Erdoğan’dan Kudüs vurgusu: Kudüs giderse Medine’yi koruyamayız video
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kudüs giderse, Medine’yi koruyamayız. Medine giderse, Mekke’yi koruyamayız, Mekke giderse, Kabe’yi de kaybederiz. Unutmayın Kudüs demek, İstanbul demektir, İslamabat demektir, Medine demek, Kahire, Şam, Bağdat demektir” dedi.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen 4. Necip Fazıl Ödülleri 2017 programına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra törene Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve çok sayıda davetli katıldı.
“Türk milleti olarak dünyaya son sözümüzü
söylemedik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Eğer bugün içeriden ve
dışarıdan sürekli saldırılara maruz kalıyorsak, iftiralara
uğruyorsak, davamıza ve onun uğruna adadığımız canımıza kast
ediliyorsa sebebi bu mücadeleden vazgeçmiyor olmamızdır. Geçmişte
olduğu gibi otur denildiğinde otursak, gel denildiğinde gelsek bu
saldırıların hiçbiriyle karşılaşmayız. Biz şu veya bu gücün ne
dediğine değil, sadece Allah’ın ve milletin ne dediğine baktık.
Türk milleti olarak daha dünyaya son sözümü söylemedik. Biz şu anda
tavan yapıyoruz. O dönemleri yaşamış olsaydınız, bugünü mukayese
daha rahat olacaktı. Nereden nereye geldik. Eğer artık bir Betül
kızımız varsa, bugün onlar üniversitelerde, bilimde, her türlü
yarışın içinde yer alıyorsa, dibe çakan değil tırmanan bir nesil
vardır” şeklinde konuştu.
“Suriye’de bütün Müslümanların geleceğini hedef alan
senaryoyu biz bozduk”
“Müslümanlar olarak son sözümüzü söylemedik” diyen Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Milyarlarca Müslüman olarak son sözümüz henüz ağzımızdan
çıkmadı. Her şeyin zamanı olduğu gibi bu büyük inkılabında zamanı
var. Bir yandan kendimizi büyütmenin ve o güne hazırlanmanın
mücadelesini verirken, her türlü zulme ve ahlaksızlığa karşı
şikayetimizi dile getirmekten geri durmayacağız. Elimizde
düzeltemiyorsak, dilimizle onunla da bir şey yapamıyorsak
kalbimizle yapacağız. Kalple yapmaktan dille yapma derecesine
çıktık. İnşallah haksızlıkları elle düzelteceğimiz günleri de
göreceğiz. Bunun ilk adımlarını atmaya başladık. Suriye’de tüm
Müslümanların geleceğini ilgilendiren senaryoyu biz bozduk” diye
konuştu.
“Kudüs giderse Medine’yi koruyamayız”
Kudüs’le ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi Kudüs
üzerinden tüm Ortadoğu’yu bütün Müslümanları hedef alan yeni bir
saldırı başladı. Bu konuda ilk adımları Çarşamba günü büyük ölçekte
attık. İnşallah devamını da getireceğiz. Şunu iyi biliyoruz Kudüs
giderse, Medine’yi koruyamayız. Medine giderse, Mekke’yi
koruyamayız, Mekke giderse, Kabe’yi de kaybederiz. Unutmayın Kudüs
demek, İstanbul demektir, İslamabat demektir, Medine demek, Kahire,
Şam, Bağdat demektir. Kabe demek bütün Müslümanlar olarak hepimizin
şerefi, namusu, onuru, haysiyeti, varlık gayesi demektir. Biz
bunların hiçbirinde vazgeçemeyiz. Allah’ın emrine ve ecdadın
emanetine sahip çıkmak için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.
“Rabbimin lütfüyle batmayan güneşin doğuşuna az
kaldı”
Dünyanın düzeninin bozuk olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
şunları kaydetti:
“Dünyanın bu bozuk düzeni gün geliyor, Suriyeli masum bir beden
olarak karşımıza çıkıyor. Gün geliyor, evi başına yıkılan, tüm
hakları elinden alınan Filistinli olarak karşımıza çıkıyor. Gün
geliyor yurtlarından topluca sürgün edilen Arakanlılar olarak
karşımıza çıkıyor. Ama biz susmuyoruz. Pazartesi günü Başbakanımız
Bangladeş’e gidiyor. Attığımız adımların yavaş yavaş neticesini
alıyoruz. Düzen bozuk olabilir ama bizim buna rıza gösterme
zorunluluğumuz yoktur. Biz bu bozuk düzene karşı mücadele edeceğiz.
Biz bunun için önce kendimizden başlayarak milletimizi ve
Müslümanları bu doğrultuda harekete geçiyoruz. Üstadın
seslenişiyle, ‘Duran bu cadde çıkmaz sokak, haykırsam kollarımı
makas gibi açarak. Durun bir dünya iniyor tepemizden, çatırtılar
geliyor karanlık kubbemizden’. Biz millet ve ümmet olarak tepemize
inen gök kubbeyi görmezden gelemeyiz. Biz milletler olarak
üzerimize düşeni yaptığımız zaman insanlık olarak bu sıkıntıları
aşacağımıza inanıyorum. Bu adımları attığımız zaman üstadın
müjdesine biraz daha yaklaştığımız göreceğiz. Ne diyor Üstad, ‘O
gün bir kanlı şafak, gökten üflenen ateş, birden dağın sırtında,
atlılar belirecek. Atlılar Put şehrine gediklerden girecek. Bir
şehir ki orada insan ayaküstü leş. Yalnız iman ve fikir ne sevgili
ne kardeş. Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek. Bir devrim,
evvela devrimi devirecek. Her şey birbirine denk, her şey birbirine
eş, fertler toplum arası kalkacak artık güreş, herkes tek tek
sırtına toplumu bindirecek. Gökler iki şak olmuş, haberi
bildirecek. Müjdeler olsun size doğdu batmayan güneş’. İşte size
müjde, Rabbimin lütfüyle batmayan güneşin doğuşuna inşallah az
kaldı.”