Amcasını öldürüp cesedini parçalayan sanığın yargılanmasına devam edildi
Kadıköy’de bir çöp konteynerinde bulunan kesik iki bacak ile ortaya çıkan Rıfat Rıza Öztürk’ün öldürülmesine ilişkin 4 tutuklu sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada ilk kez savunma yapan maktulün yeğeni Fahrettin Öztürk cinayeti nasıl işlediğini ve cesedi nasıl parçaladığını anlattı. Mahkeme duruşmada 2 tutuklu sanığın tahliyesine hükmetti.
Abone olKadıköy’de bir çöp konteynerinde bulunan kesik iki bacak ile
ortaya çıkan Rıfat Rıza Öztürk’ün öldürülmesine ilişkin 4
tutuklu
sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada ilk kez savunma
yapan maktulün yeğeni Fahrettin Öztürk cinayeti nasıl işlediğini
ve
cesedi nasıl parçaladığını anlattı. Mahkeme duruşmada 2 tutuklu
sanığın tahliyesine hükmetti.
Öz amcasını önce silah ile öldüren ve ardından parçalara
ayırıp
farklı noktalarına atan Fahrettin Öztürk ile ona yardım ettiği
iddia edilen 3 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam
edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada
tutuklu sanıklar ile taraf avukatları ve müştekiler hazır
bulundu.
Geçen celse avukatı olmadığı için savunması alınmayan
Fahrettin
Öztürk duruşma salonundan müştekilerin çıkarılmasını talep
etti.
Mahkeme başkanının talebin nedenini sorması üzerine sanık
Öztürk
müştekilerin mahkemenin seyrini farklı bir yöne
çevirebileceklerini
söyledi. Mahkeme sanığın bu talebini reddetti.
“Silahın öldürme mahiyette olduğunu sanmıyordum”
Savunma yapan tutuklu sanık Fahrettin Öztürk, olay günü
amcası
ile iş yerinde yalnız kaldığını ifade ederek, “Şahıs ile ikimiz
kalmıştık. Şahsa ne zaman çıkacağımızı sordum. ‘İşlerim var
halledeyim çıkarız’ dedi. Aracı ben kullanıyorum. Trafikte geç
kaldığımızda sıkıntı oluyor. Bu sebeple kendisinin bir süre
sonra
bilgisayar başında olduğunu görünce ‘Ezan okundu namazını kıl
çıkalım’ dedim. Tamam hallederiz diye cevap verdi. Ben üst kata
çıktım şahıs hala oyalanıyordu bilgisayarda. 2-3 yıldır chat
programları aracılığıyla başka kadınlar ile mesajlaşıyor. Ben
‘Senin işin bu mu?’ diye sordum. ‘Sanane ağzını kapat bu
konuda’
dedi. Ben o oyalanırken çıkarım en fazla yarın bağırır çağırır
diye
düşündüm ve üst kattan anahtarım ile telefonumu almaya gittim.
Ayrıca silah çekmecedeydi. O herkes iş yerinden ayrıldıktan
sonra
çalışanların çekmecelerini, bilgisayarlarını kurcalıyordu. Ben
de
çekmeceye bakıp silahı görür diye yanıma aldım. Aşağıya indim
kapıya yönelecekken ‘Nereye gidiyorsun beklesene’ dedi. Ben de
nelerle uğraşıyorsun diye sitem ettim. Bana ‘Bunları kimseden
duymayacağım, canını yakarım’ dedi. Despot tavırlarına alıştık
artık. Olay günü bana vururum kırarım, dedi. Ben de aldırış
etmedim. Dışarıya yöneldiğim sırada satış yaptığımız demir
parçalarından bir tanesi alıp üzerime yürüdü. Tepki vermedim.
Dışarıya çıkacağım sırada hışımla üzerime doğru tekrar demirle
geldi. Bu sırada ben silahı çıkardım. Ben bu silahın o ana
kadar
öldürme mahiyette olduğunu sanmıyordum” dedi.
“Artık olan olmuş”
Silahın kuru sıkı olduğunu sandığını aktaran Öztürk “Silahı
çıkarınca maktul tuvalete doğru döndü anneme küfür etti. Bu
arada
bir ses duydum ve maktulün düştüğünü tahmin ettim. Ardından
gittiğimde ayaktaydı ve bana doğru sırtı dönük duruyordu, ben
silahı havaya doğru tutarak 2 el ateş ettim. Başına hedef
almamıştım, herhalde eğildi. Bir an duraksadım. Kafasındaki
izleri
görünce ne yapacağımı şaşırdım. Silah sesi çınladığı için
kendimi
dışarıya atmak istedim, geriye döndüğümde yaptığımı anlamaya
çalışıyordum. Nabzını kontrol ettim. Öldüğünü fark edince
yanına
çöktüm. O an konuşmak istedim. Araca bindim. 1-2 tur attım.
