VİCDAN  REHBERİNİZ  OLSUN  EFENDİM

Tarih sahnesinde rol aldığından beri insanoğlu, bulunduğu yaşamış olduğu bölgenin iklim şartlarına ve coğrafi koşullarına göre yaşama mücadelesi içine girmiştir. Tâbi dolayısıyla şartlara göre şekillenmesi de kaçınılmaz olmuştur. İklim yapılanması sonucu mimari yapıların oluştuğu ve yaşam biçimlerinin de böylelikle geliştiği herkesçe bilinen bir gerçektir.

Bu durumda da şunu dile getirmek yerinde olur ki; iklim değişikliği ve coğrafi yapıya göre kültürel yapıda oluşmuştur. Geçmişten günümüze tüm toplumlar inanç konusunda ortak özellikleri de beraberinde getirmiştir. Ne alâka demeyeceksinizdir ama yine de vurgulama ihtiyacım doğduğu için belirtmek istiyorum; " iklimsel ve coğrafi yapılanma her ne kadar etkili olsa da kültürel yapılanmanın şekillenmesinde, çoğu konularda benzerliklerin varlığı toplumlar arası kültürel inanç sistemleri yeni değişkenlerle yol almaya devam etmiştir.

 Böylesi bir giriş Kurban Bayramı hakkındaki düşüncelerimin devamı konusunda belirleyici olmuş mudur, bilmiyorum? Ama kurbanın geçmişten günümüze şekillenerek geldiğini de düşünmüyor değilim. Dini inanç ritüeli olarak kabul edenler muhtemelen taşlayacaklar beni lakin bilmelerini isterim ki hayvanların canının katledilmesine sıcak bakmıyor olsam da böylesi hassas bir konuda saygı duyduğum da bir gerçektir.
Kurban etlerinin ihtiyacı olan insanlara verilmesi, komşuya gösterişten uzakta, samimiyetle yapılan payların durumuna ayrı bir saygı duyuyorum elbette ki !

Fakat benim kişisel tercihim kurban kesmek yerine bir yoksul aileye o kurban parasının verilmesi olurdu ayrı mevzu. Bu da benim tercihim, saygı göstermek gerekir sanırım.

Çocukken kurban bayramlarında hayvanların kesildiği herkes gibi bu dinî ritüele inanan, rahmetli anneannem ile büyüdüm ben de... O zamanlar çocuğum tâbi bilgim yok olmasına rağmen, can çekişerek bir hayvanın ölmesi ve insanların sonrası verdiği ziyafete tanıklık etmek düşündürüyordu beni, anlam veremiyordum !
Yetiştiğim ortam, coğrafyası et yemeklerinin çeşitliliği olan bölge olduğu için ben de etçil beslenmeye alışkın büyüdüm. Ama yıllar içinde aklıma o hayvanların tercihleri olmadan öldürülmüş olmaları fikri et yemekten uzaklaştırmaya doğru yola çıkacaktı belliydi. Bugün geldiğim noktada bu konuda kendimi törpülüyorum. Hatta devrim yok deniliyorsa ben var diyecek öncülerdenim. Bu anlamda da bir devrim benimkisi çünkü... Gidişatım vegan olma yolunda sanırım...

Neyse .....

Bahsetmek istediğim bir örnek var; kültürün şekillenmesine girmişken dile getirmeliyim:

"kültürlerin ritüelleri arasında gaddar törenler mevcut mitolojide"

"Bir gücün gazabından korunmak için insan kurban edilirmiş"

"Örneğin,  Venüs'ü tutsakların kanıyla beslemek"


   Ya  da


İslam'ın yayıldığı coğrafyaya dönüp bakarsak Tanrı'ya yakın hissetmek ya da gerçekleşmesini istedikleri dilekler için putlara kurban verilirmiş. Ve topluluğun en önemli değeri atlar bunun için seçilmiş kurban olarak belirlenmiş.

  Ya  da


Nil Nehri'ne bırakılan kurbanların masum, bakire ve ( kadın olması gerekiyordu) çocuklardan olması da başka bir kurban ritüeli... Bu örnekler çok.


İşin özü bana kalsın kalmasın bizim uyguladığımız dini ritüelin bile ne olduğunu bilmeyen insanlarla dolu toplum. Fikrimizin olmadan bilgimizin olduğu klişemizi de hepiniz zaten biliyorsunuz.


Ve burda sonlandırarak bayram mesajımı vermek istiyorum.

"Sağlıkla, sevgiyle, dayanışmayla, hoşgörüyle ve vicdanımızın rehber olduğu yarınlarımızın çoğalması dileklerimle.  "Bayramınız kutlu olsun efendim."

Özümseyerek okuyan herkese sevgilerimle...

 

Yorumlar