Uzman Klinik Psikolog uyardı:
Uzman Klinik Psikolog uyardı: Kesintisiz savaş görüntülerini izlemek hasta ediyor
Savaş görüntülerinin, fotoğrafların savaştan doğrudan etkilenmeyen insanlar üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğu dile getiren uzmanlar, ekran başında geçirilen sürenin artması, sürekli maruziyet ve travmatik içeriğe aşırı doygunluğun kişinin ruh sağlığını oldukça etkilediğini söylüyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erman Şentürk, savaş görüntülerini ve fotoğraflarını görmek ya da izlemenin potansiyel olarak ikincil Travma Sonrası Stres Bozukluğuna yol açabileceğini vurguluyor.
KESINTISIZ SAVAŞ GÖRÜNTÜLERINI IZLEMEK HASTA EDIYOR
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erman Şentürk, savaş görüntülerinin yetişkinler üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi.
“Savaşı yaşamak ile ekranda izleme deneyimini kıyaslamak imkansız olsa da, savaş görüntülerinin, fotoğrafların savaştan doğrudan etkilenmeyen insanlar üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğu biliniyor.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Erman Şentürk, şöyle devam etti:
“Burada bireylerin maruz kalınan aynı travmatik olaya psikolojik olarak farklı tepkiler gösterebileceğini vurgulamak önemlidir. Her bireyin farklı tetikleyicileri vardır. Bu tetikleyiciler, bazıları için açık fiziksel yaralanmaları görmek, bazıları için ise bir çocuğun üzgün ya da çaresiz bakışı olabilir. Maruz kalma anında hakim olan zihinsel çerçeve oldukça önemli.
ZIHNIMIZIN TRAVMATIK OLAYLA ILGILI BILGI ARAYIŞI
Tıpkı pandemide olduğu gibi aşırı belirsizliğin yarattığı yoğun kaygı ve huzursuzlukla mücadele edebilmek adına insanlar, sürekli bilgi akışında kalma ve bildiklerini güncelleme ihtiyacı hissetmekte. Merak ve bağımlılıkla hareket eden zihnimiz, sert görseller ve anlatımlarla baş edebileceğine kendini inandırır. Bu olumsuz içeriklerin kaotik gerçekliğimizi anlamlandırmaya yardımcı olabileceğini varsaymak, zihnimizin travmatik olayla ilgili bilgi arayışını haklı çıkarmanın bir yoludur fakat bu durum büyük bir yanılsamadan ibarettir.”
SAVAŞ GÖRÜNTÜLERINI IZLEME POTANSIYEL OLARAK IKINCIL TSSB’NA YOL AÇABILIR
İkincil travma konusuna da değinen Dr. Öğr. Üyesi Erman Şentürk, şunları anlattı:
“İkincil travma, doğrudan değil dolaylı olarak maruz kalınan bir olay ya da durum karşısında yaşanan sıkıntı veya olumsuz duygusal etkileri ifade eder. Başka bir deyişle ikincil travma, bireyin başka bir kişinin travma deneyimlerini duyması, fotoğraf ya da video aracılığıyla o kişinin korku verici, yıkıcı anlarına maruz kalması durumunda ortaya çıkabilir. Ancak zihinlerimiz bu tür içerikleri işleyecek donanıma sahip değildir ve bu içerikleri görmek ya da izlemek potansiyel olarak ikincil Travma Sonrası Stres Bozukluğuna yol açabilir.”
UZMANLAR, SAVAŞ GÖRÜNTÜLERI ILE BAŞA ÇIKMA KONUSUNDA NE ÖNERIYOR?
Dr. Öğr. Üyesi Erman Şentürk, savaş ile ilgili içeriklerin, etkilenen kişilerle empati kurmak, sürece ilişkin bilgilenmek ve yardım etmek istemek konusunda önemli bir rolünün var olduğunu dile getirerek, “Ancak ekran başında geçirilen sürenin artması, sürekli maruziyet ve travmatik içeriğe aşırı doygunluk kişinin ruh sağlığını oldukça etkilemektedir. Burada en önemli nokta bu tür videoları izleyip sürekli akışta kalmaktan mümkün olduğunca kaçınmak ve dikkat dağıtıcı başka aktivitelere katılım sağlamaya çalışmaktır. Hem çocuklar hem de yetişkinler için günlük rutinlerinin sürdürülmesi çok önemlidir.” şeklinde düşüncelerini anlattı.
ENDIŞELI HISSETMEYE BAŞLARSANIZ CIHAZINIZI KAPATIN
Savaşla ilgili olarak görüntülenen içeriğin miktarını sınırlamak için sosyal medya platformlarından ayrılmanın her zaman kolay veya pratik olmadığını ifade den Dr. Öğr. Üyesi Erman Şentürk, bu konuyla ilgili zihinsel sağlık risklerini en aza indirmeye yardımcı olmak için önerilen bazı stratejileri şöyle sıraladı:
“Gece uyumadan önce veya uyandığınızda olumsuz içeriğe bakmaktan kaçının; bu önemlidir çünkü rahatsız edici resim veya videolar izlemek endişeye neden olabilir, bu da sizi gece boyunca uyanık tutabilir veya gün boyunca etkileyebilir. Görüntülediğiniz veya paylaştığınız içeriğin doğru olduğundan, yanıltıcı ya da yanlış olmadığından emin olun. Duygularınızı değerlendirin; örneğin, endişeli hissetmeye başlarsanız cihazınızı kapatın ve içerikten uzaklaşın. Olumsuz haberler, sosyal medya gönderileri veya diğer sosyal medya platformları arasında zamanın farkında olmadan düşüncesizce gezinmeden kaçının. Bu tür içerikleri paylaşmamaya maksimum düzeyde özen gösterin.