Anasayfa /  Güncel

27 Mayıs darbesi ! Adnan Menderes idamı

27 Mayıs darbesi ! Adnan Menderes idamı

Abone ol
Abone ol 27 Mayıs 2016 11:35

27 Mayıs darbesinin 56. yıldönümünde Adnan Menderes'in idamına tanıklık eden asker, o günleri bir kez daha anlattı.

Yassıada duruşmaları için seçilen askerlerden Muzaffer Erkal: İstanbul’a hastaneye gidiyoruz diye bota bindiğinde ‘Ne mutlu bana kurtuldum’ demişti. Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın, 27 Mayıs cuntacıları tarafından Yassıada'da yargılanıp İmralı'da 1961'de idam edilmelerine tanıklık eden Muzaffer Erkal (79) Sabah gazetesine konuştu. Yassıada duruşmaları için özel olarak seçilen 120 askerden birisi olan Erkal, son duruşma dışında bütün davalara görevli er olarak katıldığını söyledi. İşte anlattıkları:

ŞEFTALİNİN SUŞU BEYAZ KEFENİNİ ÖNÜNE AKTI

İdamlara o kadar üzüldüm ki o asılmaları gördükten sonra günlerce yemek yiyemedim. Rüyalarıma girdi. Kâbus görüyordum hep. İmralı'da mahkemeden önce 66 tane mezar yeri kazılmıştı. İdam günü ayağa kalkamayacak derecede hasta olan Adnan Menderes'in burnuna ve ağzına bir merhem sürülerek canlandırıldı. Menderes'i İstanbul'a hastaneye götürüyoruz diyerek hücumbota bindirdiler. "Ne mutlu bana, kurtuldum. Ver bana bir sigara" diyerek teğmenden bir Hanımeli sigarası alarak içti. İdam öncesinde misafir odasında bir parça şeftali yedi. İdam edildiğinde şeftalinin suyu beyaz kefeninin önüne aktı.

ADNAN MENDERES'İN SON SÖZLERİ

Başsavcı Altay Ömer Egesel, idam fermanını okuduktan sonra dalga geçer gibi "Ya Menderes, gördün mü nerelere kadar düştün?" dedi. Adnan Menderes'in idam sehpasındaki son sözleri ise "Türkiye'ye 10 sene başbakanlık yaptım. Sekiz senemi Türk tarihi yazacak, iki senemi de dalkavuklarım. Oğlum Yüksel'in devlet tarafından okutulmasını istiyorum. Kaleminden altın damlasın. Bizim gibi olmasın" dedi.

CELLAT NE DEDİ?

Menderes'in idamını Yassıada komutanı Tarık Güryay, MBK üyeleri ve 100 subayın izlediği bilgisi yanlış. İdam anında kendisiyle birlikte 11-12 kişi vardı. Menderes'in başında 45 dakika bekledik. Sonra cellat ipte sallanan Menderes'e doğru yaklaşıp onun rugan ayakkabılarına baktı ve 'Bu ayakkabılar benim olacak' dedi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesi: 27 Mayıs

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesi, 27 Mayıs 1960'da, Demokrat Parti'nin (DP) "Türkiye'yi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki bir grup subayın ülke yönetimine el koymasıyla gerçekleşti. Türkiye'de 1946 yılında çok partili hayata geçilmesinin ardından 1950 yılında iktidara gelen DP, 10 yıl iktidarda kaldı. DP iktidarının son dönemlerinde ülkede yaşanan gerilim, zaman zaman şiddetle kendisini gösterdi. Muhalefet partisi CHP'nin genel başkanı İsmet İnönü, bazı yurt gezilerinde saldırıya uğradı. Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. İstanbul Beyazıt Meydanı'nda üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz, polis kurşunuyla hayatını kaybetti. Ülkede yaşananlar nedeniyle İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi. Ankara'da, 5 Mayıs 1960'da bir öğrenci grubu, ''555K'' yani "5'inci ayın 5'inde saat 5'te Kızılay'da" koduyla gösteri düzenledi. 21 Mayıs'ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı'na kadar ''sessiz" yürüyüş yaptı.

