Tarçın tüketmek vücudumuz için zararlı mı? Tarçının bilinmeyen mucizevi faydaları...
Genellikle mutfaklarımızda baharat olarak kullandığımız tarçın faydaları saymakla bitmiyor. Oldukça faydalı olan ve herkesin mutlaka tüketmesi gereken tarçın adeta doğal ilaç etkisi yaratıyor. İşte tarçın tüketmenin vücudumuza faydaları...
Abone olTarçın, tarçın ağaçlarının gövdeleri kesilerek yapılır. Daha
sonra iç kabuk ve ardından odunsu kısımlar çıkarılır. Kuruduğunda,
kıvrılan, tarçın çubukları adı verilen rulolar oluşturur. Bu
çubuklar tarçın tozu oluşturmak için öğütülebilir.
Tarçının kokusu ve tadı, bileşik sinnemaldehit oranı çok yüksek olan yağlı kısmından kaynaklanmaktadır. Bilim adamları, cinnamonun sağlık ve metabolizma üzerindeki güçlü etkilerin çoğundan sorumlu olduğuna inanmaktadır.
Yüksek oranda antioksidan içermektedir.
Antioksidanlar, vücudunuzu serbest radikallerin neden olduğu
oksidatif hasardan korur. Tarçın, polifenoller gibi güçlü
antioksidanlarla yüklüdür.Yapılan bir araştırmaya göre 26 baharatın
antioksidan aktivitesi karşılaştırılmış tarçın net kazanan olmuş
hatta sarımsak ve kekik gibi "süper gıdaları" geride bırakmıştır.
Hatta o kadar güçlüdür ki, tarçın doğal bir gıda koruyucu olarak
kullanılabilir.
Tarçın antienflamatuar (iltihaplarla savaşan) özelliğe
sahiptir.
Enflamasyon (yangı veya iltihaplanma) inanılmaz derecede önemlidir. Vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşmasına ve doku hasarını onarmasına yardımcı olur. Bununla birlikte, iltihap kronik olduğunda sorun olabilir.Tarçın bu konuda faydalı olabilir. Çalışmalar bu baharat ve antioksidanlarının güçlü bir antienflamatuar özelliğe sahip olduğunu göstermektedir.
Tarçın kalp hastalığı riskini azaltabilir.
Tarçın, dünyanın en yaygın erken ölüm nedeni olan kalp hastalığı
riskini azaltabilir. Tip 2 diyabetli insanlarda, günde 1 gram veya
yaklaşık yarım çay kaşığı tarçın, kan belirteçleri üzerinde faydalı
etkilere sahip olduğu gösterilmiştir. Total kolesterol, “kötü” LDL
kolesterol ve trigliserit düzeylerini azaltırken, “iyi” HDL
kolesterol sabit kalmaktadır.Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya
göre, günde sadece 120 mg tarçın dozunun bu etkileri olabileceği
sonucuna varmıştır. Bu çalışmada, tarçın da “iyi” HDL kolesterol
seviyelerini arttırmıştır.
Hayvan çalışmalarında ise tarçın kan basıncını düşürdüğü
gösterilmiştir. Birleştirildiğinde, tüm bu faktörler kalp hastalığı
riskinizi büyük ölçüde azaltabilir.
Tarçın dokuların insüline duyarlılığını
artırabilir.
İnsülin, metabolizmayı ve enerji kullanımını düzenleyen kilit hormonlardan biridir. Kan şekerini kan dolaşımınızdan hücrelerinize taşımak için de önemlidir. Sorun, birçok insanın insülinin etkilerine karşı dirençli olmasıdır. Bu, insülin direnci, metabolik sendrom ve tip 2 diyabet gibi ciddi durumların bir işareti olarak bilinir. Tarçın bu önemli hormonun işini yapmasına yardımcı olarak insülin direncini önemli ölçüde azaltabilir. İnsülin duyarlılığını artırarak, tarçın sonraki bölümde anlatıldığı gibi kan şekeri seviyesini düşürebilir.
Tarçın kan şekeri düzeylerini düşürür ve güçlü bir
anti-diyabetik etkisi vardır.
Tarçın, kan şekeri düşürücü özellikleri ile bilinir. İnsülin direnci üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra, tarçın kan şekerini diğer birçok mekanizma ile azaltabilir. İlk olarak, tarçının yemekten sonra kan dolaşımınıza girerek glikoz miktarını azalttığı gösterilmiştir. Bunu, sindirim sisteminizdeki karbonhidratların parçalanmasını yavaşlatan çok sayıda sindirim enzimini engelleyerek yapar. İkinci olarak, tarçının içindeki bir bileşik, insülini taklit ederek hücreler üzerinde etkili olabilir. Bu, insülinin kendisinden çok daha yavaş davranmasına rağmen, hücreleriniz tarafından glikoz alımını büyük ölçüde arttırır.
Tarçın, nörodejeneratif hastalıklar üzerine faydalı
etkilere sahip olabilir.