Konuştuğumda tepki vermeyecek biri olarak Ferhat aklıma geldi.
Aradım, ’yanıma gelir misin?’, dedim, ’geliyorum’ dedi. Ne
yapayım
diye düşündüm. Artık olan olmuş maktulü oynatmaya çalıştım
ancak
vücudu ağır geldi” şeklinde savunma yaptı.
Sanık amcasının önce kollarını sonra diz kapaklarını ve en
son
kafasını kesmiş
Korkuyla cesedi kaybetmek istediğini söyleyen tutuklu sanık
parçalamanın daha kolay olacağını düşündüğünü söyleyerek,
“Mutfaktan bıçağı alıp geldim. Önce dirseklerinden kollarını
kestim. Sonra yaptığımdan pişman oldum, kollarını poşete
koydum.
Üstündekileri çıkarmaya çalıştım ancak çıkaramayınca bıçakla
yırtarak çıkardım. Üst katta bulunan çekçekli bavul aklıma
geldi.
Cesedin geri kısmını oraya yerleştirmeyi düşündüm ama sığmadı.
Dışarıda kalan kısım olarak bacaklarını diz kapaklarının
arkasından
başlayarak kestim. O anda bırakıp gitmek istedim, yapamadım.
Ben
böyle olsun istemedim. İş işten geçti diye bavula yöneldim.
Bavula
yine sığmadı. Kafasını keseceğim diye düşündüm. Daha sonra
bacaklarını ayrı bir poşete koydum. Kafayı bir kutunun içine
koyduğumu düşünüyorum. Daha sonra vücudunu bavula koydum” dedi.
Sanık amcasının cesedini nasıl parçaladığını anlatırken
maktulün
kızları duruşma salonunda gözyaşlarına hakim olamadı.
“Kaldığım yerden devam ettim başını gövdeden ayırdım”
Parçalama işlemi sırasında arkadaşı Ferhat’ın geldiğini
söyleyerek savunmasına devam eden sanık, “Ferhat ne oldu diye
sordu
ben de beni takip etmesini söyledim. Bu sırada ben cesedin
başını
henüz tamamen kesmemiştim yarım kesili vaziyetteydi. Bavulu
daha
sonra da cesedi gösterdim. İlk başta dondu kaldı. Ben bunu
görünce
kaldığım yerden devam etmeye başladım. Başını gövdeden ayırdım.
Vücudu çekçekli bavula koydum. Elbiseleri, kimliği, anahtarı
bir
çuvala onu da başka bir poşete koydum. Ferhat’tan kapıyı açması
istedim. Poşetleri araca koydum. Ferhat bu sırada hiçbir şeye
yardımcı olmadı. Valizi kapattıktan sonra arabaya koydum. Daha
sonra bir fırça alıp olay yerinin olduğu fayansları sildim.
Ferhat
yanıma geldi ‘Hadi yanıma bin gidiyoruz’ dedim. Yola çıktık.
Ferhat
bana sadece neden yaptığımı sordu. Bende ‘bana vurmaya çalıştı,
kendimi korumak amacıyla yaptım’ dedim. Ferhat bana tepkiliydi,
onu
evine götürmemi istedi. Bir süre sonra arabayı sağa çektim,
bavulu
viyadükten aşağıya attım. Sonra dernek lokaline gittik. Ben
poşetleri içeriye taşımaya başladım. Fatih ve Turgut’a içeriden
birkaç çöp poşeti getirmelerini söyledim, poşetleri getirdiler
ancak yardım etmediler. Bana bir şey sormadılar. Poşetlerin
ağzını
bantladım. Turgut bana yardım ederek, bir poşeti o arabaya
koydu,
iki poşeti de ben koydum. Yola çıktık. İlk poşeti Fatih
konteynıra
attı, ikinci poşeti de Turgut attı. Turgut bana ‘hayırdır neden
atıyoruz’ dedi, bende ‘önemli bir şey değil, seni alakadar
etmez’
dedim. Poşetleri attık, lokale döndük. Araçtaki kanı
temizledim.
Olayda keser kullandım. Diğer sanıkların olayla ilgili bir
iştiraki
söz konusu değildir” dedi. Mahkeme sanığın dinlenilmesinin
ardından
ara kararını açıkladı.
2 sanığın tahliyesine karar verildi
Mahkeme heyeti maktule ilişkin detaylı otopsi raporunun
beklenmesine ve tüm sanıkların olay günü ve öncesinde
aralarındaki
iletişime dair rapor aldırılmasına hükmetti. Mahkeme sanıklar
Fatih
Demir ve Turgut Kundakçı’nın tahliyesine karar verirken diğer
tutuklu sanıklar Fahrettin Öztürk ve Ferhat Yılmaz’ın
tutukluluk
hallerinin devamına hükmetti. Duruşma, eksikliklerin
giderilmesi
için ertelendi.
