Anasayfa /  Keyifli Haberler

Temel ve Otel

Abone ol
Abone ol 28 Şubat 2019 18:01

Temel ve Otel



Temel sabah uçagi ile parise gidiyor. Islerini tamamlayip aksam uçagi ile Istanbul’a dönmek istemekte…aksilik uçagi

kaçirir. Saat 23.30’de lüks bir otelin yolunu tutar. Odasina çikip uyur. Sabah yedide resepsiyona gidip hesabini sorar. Eline bir fatura uzatirlar Temel sasirir:

– Lan bir basimizi koyduk ve kalktik 400 dolar…olur mu?

– Ama efendim hizmetlerimiz var.

Temel faturaya bakar T.K.P 100$

– T.K.P ne?

– Tenis kortlarini kullanma parasi

– Ben kullanmadim ki? der Temel

– Kullansaydiniz efendim 6 tane kortumuz var. der

Resepsiyon memuru yine bakar

– H.K.P 150$

– Bu ne?

– Havuzu kullanma parasi

– Kullanmadim ki? der Temel.

Resepsiyon memuru gayet sakin bir sekilde

– Kullansaydiniz 3 tane havuzumuz var 2 tanesi olimpik.

Temel çok sinirlenir ve hemen bir kalem ister.

Faturanin altina aynen sunu yazar.

T.S.P 500$ ve resepsiyon memuruna uzatir.

– Ver bakalim 100$ sizin de bana 500$ borcunuz vardir,

der Temel.

Resepsiyon memuru sasirir

– T.S.P ne oluyor?

– Temel’i s..me parasi.

– Aman efendim olurmu öyle sey estagfirullah. der resepsiyon memuru

– Kardesim Temel burdaydi s..seydiniz bütün gece müsaittim!



BONUS FIKRA



Beni iten herifi bulun



Padişahın biri, sarayının etrafına kocaman bir göl yaptırmış. Gölün içine de en vahşi deniz yaratıklarını koydurmuş. Ülkenin dört bir yanına “Her kim buradan yüzerek karşıya geçerse, mirasım ve kızım onundur!..” diye haber salmış.

Göle kim girse; ya vazgeçip geri dönüyormuş, ya da vahşi deniz yaratıklarına yem oluyormuş.

Bir gün adamın biri, hiç ardına bakmadan son hızda yüzerek karşıya geçmiş. Padisah nefes nefese kalan adamı tebrik etmiş:

– Bravo!.. Yarışmayı kazandın!..

– Sağolun efendim.

– Söyle bakalım, kızımı mı istiyorsun?

– Hayır.

– Tahtımı mı istiyorsun?

– Hayır.

– Eee, söylesene be adam, ne istiyorsun benden?

– Beni iten herifi bulmanızı istiyorum Padişahım!



Babada Kalacak



Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış:

“Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım.” Hakim kocaya sormuş:

“Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?”

Adam “Var tabii” demiş ve anlatmış:

“Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?”

Hakim sekreterine dönmüş: “Yaz kızım. çocuk babada kalacaktır…”



Hamile Kalamayan Koyun



Adamın birinin çok sevdiği bir koyunu varmış. Bu koyun hiç gebe kalamıyormuş. Adam, komşu köyde birinin koçu olduğunu ve hangi koyunla çiftleşirse hamile bıraktığını duymuş. Bunun üzerine koyununu el arabasına koymuş, çıkmışlar yola, köye vardıklarında selam verip adamın yanına yaklaşmış.

-Yahu gardaş senin koçun methini duydum koştum geldim. Hele bizim koyuna da bir çare.

-Aman gardaş lafımı olur. Amma 30 liranı alırım.

-Tamam.

Neyse çiftleşme gerçekleşiyor ve adam koyunu tekrar el arabasına koyup giderken koçun sahibine soruyor:

-Hamile kalıp kalmadığını nereden anlayacağız?

-Yarın sabah ahıra girince bak. Koyun eğer yatıyorsaaa hamiledir. Yok ayaktaysa hamile değildir.

