Anasayfa /  Güncel

Cinayet büro amirliğinden, akademisyenliğe

Eski cinayet bürosu amiri olan akademisyen Doç. Dr. Miraç Burak Gönültüş, kayıp ve kaçırılan çocuklar konusunda yaptığı bilimsel çalışmalarla önleyici tedbirleri konu alan bir kitap yazdı.

Abone ol
Abone ol 27 Eylül 2019 13:43

Eski cinayet bürosu amiri olan akademisyen Doç. Dr. Miraç Burak
Gönültüş, kayıp ve kaçırılan çocuklar konusunda yaptığı bilimsel
çalışmalarla önleyici tedbirleri konu alan bir kitap yazdı.


Eski cinayet büro amiri olan Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Miraç Burak Gönültaş, çocuk
suçluluğu, çocuklara yönelik cinsel istismar, kayıp çocuk vakaları
ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında yaptığı bilimsel
çalışmaları, “Türkiye’de Kayıp ve Kaçırılan Çocuklar Sorununa
Bütüncül Yaklaşım” isimli kitabında topladı. Olayların önlenmesine
yönelik tavsiyelere yer verilen kitapta, faillerin çocuklara
yaklaşma şekilleri ve dikkat edilmesi gereken hususlara da
değinildi.


Gönültaş, çalışmalarına 2016 yılında kaçırılıp cinsel istismara
uğradıktan sonra öldürülen Irmak Kupal isimli bebek cinayetinden
etkilenerek başladığını belirtip, “2016 yılında Manisa’da Irmak
Kupal olayı olmuştu. Irmak isimli bir bebeğimiz kaçırıldı. Daha
sonra cinsel istismara uğrayarak öldürülmüştü. Bu vaka ciddi bir
infial uyandırmıştı. Bununla ilgili ne yapabiliriz diye düşündük.
Bununla ilgili bir proje hazırladık. Projemiz özel bir üniversite
tarafından ödüllendirildi. Bize sağladıkları destekle yeni bir
çalışma başlattık. Kayıp çocuk vakalarıyla ilgili ülkemizdeki
uygulamalar ile Avrupa ve Amerika’da ki uygulamaları karşılaştırmak
istedik. Bu ülkelerdeki bu alanda profesyonelleşmiş kişiler ile
görüştük. ‘Kayıp ve Kaçırılan Çocuklar Sorununa Bütüncül Yaklaşım’
isimli eserimiz de bu şekilde ortaya çıktı.”dedi.


“Kayıp çocuk vakalarının çözümü, cinayetlerden daha zor “


Kayıp çocuk vakalarının çözümünün bazı cinayet vakalarının
çözümünden daha zor olduğunu ifadeden Doç. Dr. Miraç Burak
Gönültaş, “Kitabımızda nelerden bahsettik? Bir kere kayıp çocuk
soruşturmaları zor soruşturmalar. Bazen diğer cinayet
soruşturmalarından çok daha zor olabiliyor. Çünkü, bir cinayet
soruşturmasında vakanın anlaşılması, failin tespit edilmesi ve
yakalanması yeterli olabiliyor. Ama kayıp çocuk soruşturmalarından
hem vakanın anlaşılması lazım hem de çocuğun sağ ve sağlıklı olarak
bulunması lazım. Bu nedenle bu soruşturmalar ciddi bir mekan ve
zaman yönetimi gerektiriyor. Vakanın meydana gelmesinin ardından ne
kadar zaman geçerse bu zaman çocuğun aleyhinde oluyor” dedi.


“Failler önce çocukları kandırıyor”


Gönültaş, faillerin çocukları kandırıp otoritesi altına aldıktan
sonra güvenilir olmayan bölgelere çekmesi vurgu yaparak, “Biz
çalışmamızda önleme amaçlı yaklaşımı önerdik. Yine bu çalışmada
özellikle çocuk kaçıran tiplerin nasıl tipler olduğuna dikkat
çekmek istedik. Faillerin çocuklara yaklaşım şekillerini ele aldık.
Bunları kriminolojik yaklaşımlar açısından anlatmaya çalıştık.
Çocuk kaçırmalarının ağırlıkta cinsel istismar amaçlı olarak
gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu tipler öncelikle çocukları bazı
vaatler ile kandırmaya çalışıyor. Eğer çocuk inanıp failin
otoritesi altına girerse, fail çocuğu güvende olduğu bölgeden
uzaklaştırıp güvende olmadığı bir bölgeye götürüyor. Bu şekilde
kaçırma vakası başlamış oluyor” dedi.


Kamuoyu desteği önem taşıyor


Kayıp çocukların bulunmasında kamuoyu desteğinin önemine değinen
akademisyen şunları söyledi: “Çalışmalarımızda şunu tespit ettik.
Kayıp çocuk vakaları tek başına polisin çözebileceği olaylar değil.
Çok boyutlu ve çok faktörlü olarak diğer kurum ve sivil toplum
kuruluşlarının da desteğini gerektiriyor. En önemlisi kamuoyu
desteği gerekiyor. Bir çocuk kaybolduğunda, çocuğun kaybolması ile
birlikte çocuğun eşkali ne kadar çabuk dağıtılırsa, çocuğu
görenlerin bilgilendirmesi ile çocuğun bulunmasında yardımcı
olabiliyorlar.”


Yorumlar