Anasayfa /  Güncel

Devlet Bahçeli'den Yunanistan'a sert çıkış!

Yunanistan'a Ege'deki adalar gerilimi üzerinden sert mesajlar veren Bahçeli, MHP'nin bazı önerilerini açıkladı. Yunan amiralin sözlerine de yanıt veren Bahçeli, "İstanbul'daki köprüleri bombalamayı hayal edenler yeri gelirse Atina'nın başlarına yıkıldığını ağır bedeller ödeyerek göreceklerdir" dedi.

Abone ol
Abone ol Editör Mehmet Durna 14 Haziran 2022 12:48

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında haftalık gündem değerlendirmesi yapıyor.

Bahçeli'nin konuşmalarından satır başları şöyle:

Hem Ankara hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları sel taşkınlarını, doğal olayları vurgun yemişçesine seyretmiştir. Meteoroloji uyarılarına  rağmen hiçbir adım atılmamış hiçbir önlem alınamamıştır. Basiretsiz ve beceriksiz belediye yönetimleri bir kez daha sınıfta kalmıştır. Göz göre göre vatandaşlarımızı yüzüstü bırakmışlardır.

Öncelikli olan fırtınalı ortamda gemiyi sağ salim ve güvenli bir şekilde limana yanaştırmaktır ki usta kaptanların ortak meziyeti de bu olacaktır. Doğal felaketlerle mücadele felaket esnasında değil, planlanarak sahaya yansıtılmalıdır. Kar ve yağmurdan sonraki her mücadele boş bir gayrettir. Hükümet, İstanbul ve Ankara belediyelerinin boşluğunu gecikmeksizin doldurmuş, seferberlik ruhuyla aşırı yağışların sonuçlarına müdahale etmiştir. Belediye yönetimi laf üretme, polemik yaratma yeri değildir. Millete layıkıyla hizmet etme merciidir. Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. 

TERÖRLE MÜCADELE MESAJI

Terörle mücadele kıran kırana devam edecek, bu melanetin kökü her mıntıkadan sökülüp atılacaktır. İkinci bir düşüncemiz hiçbir zaman görülemeyecektir. Bugün Türkiye karşısındaki en büyük tehdit kanlı terör ve bundan beslenen etnik bölücülüktür. Terör saldırılarına ön şartsız ve derhal son verilmelidir. İkinci olarak silahlarıyla dağdan inip veya sınır ötesinde silahlarıyla Türkiye'ye teslim olmalıdırlar. Üçüncü olarak da adalette kaçınılmaz cezalarını çekmelidirler. Bunun dışında şu anda devletin iradesini kahramanca müdafaa eden hiç kimsede böyle bir müzakere hevesinin emaresi bile yoktur. Türkiye bir yol ayrımına gelmiştir. Ya bu husumet cephesi ülkeyi kanlı bir bölünme ve çatışma sürecine sürükleyecektir ya da Türkiye Cumhuriyeti gereken cevabı vererek ihanetin belini kıracaktır. PKK sadece PKK'dan veya FETÖ sadece FETÖ'den ibaret değildir. Terörle mücadele, Türkiye'yi zora sokmak, çıkmaza sürüklemek isteyen alçakların topuyla asimetrik bir mücadeledir.


ABD'Lİ ASKERLERİN TERÖRİSTLERLE NE İŞİ VARDIR?

Türkiye'nin haklı, hukuki ve meşru sınır ötesi operasyonu an meselesiyken sınırlarımıza 3 kilometre mesafedeki Kamışlı'da ABD askerleri ile teröristlerin devriye turları atması, poz vermeleri neyin mesajı, kimin telkinidir? ABD'li askerlerin teröristlerle ne işi vardır? ABD, pozisyonunu netleştirmek mecburiyetindedir, bu ülke dost mudur, düşman mıdır? Potansiyel düşmansa onu da öğrenelim, düşmana nasıl muamele edileceğini de açıkça gösterelim. Bir yanda teröristlerle düşüp kalkarken diğer yanda müttefiklik kisvesine bürünen ülke veya ülkeler küresel sahtekarlığın figüranı ve senaristi olarak anılacaktır. 

NATO Genel Sekreteri, Türkiye'nin kaygılarını meşru görüp terörden çok çektiğini sözüyle değil özüyle teyit ediyorsa bunu ABD ve bazı Avrupa ülkelerine kabullendirmek durumundadır. Dost ve müttefik sandığımız mesela ABD'nin Türkiye düşmanı bölücü terör örgütü ile can ciğer kuzu sarması halinde bulunması izahı zor olacak ikiyüzlülüktür. Asıl endişe kaynağımız da işte bu sinsiliktir. Türk Milleti dostun da düşmanın da mert olmasını ister, bekler. Çünkü Türk Milleti merttir. Mertliğin sadakasını verse, tüm cihana kıyamete kadar yetecektir. Türkiye'nin terörle mücadeleden geri dönüşü yoktur. 