Neyse sabah oluyor adam bir heyecanla ahıra koşuyor. Bakıyor ki koyun ayakta.

Ulan diyor yine tutmadı.

Karısı demiş ki bi daha götür.

Adamın ki de bir ümit koyunu tekrar el arabasına bindirip gitmiş.

Bu sefer 40 lira alıyor koç sahibi.

Ertesi sabah adam koşa koşa ahıra gidiyor ki bi de ne görsün koyun yine ayakta.

Adam iyice sinirleniyor. Neredeyse koyunu kesecek.

Karısı adamı sakinleştirip koyunu tekrar götürmesi için adamı ikna ediyor.

Adam koyunu götürüyor ama koç sahibi adam bu sefer 50 lira alıyor. Adam daha da sinirleniyor söylene söylene eve geliyor.

Koyunu ahıra atıp gidiyor.

Sabah ise yatağına uzanmış umutsuz ve sinirli bi şekilde karısına:

-Hele git şu koyuna bak. Oturuyor mu ayakta mı.

kadın gidip bakıp geliyor ve diyor ki:

-Koyun ne oturmuş ne de ayakta bey. Arabaya binmiş seni bekliyor.



Hastane Mi Muayenehane Mi?



Şişman bir şahıs çok namlı bir doktorun özel muayehanesine gidiyor ve ona zayıflamak istediğini söylüyor.

Doktor, bir hafta kullanmak üzere isimsiz bir hap veriyor ona. İlacı ilk kullandığı gece, uyurken rüya görmeye başlıyor adam. Bir saray içinde, etrafında onlarca cariye. Sabaha kadar bi onla, bi bunla sabah uyanınca kan ter içinde. Her gece aynı olay.

Bir haftanın sonunda bütün fazla kilolarını atmış. Tığ gibi bir delikanlı olmuş. Günler sonra yolda şişman bir arkadaşına rastlıyor ve nasıl kilo verdiğini soruyor ona. Arkadaşı anlatıyor. O da hemen doktorun çalıştığı hastaneye gidiyor ve ona da aynı tedavi.

İlk gece, arkadaşı rüyasında bir sarayda. Etrafında onlarca iri adam.

Bizim şişman önde onlarca adam peşinde. Başlıyor saray içinde bir koşuşturmaca. Üçüncü gün sonunda adam zayıflıyor ama, duruma dayanamıyor ve telefon ediyor doktora; “Neden arkadaşımla benim rüyalarım farklı?” diye soruyor.

Doktor biraz düşündükten sonra adama soruyor:

– Siz hastaneye mi gelmiştiniz? Muayenehaneye mi?



Hocam bu çocuğu 5. sınıfa koyalım



Küçük Ali okula başlar başlamaz öğretmeni Aysel’e gidip yerinin birinci sınıf olmadığını 3. sınıfta olması gerektiğini söyler durur. Hatta ablasının 3. sınıfta olduğunu kendisinin ondan daha akıllı olduğunu ve en az 3. sınıfta olması gerektiğini söyler. Bu duruma dayanamayan Aysel öğretmen Ali’yi alıp okul müdürünün yanına götürür. Durumu izah eder okul müdürü de imtihan edelim uygunsa geçirelim der.

Ali’ye bir kaç soru yöneltir: ”İki kere iki? “

Ali hemen “Dört” diye cevap verir.

“Sekiz kere dokuz?”

Ali “yetmiş iki” demiş.

“Kaç mevsim var?”

Ali “dört” demiş.

Sınıf öğretmeni Aysel’de birkaç soru sormak istemiş sonra:

– Ali ineklerde 4 tane bende 2 tane olan şey nedir? deyince Ali ayak diye cevaplamış.

– Peki senin pantolonunda olup benim pantolonumda olmayan şey nedir? deyince cep demiş Ali.

Bunun üzerine öğretmen müdüre dönüp “Hocam bu çocuğu 5. sınıfa koyalım. Çünkü ben son iki soruya doğru cevap veremedim o verdi” demiş.


Yorumlar