KONUŞABİLMEK

Konuş-a-bilmek çok güzel…  Ve yaradan kadını ve erkeği birbirinde huzur bulsunlar diye yarattı...

FEVZİYE BALCIOĞLU balcioglufevziye@gmail.com

Konuş-a-bilmek (Mahşerin Dört Atlısı) 

Her ilişkide çözülemeyen sorunların oranını tahmin edebilir misiniz? 

Yani içinde bulunduğunuz ilişkide değişmeyeceğini kabul etmenin hayrınıza olduğu durumların hayatınızdaki yeri! 

Başka bir deyişle değiştirmek için boşu boşuna kendinizi hırpaladığınız her şeyin toplamı! 

İlişkinizin en güzel yıllarını neyle mücadele ederek geçirdiniz? 

Ne için yargıladınız onu ve karşılığında hangi yargılama ve suçlamalara maruz kaldınız? 

Sevdiğiniz adamı ya da kadını kaç kere tanıyamadınız? 

Sevginizi, sevgisini kaç kere sorguladınız? 

Çok mu soru oldu? 

Üzgünüm!

İşim bu! 

Soru sormak. 

Sormak ve her sorudan sonra kendinle kaldığın dakikalarda bir cevap aramanı sağlamak. Ve içerde bir yerlerde gizli o cevapla kendini, ilişkini, iletişimini yeniden düzenleyebileceğini görmeni  istiyorum. Neden mi? Çünkü ben öğrendim ki, sorunlar olabilir, çatışmalar kavgalar yaşanabilir. Bu ilişkiyi olumsuz etkilemez. İlişkiyi olumsuz etkileyen tek şey senin ve onun iletişiminde kısır bir döngüye girmiş olan 4 atlıyı hayatınızda koşturuyor olmanız!

Mahşerin Dört Atlısı. 

İncil’de kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacağına inanılan bu dört atlı, İlişkilerin kıyametinin de habercisi. Önce dört atlı gelir ve ilişki yavaş yavaş bazen de hızlı bir bitiş noktasına doğru sürüklenir. Her bir atlı teker teker koşturmaya başlar ve çoğunlukla nihayi son kaçınılmaz olur. 

Eğer ilişkin bittiyse eminin sen ve o, mahşerin dört atlısıyla tozu dumana kattınız. Derin bir sessizliğin sonrasında sessiz ve gürültüsüz, bağırarak (suskunluk en büyük çığlığıdır insanın, vazgeçtiğin her şey buradadır.)  gittin belki de! Eğer sürüyorsa tutunacak hala bir şeyler var ama içinde bir yerlerde çoktan 4. atlıyla duvarları ördünüz, kendine tutunduğun başka bir dünyada bir ilişkinin merkezinde değil, köşesinde kıyısında bir yerlerde değersizlik duygusuyla yaşıyorsun. Kim bilir belki de tüm çatışma, tartışma ve sorunlara rağmen konuş-a-biliyorsunuzdur. Ve böylece mahşerin dört atlısına geçit vermiyorsunuzdur. Sizin oralara uğramıyordur bizim vahşi ve yıkıcı atlılarımız. 

John Gottman aynı çiftleri uzun yıllar gözlemlemiş ve bunun sonucunda iyi giden ilişkilerde hangi ortak dinamiklerin olduğunu ve biten bir ilişkinin biteceğinin ilk işaretlerinin neler olduğunu tespit etmiştir. Nihai durumda çok kısa bir gözlemle bile bir ilişkinin sürüp sürmeyeceğini söyleyebilecek bilgiye sahip olmuştur. İşte İlişkilerde Mahşerin Dört Atlısı;

