SEYİR DEFTERİ: MAZI

Bodrum ayrı güzel, etrafı ayrı güzel. Seçenek bol!.

Sıkıldım kalabalıktan ( Hoş! Kalabalık yok da ), başımı dinlemek istiyorum talebini karşılayacak 2020 yılında bile görece bakir kalabilmiş yerler var. Mazı da onlardan biri..

Bölgeye yabancıysanız ve modern iletişim cihazlarıyla aranız hoş değilse kendi aracınızla ulaşmakta zorlanabilirsiniz!.  Laf aramızda; yön tayininde okul öncesi seviyede olan bendeniz her türlü olanaklar dahilinde bile zorlanıyorum!.

Navigasyonu açtığımızda Yalıkavak’tan Mazı’ya kadar 64,8 kilometre yol yapacağımız dikte edildi. Bu uzaklık Mazı yerleşim birimine kadar!. Sonrasında gitmek istediğiniz koya bağlı olarak ilave yolunuz oluyor. Yol dediğime bakmayın!. Karşıdan bir araç gelmesin diye dua edeceğiniz bir aradan bahsediyorum. Asılnda, benim hoşuma giden de bu!.

İzmir’den gelirken saptığımız Torba – Türkbükü – Gündoğan – Yalıkavak yolunu tersten kat ediyoruz bu kez. Bodrum – Milas yoluna erişip havalimanı yönüne dönüyoruz.  Güvercinliği geçer geçmez Mumcular yol ayrımından sağa ayrılıyoruz. Mazı’ya yönlendirme tabelaları sizi bu şirin köye ulaştıracaktır.

Köyden inebileceğiniz ikisinde butik otel ve pansiyonların biraz daha fazla olduğu sekiz koy var önünüzde. Üç sesin katı egemenliğinde ilerliyorsunuz; denizin sesi, ağustos böcekleri ve kuşların ötüşleri. Bizim hedefimiz İnceyalı..

Kardeşim Sema ve ağabey bildiğim eşi Yusuf oradalar.. Elbette dostlarıyla birlikteler. Sekiz odalı Begonvil Pansiyon’un üç odası işgalleri altında!. Müdavim deriz ya; o derece geçilmiş bence, Mazı’lı olmuşlar. Haklılar da!. Gidin, siz de oralı olursunuz.. Coğrafyanın hakim maki bitki örtüsüne yoldaş zeytin ve mandalin ağaçlarıyla egenin zümrüt sularının çevrelediği yaşama ben hayır diyemem doğrusu..

Mazı’da doğan, orada büyüyen ama yaşam gailesinin İzmir’e sürüklediği tesisin sahibi Tuncay Aysazcı da aynı düşüncede.. Ekmeğini İzmir’de kazansa da kopamamış Ata Topraklarından. 2017 yılında kurmuş küçük ama son derece sevimli, dünya güzeli tesisini. Ailecek çalışıyorlar demek tam doğru olmaz!. Hazirana doğru kalkıp geliyorlar memleketlerine. Geldiklerinde haziran ve temmuz ayı rezervasyonları dolmuş oluyor. İlerleyen günler temmuz sonunu işaret ettiğinde ağustos da sahiplerini buluyor. Tam bir aile işletmesi. Aile fertlerinin işe yetişemediği dönemlerde köydeki gençler oluyor istihdamın öznesi. Memleketim kazansın mottosunu benimsemiş Tuncay Bey.

O bir çay içimlik söyleşimizde ortak dostlar, ortak mekanlar bulduk. Ege coğrafyasını İzmir merkezli dolaşıp Mazı’ya döndüğümüzde ahbaptık artık..

Ege coğrafyası, Ege insanı.. Bir adım önce atar sizden sohbeti başlatmak için.. Ritmi bulursanız tadından yenmez, tiryakisi olursunuz..

Sohbete cebelleş mandalin, zeytin, deniz, ağustos böceği bağlamında bağlanıveriyorsunuz işte!.

Gecelerinize eşlik edecek ses sadece denizin sesiyse hiç durmayın; koşun Mazı’ya..

  

 

 

 

Yorumlar