Türklerin ataları hakkında az bilinen 10 gerçek

Türklerin ataları hakkında az bilinen 10 gerçek

1.Türk erkeğinin saçı

Günümüzde yaygın olan ''Erkek adamın saçı uzun mu olurmuş!'' sözü aslında tamamen kültürümüzün bozulmasıyla ağızlara gelen cümledir. Düşmanlarımız Türkleri, at üzerinde savrulan saçlarından tanırlarmış. En yaygın olan saç şekilleri saçların yandan arkaya kadar kazıtılmış üstte kalan saçlarında örülmüş olmasıydı. Kısa saçın kültürümüze girişi ise şu şekildedir. İslamiyetten sonraki İslam yorumcularının kısa saçı haram ve günah olarak görmesi, bir diğeri de Rumların kısa saç kültürünü almamız… Atalarımızın uzun saçı tercih etmesinin nedeni ise inançları olan Tengriciliktir. Saçlarını uzun tutarak ve bahsettiğim şekilleri vererek Gök Tanrı'ya bağlılıklarını gösteriyorlardı.

2.Türk erkeğinin bıyığı

Günümüzde siyasi bir sembol olarak görülen, hilal bıyık denilen dudaklardan çeneye kadar sarkan bıyık, atalarımızın kullandığı bıyıktır. Türk erkeğinin bıyığı o dönemde eli, kolu kadar değer taşırdı. Günümüze kadar gelen bilgilere göre bıyığı en uzun olan kişi kabilenin reisi olmakta diğerlerinden daha avantajlıydı.

3.Türk kadını

Diğer milletlerde görülenden farklı olarak Türk kadını, ok atar, ata biner, kılıç sallardı. Kadınlarımız da en az erkeklerimiz kadar iyi savaşırdı. Göktürk devletine gelen Çin beyleri, Türk kadınlarının at sürüşünü, ok atışını görünce hayret ederlerdi haliyle çekinirler pek fazla konuşamazlardı. Türk kadını sert bir karaktere sahipti. Güldükleri az görülürdü. Kadının değeri çoktu. Cengiz Han'ın bir topluluğun içerisinde bulunduğu sırada eşini işaret ederek; ''Ben sizin Han'ınızım, bu da benim Han'ım!'' demesi ve Bilge Kağan yasalarının ''Kadın ve çocuğa vurulmaz, esir edilmez!'' maddesi Türk'ün kadına verdiği değere örneklerdir.

4.Türk'ün Simgesi Bozkurt

Bozkurt günümüzde siyasi sembol olarak görülen fakat Türklüğü simgeleyen asil bir hayvandır. Atalarımızın kutsal olarak gördüğü bu hayvan Gök Kurt olarak da bilinmektedir. Bozkurt ya da Gök Kurt'un kutsallığı Türeyiş Destanı'na dayanmaktadır.

5.Türk bayrağında bilinmeyen gerçek

Bizim yıllardır hilal olarak bildiğimiz simge aslında Güneş tutulmasıdır. Eğer hilal aya ve bayrağımızdaki simgeye bakarsanız birbirinden faklı şekillerdir. Ay, Güneşi kapattığında tam olarak bayrağımızdaki şekil ortaya çıkar. İslamiyetin simgesi olan hilal de aslında hilal değil yine Güneş tutulmasıdır. Türklerin İslamiyete geçiş yaparken İslamiyete kazandırdığı bir semboldür. Buna kanıt olarak bundan 3000 yıl önce Türkler tarafından yapıldığı söylenilen Asya'daki Türk piramitlerinin içindeki duvarlara bayrağımızdaki Ay (Güneş tutulması) ve yıldız motifleri kazınması gösterilir.

6.Atalarımızın dini Şamanizm-Tengricilik

Şamanizm; Doğadaki her varlığın ruhu olduğuna inanan ve doğadaki varlığın kutsallığına inanan tek tanrılı, ruhani bir dindir. İddia edilenlerin aksine asla ve asla putperestlik değildir. İyi olanların uçmağa (cennete) ereceğine kötülerin ise cezalandırılacağına inanılır. İslamdaki şehitlik gibi savaşta ölenlerinde mekanının uçmağ olacağına inanılır. Tengricilik; Tengricilik ya da Gök Tanrı dini, tüm Türk ve Moğol halklarının, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki inancıdır.