"Çok soğukkanlı bir şekilde bir pişmanlık göstergesi olmadan
anlattı"
Duruşmanın bitmesinin ardından basın mensuplarına açıklama
yapan
müşteki avukatı Seyfettin Dayan, para için 4 kişi tarafından
vahşice işlenmiş bir cinayet olduğunu söyleyerek, “Sanık
Fahrettin
yani maktulün yeğeni olayı, maktulü nasıl katlettiğini nasıl
parçalara ayırdığını, bu parçaları nasıl götürdüğünü, nasıl
taşıdığını çok soğukkanlı bir şekilde bir pişmanlık göstergesi
olmadan anlattı. Ama buna rağmen bugün mahkeme suç ortaklarından
2
kişiyi tahliye etmiş bulunmakta. Mahkemenin bunları ne için
tahliye
ettiğini biz hala anlamış değiliz. Deliller daha gelmeden, daha
silinmiş kamera görüntüleri gelmeden sanıkların konumu daha
bilinmeden mahkemelerin bunları tahliye etmiş olması kesinlikle
hukuk vicdanına da aykırı, insan vicdanına da aykırı. Bugün
tahliye
edilen bu 2 kişinin yarın sokakta başka bir kişiyi öldürüp
parçalamayacağı ne malum? Bunun sonuna kadar takipçisi
olacağız”
dedi. Maktulün kızı Gamze Vasfiye Öztürk ise, “4 insan bir
araya
gelip para için adam öldürüyorlar ve bunun arkası bile
araştırılmıyor. İnsan bedeninin maddi olarak manevi olarak
hiçbir
değeri yok” şeklinde konuştu.
“Benim eşimin parçalarını çöp gibi dağıttılar”
Maktulün eşi Meryem Öztürk bu kadar vahşi bir cinayete
karışmış
2 kişinin tahliyesini kabul etmediğini söyleyerek, “Bu
olabildiğine
yanlış bir şey ve kesinlikle bu cinayet planlanarak işlendi.
Kamera
kayıtları tamamen çıkmadan tahliye edilmelerini kabul
edemiyorum.
Ben tekrar cezaevine girmesini istiyorum bunların. Sanık
olabildiğince soğukkanlıydı hiç pişman değildi. Dışarıya
çıkarsa
bunlar önüne gelen herkesi kesebilirler. Her tarafa dağıttılar
benim eşimin parçalarını çöp gibi dağıttılar” diye konuştu.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede
26
Şubat 2019’da meydana gelen olayda, Başakşehir’de Fahrettin
Öztürk
amcası Rıfat Rıza Öztürk ile tartıştı. Tartışmanın ardından
Fahrettin Öztürk Ferhat Yılmaz’ı arayarak yanına çağırdı.
Ferhat
Yılmaz da yanına silah alarak Fahrettin Öztrük’ün adresine
gitti.
Ferhat Yılmaz ile birlikte amcası Rıfat Rıza Öztürk’ü öldürmeye
karar veren Fahrettin Öztürk, abdest alan amcasına silah ile
ateş
etti ve ölümünden emin olamayarak bıçakla boğazını kesti.
Fahrettin
Öztürk ve Ferhat Yılmaz delilleri gizlemek amacıyla Rıfat Rıza
Öztürk’ün kafasını bedeninden, kollarını dirseklerinden ve
bacaklarını da diz kapağından ayırarak parçaladı. Cesedi
parçaladıktan sonra poşetlere ve valize koyan şahıslar,
poşetlerden
bazılarını Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü geçerek viyadüğe attı.
Ferhat Yılmaz ardından Fahrettin Öztürk ile bir lokale gitti.
Lokalde bulunan Fatih Demir ve Turgut Kundakçı yaşanan olayı
Ferhat
Yılmaz ve Fahrettin Öztürk’ten öğrendi. Suç delillerini gizleme
eylemine Fatih Demir ve Turgut Kundakçı da katıldı. 4 şahıs
maktule
ait kalan parçaları ayrı ayrı poşetleyerek çöp konteynerine
attı.
Savcılık Fahrettin Öztürk ile Ferhat Yılmaz’ın ‘canavarca hisle
veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ ‘suç delillerini yok
etme,
gizleme veya değiştirme’ ve ‘ateşli silahlar ve bıçaklar ile
diğer
aletler hakkında kanuna muhalefet’ suçlarından birer kez
ağırlaştırılmış müebbet ve 8’er yıla kadar hapislerini istedi.
Fatih Demir ve Turgut Kundakçı’nın ise ‘suç delillerini yok
etme,
gizleme veya değiştirme’ suçundan 5’er yıla kadar hapisleri
talep
edildi.