Anasayfa /  Politika /  Saadet partisi

Temel Karamollaoğlu'ndan çarpıcı açıklama! İşte AK Parti ile ittifak şartları

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan ortak basın toplantısı düzenledi. AK Parti ile ittifak sorusuna yanıt veren Karamollaoğlu, "Başkanlık sistemi değişmeli; iktidar zihniyet reformu yapmalı" düşüncesini dile getirdi.

Abone ol
Abone ol 25 Ocak 2021 15:05

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan ortak basın toplantısı düzenledi. AK Parti ile ittifak sorusuna yanıt veren Karamollaoğlu, "Başkanlık sistemi değişmeli; iktidar zihniyet reformu yapmalı" düşüncesini dile getirdi.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, beraberindeki heyetle birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu Saadet Partisi Genel Merkez Binası’nda ziyaret etti. İki lider görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi. Karamollaoğlu, AK Parti ile ittifak sorusuna, “Bizim şu anda bir numaralı meselemiz Türkiye’de kutuplaşmanın önlenmesi ve bugünkü başkanlık sisteminin değişmesidir. İktidar zihniyet reformu yapmalı” yanıtını verdi.

“Ülkemizin içinde olduğu sıkıntıları beraber değerlendirdik”

Karamollaoğlu, şunları kaydetti: Kıymetli Babacan ve arkadaşlarının partimize yaptıkları ziyaretten dolayı teşekkür ediyorum. Hem iadeyi ziyaret hem de hayırlı olsun ziyareti olarak bu gerçekleşti. Ülkemizin içinde olduğu sıkıntıları beraber değerlendirdik. Ümit ediyorum ki bundan sonraki günlerde bu değerlendirmeler devam edecek. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıları bildiğimiz için hepimizin bu sıkıntılardan kurtulmak için fikirleri, düşünceleri var. Siyasi partilerin de fikir alışverişinde bulunmalarını en tabii davranış olarak görüyorum. İnşallah bu çalışmalarımız önümüzdeki dönemde devam edecek.

“Siyasal şiddetin tekrar günlük literatüre girdiği bir dönemi yaşıyoruz”

Babacan ise şu açıklamaları yaptı: Bugün Saadet Partisi’nin yeni genel merkezine bir hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirdik. Aynı zamanda Karamollaoğlu’nun aralık ayındaki ziyaretine de iade-i ziyaret niteliği de taşıyor burada oluşumuz. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum ki Saadet Partisi ülkemizde çok değerli yeri olan, çok önemli gelenekleri ve ilkeleri olan bir siyasi parti. Bizim DEVA Partisi olarak Saadet Partisi ile yakın bir temas içinde olmamız ve ülkemizin pek çok meselesine beraberce istişare etmemiz son derece büyük önem taşıyacak. Biliyorsunuz Türkiye’de problemler her alanda büyüyor.

İçeride bugünkü yönetimin artık ülkenin problemlerine çözüm üretemediğini tablosunu görüyoruz. Siyasal şiddetin tekrar günlük literatüre girdiği bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye’nin uluslararası itibarı önemli ölçüde zedelenmiş durumda. İçeride uzunca bir süredir devam eden ve çözülemeyen ekonomik krizin ortasındayız. Ülkemizde yoksulluk hızla artıyor, işsizlik çok ciddi bir sorun olarak karşımızda. Aynı zamanda Türkiye’nin ciddi bir yönetim sistemi sorunu var. Daha da ötesinde yönetim zihniyeti sorunu var.

Bütün bu konuları heyetlerimizle beraber değerlendirdik. Bundan sonraki süreçte de yakın istişarede bulunmak istediğimizi kendilerine ifade ettik.

Soru-cevap

– Gelen aşıların dozları yeterli mi, aşıyla ilgili izlenen yol haritasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kapanan iş yerleri ve işletmeler yok. Her şey ortada birileri bunlardan nemalanmak istiyor” dedi, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Karamollaoğlu: Aşının gelmesi ümit verici, arkası da gelir diye ümit ediyorum. O noktada fazla bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum. Ekonomi konusuna gelince bu iktidarın en başarılı tarafı olanı görmemek. Görmeyince problem yok diye bir hissiyata kapılıyor, rahat ediyorlar. Onların rahatlığı vatandaşın rahatlığı mânâsına gelmiyor. Karar alıp da lokantalar çalışmayacak, insanlar bir araya gelemeyecek dedikten sonra ‘Kapalı iş yeri yoktur’ demenin mantığını da ben aslında anlamakta zorlanıyorum. Gidip esnafa sormak icap eder.

Babacan: Aşılamanın başlamış olması sevindirici. Gelen doz sayısı ülkemizin nüfusu ile mukayese edildiğinde gerçekten çok düşük. Bilim insanlarının söylediği rakamlar bir ülkenin nüfusu yüzde 60 aşılanmalı diyor. Türkiye’nin 200 milyon doz aşıya ihtiyacı var. Altında kalırsa bu toplumumuzun yeterince korunamadığını gösterecek. Hükûmette bir an önce bu miktarı tedarik etmek için daha çok çaba vermelidir.

