Anasayfa /  Yerel

Aktaş ve Çıldır Gölü Çalıştayı gerçekleştirildi

Aktaş Ve Çildir Gölü Çaliştayi Gerçekleştirildi. (olgun Yıldız/ardahan-iha)

Abone ol
Abone ol 30 Eylül 2019 08:58

Ardahan Valiliği koordinasyonunda; Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ve Serhat
Kalkınma Ajansı’nın (SERKA) katkıları ile Aktaş ve Çıldır Gölü
Çalıştayı düzenlendi.


Hoca Ahmet Yesevi Konferans Salonu’nda düzenlenen ve ilk gün
Aktaş Gölü, ikinci gün ise Çıldır Gölünün ele alındığı çalıştayda,
her iki gölün yaşadığı sorunlar ile bu sorunların çözümü konusunda
nelerin yapılabileceği konuşuldu.


Çalıştayda, alanında uzman akademisyenler ve konuşmacılar
tarafından, Aktaş gölünün genel değerlendirmesi, Aktaş Gölü’nün
korunması konusunda Van gölü deneyiminden çıkarılabilecek
deneyimler-bir kamu yöneticisinin gözlem ve önerileri, göllerde ki
besin tuzları ve metal konsantrasyonlarının ekolojik
değerlendirmesi, balıkçılığın geliştirilmesi önerileri, moleküler
markör destekli soğukta hızlı büyüyen pullu sazan ıslahı projesi,
kuşlar ve ekoturizm için önemi, karekteristik özellikler, kafkasya
balık genetiği çeşitliliği, metorolojik dönemler ve donma
dönemlerinin incelenmesi, koperatifleşmenin önemi, son bin yıllık
iklim kayıtları, evrim ve ekolojilerin ortaya çıkarılması
konularında, konferans, bilgilendirme ve sunumlar yapıldı.


TÜDAV BAŞKANI PROF.DR. BAYRAM ÖZTÜRK, “AKTAŞ GÖLÜ ÖZEL BİR YAPI
İHTİVA EDİYOR”


Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Türk Deniz Araştırmaları
Vakfı (TÜDAV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Aktaş
Gölü üzerine yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Aktaş Gölü’nün
yüksek rakımda konumlanan tektonik oluşumlu bir göl olduğunu
belirten Öztürk, bundan dolayı gölün özel bir yapı ihtiva ettiğini
belirtti. 27 km olan gölün 14 km lik alanının ülkemize ait olduğunu
ifade eden Prof. Öztürk, Aktaş Gölü’nün çevre kirliliğine maruz
kalmadığı için birçok kuş ve endemik bitki türüne ev sahipliği
yaptığını da sözlerine ekledi.


VALİ MUSTAFA MASATLI, “AKTAŞ GÖLÜNÜN GELECEĞİ İÇİN HER TÜRLÜ
ÇABAYI SARFETMELİYİZ”


Aktaş Gölünün ele alındığı çalıştayda konuşan Ardahan Valisi
Mustafa Masatlı, katılımcılara Ardahan hakkında genel bilgiler
verdikten sonra Aktaş Gölü’nün yaşadığı sorunlardan bahsetti. Aktaş
Gölünün, Türkiye’nin Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar
Listesi’nde de yer aldığını, Türkiye, Gürcistan ve Ermenistan
sınırlarında yer alan 11 adet göl bloğundan oluşan göller yöresine
ait bir göl olduğunu aktaran Vali Masatlı, gölün geleceği için her
türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini belirterek şunları
söyledi:


“İlimizin doğal, turistik ve aynı zamanda coğrafi konumu
itibariyle önemli bir değeri olan Aktaş Gölü’nün yaşadığı sorunlar,
gölün korunması, kirliliğin önlenmesi, eko sistemi ve balık
avlanması konusunda yeni yaklaşımların geliştirilmesi için
düzenlemiş olduğumuz çalıştayımızın verimli geçmesini diliyorken,
hepinize hoş geldiniz diyor, saygılarımla selamlıyorum. İlimiz
Ardahan, yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahip olup, 628 yılında
Hazar Türklerinin bir kolu olan Arda Türklerinin hâkimiyeti altına
girerek Ardahan adını almıştır. 1068 yılında Sultan Alparslan
tarafından fethedilen ilimiz Selçuklu topraklarına katılmış, 1555
tarihinde Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı İmparatorluğuna
dâhil edilmiştir.


