DOST

Albert  Camus’nun bir aforizması vardır ki; dostluğun en yalın anlatımını içerir: Arkamda yürüme, yol göstermeyebilirim. Önümde yürüme, arkandan gelmeyebilirim. Yanımda yürü ve dostum ol…

SALİM YILMAZ salimyilmaz1967@gmail.com

DOST

Pul?

Hemen herkes gibi biriktirdim.Nefis bir koleksiyon oluşturmuştum. Benden başka gören olmadı ama; göstermedim!.  Sanırım, taşınmalarımızda falan kaybolup gitti. Pulum yok!.

Para?

Bir ara biriktirmek zorundaydım; biriktirdim. Ne o birikimle sahibi olunan evden ne de kendisinden hayır görmedim. Olanı harcadım, dağıttım!. Hatta eski iş yerimden az  bir alacağım vardı; ödediler. Eve gelmeden onu da harcadım!. Yıllardır biriktirmiyorum. Param yok!.

Maddi  zenginlik ihtirasının yaşamımda ateşlemeye çalıştığı hırsın başını büyümeden ezmeyi başarabildim.Zengin olma ihtimalini sıfırlayalı hayli zaman oldu. Kendimden sorumluyum; başkasına elbette karışamam!.

Peki  ya insan? 

Burada durmak isterim!. Çünkü; zenginliğim insandır benim!.  Atmosferi  başkadır  sanki gönlümün. Gireni  bırakmam  kolay kolay; yaşatırım orada!. 

Birikimim insandır!. Dostlarım, arkadaşlarım var.. Biriktirdim!.

Yıllar geçiyor.. Yaşlanıyoruz elbette; yıllanıyoruz!.  Celaleddin değil elbet  göbek adım!.

Tahammül edemediğim sesler oluyor da; telefonun ekranında bir dost ismi gördüğümde heyecanlanıyorum hala!.

Sol elimin parmakları kadar dostum var; sayılamayacak kadar yakın arkadaşım..  Ne mutlu bana..

Dertlerim kalkınca şaha bir haber salsam yeter de; yormazlar ki!. Haluk misal!. Hisseder sanki!.. En umarsız hissettiğim anımda ‘’ Senede Bir Gün ‘’  vardır mesaj kutumda; bilir çok sevdiğimi.

Göko!. On aramanın beşinde ulaşamam da; kan ter içinde çırpınırken arar, şifa olur derdime..

Arkadaşlarım var..  Dişçi koltuğuna yattığım, MR çektirdiğim falan..

Gezegenin her yerine dağılmışlar, derdimin saniyesinde derman olmaya hazırdırlar; hiç abartısız..

Mütevaziliği bir kenara koyduğum yegane durumdur!. En büyük kazanımımdır dostlarım, arkadaşlarım.

Öyle kolay birikmez haa!. Hiçbir dostuma, arkadaşıma  ‘ Zamanım yok ‘ dediğimi hatırlamam örneğin.

Gönül  köşkümün sakinlerinden biri sabaha karşı üçte arasa  ‘ N’oldu ‘ diye sormam,  ‘ Neredesin ‘ olur sorum!. 

Kıskanmam! Başarılarıyla gönenir, dertleriyle üzülürüm. Başarıları birlikte kutlar, dertlere birlikte çözüm ararız.

Paylaşırız!. Sihirli sözcük budur işte; yârin gül yüzünden gayri  ekmeğimizi, şarabımızı, mutluluğumuzu, hüznümüzü hep paylaşırız!.

İki üç gün arayla dünyaya merhaba dediğimiz süt kardeşim var. Varın hesaplayın gari yılları!. Lakin, o yıllar hem şahidi, hem yapı taşı bu dostlukların ve arkadaşlıkların. En yenisiyle en az on yıllık tanışlığım vardır.

Sistemin dayattığı bireyselleşmeye bir isyan gibidir dostluklar ve arkadaşlıklar!.  Komünaldir en basit anlatımla.. Var olanı birlikte paylaşmaktır. Hayatın getirdikleri karşısında bazen birlikte haz almak bazen birlikte karşı koymak; yeri geldiğinde acıları ve dertleri birlikte sırtlamaktır.

Yıllar içinde oluşan dostlukların tarafları yıllar içerisinde görüşemeyebilirler. Hiç fark etmez! Yıllar sonra bir araya gelindiğinde kaldığı yerden sürer gider sohbet ve dostluk. Mesafeler ve akıp  giden yıllar aşındırmaz dostlukları. Eskidikçe içeriği ve tadı daha bir lezzetlenir, adeta tazelenir.

Albert  Camus’nun bir aforizması vardır ki; dostluğun en yalın anlatımını içerir: Arkamda yürüme, yol göstermeyebilirim. Önümde yürüme, arkandan gelmeyebilirim. Yanımda yürü ve dostum ol…

 Yeni haftanın müjdelerle dolu olmasını diliyorum..

Sevgiler…

Tüm yazılarını göster