Anasayfa /  Güncel

Sağlık sigortası bulunanların yüzde 60'ı Marmara Bölgesin'de

Türkiye’de sağlık sigortası bulunan 4 milyon kişinin yüzde 60’ı Marmara Bölgesi’nde

Abone ol
Abone ol 24 Haziran 2021 14:04

Pandemi döneminde riske karşı bakış açısı değişen bireylerin, sağlık  sigortası ürünlerine talep artışları devam ediyor. Hem sigortalı  adetlerinde hem de prim üretimlerinde sektöre etki eden talep artışı  sonucunda  2020 yılında, sektör genelinde sağlık sigortaları prim  üretimlerinde 2019 yılına göre yüzde 18,50 oranında bir artış  gerçekleşti. Son dönemlerde sağlık sigortasını ilk kez yaptıran  bireylerde 30’lu yaşlar ön plana çıkarken, sağlık sigortalarında tüm  aile için sağlık poliçesi almak da yaygın bir davranış olarak dikkat  çekiyor.
Sağlık sigortalarına 30-45 yaş aralığındaki müşterilerinin daha çok  talep gösterdiğini belirten Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Kerem Erberk, bireysel sağlık ve tamamlayıcı sağlık sigortası  ürünlerini tercih eden kadın ve erkek müşterilerin dağılımının ise  dengeli olduğunu söyledi.

 “Ege ve Karadeniz Bölgesi’ndeki sigortalıların toplam sigortalı  sayısındaki payı arttı”
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin 2021 istatistiklerine göre  özel  sağlık, tamamlayıcı sağlık, acil sağlık ve hastalık branşlarında  yürürlükte poliçesi olan sigortalı sayısının 4 milyona yaklaştığına  dikkat çeken Erberk, “Yürürlükte sağlık poliçesi bulunan  sigortalıların yaklaşık yüzde 51’i özel sağlık, yüzde 41’i ise  tamamlayıcı sağlık poliçesi kapsamında yer alıyor. Bu oranlar dinamik  olduğu için yıl içinde değişiklik göstermesi de olası. Nüfus  yoğunluğunun da etkisiyle Marmara Bölgesi’nde sigortalılar, toplam  sigortalı sayısının önemli bir payını oluşturuyor. Özel sağlık ve  tamamlayıcı sağlıkta farklılaşmakla birlikte, Marmara Bölgesi’nin  payının yüzde 60’ın üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Ege ve Karadeniz
Bölgesi’ndeki sigortalıların toplam sigortalı sayısı içindeki payının  arttığını da gözlemliyoruz” diye konuştu.

“Büyük şehir yaşamında yeni aile bağları genellikle 30’lu yaşlarda  kuruluyor”

Sağlık sigortalarında tüm aile için sağlık poliçesi satın alma trendi  oluştuğunu belirten Erberk, “En değerli varlığımız olan ailemizi  korumak, sağlıklı kalmaları için elimizden geleni yapmak içgüdüsel bir  davranış şekli olarak ortaya çıkıyor. Sağlık poliçesi de bu noktada  aileyi güvence altına alma talebine yanıt veriyor. Büyük şehir  yaşamında yeni aile bağları genellikle 30’lu yaşlarda kuruluyor.
Ayrıca 18 yaş altına uygun prim karşılığında tek başına sigorta  poliçesi de sunabiliyoruz. Ömür boyu yenileme garantisi olmayan 65 yaş  ve üzeri sigortalılarımızın da ek prim karşılığında 75 yaşına kadar  risk değerlendirmesi yapmadan poliçelerini yeniliyoruz” açıklamasını  yaptı.

 “Özel sağlık sigortası sistemine erken yaşta ve sağlıklı iken katılmak  önemli”
Birçok kişinin herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaştıktan sonra  sağlık sigortasını aklına getirdiğini ifade eden Erberk, bu durumda da  hastalığın tedavisinin sigorta kapsamına alınması konusunda geç  kalındığına işaret ediyor. Özel sağlık sigortası sistemine erken yaşta  ve sağlıklı iken katılmanın önemine vurgu yapan Erberk, “Sigortanın  sağladığı avantajlar sisteme dahil olduktan sonraki dönemi kapsıyor.

Sigortalı olunmayan dönemde ortaya çıkan hastalıklar özel sağlık  sigortasının doğası gereği kapsama dahil edilemiyor. Erken yaşta  katılımın avantajlarından bahsetmişken, birkaç yıl içinde kazanılan  ömür boyu yenileme garantisi hakkı ile sonradan ortaya çıkabilecek  hastalıklar için fazladan prim ödemeye karşı güvence sağlanabildiğini  de belirtmek isterim. Ödenen primlerin ücretli çalışanlar için vergi  indirimi avantajı sağlıyor olması da bütçe dostu başka bir fırsat  sunuyor” diye konuştu.

“Tazminat oranlarında ciddi artışlar yaşandı”
Tamamlayıcı sağlık sigortasında 2020 yılında başlayan büyüme trendinin 2021 yılında da devam ettiğini belirten Erberk, pandemi döneminde  gerçekleşen tazminat ödemelerine de değinerek şunları söyledi: “2020  yılında sektör genelinde tazminat ödemelerinde bir düşüş yaşandı. Bu  düşüşte pandemiye bağlı olarak elektif tedavilerin ertelenmesinin  etkili olduğunu düşünüyoruz. Ancak 2021 yılının ilk yarısında  hastaneye gidiş oranları pandemi öncesi döneme göre nispeten düşük  olsa da, döviz kuru ve enflasyonun da etkisiyle tazminat oranlarında  çok ciddi artışlar yaşandığını görüyoruz.”

 

Yorumlar