  1. Atlı Aşağılama: Partnerlerden birinin diğerini küçümseyen, yetersiz hissettiren, ezen cümleler kurmasıyla başlar. Korkunç bir kalp ve hayal kırıklığı, değersizlik duygusuyla  ilişkinin ruhu kirlenmeye başlar. Çatışmalar çirkin diyaloglarla bezenir. Aşağılama aşağılamayı getirir. Pan zehir saygının sevgi için ne kadar önemli olduğunu hatırlamaktır. Hadi ama takdir edilecek ne kadar çok şeyi görmezden geliyorsun. Niyetin bitirmekse bu davranışını sürdür ve diğer atlıların sürece dahil olmasına izin ver
  2. .Atlı Eleştiri : Partnerlerden birinin diğerinin direkt kişiliğini hedef alan eleştiriler yapmaya başlamasıyla 2. atlımız sahnede. Bazı davranışlarından yakınabilmemiz ve bunun bizim üzerindeki etkileri hakkında konuşabilmemiz son derece sağlıklıyken, kişinin benliğini hedef alan eleştiri cümleleri yıkıcı bir etkiye sahiptir. -Ne kadar bencilsin. -Duyarsızın tekisin. -Hep kendini düşünürsün. Bunun yerine bizde rahtsızlık yaratan durumu genelleştirmeden, bizde yarattığı etki ve his ile birlikte ifade etmek, ben dilini doğru kullanmayı öğrenmek pan zehirdir. 
  3. Atlı Savunma: Aşağılama ve eleştiriler savunmaya sebep olur. İlişki içersine davamlılık gösteren bu savunma hali 3. atlının sahnede olduğunu gösterir. Sen dili, aslında sen ile başlayan cümlelerle kendimizi savunma çabamız artık iki tarafında yara almasına sebep olur. Oysa iletişimle ilgili ilk öğrendiğim cümlelerden biri şuydu: “İlişki savaşlarının kazananı yoktur. Yaralılar vardır.” kim söylemişti anımsayamıyorum ama çok anlamlı değil mi? 
  4. Atlı Duvar Örme: İşte suskunluğun çığlığı. Ben artık yoruldum deyip kendimize bir dünya kurduğumuz yerdeyiz. İlişki sessizce bitmeye başlıyor. Kimse duvarı görmüyor. Herkes hala yerli yerinde, düzen devam ediyor. Evliyseniz ve çocuklarınız varsa, duvarla ama duvar yokmuş gibi, sevgisiz, iletişimsiz sürdürüyorsunuz. Ta ki siz tüm görünür görünmez duvarları yıkacak gücü bulup ya kalmak için yeniden çabalamaya ya da yeni bir yolculuğa tek tabanca çıkmaya karar verene kadar.                                                                                                                      Ben bu ülkede suskunluğun yüceltilmesinden bıktım, usandım. Suskunluğun asaletinden değil. Biliyorum sesini duyuramadığın için yalnızlaştın. Seni anlamadığı için kırgınsın. Oysa sen ne çok göğüs gerdin, ne çok hırpalandın. Kimse senden bunu beklemiyor. Kimse sana düşman değil. N’olur önce çık şu “suskunluğum asaletimden” modundan. Mahşerin dört atlısının önde koştuğu bir iletişimde sen kendini ifade etmedin. Edemedin. Bu iletişim değil. İletişimsizlik…  Şiddetli  geçimsizlik...

İlişki koçluğu eğitimleri sırasında Aslı’nın sesi bugün gibi kulaklarımda. İki şeye yaptığı vurgu benim ilişkimle ve tüm ilişkilerle ilgili farkındalığımı artırdı. Birincisi başta sorduğum sorunun cevabı! İlişkilerde çözülemeyecek sorunların oranı Yüzde 69!!!

İkincisi katılımcıların özel durumlarıyla ilgili sorduğu;

-Peki…………. olduğunda ne yapmak lazım sorularına verdiği değişmeyen cevap:

-Konuş-a-biliyor olmak önemli…

İtiraf edeyim o gün eğitimde, eğitmenin bu cevabının, cevabı bilmediğinde geçiştirme taktiği olduğunu düşünmüştüm. Üzerinden geçen yıllardan sonra özümsediğim bir bilgi olarak sizinle de paylaşmak istiyorum. Sorun ne olursa olsun, ilişkinin sağlıklı ve mutlu bir şekilde sürmesinin en önemli koşulu atlıların hüküm sürmediği bir iletişimi yaratmanın yollarını öğrenmek yani….

Konuş-a-bilmek…

Konuş-a-bilmek

Konuş-a-bilmek

Konuş-a-bilmek

.

.

.

.

Konuş-a-bilmek

İletişim iki kişilik dediğini duyar gibi oluyorum. Ben bunları yapsam da, konuşabilmeyi başarsam da 

o değişmezse ben ne yapabilirim diyorsun? 

Sen değiştiğinde onun da değişebilme potansiyeli var. Sen değiştirdiğinde iletişimini, onun seninle uyumlanma ve birlikte dönüşme olasılığınız var. Zaman alabilir, yorulabilirsin… Yine de bitirmeye karar verebilirsin…

Sadece şunu eklemek isterim…

Konuş-a-bilmek çok güzel… 

Ve yaradan kadını ve erkeği birbirinde huzur bulsunlar diye yarattı...

Yazarın Notu: 

*Çocuklar ilişkinizdeki görünmez duvarı hissedebilirler. Mış gibi yaptığınızda farkındalar. Ona rol model olduğunuzu hatırlayın. 

*Yazı ikili ilişkiler üzerine yazılmış bir yazı olsa da çocuğunuzla iletişimde de mahşerin dört atlısından uzak durmak ve konuş-a-bilmek yine çok önemli…

 
 
Tüm yazılarını göster