1877 Türk-Rus Savaşı’na kadar Osmanlı İmparatorluğunun “Ardahan
Sancağı”nı oluşturmuştur. İlimiz, 1878’de 93 Harbi diye ifade
edilen savaş sonucunda yapılan anlaşma gereğince Batum ve Kars’la
birlikte savaş tazminatı olarak Rus Hakimiyetine bırakılmıştır. 3
Mart 1918 yılında imzalanan Brest-Litovsk Anlaşması ile 40 yıllık
Rus hakimiyeti son bulmuş ve Osmanlı Devletine geri iade edilmiş
ancak 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşmasıyla
ordularımızın geri çekilmesi sonucu düşman birliklerinin işgaline
uğramıştır. 23 Şubat 1921’de Kazım Karabekir Paşa ve Halit Paşa
komutasındaki ordumuz tarafından düşman işgalinden kurtarılan
Ardahan, 7 Temmuz 1921 tarihinde mutasarrıflık yapmış, 1926 yılında
ilçe olmuş, 27 Mayıs 1992 tarihinde ise il statüsünü kazanmıştır.
İlimize bağlı 6 ilçe, 1 belde, 40 mahalle ve 226 köy bulunmaktadır.
Yaklaşık 100 bin nüfusa sahip olan ilimiz, 170 km’lik Gürcistan ve
Ermenistan’a sınırı olan serhat bir ildir. Aktaş ve Türkgözü
isminde iki kara hudut kapısı ve İpek Demir Yolu kapısı ilimiz
sınırlarındadır. Ayrıca TANAP ve Şahdeniz Doğalgaz Boru Hatları ile
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham petrol boru hatları Türkiye’ye ilimizden
giriş yapmaktadır. İlimiz coğrafi konumu itibariyle soğuk ve
karasal iklime bağlı olarak, daha çok hayvancılık ve tarım alanında
adını duyurmakla birlikte, doğal ve turistik değerleriyle de
özellikle son yıllarda yeni bir sektör olan turizme kapılarını
açmıştır.


Hayvancılık ve tarım alanında sürdürülebilirliği olan eylem
planları, projeler, faaliyetler ve çalışmalarla bu sektörü canlı
tutmak, sektörde faaliyet yapan üreticileri desteklemek ve bölgenin
kalkınmasına öncülük etmek amacıyla hayata geçirdiğimiz
uygulamalarla birlikte, bölgemizin önemli doğal ve turizm değeri
olan Aktaş Gölünde, kirlilik, su seviyesi, balık üreme, gölün eko
sisteminin devamı ve avlanma gibi sorunları tespit etmek ve çözüm
önerilerini konuşmanın da ne kadar önemli olduğu ortadadır. Aktaş
Gölü, Türkiye - Gürcistan sınır bölgesindeki yüksek platoda yer
almaktadır. Günümüzde bir kısmı ülkemiz topraklarında kalan Aktaş
Gölünün ülkemiz sınırları 16 Mart 1921’de yapılan Moskova
Anlaşmasıyla belirlenmiştir. Göl kenarında Türkiye ile Gürcistan’ı
birbirine bağlayan Aktaş sınır kapısı bulunmaktadır. Aktaş Gölü,
oluşum bakımından tektonik bir göldür. Aktaş Gölü, aynı zamanda
Türkiye, Gürcistan ve Ermenistan sınırlarında yer alan 11 adet göl
bloğundan oluşan göller yöresine ait bir göldür. Aktaş Gölünde su
potansiyelini hesaplamak için gölün batımetrik haritasının
çıkarılması çalışmalarıyla birlikte, Aktaş gölü için DSİ Bölge
Müdürlüğü tarafından, gölün su miktarının tespiti için online Göl
Gözlem İstasyonu kurulması planlanmaktadır. Aktaş Gölü sınırdaş bir
alanda olduğu için birinci derece sınır güvenlik alanı
kapsamındadır. Ayrıca, göl askeri bölge içerisinde yer almaktadır.
Askeri bölge içerisinde olduğu için alana giriş çıkışlar sıkı
denetim altındadır. Bu nedenle göle insan etkisi çok fazla yoktur.
Aktaş Gölü, Türkiye’nin Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar
Listesi’nde de yer almaktadır. Gölün suları, içme suyu olarak
kullanılmamakta, sadece hayvanların su ihtiyacı karşılanmaktadır.
Bu gölümüz, ne yazık ki çevresindeki halk için önemli bir ekonomik
kaynak değildir. Göl turizmi, ticari balıkçılık ya da göl sularının
ekonomik bir kaynak olarak kullanılması henüz söz konusu
olmamıştır. Sportif olta balıkçılığı yapılan göle, 1985 yılında
göle DSİ ve İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından sazan yavruları
bırakılmıştır. Gürcistan Cumhuriyeti ile ülkemiz arasında gölün
ortak yönetimi konusunda protokol olmaması, korunan türler, kaçak
avcılığın denetimi ve alanın korunmasında bazı sorunlara neden
olmaktadır. Aktaş Gölü üzerinde 4915 sayılı kara avcılığı kanunu
gereğince avcılık yasaklanmıştır, fakat Gürcistan Cumhuriyeti
bölgesinde kalan alanda avcılık faaliyeti yapılmaktadır. Bu
faaliyet balık üremesi ve biyoçeşitliliğe zarar vermektedir. Tüm bu
sorunlar karşısında Aktaş Gölünün geleceği için her türlü çabayı
sarfetmemiz, sorunlar ve çözüm önerilerini derinlemesine masaya
yatırmamız, oldukça önemlidir. Bu anlamda bizler birlikte
düzenlediğimiz bu çalıştayı çok önemsiyor ve olumlu sonuçlar
çıkmasını ümit ediyoruz. Çalıştaya katkı sağlayan, katılan, emek
veren herkese teşekkür ediyor, çalıştayın ilimize, ülkemize ve
komşu Gürcistan Cumhuriyetine hayırlı sonuçlar getirmesini
diliyorum.”


