Anasayfa /  Güncel

34 hamile çocuk davasında 18 doktorun yargılanmasına başlandı

İSTANBUL Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 2018 yılında çoğunluğu Suriyeli uyruklu 15 yaş altı 34 çocuğun hamile olduğu halde sağlık görevlilerince adli makamlara bildirilmediği iddialarına ilişkin 18 doktorun yargılanmasına başlandı

Abone ol
Abone ol 01 Ekim 2019 19:15

Kadın Doğum Uzmanı Ö.A., "Bizler çoluk çocuk sahibi insanlarız.
Çocuk istismarı konusunda hassasız" diyerek gerekli bildirimleri
adli makamlara yaptığını söyledi. Mahkeme, duruşmayı kasım ayına
erteledi.


İSTANBUL Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya
15 tutuksuz sanık doktor ile avukatları katılırken Aile, Çalışma ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu.


Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Acil Tıp Uzmanı olan
E.U. adına kayıtlı olan ve yargılamaya konu tek bir hastanın mevcut
olduğunu belirterek, "Bu hasta, hastaneye boğaz enfeksiyonu
şikayeti ile başvurmuştur. Bu kişinin gebeliği ile ilgili herhangi
bir teşhisim ve tespitim olmadı. Bize gelmeden önce gebeliği ile
ilgili kadın doğum polikliniğinde tedavisi ve takibi yapılmıştı. Bu
nedenle üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep
ederim" dedi.


"Görevimi gereği gibi yaptım"


Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kadın Doğum
Polikliniğinde doktor olduğunu söyleyen E.V.K., "Gebeliğini
bildirmediğim iddia edilen 2 hasta vardır. Bu hastalara ilişkin
bildirim yaptığımız epikriz raporlarından anlaşılacaktır. Biz
hastane polisine ya da sosyal hizmetler birimine haber vermemize
rağmen tutanak tutulmuş ve hakkımda savcılık makamlarınca ifadem
dahi alınmadan haksız yere dava açılmıştır. Kusurum
bulunmamaktadır. Görevimi gereği gibi yaptım. Bu hastaların
kayıtlarına ilişkin delilleri yazılı savunma dilekçem ekinde
sundum. Bu nedenle üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum"
ifadelerini kullandı.


"HASTANE POLİSİNE YA DA SOSYAL HİZMETLER BİRİMİNE
BİLDİRİMLERİMİZİ YAPTIK"


Kadın Doğum Doktoru G.A. da, "Yaklaşık 1 milyon Suriye vatandaşı
hasta bizim görev yaptığımız yerde ikamet ediyor olması ve bir yıl
içinde 13 bin 611 hastayı yalnız benim muayene etmem göz önünde
bulundurulduğunda yoğun bir şekilde çalıştığımız mahkemenizce
anlaşılacaktır. Biz bildirimlerimizi telefon ile eksiksiz olacak
şekilde hastane polisine ya da sosyal hizmetler birimine yaptık.
Başvuran hastalar Türkçe bilmedikleri için iletişim problemi
yaşadık. Hastaların gerçek yaşları, cinsiyetleri ve isimleri dahi
belli değildir. Görevimi gereği gibi yaptım. Beraatimi talep
ederim" diye konuştu.


"Suçlamayı kabul etmiyorum"


Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğinde Doktor olan İ.A. da
bir hastanın çocuk acil servis hastası olarak geldiğini ve asistan
doktorlar tarafından muayene edildiğini belirterek, "Gebeliğinden
şüphe duyulduğu için kadın doğum hastalıkları birimine sevk
edilmiş. Bu bölüm tarafından gebelik tespit edilince hastane
polisine hem de onlar hem de bizim tarafımızdan telefon ile bilgi
verilmiştir. Hastanede yoğun şekilde çalıştığımız için telefon ile
bilgi veriyoruz. Görevimi gereği gibi yaptım. Suçlamayı kabul
etmiyorum. Beraatimi talep ederim" şeklinde konuştu.


"Biz bildirimlerimizi yaptık"


Doğum Polikliniğinde doktor olan U.H. savunmasında şunları
söyledi:


"Biz her türlü dirence rağmen yaşı küçük olan hastaların
bildirimlerini yaptık. Sosyal Hizmetler ve polisi telefonla
arayarak bilgi verdik. Hatta Suriye vatandaşı hastaların çok sayıda
dosyası bulunduğundan işlem yapılmadığı bize bildirilmesine ve
sözlü olarak bildirim yapmamıza gerek olmadığı söylenmesine karşın
biz ısrarla bildirimlerimizi yaptık. Hatta epikriz raporlarında
bildirim yapıldığı ancak işlem yapılmadığına dair not
düştük.Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyoru"


"Bizler de çoluk çocuk sahibi insanlarız"


Kadın Doğum Uzmanı Ö.A. da, "Bizler çoluk çocuk sahibi
insanlarız. Çocuk istismarı konusunda hassasız" diyerek gerekli
bildirimleri adli makamlara yaptığını söyledi.


"Hastaların yaşının küçüklüğünü tespit ettiğimizde
gerekli bildirimleri yapıyorduk"


Kadın Doğum Uzmanı N.K. da, "Yargılamaya konu iki Suriye
vatandaşı hasta bulunmaktadır. Bir tanesi 15 yaşının üzerinde gebe
kaldığı hesaplanmıştır. Bu iki hasta da tarafımca muayene edilmeyen
asistan doktorların adıma kayıt açtırıp muayene ettikleri
hastalardır. Hastanenin yoğunluğu nedeni ile acil, poliklinik,
yatan hasta ve doğumhane gibi çok sayıda birime baktığımızdan bizim
adımıza hasta bakılmaktaydı. Hastaların yaşının küçüklüğünü tespit
ettiğimiz takdirde gerekli bildirimleri yapıyorduk" dedi.


"Hastanın bildiriminin yapıldığı sistemde
görülecektir"


Çocuk Hastalıkları Uzmanı Y.C. de bir hastanın karın ağrısı
şikayeti ile başvurduğunu, kadın hastalıkları ve doğum
polikliniğine sevk edildiğini belirterek, "Ben vajinal muayene
yapmadığım için hastanın gebe olup olmadığını ya da bakire olup
olmadığını bilmiyorum. Daha sonra bu hastanın bildirimin yapıldığı
sistemde görülecektir. Beraatimi isterim" diye konuştu.


Söz alan diğer doktorlar da görevi gereği hastaların yaş
küçüklüğünü tespit ettiklerinde gerekli bildirimleri yaptıklarını
belirterek, beraatlerini istedi.


Duruşma kasım ayına ertelendi


Suçtan zarar görme ihtimaline binaen Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasına karar veren mahkeme, 2017
yılından görev yapan hastane polislerinin ve sosyal hizmetler
biriminde görev yapan yetkililerin kimlik bilgilerinin ve
adreslerinin istenmesine karar verdi.


Başka suçtan tutuklu sanık H.E.A.'nın bir sonraki duruşmada
SEGBİS aracılığıyla savunmasının alınmasını kararlaştıran mahkeme,
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesine müzekkere yazılarak 2017
yılı ve öncesinde acil servislerde görevli asistanların o günkü
nöbetçi nöbetçi uzman adına hasta muayene edip etmediklerinin
sorulmasına hükmetti.


Duruşma Kasım ayına ertelendi.


Yorumlar