Anasayfa /  Güncel

Eğitim Bir-Sen’den öğretmenlik meslek kanunu çağrısı

Memur-sen Ve Eğitim Bir-sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Adıyaman’da Düzenlenen 9.bölge Toplantısında Yaptığı Konuşmada, Öğretmenlik Meslek Kanununun Biran Evvel Hayata Geçirilmesi Gerektiğini Vurguladı.

Abone ol
Abone ol 26 Ekim 2019 23:05

Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın,
Adıyaman’da düzenlenen 9.Bölge Toplantısında yaptığı konuşmada,
öğretmenlik meslek kanununun biran evvel hayata geçirilmesi
gerektiğini vurguladı.


Adıyaman- Gölbaşı Karayolu üzerinde bulunan özel bir otelin
salonunda gerçekleştirilen toplantıya Memur- Sen ve Eğitim Bir- Sen
Genel Başkanı Ali Yalçın, AK Parti Adıyaman İl Başkanı Mehmet
Dağtekin, Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen Kahramanmaraş, Şanlıurfa,
Gaziantep, Kilis, Malatya ve Adıyaman temsilcileri, yöneticileri ve
çok sayıda üyesi katıldı. Kuran’ı Kerim tilavetiyle başlayan
programın açılış konuşmasını yapan Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen
Adıyaman İl Temsilcisi Ali Deniz, böyle bir toplantının Adıyaman’da
yapılmasından ve Genel Başkanı Ali Yalçın’ı Adıyaman’da
ağırlamaktan duydukları mutluluğu dile getirerek toplantının
hayırlara vesile olmasını diledi. AK Parti Adıyaman İl Başkanı ve
eski Eğitim Bir-Sen ve Memur- Sen Adıyaman İl Başkanı Mehmet
Dağtekin ise Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen’in hem Adıyaman’da hem de
ülke genelinde yapmış olduğu başarılı çalışmalardan bahsetti.


Toplu sözleşme görüşmeleri esnasında masaya oturan Memur-Sen ve
Eğitim Bir-Sen dışında olan sendika yöneticilerinin masaya
oturmaması gerektiğini vurgulayan Memur- Sen ve Eğitim Bir- Sen
Genel Başkanı Ali Yalçın, “Biz bir şeyin farkındayız oda şudur,
haklarımızı örgütlendiğimizde alıyoruz. En büyük gücümüz
örgütlüğümüz. Sendikacılıkta toplu sözleşme hakkı olmazsa olmaz
dememiz boşuna değildi. Toplu sözleşmeyle birlikte grev haklarının
olduğu sendikal bir çerçevenin üretilmesi idealimiz ve
yolculuğumuzdan. Fakat bu masaya ilişkin bizim bazı rampalarımız
var. İlk toplu sözleşmeden beri, etiketlediğimiz, ifade ettiğimiz
rampalarımız var. Hem yasadan kaynaklı hem de masadan kaynaklı.
Bunun detayına bundan sonraki sunumlarda arkadaşlarımız anlatacak.
Toplu sözleşme masasında yetkililer karşılıklı görüşürken bizim
masamızın soluna ve sonuna birer sandalye atarak iki tane
yetkisizin masaya konulması kamuoyunu yanıltarak, kamuoyunda algı
oluşturarak çok aktörlü yönetim biçimi bulunanı, emek mücadelesinin
tarafları hepiniz beraber iş veren karşısında beraber mücadele
ediyorsunuz. Eliniz çok güçlü diyen bir algı üzerinden bize ve
toplu sözleşme masasına yutturulan ve zoraki takip edilen durumu
meşrutiyetini üretmeye yönelik algı yapılıyor diğerleri de buna
çeşitli gerekçeler, çeşitli kendilerince kılıflar uydurarak
meşrutiyet yapılmaya çalışılıyor. Toplu pazarlık yetkililer
arasında yapılır Türk-İş’in oturduğu masaya ne Halk- İş ne de Disk
gidebilir. Diskin oturduğu masada ne Hak-İş ne de Türk-İş vardır.
Yetkisizleri masaya koyuyorsunuz bunun üzerine de algı
üretiyorsunuz. Çünkü diğerlerinin masadaki varlığı memura bir şey
kazandırmak değil, Memur-Sen’e bir şeyler kaybettirmek. Dolayısıyla
masadaki bu gereksizliğin düzeltilmesi gerekir. Eğer adalet
sağlanmayacaksa eşitlik sağlansın. Ne demek mi o, adalet
yetkililerin müzakeresidir. Sonumuz ve sonumuzun sonundakilerin
buradan çıkması gerekiyor. Eğer bu sağlanmayacaksa adalet
sağlanmayacaksa eşitlik sağlansın. Sizinde eliniz güçlü olsun toplu
iş veren olarak. Sizde yanınıza ana muhalefeti ve diğer muhalefeti
alın masada eşitlik sağlayın” dedi.