Nörodejeneratif hastalıklar, beyin hücrelerinin yapısının veya fonksiyonunun ilerlemeli kaybı ile karakterize edilir. Tarçında bulunan iki bileşiğin, beyinde tau adı verilen ve Alzheimer hastalığının işaretlerinden biri olan bir protein birikimini engellediği görülmektedir. Tarçının hayvan çalışmalarında Alzheimer ve Parkinson hastalığına yönelik çeşitli gelişmelere yol açtığı gösterilmiştir. Ancak, insan araştırmaları henüz eksiktir.
Tarçın bakteriyel ve mantar enfeksiyonlarıyla mücadeleye
yardımcı olur.
Tarçın ana aktif bileşenlerinden biri olan Cinnamaldehyde,
çeşitli enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olabilir.
Cinnamaldehyde, enfeksiyonları azaltabilen ve diş çürüğü ve ağız
kokusuyla mücadeleye yardımcı olabilecek antifungal ve
antibakteriyel özelliklere sahiptir.
Tarçın HIV virüsüyle mücadeleye yardımcı
olabilir
HIV, bağışıklık sisteminizi yavaşça parçalayan ve tedavi edilmediğinde sonunda AIDS'e yol açabilecek bir virüstür. Cassia çeşitlerinden elde edilen tarçın, HIV virüsünün insanlarda en yaygın türü olan HIV-1'e karşı savaşmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir. Tarçın sağlık için yararları olabilmektedir, ancak Cassia, kumarin içeriği nedeniyle büyük dozlarda sorunlara neden olabilir. Seylan ("gerçek" tarçın) bu konuda çok daha iyidir ve çalışmalar kumarin açısından Cassia çeşidinden daha düşük olduğunu göstermektedir.
Tarçın kansere karşı koruyabilir.
Tarçın, kanser önleme ve tedavisinde potansiyel kullanımı için
yaygın olarak çalışılmıştır. Genel olarak, kanıtlar tarçın
ekstrelerinin kansere karşı koruma sağlayabileceğini gösteren tüp
ve hayvan çalışmaları ile sınırlıdır. Kanser hücrelerinin
büyümesini ve tümörlerde kan damarı oluşumunu azaltarak etki
gösterir ve kanser hücrelerine toksik gibi gözükerek hücre ölümüne
neden olur.
Hayvanlar üzerinde yapılan bir araştırmada, tarçın, kolondaki
detoksifiye edici enzimlerin güçlü bir aktivatörü olduğunu ortaya
koydu, bu da kanser gelişimine karşı koruyucu olmuştur. Bu
bulgular, tarçının insan kolon hücrelerinde koruyucu antioksidan
tepkileri harekete geçirdiğini gösteren deneylerle de
desteklenmiştir.
Tarçının olası yan etkileri nelerdir?
Her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi tarçının da günde 2,5 çay
kaşığından fazla tüketilmesi bazı yan etkilere neden olabilir.
Karaciğer için zararlı olabilir.
Kanser riski oluşturabilir.
Ağızda yaralara sebep olabilir.
Kan şekerini düzenlemesi bir fayda olarak görülse de fazla tüketimi
durumunda tarçın kan şekerinin fazla düşmesine neden olabilir ve bu
da pek çok sağlık problemini beraberinde getirir.
Kullandığınız herhangi bir ilaç varsa doktorunuza danışmadan
tarçın tüketmemeniz önerilir. Örneğin, kasia tarçın yüksek miktarda
kumarin içerir, bu da yüksek miktarlarda tüketildiğinde karaciğer
toksisitesine ve hasar görmesine neden olabilir. Karaciğerinizi
etkileyebilecek, parasetamol, asetaminofen ve statinler gibi
ilaçları kullanıyorsanız,fazla tarçın karaciğer hasarını
artırır.
Ayrıca, tarçın kan şekerinizi düşürmenize yardımcı olabilir, bu
nedenle şeker hastalığı için ilaç kullanıyorsanız, tarçın bu
ilaçların etkisini arttırabilir ve kan şekerinizin aşırı düşmesine
sebep olabilir. Kumarinin yüksek miktarda bulunması, kan
sulandırıcı etkisi nedeniyle kanama riskini artırabileceği,
özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananlarda ciddi risk artışına
sebep olacağı bildiriliyor.
Hamile ve emziren kadınlar için tarçın tüketimi ile alakalı henüz
kanıtlanmış bir çalışma yoktur.
Günlük kullanım dozu nedir?
Kasia tarçın zengin kumarin kaynağıdır. Seylan tarçın ise yalnızca iz miktarda kumarin bulunur. Günlük tüketim dozunu belirlerken tüketilen tarçının çeşidide çok önemlidir fazlasıyla dikkat edilmelidir. Ne yazık ki, çok sayıda çalışma, fazla tüketilen kumarinin, karaciğer toksisitesi ve hasara neden olabileceğini bulmuştur. Seylan tarçınının bir gramında 0,1 miligram kumarin varken, Çin tarçınında 3,8 miligram. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından yapılan değerlendirmede 70 kiloluk bir birey için günlük en fazla alınabilecek kumarin miktarı 7 miligram olarak belirlenmiş.