Anasayfa /  Sağlık

Dikkat! İş yerinde tükenmişlik sendromu kilo aldırıyor

Tükenmişlik, kişinin hem iş hem de günlük yaşamına olumsuz yönde etkilenmesine neden olarak kilo almayı tetikliyor. Uzmanlar tükenmişliğin neden olduğu iş yükü ve bitkinliğin kontrolsüz ve duygusal beslenmeyi tetiklediğini, bunun da doğal olarak kilo kontrolünü zorlaştırdığını söylüyor.

Abone ol
Abone ol 18 Ekim 2019 09:25

Tükenmişlik, kişinin hem iş hem de günlük yaşamına
olumsuz yönde etkilenmesine neden olarak kilo almayı tetikliyor.
Uzmanlar tükenmişliğin neden olduğu iş yükü ve bitkinliğin
kontrolsüz ve duygusal beslenmeyi tetiklediğini, bunun da doğal
olarak kilo kontrolünü zorlaştırdığını söylüyor.



Kontrolsüz yemek yeme kişinin belirli durumlarda kontrolü
kaybedip aç olmasa bile kontrolsüzce beslenmesi olarak
tanımlanıyor. Örneğin başkaları yemek yerken kişinin de yemek
yemesi veya aç olmadığı halde yemek görünce veya koklayınca kendini
tutmayıp yemek yemesi gibi. Duygusal beslenmede ise açlıktan ziyade
olaylara yemek yiyerek tepki veriliyor. Yani üzgün ya da stresli
olunan bir durumda olumlu duyguyu ortaya çıkarmak için yemeklere
yöneliyor. Tükenmişlik sendromu durumunda da kişilerin yaşadıkları
duygusal değişimlerle mücadele etmek için bu yöntemi tercih
ettiklerini belirten Uzman Klinik Psikolog ve Diyetisyen Merve Öz,
“Yapılan çalışmalar, tükenmişlik sendromunun duygusal yeme
bozukluğu ve kontrolsüz beslenmeyle yakından ilişkili olduğunu çok
açık bir şekilde gösteriyor” diyor.


KALORİSİ YÜKSEK BESİNLERİN CAZİBESİ ARTIYOR


“İş yerinde yaşanan problemler sonucunda yaşanabilen tükenmişlik
sendromunun etkisiyle çaresiz hissetme, kolay öfkelenme,
sinirlilik, keyifsizlik, hayal kırıklığı, bıkkınlık, özsaygının ve
özgüvenin düşmesi, kendini değerli görmeme ve ümitsizlik gibi
duygusal belirtiler ortaya çıkabiliyor” diyen Yeditepe Üniversitesi
Koşuyolu Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog ve Diyetisyen Merve
Öz, “Bu durumda gün içinde kalorisi yüksek besinler daha fazla
tüketiliyor. Fazla kalorili yiyecek tüketimi ve daha az fiziksel
aktivite sonucunda kilo almak kaçınılmaz oluyor” ifadelerini
kullandı.


Bu duygusal belirtilerin ruhsal duruma ve dolayısıyla kilo verme
sürecine olumsuz etkilerini en aza indirmek için iş faktörlerinin
mutlaka göz önüne alınması gerektiğine dikkat çeken Merve Öz,
gerekli durumlarda bir uzmandan da destek alınması yarar
sağladığının altını çizdi.



DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ ŞART


Fazla tüketime neden olan kontrolsüz yemek yeme ve duygusal
yemek yemeden kurtulmak için davranış değişikliğinin şart olduğunu
söyleyen Merve Öz şöyle konuştu:




“Bu nedenle, çalışan yetişkinlere sunulan kilo kaybı programları ve
kilo yönetimi programları iş yükünü ve yorgunluğu değerlendirmek ve
davranışsal terapi yoluyla yüksek iş yükünü veya yorgunluğu ele
alabilen yollar içermelidir.”



BİLGİSAYARLA YA DA TELEFONLA İLGİLENİRKEN YEMEK
YEMEYİN




Kontrolsüz yemek yeme ve duygusal yemek yemeden kurtulmak için
bilişsel kısıtlama yapmak yani zihnen yemek alımını kontrol etmek
gerekiyor. Bunun için yapılması gerekenleri Merve Öz şöyle
sıraladı:




“Küçük porsiyonlar tüketmek veya kilo yapan yiyeceklerden kaçınmak
bilişsel kısıtlamaya örnek olarak verilebilir. Ayrıca bilinçli
yemek yenmelidir. Bilgisayarla ilgilenirken, telefonla ilgilenirken
yani odak noktası başka bir yerdeyken yenilen yemeğin miktarı
abartılmaya mahkumdur. Bu yüzden yemek yerken sadece yemek ile
ilgilenilmeli; odaklanarak, 5 duyuyla yemek yenilmeli.”




“STRES ANINDA YAPILACAKLAR LİSTENİZ OLSUN”


Tükenmişlik sendromu durumunda kilo almamak için öncelikle stres
anında yemek yerine yapılacaklar listesi hazırlanmasının yarar
sağlayacağını kaydeden Merve Öz, “En az 10 maddeden oluşacak liste
hep göz önünde olmalı. Listeye; kahve veya su içmek, biraz yürüyüp
gelmek, müzik dinlemek, ortam değiştirmek, gevşeme egzersizi
yapmak, sevilen birisi ile telefon görüşmesi yapmak gibi maddeler
eklenebilir. Bu listenin hepsi denendikten sonra yemek yeme isteği
halen geçmemişse son çare olarak yemek yenilmelidir. Ayrıca iş
yerinde yüksek kalorili atıştırmalıklar el altında
bulundurulmamalı, mümkünse hiç alınmamalı” tavsiyesinde
bulundu.


Yorumlar