Anasayfa /  Güncel

Türk Tabipleri Birliği'nden korkutan koronavirüs açıklaması

Kovid-19 pandemisi dolayısıyla iş yerlerinde uzun süreli kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulanması, işçi – işveren ilişkilerini olumsuz etkiledi. Kıdem tazminatını alarak işinden ayrılmak isteyenlerin sayısı arttı.

Abone ol
Abone ol 14 Ağustos 2020 18:16

COVID-19 pandemisine ilişkin 5’inci ay değerlendirme toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, Prof. Dr. Özlem Azap ve Prof. Kayıhan Pala katıldı.

Sözcü'den Latif Sansür'ün haberine göre, Zoom uygulaması üzerinden gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan Adıyaman, 27'si hekim 53 sağlık çalışanının COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirdiğini hatırlattı.

Adıyaman, Türkiye'nin COVID-19 salgını sürecindeki 5. ayının değerlendirildiği rapor ile bu süreçte yaşananlardan yola çıkarak, önümüzdeki gün ve ayların gerçekten ağır, zorlu gündemlerini daha az sıkıntı, hastalık ve ölümle atlatabilmeye katkı sunmayı hedeflediklerini bildirdi.

AKTİF HASTA SAYISI AÇIKLANANIN ON KATI
TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyesi Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, hükümetin salgının etkisini azaltma stratejisinin karşılık bulmadığını belirtti.

Tanık, 623 bin 766 kişinin karantina altına alındığını, 11 Ağustos 2020 itibarıyla Sağlık Bakanlığı verilerine göre hesaplanan aktif hasta sayısının 11 bin 152 olduğunu söyledi.

Tanık, Sağlık Bakanlığı'nın seroprevalans çalışmasında elde edilen sonuçların hesaplanan aktif hasta sayısı ile karşılaştırıldığında, toplumda PCR testi ile tanı alanların 9.9 katı kadar aktif vaka bulunduğunu kaydetti.

KİŞİLERDEN BEKLENEN İRADEYİ MERKEZİ OTORİTE GÖSTERMİYOR
Pandemi ile mücadele stratejisinin yanlış olduğunu belirten Tanık, merkezi otoritenin kendi sorumluluğunu “uyarma” ve “tedavi” ile sınırladığını, ancak pandemi ile mücadelenin bireylerin önlemlerine bırakılabilecek bir mesele olmadığını kaydetti.

Tanık, anma toplantıları, bayramlaşmalar, milyonların girdiği sınavlar, Ayasofya'nın açılması gibi etkinliklerin kişilerden beklenen iradeyi merkezi otoritenin göstermediğini ortaya koyduğuna dikkat çekti. Bulaşıcılık hızının azaltılamamasında vatandaşın suçlu olarak işaret edilmesinin sorunlu olduğunu söyledi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENİYOR
Salgınlarda gerçeklerin gizlenmesinin olanaklı olmadığını vurgulayan Tanık, sağlık çalışanlarından ve yerelden yükselen çığlıklara kulak verilmesi gerektiğini kaydetti.

Sağlık çalışanlarının tükenmekte olduğuna dikkat çeken Feride Aksu Tanık, sağlık çalışanlarının özlük haklarının geliştirilmesi ve COVID-19 nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının geride kalan yakınlarının yaşamlarının güvence altına alınması gerektiğini de kaydetti.

65 YAŞ ÜSTÜNÜN EVE KAPATILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ
Prof. Dr. Kayıhan Pala bir soru üzerine 65 yaş üstü yurttaşların bir kez daha eve kapatılmasının, hem beden hem ruh sağlıkları açısından yeni sorunlar yaratma potansiyeli olduğuna dikkat çekti.

 Pala, “Dünyada görülmemiş bir süre içerisinde 65 yaş üzeri yurttaşları eve kapatmanın ne tür sonuçlar vereceğini bilmiyoruz. Sağlık Bakanlığı'na çağrıda bulunmuş ve bunun açıklanmasını istemiştik. Bugüne kadar bir yanıt olmadı. Eşit yurttaş olma bağlarını zedeleyecek yaklaşımlardan kaçınmak gerekir. 65 yaş üzerini eve kapatmaktansa çalışanlar dahil olmak üzere bütün yurttaşların kapanmasını düşünmek gerekebilir. Ama biz yeniden sadece 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın eve kapatılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz” diye konuştu.

SONBAHAR'DA AŞILAMA İÇİN HAZIRLIK YAPILMALI
Bir başka soru üzerine Prof. Dr. Özlem Azap, Eylül ayından itibaren influenza aşısı için geniş kapsamlı aşılama çalışmalarının başlatılması gerektiğini ve bunun geçtiğimiz dönemlerde “riskli grup” diye tanımlanan gruplardan daha geniş bir aşılama faaliyeti olması, bunun için de aşının stoklanmış olması gerektiğini kaydetti.

ABD ve İngiltere'de bununla ilgili kamuoyu bilgilendirmelerinin yapıldığını belirten Azap, Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın henüz böyle bir açıklaması olmadığını belirtti.

Azap ayrıca, aşılama çalışmalarının sadece hastanelerde ve Aile Sağlık Merkezlerinde değil, daha farklı yöntemlerle ve daha geniş çerçevede yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Yorumlar