7.Türk bayramı: Nevruz

Nevruz, bir çok milletin 21 Martta baharın gelişi olarak kutladığı bayramdır. Tarihte Nevruz kutlayan en eski milletlerden birisi Türklerdir. Demir dövmek aslında Ergenekon destanını, demirden dağı delip geçtiğimiz destanı anmak üzere yapılır. Ateş ise Şamanizmde önemli bir unsurdur. Türk mitolojisinin temel sembollerinden biridir. Bahar kısmı ise Şamanizmdeki ruhani inanca dayalıdır. Doğanın uyuyan ruhunun baharla beraber uyanması kutlanır.

8.Türk kelimesinin anlamı ve ortaya çıkışı

Türk kelimesini ilk kez kullananlar Araplar olmuştur ve daha sonra atalarımız bu sözcüğü benimsemiştir. Türklerin yaşadıkları bölgede put ve heykel bulunmaktaydı. Aslında bu heykeller ''Atalar Kültü'' veya ''Koruyucu Ruh'' olarak bilinirdi. Bu heykeller ölenlerin anısını yaşatmak ve ruhlarının heykeller aracılığıyla onları koruması amacıyla yapılmıştır. Fakat Araplar bizi putlara tapan cahil insanlar zannetmişler. Altay yörelerinde sembolik heykellere ''Töz'' veya ''Tös'' denirdi. Türkçede, Töz-Tör-Töre, Tör-Tür-Törkün-Türkün gibi benzer kelimelerden çokça vardır. Törkün veya Türkün kelimesinin manası ise atalarımızın törelerinin bulunduğu mabet anlamına gelir. Bu Türkler için onur verici bir şeydir. Fakat Araplar bu kelimeleri putperest anlamında algılamış ve kendilerince bize putperest yani Törkün demişlerdir. Fakat atalarımız bu kelimenin gerçek anlamını ve eski dinimize bağlı olarak onurlu bir kelime olduğunu düşünerek benimsemişlerdir. Karadeniz ve Akdeniz'in doğusundan Japonya'ya kadar bulunan tüm insanlara Törkün demişlerdir. Bu sözcük zamanla değişimlere uğrayarak günümüzdeki Türk halini almıştır.

9.Türkler'in kökeni

Taş Devri adı verilen çağlardan beri ''Brakisefal'' ismiyle tanımlanan beyaz bir ırk, Altay Dağları ile Savan Dağları'nın Güney-Batı kısımlarında yaşıyorlardı. Bu ırk Tanrı dağları bölgesine yayılırken bir yandan da bugünkü Kazakistan içlerine doğru ilerlemişti. Amuderya'nın güneyinde, Pamır bölgelerinde ''Dolikosefal'' adında bir insan ırkı vardı. Güney Sibirya'da ise ''Mongoloid'' ismi ile tanınan bir ırk bulunmaktaydı. Sibirya'da ilerleyen dönemlerde bu beyaz ırkla mongoloid ırkının karışımından yeni bir ırk doğmuştur. Kıtanın en doğusunda ise çekik gözlü sarı bir ırk bulunmaktaydı. Aradan geçen binlerce yıl içerisinde saydığım ırkların karışımıyla melez ırklar ortaya çıkmıştır. Türklerin asıl atalarının yukarıda saydığım beyaz ırklardan bir tanesi olduğu düşünülmektedir. Bu ırklar ortalama 40-50 bin yıl önce Orta Asya ve Sibirya'da yaşıyorlardı. Fakat tufan öncesi kayıtlı belgelerin azlığından dolayı en yakın mazimiz olan M.Ö. 2000-3000 yılları arasında kayıtlı belgeler vardır ve bu bilgilerin doğruluğu kanıtlanamamıştır.

10.Türk Mitolojisi

Bir çok ırkın kültüründe doğaüstü mitolojik canlılardan bahsedildiğini görürüz ve Türk Mitolojisi'nde de buna benzer bazı canlılar vardır bir kaç örnekle bunlardan bahsetmek istiyorum.