“ÇILDIR GÖLÜ, TURİZMDE ÖNEMLİ POTANSİYELE SAHİP BİR GÖLDÜR”


Çalıştayın ikinci gününde ele alınan Çıldır Gölü hakkında da
konuşan Vali Masatlı, Çıldır Gölü’nün Van Gölünden sonra ülkemizin
Doğu Anadolu Bölgesindeki ikinci büyük gölü olduğunu, özellikle
turizm anlamında son yıllarda turistlerin tercihleri arasına
girdiğini söyledi. Çıldır Gölünün doğal yapısını korumak,
ekosistemine katkı sunmak adına çalıştayı önemsediklerini de
kaydeden Vali Masatlı, daha sonra şöyle konuştu:


“Çıldır Gölü, Van Gölünden sonra ülkemizin Doğu Anadolu
Bölgesindeki ikinci büyük gölü dür ve 124 kilometrekare alana
sahiptir. Gölü besleyen 4 adet derivasyon kanalı bulunmaktadır. Bu
kanallar eriyen kar sularını farklı havzalardan toplayarak Çıldır
gölüne taşımaktadır. Batı, Doğu, Kuzey ve Kuzeybatı derivasyon
kanalları göle sağlıklı su akışı sağlanması için kış aylarında
düzenli olarak temizlenmektedir. Çıldır gölünden alınan su ile 1975
yılında işletmeye açılmış, 15.36 MW kurulu güce sahip HES
santralinde elektrik üretilmekte ve Arpaçay Ovasında sulu tarım
yapılmaktadır. Ayrıca sulama kanalı üzerinde bulunan bir HES’te
elektrik üretilmektedir. Gölde ki su azlığı ve balık üreme gibi
sorunlardan hareketle gölde su kotunun sabit tutulması için bizzat
Valiliğimizce, Kars’ta ki paydaşlarımızın da katılımı ile
gerçekleştirdiğimiz Ortak Sulak Alan Toplantısı ve akabinde
oluşturulan komisyon kurulu kararları doğrultusunda, HES’e akıtılan
suda kısıtlamaya gitmemiz neticesinde saniyede 15 metreküp su
miktarını, 2.5 metreküpe düşürülmüştür. Bu düşüşle birlikte, Çıldır
gölünde balıkların üremesi için sazlık alana su geçişi sağlanmakla
birlikte gölde balık sayısında artış ve kirlilikte gözle görülür
bir azalma sağlanmıştır. Balık çeşitliliğini arttırma çalışmaları
da devam etmektedir. DSİ tarafından, Temmuz ayı itibariyle Çıldır
gölünün batımetrik haritası da çıkarılmış, bu verilere göre gölün
en derin noktası 1946 metre kotunda ve 15.5 metre olduğu
anlaşılmıştır. Ayrıca göle girecek su miktarının tespiti için Kar
Gözlem İstasyonları ve derivasyon kanallarından geçen suyun anlık
izlenmesi için de akım gözlem istasyonlarının kurulması yönünde DSİ
tarafından ihale çalışmaları tamamlanarak yüklenici ile sözleşme
imzalanmıştır.


İçerisinde tarihi kalıntılarında bulunduğu Akçakale Adasını
barındıran Çıldır Gölü, Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
ile “hassas alan” olarak koruma altına alınmıştır. Bu karar ile
Çıldır Gölünün tarihi yapısı, doğal güzelliği, temizliği ve eko
sisteminin daha iyi duruma geleceğine inanıyoruz.