BİLDİRİYİ ALPARSLAN TÜRKEŞ OKUDU

Olaylardan rahatsızlık duyan Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesini ileri sürerek, 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu. Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara Radyosu'ndan okunan bildiriyle ''ihtilal'' duyuruldu. Bildiride, şöyle denildi: "Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimiz; partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak, idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır."

CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKAN GÖZALTINDA

Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Menderes, aynı gün yurt gezisi kapsamında bulunduğu Kütahya'da, Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü ve daha sonra diğer tutuklu DP üyeleriyle Yassıada'da hapsedildi. Yassıada'daki yargılamalar ise 14 Ekim 1960'ta başladı, 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288'i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. 77 yaşındaki Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi. Eski TBMM Başkanı Refik Koraltan, eski TBMM Başkanvekilleri Agah Erozan, İbrahim Kirazoğlu, eski Tahkikat Komisyonu Başkanı Ahmet Hamdi Sancar, eski Tahkikat Komisyonu üyeleri Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, eski bakanlardan Emin Kalafat, eski milletvekilleri Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman ile eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun hakkındaki idam kararları ise oy çokluğuyla alındı. Aralarında eski bakan, eski milletvekilleri, Tahkikat Komisyonu üyeleri, İstanbul Valisi ile İstanbul Belediye Başkanı'nın da bulunduğu 31 sanık hakkında ise müebbet hapis cezası verildi. Sanıklardan 92'sine 6 ile 20 yıl arasında ağır hapis, 94'üne de 5 yıl ağır hapis cezası verildi. Sanıkların bazıları kısa süreli hapis cezaları alırken, bazı sanıklar ise beraat etti. Birçok yabancı ülke lideri, idamların durdurulması için Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesine defalarca çağrıda bulundu. Bunun üzerine Komite, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. 77 yaşındaki Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Yassıada'dan Kayseri'ye nakledilen Bayar, 7 Kasım 1964'te rahatsızlığı nedeniyle tahliye edildi. 1883 doğumlu Bayar, 22 Ağustos 1986'da 103 yaşında İstanbul'da hayatını kaybetti. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, o gün başarısız bir intihar girişiminde bulunan Adnan Menderes ise İmralı Adası'nda 17 Eylül 1961'de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden "sağlam raporu" alındıktan sonra saat 13.21'de idam edildi.

İTİBARI 1990'DA İADE EDİLDİ

TBMM tarafından 11 Nisan 1990'da kabul edilen kanunla, Adnan Menderes ve onunla idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun naaşı 17 Eylül 1990'da İmralı'dan alınarak, devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi'nde yaptırılan anıt mezara taşındı. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesinin üzerinden 52 yıl geçtikten sonra 11 Nisan 2012'de, TBMM'de Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu kuruldu.

ÜMRAN MENDERES 27 MAYIS'I ANLATTI

Merhum Başbakan Adnan Menderes'in gelini Ümran Menderes, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 56. yılında, o döneme ışık tutacak anılarını aile albümünden fotoğraflarla paylaştı. Menderes, "Biz o ihtilalle ayrıştık. Çok zor günlerdi, çok acılar çekildi. Onlar, bunları hak etmediler. Ama çok şükür o devir bitti, darbe dönemleri kapandı." diye konuştu. Adnan Menderes'in idam edildiği dönemde henüz aileye katılmadığını ve genç bir kız olduğunu anlatan Ümran Menderes, "Çok acı bir gündü hepimiz için. Bunları dışarıdan izleyen bir insandım ama Menderesçiydim. Ne olduğunu anlayamamıştım. Kimse dışarıya çıkamıyordu. Bilmediğimiz, alışmadığımız çok tuhaf bir dönemdi. Bizler, 1960'daki ihtilalle ayrıştık. Pek çok insan 1960 darbesine 'iyi', 12 Eylül darbesine 'kötü' diyor. Halbuki darbelerin hepsi kötüdür, darbelerin iyisi olamaz." diye konuştu.

Yorumlar