Kurt-Köpek Başlı İnsan (İtbarak)

Oğuz Kağan destanlarının önemli bir bölümü de, “Köpek başlı insanlar”ın ülkelerine yapılan akınlardı. Türkler bu kavimlere, “İt-Barak” adı veriyorlardı.”İt” sözü, eski Türklerde de, köpek anlamına geliyordu. “Barak da, bir nevi köpekti”. Bunun kurt olduğu düşüncesi de yaygındır.

Çift Başlı Kartal (Tuğrul)

Türk Mitolojisi'nde Tuğrul veya Zümrüdü Anka kuşu olarak bilinir. Orta Asya’da Şamanizm’e göre yer ile göğün arasındaki çelik kapıyı kartal tutar. İnsanlara gökyüzü ve yeryüzü yolculuklarında refakat eden varlıklar kuş şeklindedir. Kartal, kuşlar arasında ululuk ve yükseklik timsalidir. Bu yüzden Türkler, kılıç kabzalarında, çift başlı kartal figürü kullanmışlardır. Bildiğiniz üzere Selçuklu İmparatorluğu'nun armasında da çift başlı kartal motifi bulunmaktadır.

Tepegöz (Sokor)

Türk Mitolojisinde Sokor (kör) adıylada bilinir. Kaf dağında yaşar. Annesi alageyik donuna girebilen bir peridir. Bu perinin bir çobanla birleşmesinden doğmuştur. Bazen dişi, bazen de erkek Tepegöz’lere rastlanabilir. Parmağında büyülü bir yüzük takılıdır. Yalnızca gözünden vurularak öldürülebilir. Bedeninin diğer kısımlarına silah işlemez. İnsan eti yer. Bir tas büyüklüğünde tek bir gözü vardır. Bazı inanışlara göre tepesinde boynuz olduğu da söylenir.

Kayış Baldır

Kayış Baldır veya Kayış Bacak da denilen, ayakları kayıştan gulyabanidir. O, kendi ayakları üzerinde durup yürüyemez. Bunun için de yoldan giden insanları aldatıp, onun boynuna biner. Sonra kayış ayaklarını onun beline dolayıp, yolu bitinceye kadar onu bırakmaz.Elsiz ve ayaksız bir ihtiyar görünümünde olan bu varlık, ırmak kenarında oturup, gariban bir görünüş sergileyerek, oradan geçenlerden, onu omuzuna alarak ırmağın diğer kıyısına geçirmelerini rica eder. Kim onu omuzuna alırsa, 'Kayış Baldır'ın karnından bir anda yılana benzer üç arşın uzunluğunda iki ayak çıkıp, yolcunun bedenine sarılır. Elleriyle de sıkı sıkıya sarılıp, “Ne dersem, onu yapacaksın” diyerek, o insanı kölesi yapar. Söylentilere göre ''Kayış Baldır'' uzadıkça uzayan, başı bulutlara değen korkunç bir canlıdır.

Bükrek

Bükre veya Bukra (Bukrak) olarak da bilinir. İyi niteliklere sahiptir. İnsanlara zarar vermez, hatta yardımcı olur. Kertenkele görünümlüdür. Kanatları yoktur, bu nedenle uçamaz. Tüm denizleri birbirine bağlayan büyük denizde (okyanusta) yaşar. Uzun bir boynu ve çok güçlü pençeleri vardır. Sesinin de çok güzel olduğu ve dünyanın öbür ucundan bile duyulduğu söylenir. Onun sesini duyan kötücül ejderhalar kaçacak yer ararlar. Sangal adlı kötü bir ejderha ile dokuz yıl süren bir savaş yapmış ve kazanmıştır. Rivayetlere göre her bin yılda yeryüzüne inerek durumu kontrol eder.

Meteoroloji güncel verileri açıkladı! Bugün hava durumu nasıl olacak? Damar tıkanıklıklarını önlemenin 7 etkili yolu! Tarihte bugün ne oldu? 30 Nisan İşte tarihte güne damga vuran olaylar Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi 23.Bölüm Fragmanı izle Kızıl Goncalar 17.Bölüm Fragmanı izle Gastroenterit (Mide Gribi) bahar aylarında daha sık görülüyor!