrak: 'Herkesin aklına ihtiyacımız var'
Arjantin’de G20 zirvesine katılan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yeni dönemde piyasayla kavga ederek değil, kazan-kazan ilişkisine dayalı güçlü bir iletişimle yürüyeceklerini belirterek, “Bu dönem bu iletişimin en kritik ve anahtar kelimesi “uyum” olacak. Akademik camiayı, ekonomi yazarlarını, medyadaki isimleri periyodik toplantılarla dinleyeceğiz. Herkesin aklını kullanmak lazım, herkesin aklına ihtiyacımız var” dedi.
Abone olCem Seymen'in haberine göre, Hazine ve Maliye
Bakanı Berat Albayrak, bakanlığa geldikten sonraki ilk
yurtdışı gezisini G20Maliye Bakanları ve Merkez Bankası
Başkanları Toplantısı çerçevesinde Arjantin’e
gerçekleştirdi.
Önceki gün ve dün Arjantin’de yoğun ekonomi diplomasisi
gerçekleştiren Albayrak, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yeni dönemin çalışma yöntemini çok daha güçlü ve dinamik bir bakış
açısıyla kurgulayacaklarını kaydeden Albayrak, bu dönemi özel
sektörden profesyonellerle destekledikleri güçlü bir ekiple
yürütecekleri bilgisini verdi. Albayrak, “Bu ekibin yanında her
konu ve alanda oluşturacağımız dar ekiplerle çok daha aktif ve
sonuç odaklı bir süreç yönetimi uygulayacağız. Dolayısıyla, çalışma
prensipleri, ekip ve buna dayalı yönetim mantığı yeni ekonomi
sürecinde çok daha dinamik olacak. İkinci olarak, iletişim süreci
çok ama çok güçlü olacak. Genel stratejilerimizle birlikte iletişim
planı da çalışıyoruz. Aynı hedef doğrultusunda, hızlı, eşgüdümlü
bir iletişim stratejisini, tüm paydaşlarla, hem kamu hem özel
uygulayacağız” açıklamasını yaptı.
İlk ziyaretlerini BDDK ve Türkiye Bankalar Birliği’ne yaptığını hatırlatan Albayrak, yeni dönem hakkında şunları söyledi:
AÇIK VE ŞEFFAF OLACAĞIZ
“Biz piyasayla kavga ederek değil, kazan-kazan ilişkisine dayalı
hep birlikte bir güçlü bir iletişimle yürüyeceğiz. Açık ve şeffaf
olacağız. Tüm paydaşlarla iletişimimizi, kazan-kazan anlayışı ile
kurgulayacağız. Bu sistemin içerisindeki her bir paydaş bizim için
kıymetli, her birinin görüşlerinden, yaklaşımlarından maksimum
faydalanmak zorundayız. Çünkü küresel rekabette, ülke olarak siz
bir seviyeye talipseniz, bu iletişim çerçevesi de olmak zorunda.
Türkiye uluslararası reyting kurumlarıyla ilişkiden tutun bankalara
kadar, yatırımcılara kadar çok daha geniş farklı perspektifte
herkesle bu dediğimiz güçlü stratejik plan çerçevesi içerisinde
iletişimi çok ama çok kuvvetli bir şekilde sürdürecek. Kimse
kimseye bu noktada birbirinin fikrini zorla kabul ettirmek
noktasında değil. Biz kendi tezimizi doğru üslupla, doğru bir
altyapıyla, doğru rasyonel gerekçelerle sağlam bir şekilde ifade
edeceğiz. Bu dönem bu iletişimin en kritik ve anahtar kelimesi
“uyum” olacak. Uyum, uyum, uyum.
YENİ YILDIZ KEŞFETMİYORUZ
Finansal İstikrar Komitesi’ni (FİK) topladık. Çok farklı bir
yapıyla ismini de değiştirerek çok daha sık ve periyodik olarak
benim başkanlığımda toplanacak. Tüm paydaşların eş güdüm içinde
katkısını sağlayacağız. Bu toplantıları haftalık yapacağız. Çünkü
siz para politikasını maliye politikasından, maliye politikasını
enflasyon politikasından ayırıp yönetmeye çalıştığınızda, uyumdan
ve ortak hedefe ulaşma noktasında başarıdan bahsetmeniz çok zor.
Tüm paydaşları dinleme süreci başlatacağız. Akademik camiayı,
ekonomi yazarlarını, medyadaki isimleri periyodik toplantılarla
dinleyeceğiz. Çünkü ben hep şuna inanıyorum: “Akıllı olan aklını
daha akıllı olan başkalarının da aklını kullanır.” Herkesin aklını
kullanmak lazım, herkesin aklına ihtiyacımız var.