Çıldır Gölü, sadece bir göl olmaktan öte, kışın yüzeyinin
tamamen buz tutmasıyla birlikte, turizm anlamında önemli
aktivitelere de ev sahipliği yapmaktadır. Üzerinde atlı kızakların
dans ettiği Çıldır gölünde Eskimolar gibi buz altından balık
avlanması, buz pateni, buz altı dalış etkinliklerinin yanı sıra
şenlikler ve festivaller düzenlenerek hem bölgemizin tanıtımı
yapılmakta, hem de bu aktivitelere katılmak için gerek ülkemiz,
gerekse yurt dışından binlerce turist buraya akın etmektedir.
Turizmde son yıllarda yaşanan olumlu gelişmelere ve talebe bağlı
olarak göl kenarında tesisleşme de başlamış durumdadır.
Valiliğimizce göl kenarında turizme hizmet vermek üzere konaklama
ve restoran gibi tesisler faaliyete geçirilmiştir. Yine 48 dekarlık
bir alanda rekreasyon çalışması başlatılmıştır. Ayrıca, özel
teşebbüslere ait tesislerde hizmet vermektedir. Çıldır gölünün
belli başlı sorunlarından da bahsetmek istiyorum. Aktaş Gölümüzde
olduğu gibi bu gölümüzde de doğal olmayan türlerden İsrail Sazanı
ve kerevit gölün kaynak değerlerinden birisini oluşturan doğal
bitki ve hayvan türlerinin sayısının azalmasına neden olarak biyo
çeşitlilik ve gen havuzunda bozulmalar meydana getirmektedir.
Ayrıca, göl aynasında meydana gelen su seviyesindeki azalma
doğrudan iki ana unsura etki etmektedir.


Bunlardan birincisi alanda üreyen kuş türlerinin yuva etrafında
beslenmesini sağlayacak bataklık alanların kuruması, ikincisi ise
gölde bulunan balık türlerinin yumurtlama alanlarında meydana gelen
azalmadır. Kuş ve balık sayısında olan azalma, alandaki istilacı
türlerin baskın hale gelmesine de yol açmaktadır. Göl çevresinde ki
köylerin evsel ve hayvansal atıklarının derivasyon kanalları ve
akarsular aracılığı ile doğrudan göle verilmesi de gölde kirliliğe
sebep olmakla birlikte kirliliğin ana kaynağını oluşturmaktadır.
Kirlilik sorunu diğer sorunlarla birleştiğinde, ilerleyen
zamanlarda gölün yerel ekonomiye olan katkısını, ekoturizmi ve göl
ekosistemini olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Tüm bu sorunlar
karşısında Çıldır Gölünün geleceği için her türlü çabayı
sarfetmemiz oldukça önemlidir.”


Van ve Kahramanmaraş Eski Valisi- Büyükelçi Niyazı Tanılır,
Prof. Dr. Sedat Yerli, Doç. Dr. Serkan Kükrer, Mustafa Zengin,
Cevdet Kalaçay, Prof. Dr. Mehmet Ali Kırpık, Serap Yılmaz ve Doç.
Dr. Ortaç Onmuş, Murat Sezer, Özgür Arslan, Prof. Dr. Cemal Turan,
Mert Dalkılıç, Prof. Dr. Vahdet Ünal, Sezgin Tunca, Prof. Dr. Evren
Enginal, Doç. Dr. Kürşad Kadir Eriş, Prof. Dr. Öznur Diler, Doç Dr.
Kermal Güneş, Ardahan Tarım Müdürü Turgay Şişman, Çevre ev
Şehircilik Müdürü Ulaş Karaca, DSİ Şube Şefi Mustafa Altun, Çıldır
Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Yüksel Kılıç, Gürcistan’dan Khatuna
Tsiklauri, Nona Khelaia, Bella Japoshvili, Zhanetta Shubitidze,
Tamar Edisherashvili, Levan Mumladze’nin panelist olarak katıldığı
çalıştaya; Vali Mustafa Masatlı, Kahramanmaraş Eski Valisi ve Eski
Büyükelçi Niyazi Tanılır, Belediye Başkanı Faruk Demir, TÜDAV
Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Çıldır Kaymakamı Alper Taş, Çıldır
Belediye Başkanı Kemal Yakup Azizoğlu, Ardahan Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Çetin Demirci, diğer protokol üyeleri, konuşmacılar
ve çok sayıda üniversiteden akademik personel katıldı.


Yorumlar