‘Kapanan iş yeri yok” açıklaması sayın Erdoğan’ın Türkiye’nin gerçeklerinden artık iyice uzaklaşmış olduğunun ilk ifadesi değil. Daha önce de Malatya’da bizim kongremizden hemen sonraki ziyaretinde ‘Evime ekmek götüremiyorum” diyen vatandaşımıza ‘Abartma ifadesini kullanmıştı. 41 ilimize gittim, çarşı pazar dolaştım. Esnafımız yakın tarihin en zor dönemini yaşıyor. Yüksek borçları var, kirasını ödemekte zorlanıyor. Bütün yükler devam ediyor, kamusal yükler ötelenirken faiz ekleniyor. Dünya bu sorunları aşabilmek için küçük işletmelere doğrudan destek verdi. Türkiye pandemiye ekonomisi çok zayıf bir ülke olarak girdiği için böyle bir imkânı olmadı. Sadece esnafımız değil. Çarşı -pazar enflasyonuna bakın, asgari ücrete, emeklilere verilen zamma bakın. Türkiye’de ‘Ben mutluyum’ diyen kesimi yok.

Şu anda Türkiye’yle ilgili en büyük mutluluğu Merkez Bankası’nın faizleri arttırmasının ardından kısa vadeli Türkiye’ye getiren insanlar yaşıyor. Buradan hükûmete ve Sayın Erdoğan’a çağrımız ülkenin gerçeklerini önce görsünler, sorunları çözsünler. Laf üretmek değil iş üretmek.

-Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, IKBY ile yakın zamanda PKK’ya yönelik bir operasyonun başlatılabileceğini sinyali vermişti. Sizin yaklaşımınız nedir?

Karamollaoğlu: Bu aslında biraz da beklenen bir gelişme gibi geliyor bana. ABD Orta Doğu’daki politikasını yeniden şekillendirme yoluna gidecek. PKK ve PYD’yi orada birlikte mütalaa etme intibası var. Bu belki Türkiye’deki terör hadiselerinin azalmasına katkı sağlayabilir. Müspet karşılarız. PYD’nin müstakil bir güç haline gelmesi de dikkatle incelenmesi gereken bir konu diye düşünüyorum.

Babacan: Türkiye’nin önceliği tüm komşularıyla olan ilişkilerini onarmak olmalı Türkiye tabii ki Erbil ile de Bağdat’la da görüşmek zorunda. Ortak ilkeler ve hedefler çerçevesinde iş birliği yapmak zorunda. Aksi halde bir ülkenin tek başına terör gibi bölgesel ve hatta uluslararası sorunu çözmesi mümkün değil. Kendi sınırlarınız içerisindeki teröristlerin peşinden koşup askeri operasyonlarla terör sorununu bitirmek mümkün değil. Daha kapsamlı mücadele şart. Biz ilke olarak terörün her türlüsüne karşıyız, şiddete karşıyız. PKK ana kronik bir yapıdır. Bugünün bölgesinde artık hiçbir ülkenin bu terör örgütüne destek vermemesi gerekir. Bu topyekûn kırmızı çizgi yaklaşması gerekir. Bunu ilkeli götürmek gerekir. Türkiye’ye yakışan da bu konuda ilkeli davranmaktır. Ülkelerle ve çok taraflı yapılarla beraber götürmek zorundadır. Aksi halde terörle mücadelede başarı imkânsızdır. Daha çok siyasi diyalog ve diplomasi gerek.

-HDP Esenyurt İlçe Başkanlığı’na yapılan bir operasyon oldu. Bu operasyonda Öcalan’ın posterleri ortaya çıktı. Tam da HDP’nin kapatılması tartışması sürerken bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Karamollaoğlu, ittifak tartışmaları devam ediyor. Cumhur İttifakı’nda yer alıp yer almayacağınız günlerdir konuşuluyor. Bu konu görüşmede gündeme geldi mi?

Karamollaoğlu: HDP’nin bir ilçe teşkilatında Öcalan’ın fotoğraflarının bulunmasını ben garipsedim de geçmişte Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın ve hükümetin bu konudaki yaklaşımıyla nasıl bağdaştırılacak merak ediyorum. Bir zamanlar maalesef Öcalan’ı da kardeşini de kendi çıkarları için öne çıkarmaktan vazgeçmediler. Kim kimi örnek aldı bilemiyorum. Esef verici buluyorum.

İttifaklar her yerde konuşuluyor. Ben ısrarla tekrar tekrar söylüyorum. Seçim sathı mailine girilmeden ittifak konuları gündemde olmaz, konuşulur. Bugünkü şartlarda seçim ittifakı olduğu için seçim sathı mailine girildikten sonra atılacak adımdır. Siyasi partilerin birbirleriyle daha yumuşak irtibat sağlamaları, dirsek temasında bulunmaları tabiidir.

İttifakla koaliasyonu birbirinden ayırmak gerek. Bizim şu anda bir numaralı meselemiz Türkiye’de kutuplaşmanın önlenmesi ve bugünkü başkanlık sisteminin değişmesidir.

Adalete müdahale ederseniz adalet yerine gelmez. Tavır değişikliğine ihtiyaç var. ‘Anayasa’ya ben uymuyorum’ diyen hâkimi terfi ettirirseniz hangi değişikliği yapacaksınız. Reformu kendilerinde, zihniyetlerinde yapacaklar. Ekonomi perişan. İktidar problemleri görmemekte ısrarcı. Partizanlıktan bu ülkedeki bürokratlar kurtulmalı.

Yorumlar