Gökyüzünde yeni bir yıldız keşfetmiyoruz. Dünyadaki ekonomik ve finansal sistemdeki uygulanan doğruları ortaya koymamız lazım. Artık bu yüzyılın yeni kodlarıyla, stratejik adımlarla Türkiye’nin altyapısını buna adapte etmemiz lazım. Bütün bunlarla yeni dönemin altyapısını oluşturduktan sonra çok boyutlu bir ekonomik diplomasi başlatacağız. Doğu’dan Batı’ya herkesle bu diplomasiyi, işbirliğini yürütmemiz lazım. Burada tüm paydaşların uyumu, koordinasyonu, iletişimiyle, üzerine koya koya gittiğimiz çerçevede çok daha güçlü fotoğraf çıkacak. İnşallah eylül ayını bulmadan sadece Kalkınma’nın ya da Hazine’nin ya da Merkez’in değil, tüm bankaların, reel sektörün, finans çevrelerinin, akademinin de içinde olduğu, bugüne kadar olmadığı kadar gerçekçi, güçlü ve sağlam alt başlıklarıyla desteklenmiş bir programı paylaşacağız.
Burada gerçekçiden kastımız, küresel dinamiklerdeki değişikliklere, sınamalara, çok daha sağlam bir temelle yaklaşan bir program aslında.”
MERKEZ HİÇ OLMADIĞI KADAR ETKİN OLACAK
Albayrak, Türkiye’nin en kaliteli insan kaynağına sahip
kurumlarının başında Merkez Bankası’nın geldiğini belirterek,
“İktisadi hayatı doğru görüyor, kurguluyor, tüm bu çerçevede buna
göre analizlerini yapacak. Adımlarını atacak. Tüm süreçlerde hiç
olmadığı kadar etkin bir Merkez Bankası temel hedeflerimiz arasında
yer alıyor. Biz, piyasa dinamikleri uyumlu bir şekilde, reel
iktisadi hayatın gerçekleriyle uyuşan bir şekilde,küresel finansal
sistemin tamamıyla koordineli ve güçlü bir diplomatik iletişimle
çok daha sağlam bir şekilde yürüyeceğiz. Özellikle şunu söyleyeyim,
kademeli olarak BDDK, SPK, Hazine ve Maliye başta olmak üzere,
ekonominin sac ayaklarına yönelik somut gelişmeler yaşanacak. Arzu
ettiğimiz koordinasyon ve etkinliğin sağlanmasına yönelik adımlar
atılacak. Kararname ve yasal düzenlemeler ile bu süreci tamamlayıp,
3 aylık bir süreçte yeni fotoğrafı ortaya koyacağız” açıklamasını
yaptı.
TÜRKİYE BİR DAHA HİÇ BU KADAR CAZİP
OLMAYACAK
Ekonomideki temel eleştirilere ilişkin ise Albayrak şu cevabı
verdi:
“Konu bu değil ama buralarda bir sıkıntı yok. Cari açıkla ilgili benzer tespitleri yapıyoruz. Bunların bir kısmı bizle ilgili, bir kısmı algıyla ilgili. Biz üzerimize düşenleri yapacağız. Emin olun bu noktada rasyonel bakan piyasanın kahir ekseriyeti süreci pragmatist okur. Bu dönemle ilgili şu çok net. Türkiye bir daha hiçbir zaman bu kadar cazip olmayacak. Maliyetler olarak, piyasa değerleri olarak böyle fırsat olmayacak. Türkiye’nin elinde yağ, un, şeker her şey var bu süreçte bizim ortak akılla harika bir helva yapmamız lazım. Son 1-1.5 yılın bu dalgalanma süreci enflasyon üzerinde geçişken bir etki oluşturdu, kalıcı değil. Türkiye yıllarca eksi reel faiz ödemiş bir ülkeydi. Türkiye’nin gelecek vizyonu çok daha sağlam, çok daha güçlü bir kazan-kazan resmi vaat ediyor. Güçlü adımlarla enflasyonda hissedilir iyileşmeyi sağlayacağız. Para politikaları, maliye politikaları, harcamalar ve likidite politikaları kapsamında, enflasyonla mücadele çok daha uyumlu ve koordineli bir şekilde seyredecek. Türkiye’nin bir daha bu dalgalanmaları, bu şokları yaşamaması için önümüzdeki kısa ve orta vadede bu mücadelenin altyapısını güçlü bir şekilde kurgulayacağız. Güçlü ve kaynak çeşitliliği ile derinleştirilmiş bir sermaye piyasası hedefliyoruz. Enstrüman çeşitliliği, kaynak çeşitliliği, ülke çeşitliliği, sektörel manada oluşturabilecek fon çeşitliliği için çok daha güçlü adımlar atacağız.”
PİYASANIN HEP ÖNÜNDE OLACAĞIZ
Bakanlığı döneminde hiç bir zaman kendisine bağlı konularla ilgili
piyasanın gerisinde olmayacaklarını da kaydeden Albayrak,
“Piyasanın önünde olacağız. Siyaset toplumun önünden yürür,
toplumun önünü açar. Toplumun önüne vizyon koyar, proje koyar,
gelecek koyar, ümit koyar, umut koyar. Adımlarımızın nasıl olacağı
da belli. Bir, mevzuat düzenleme. İki, Cumhurbaşkanlığı
kararnameleri. Üç, Meclis’teki yasal düzenlemeler. Birincisini
hemen bu Temmuz, Ağustos içerisinde yavaş yavaş başlayacağız.