Öğretmenlik meslek kanunun biran evvel hayata geçirilmesi
gerektiğini vurgulayan Yalçın, “Öğretmenlik meslek kanunu hiç
gecikmeksizin biran önce toplanarak 24 Kasım Öğretmenler Günü
öncesi meclise sevk edilmeli Öğretmenlik Meslek Kanunu derhal
çıkarılmalı. Hepimizin canını sıkan bazı durumlar cereyan ediyor .
Öğretmene şiddet olaylarıyla karşılaşıyoruz. Yapanın yanına kar
kaldığı bir saçmalık her geçen gün farklı bir yerde kendini
gösteriyor. İki gün önce Diyarbakır’da yansıyan görüntü, hakikatten
akıllara durgunluk veriyor. Bunun bir daha tekrar etmemesi lazım.
Tekrar ederse buna cesaret edenin bedelini missiyle ödemesi
gerekirse kamu hizmetlerinden faydalanmaması ya da kısıtlı
faydalanması dahil her türlü tartışmanın yapıldığı şiddeti önleyen
bir yasal düzenleme şart. Buna ilişkin yol haritasını önümüzdeki
süreçte bütün kamuoyuyla paylaşacağız. Bu olmazsa olmazdır, bunu
mutlaka başarmak zorundayız. Aklı esenin, kafası bozulanın, evde
kafası atanın gelip stresini çıkaracağı yer okulda eğitim çalışanı
değildir” şeklinde konuştu.


Rotary’e de tepkiler gösteren Ali Yalçın, “Rotary ne okula
yaklaşmalı ne de öğrenciyle yakınlaştırılmalıdır. Bu konuda
bakanlıkla görüşmeler, illerde sözleşmeler çeşitli şeyler
gerçekleşiyor. Bunları asla doğru bulmuyoruz. 28 Şubatta
yaptıklarından sonra milletin olaya el koymasıyla 28 Şubat’ın bütün
bakiyesini bin yıl sürecek diye tehdit savuranların bütün bariyer
ve barikatlarını 10 yılda millet iradesiyle iktidara teslim ettiği
yetkiyle teker teker tarihin çöp sepetine atmıştır. Hangi ortam
gerçekleşti ki yeniden Rotary Okulda diye müjde verir gibi sanki
sevinç çığlıkları atmamız beklendiği gibi projeler gerçekleştiriyor
ve eğitime dahil ediliyor. Bırakın kardeşim akmasın oranın musluğu.
Açık konuşuyorum bakanlığı hasat davranmaya davet ediyorum.
Milletle birlikte hareket edeceksiniz. Sınırda Mehmetçik terör
koridoru oluşmasın diye, Suriyeli mülteciler ülkesine geri dönsün
diye ve Suriye’nin toprak bütünlüğü bölünmesin diye gayret
gösterirken bunun dünyadaki planlayıcısı, bütün emperyal güçlerin
sahaya sürücüsü olan Siyonist İsrail’in bağlantılı olduğu yapıların
bu anlamda can suyu verir gibi cesaretlendirilmesi ve Rotary okulda
diye sloganla sanki çığlık atacağız. Böyle bir şeyin kabul
edilebilir hiçbir tarafı yok” diye konuştu.


Yorumlar