Yaşam Durağan Değildir..

 Her anne baba başarılı bir çocuk yetiştirmek ister ya da şöyle söyleyelim çocuğunun başarılı olduğunu görmek ister. Elbette çocuğu desteklemek için de elinden gelenin en iyisini yapar. Bu sırada başarı söz konusu olduğunda odaklanılan ilk beceri akademik becerilerdir. Öyle bir beceri var ki; hayatın her alanında, ilerlemeyi, yıkılmamayı, yıkıldığında yeniden ve yeniden ayağa kalkabilmeyi sağlayan duygusal esneklik becerisi… 

Malum virüs yaşamlarımızda bir kaos yaratmaya başladığı günden beri aslında üzerinde en çok konuşulan konulardan biri. Yılmazlık diyen de var, psikolojik sağlamlık diyen de… Ben Duygusal esneklik demeyi tercih ediyorum. 

 Tüm planlamalarımızın ötesinde yaşam durağan değildir. Öyle bir anda durup dururken önümüze aşmamız gereken eşikler gelir. Kendimizi bir krizle baş başa bulduğumuz zamanlar yaşarız. İşte duygusal dayanıklılığımız bu anlarda test edilir. 

Psikologlar, duygusal dayanıklılığı travma, trajedi, tehditler veya aile ve ilişki sorunları, ciddi sağlık sorunları veya iş ve ekonomik stres kaynakları karşısında iyi uyum sağlama süreci olarak tanımlıyorlar. Tüm bu olaylar, tıpkı hoyrat nehir suları gibi, acı verici ve zor olsa da, hayatınızın senaryosunu belirlemek zorunda değildirler. Yaşamınızın kontrol edebileceğiniz, değiştirebileceğiniz ve büyüyebileceğiniz de birçok yönü vardır. Esnekliğin rolü budur. Daha dayanıklı olmak sadece zor koşullardan geçmenize yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda büyümenizi ve hatta yol boyunca hayatınızı iyileştirmenizi sağlar. 

Temelleri bebeklik yıllarında atılan bu beceri anneyle güvenli bağlanmayla filizleniyor. O ilk mesaj anneden bebeğe “güvendesin, değerlisin..” mesajı yaşamın akışı içersinde kolaylaştıcı bir etki yapıyor. Dahası akademik başarının da desteklenmesini sağlıyor. 

Duygusal dayanıklılığın bir kısmının genlerle aktarıldığını gösteren çalışmalar da var. Ebeveynlik modelinizin yani çocukla nasıl iletişim kurduğunuzun da dayanıklılık kasının gelişmesinde etkisi büyük. Çocuğun içersinde kendi olarak var olabileceği otorite ve baskının egemen olmadığı, aşırı hoşgörü denizinde boğulmadığı bir aile ortamına ihtiyacı var. 

Harry Potter serilerinin yazarı J.K.Rowling ilk hikayesini 6 yaşında, ilk romanını ise tek çocukla boşandıktan sonra işsizlik maaşıyla geçinirken yazmıştır. Üniversiteyi de yine bu yıllarda bitirmiştir. Bir çok yayınevi tarafından defalarca geri çevrilmiş, erkek olduğu algısı yaratılmak için yayın evi tarafından ismi kısaltmalarla yazılmıştır ve duygusal dayanıklılığı onu kitap satışından zengin olan ilk yazar olarak tarihe geçirmiştir. Biraz düşününce sizin de aklınıza örnekler gelecektir. 

 Peki ebeveyn olarak çocuğumun Duygusal Dayanıklılığını Nasıl desteklerim?

 •Empati: Çocuğunuzun, başkalarının karşılaştığı mücadeleleri gerçekten nasıl değerlendireceğini ve görselleştireceğini öğreterek empati geliştirmesine yardımcı olun. 

 •Rol Model: Çocuğunuzun güven içinde hissettiği yakın ve destekleyici bir yetişkine sahip olduğundan emin olun. 

 •Dinleyin: Çocuğunuzun sadece işitmediğinizi, kalpten anladığınızı hissetmesini sağlayın. Etkin Dinlemeyi öğrenin.

 •Çocukları Oldukları gibi Kabul Edin: Çocuğunuzu gitmek istemediği bir yöne itmekten kaçının; bunun yerine, olduğu kişiyi kutlayın. 

•Güçlü Yönleri Belirleyin: Çocuğunuzun hangi alanlarda iyi olduğunu bulun ve teşvik edin ve destekleyin. 

•Zayıf Yanlarını Belirleyin: Çocuğunuzun hatalarını bildiğinden emin olun; öğrenme deneyimleri ve bir daha ki sefere daha iyisini yapmaya çalışması için cesaretlendirin.

 •Sorumluluk Geliştirme: Çocuğunuza ustalık ve sorumluluk geliştirme fırsatları verin.

•Onu Tanıyın: Çocuğunuza gerçekten umduğu faaliyetlerde bulunma fırsatları yaratın. 

 •Problem Çözmeyi Öğretin: Çocuğunuza hem modelleme hem de cesaretlendirme ile problemlerle başa çıkma yollarını gösterin.

Hadi size bir soru bırakayım. 

Kendi duygusal dayanıklılığınıza 1 ile 10 arasında kaç puan verirdiniz?

Cevabınız ne olursa olsun  "Duygusal Dayanıklılığın" her yaşta geliştirilebilir olduğunu hatırlayın.

 Sevgiyle Kalın

 

 

Yorumlar