Kararnamelerle ilgili süreci de Ağustos, Eylül’e kadar ilk
atacağımız adımları netleştireceğiz. Orta Vadeli Program (OVP)
programı netleştikten sonraki süreçte. Meclis açılır açılmaz da
yasal düzenlemelere haiz alt kırılımlarla ilgili yapacaklarımıza
ilişkin paketi Meclis’ten çıkarmaya çalışacağız. Bu süreçlerin
ardından şunu ortaya koyacağız. Artık bahane yok” dedi. Albayrak,
OVP hedefleriyle ilgili olarak ise, “Burada şimdilik bir oran
vermeyeyim ama, cari harcamaların dışında yatırım harcamalarına
dayalı belli bir yüzde hepsinden azaltıma gidecek bir süreci
başlattık. Disiplinli bir şekilde harcamaların azaltılması
hususunda mutabakat var. Gelir tarafı da; bedelli, imar ve vergi
barışı ile önemli bir konsolidasyonu sağlayacak. Maliyenin kendi
içinde de performans modeli uygulayacağız” açıklamasını yaptı.
LİKİDİTE AÇISINDAN VADEYİ UZATACAĞIZ
“Son 15 yılda hep belirli dönemlerde nedense hep aynı
dalgalanmaları, benzer şeyleri yaşadığımız süreçler oldu” diye
konuşan Albayrak, “Türkiye bir daha bu viraja girmemek için tüm
altyapıyı güçlü bir noktaya taşıyacağız. Ekonomide hep yedek
planlarınız olmalı, altyapıyı iyileştirmelisiniz, alternatifleriniz
olmalı, enstrüman çeşitliliğini ve sermaye piyasanızda derinleşmeyi
sağlamalısınız. Likidite açısından bakıldığında, vadeyi
uzatacağımız bir planlama yapacağız. Süreçleri anlamaya
çalışanların, belirsizlik endişesi olanların tamamının
beklentilerini bu güçlü iletişimle karşılayacağız. Ama kasıtlı bir
algı ve Türkiye’ye karşı operasyon olarak değerlendirecek süreçlere
girenler için ise şunu söylüyorum: Kaybetme pahasına, zarar etme
pahasına bir girişim olur onlar için” dedi.
HAKİKATIN ALGI OLDUĞU BİR SÜRECE GİDİYORUZ
Berat Albayrak, kısa vadede görünün olumsuz tablo ve yapılacak
adımların sorulması üzerine ise, “Görev süremiz ne kadar olur
bilinmez tabii ama biz bu 5 yıllık dönemin bir stratejik
planlamasını yapacağız. Bu süreçte günlük yaşayan, “Sabah öyle
oldu, öğlen böyleydi” diyen, anlık gelişmelere takılan bir yaklaşım
görmeyeceksiniz. Ekonomi, gündelik reflekslerle yönetilecek bir
bilim de değil, sektör de değil. Ekonomi çok daha gerçekçi ve çok
daha iletişimi güçlü yapılması gerekli insanlara güven unsurunun
temelini oturtarak yönetilmesi gereken bir süreç. Türkiye
Cumhuriyeti devleti ve ekonomisi dünyadaki piyasalar içerisinde en
sağlam güçlü temellere, dinamiklere ve altyapıya sahip ülkelerden
biri. Türkiye maliye, bütçe disiplini, alt yapı noktasındaki
finansal likidite olarak güçlü bir ülke. Türkiye son 3-5 yılda
yaşadığı ekonomik ve finansal saldırıları dünyadaki herhangi bir
ülke yaşasaydı bugün ayakta kalamazdı. Son 3 yılda yaşananlara
bakın. Dolayısıyla, Türkiye için algı olgu olayını bir kenara
koyuyoruz. Hakikatin algı olduğu bir sürece doğru gidiyoruz”
cevabını verdi.
HER BAKANLIĞA TASARRUF HEDEFİ
Tasarruf politikaları ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kabine
toplantısında bir adım attıklarını kaydeden Bakan Albayrak, bu
dönemde bütçe disiplininden taviz verilmeyeceğini söyledi.
Albayrak, “Hem vergi ayağında, hem gelir ayağında yeni dönemde
performansa dayalı bir dönüşüm olacak. Dolaylı vergi yükünün artık
biraz daha dengelendiği, vergi tabanının genişletildiği, reel
ekonomi çerçevesi içerisindeki sürecin oluşturulduğu, performans ve
denetim mekanizmalarının tesis edildiği bir süreci göreceksiniz.
Bakanlıklarımızın tamamıyla konuştuk. Bütçe tasarrufu açısından,
tüm bakanlıklara belli oranlarda hedefler verdik. Onlarla ilgili
çalışmalar yapılıyor. Yapıldıktan sonra ben bire bir tüm
bakanlıklarla toplantı yapıp geride kalan 5 ay içerisindeki
Hazine’nin borçlanma limitleri içerisinde elini güçlü kılacak çok
önemli adımlar atacağız.