Anasayfa /  Foto Galeri

Ali Babacan: Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine sahnede

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Haftalık Değerlendirme Toplantısını TBMM’de gerçekleştirdi. Babacan’ın gündeminde Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi üyelerine suç duyurusu, KYK yurtlarındaki ihmaller, Cumartesi Anneleri, Kentsel Dönüşüm Kanunu ve Filistin İsrail meselesi vardı.

Ali Babacan: Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine sahnede - Sayfa 1

Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle; 

‘Tarihte görülmemiş bir skandalla karşı karşıyayız’

“Ülkemizde adaletsizliğin hızla arttığı son yıllarda, Anayasa Mahkemesi, hukuk namına bir nebze de olsa nefes almamızı sağlayan kurum şu anda.  Buna rağmen, iktidarın küçük ortağı mahkemenin kapatılması için sabah akşam bağırıyor. Bu yetmezmiş gibi, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi görevini yaptığı için mahkemenin yargıçları hakkında suç duyurusunda bulunuyor.İnanılır gibi değil. Bu, tarihimizde bir ilk. Yargıtay'dan gelen açıklamalar sadece bir ‘yargısal aktivizm’ veya Anayasa Mahkemesi’ne karşı yapılmış bir ‘saygısızlık’ olarak değerlendirilemez.Yapılan, yasama, yürütme ve yargı erklerinin tamamını hedef alan açık bir darbe girişimidir;Anayasal düzeni alt üst etme teşebbüsüdür.”

Ali Babacan: Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine sahnede - Sayfa 2

‘Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine sahnede’

Devlet Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi ile ilgili açıklamalarına değinen Babacan: “Geçtiğimiz gün Krizlerin Ortağı bu sefer de Anayasa Mahkemesi’ne ‘adalet düzeninin safrası ve sancısı’ demiş, sonra da bir kez daha ‘Ya kapatılmalı ya yeniden yapılandırılmalıdır’ demiş. AYM Başkanı’na ‘Cesaretin varsa Kandil’e git’ demiş. Devlet ciddiyetinin, millet sorumluluğunun en ufak kırıntısına sahip olan bir insan böyle laflar edemez. Defalarca söyledim, tekrar ediyorum. Sayın Bahçeli, bu ülkenin yaşadığı her krizin ortağı olmuştur. Nerede kriz, orada Bahçeli. Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine ortada, yine sahnede” dedi.

Ali Babacan: Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine sahnede - Sayfa 3

‘Anayasaya göre, böyle bir konuda Cumhurbaşkanına hakemlik görevi falan düşmez’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hakemlik açıklamasını değerlendiren Babacan: “Şimdi buradan Sayın Erdoğan’a sormak istiyorum: Siz sporu takip edersiniz. Havadayken tuttuğu takımı ilan edip, ayakları karaya bastığında hakem olmaya heveslenen birisine, dünyanın neresinde hakemlik yaptırırlar? Siz bu milletle dalga mı geçiyorsunuz? Üstelik, Anayasaya göre, böyle bir konuda Cumhurbaşkanına hakemlik görevi falan da düşmez. Herkesin Anayasa’nın açık hükümlerine uyması gerekir. Bu kadar.  Madde 153 ne diyor? ‘Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.’ Bu kadar açık ve net. Burada bir gri alan yok. Yani, Anayasa Mahkemesinin kararları, Yargıtay’ı da bağlar, Cumhurbaşkanı’nı da bağlar, diğer tüm yargı organlarını da bağlar. Siz, bu milletin kafasını karıştırıp, yargıyı tamamen ‘bağlı’ ve ‘taraflı’ yapmaya çalışıyorsunuz” ifadelerini kullandı. 

Ali Babacan: Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine sahnede - Sayfa 4

‘Mevcut Anayasa’yı tanımayanların, ‘yeni anayasa’ laflarına itibar etmemiz mümkün değildir’

Ali Babacan, Yeni Anayasa tartışmalarına ilişkin de şu açıklamalarda bulundu: “Mevcut Anayasa’yı tanımayanların, uymayanların, ‘yeni anayasa’ laflarına itibar etmemiz mümkün değildir. Siz Anayasa’yı bir üst hukuk normu olarak kabul ediyor musunuz, kabul etmiyor musunuz? Önce bunu söyleyin. Anayasa ile kendinizi bağlı hissediyor musunuz, hissetmiyor musunuz? Önce bunun cevabını verin. Anayasa sizin için önemsizse, zaten uymayabiliyorsanız, yeni anayasa deyip de bu milleti boşuna oyalamayın. Bizden destek falan da beklemeyin. Samimi iseniz, önce mevcut Anayasa’ya uyun, bir görelim. Eğer Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devletiyse demokrasi ile hukukun aynı eş değerli iki sütun olarak sapasağlam durması gerekiyor. Demokrasinin yanında sapasağlam bir hukuk sütunu da olmazsa o zaman bu ülke seçilmişler eliyle otokrasiye gider. Bu ülke seçilmişler eliyle kaosa götürülür. Son toplantımızda da söylemiştim. Demokrasi hukuk olmadan değerini bulmaz.”