DBP'Lİ VEKİLİN POLİSE YUMRUK ATMASI

İstanbul Kadıköy'de HDP'li bölücü vekillerin de olduğu bir güruhun İmrali canisinin serbest bırakılması için yürüyüşe geçip sokaklarımızı kirletmesi alçaklıktır. Bir kadın milletvekili polisimize adice yumruk sallamıştır. Türkiye'de askere, polise, masumlarımıza saldıran, toplumsal huzuru bozmak için nifak saçan hiç kimse bu milletin mensubu olamaz. TBMM'de görev yapması da zuldür. Hem devletten maaş alacaklar, hem de devlete ve millete iftira atıp güvenlik görevlilerimize fiziki saldırıda bulunacaklar. Böylesi şerefsizliğe dünyanın hangi medeni ülkesi ruhsat verecektir. Kadıköy'de polise el kaldıran, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde polislerimize saldıran milletvekili müsveddelerinin TBMM'de yeri olamaz. Bunların dokunulmazlığı süratle kaldırılmalı.

"KILIÇDAROĞLU'NUN ALEVİ KİMLİĞİNDEN KAYGI DUYANLAR MİLLİ BİRLİK RUHUNU ZEDELEMEK İSTEYEN GÖREVLİ PROVOKATÖRLERDİR"

Kökeni, mezhebi ne olursa olsun bu millet benim diyen herkes bizim kardeşimizdir. CHP Genel Başkanı'nın Alevi İslam inancına sahip olması onun için bir kayıp, handikap, utanacağı bir özelliği değildir. Kardeşlerimiz bizim can beraberimizdir, kardeşlikle geçen Türk İslam asırlarının gönül ve sevda erleridir. Aynı ittifak içinde Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliğinden kaygı duyanlar milli birlik ruhunu zedelemek isteyen görevli provokatörlerdir. Bizim merakımız Alevi kimliğini kamuoyuna taşıyanlar, bir rol paylaşımı içinde olup olmadığını, arka dekorunda siyasi bir hesabın bulunup bulunmadığıdır. Zillet ittifakının mezhep kışkırtmasına teşebbüs etmesinin aklını veren kimdir? Özür mesajlarının hiçbir geçerliliği yoktur. Kılıçdaroğlu'nun lekeli siyasetiyle ayrı olsak da etnik ve mezhebine saygılı olmak manevi sorumluluğumuzdur. 

'HDP'NİN KAPATILMASI AYM'NİN ADALETE, TARİHE, MİLLETE GÖREVİDİR' 

İstanbul Kadıköy'de aralarında HDP milletvekillerinin de bulunduğu bir güruhun İmralı canisini serbest bırakılması için yürüyüşe geçip, sokaklarımızı kirletmesi alçaklıktır. Üstelik PKK kontenjanından Meclis'e giren bir kadın milletvekili görevini icra eden polisimize adice yumruk sallamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nde askere, polise, masum vatandaşlarımıza saldıran, toplumsal huzuru bozmak, iç barış ortamını yıkmak için nifak saçan önüne gelene hakaretler yağdıran hiç kimse bu milletin mensubu olamaz. Mensubu olmayanların TBMM'de görev yapması zuldür, mahşeri vicdanda darbedir. HDP'nin kapatılması, AYM'nin adalete, tarihe, millete, şehitlere, ihmali mümkün olmayan bir görevidir. Türk Milleti bu kenelere daha fazla sabır ve tahammül gösteremez. Sayın Kılıçdaroğlu bu vahim manzara karşısında hala çıtın çıkmıyor, bir şey diyemiyorsun. Bu sessizliğini neye yoralım? Polise yumruk atan soysuzun yanında mısın?

EGE ÖNERİLERİ

Hiç kimse sabrımızı sınamasın, aksi halde İstanbul'daki köprüleri bombalamayı hayal edenler yeri gelirse Atina'nın başlarına yıkıldığını ağır bedeller ödeyerek göreceklerdir. Bu kapsamda önerilerimiz şunlardır:

İlk önce Türkiye'nin deniz yetki alanları kanunu muhataplarına ilan edilmeli. Karasuları kanununda bulunmayan münhasır ekonomik bölge, özel balıkçılık bölgesini kanunla tanımlamalıyız.

Doğu Akdeniz'deki münhasır ekonomik koordinatlarını kesin bir dille duyurmalıyız. 

Adalar denizinde ülkemize ait olan coğrafi formasyonları Türkiye'nin parçası olarak denizcilik haritalarında göstermeliyiz. Yeni statükoyu BM nezdinde tescil ettirmeliyiz. Formasyonları kıyıda en yakın mülki idarenin göre alanı tevdi etmeliyiz. Süresiz NAVTEX ilanı yapmalıyız. Türkiye bir karar aşamasına gelmiştir, kaybedecek zamanı yoktur. 

Verilecek toprağımız yoktur, terk edilecek ilimiz, çizilecek sınırımız, bölünecek devletimiz yoktur. 

Yorumlar