Anasayfa /  Politika /  Saadet partisi

Saadet Partisi Genel Başkanı'ndan bütçe tepkisi!

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Abone ol
Abone ol 09 Aralık 2020 22:01

2021 bütçesini tükenmişlik bütçesi olarak niteleyen Karamollaoğlu, "Bu bütçede, Türkiye'de yaşayan dertli ve gariban insanlar yok maalesef, sadece birkaç seçilmiş insan veya torpil yapılarak ihale alan insanlar var. Bu bütçede, Türkiye’nin kaynaklarının aktarıldığı 3-5 şirket var, 19 bin liralık işe 17 milyon lira ödenen kimseler var, bir avuç mutlu azınlık var ama bu millet yok. Bu bütçe, Türkiye'nin dertlerine derman olabilecek bir bütçe değildir." dedi.

 

ASGARİ ÜCRETE ENFLASYONUN ÜZERİNDE ZAM YAPILMALI
Asgari ücret görüşmelerinin çalışanın aleyhine tecelli edecek gibi göründüğünü vurgulayan Karamollaoğlu, asgari ücretle ilgili sözlerinin bazıları tarafından çarpıtıldığını anımsattı.

Temel Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

"Bir insan bir şey söylediği zaman onu anlamıyorsa gelir sorar düzeltmesini ister ama anlıyor da çarpıtıyorsa bu düpe düz ahlaksızlıktır. Bu ahlaksızlığı yapanlar hakikaten garibanın halini hiç anlamayanlar. Biz ne dedik ekonomide iki rakam belirtilir! Açlık sınırı ve yoksulluk sınırı. Normal şartlarda bir ülkede hedef 8000 lirayı yakalamak olmalıdır, bu bir yılda olmaz ama bir süreç belirlenir 10 sene sonra veya 15 sene sonra Türkiye’de yaşayan insanın eline yoksulluk sınırında bir ücretin geçmesi gerekir. En önemli adımlardan birisi de asgari ücretten vergi alınmaması primlerin de devlet tarafından karşılanmasıdır. Eğer bu yapılırsa asgari ücret 2900 liranın üstüne çıkar ve eşel mobil sistemi ile de enflasyonun üzerinde yüzde 7 reel zam yapılmalıdır. Bu yapıldığı takdirde 3300-3500 gibi bir rakama tekabül eder. Bu sağlanırsa bundan sonra her sene bu yol takip edilirse 10 yıl sonra asgari ücretlinin eline geçen para yoksulluk sınırına yaklaşır."

BEBEK MAMALARI KİLİTLİ KUTULARDA MUHAFAZA EDİLİYOR
Vatandaşın zor durumda olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, "Bir markete girdiğimiz zaman, bebek mamalarının çalınmaması için kilitli kutularda muhafaza edildiği bir süreç yaşıyoruz. Anne-babalar çaresiz. Son bir yılda, bebek bezi yüzde 40, bebek maması yüzde 32, süt yüzde 50 zamlanmış. Bir kutu mama, 200 liranın üzerine çıkmış durumda." diye konuştu.

Karamollaoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar:

Bütçe, iktidarın, ülke problemlerine karşı sunacağı bir reçete olmalıdır. İktidar, her yıl kırdığı faiz rekoruna bir yenisini daha eklemeye niyetli görülüyor. 2021 bütçe hedefinde faize ayrılan miktar 179,5 milyar lira. Bütçe’de faize ayrılan pay 179,5 milyar lirayken yatırımlara ayrılan pay 103.7 milyar lira, yarıma ayrılan pay ise 22 milyar lira. Kanunlara göre, milli gelirin en az yüzde 1’i tarıma ayrılmalıydı yani 43 milyar lira ayrılması gerekirken, bunun yarısı ayrılmış.

BU BÜTÇE BİR AVUÇ MUTLU AZINLIK VAR AMA MİLLET YOK
Bu bütçede, Türkiye'de yaşayan dertli ve gariban insanlar yok maalesef, sadece birkaç seçilmiş insan veya torpil yapılarak ihale alan insanlar var. Bu bütçede, Sivas’ta 500 liralık yardım için metrelerce kuyruk oluşturanlar yok, Saraçhane’de bir tas sıcak çorba için kuyruğa giren yüzlerce gariban yok, asgari ücretle çocuğunu okutmaya ve evini geçindirmeye çalışanlar yok. Bu bütçede, Türkiye’nin kaynaklarının aktarıldığı 3-5 şirket var, 19 bin liralık işe 17 milyon lira ödenen kimseler var, bir avuç mutlu azınlık var ama bu millet yok. Bu bütçe, Türkiye'nin dertlerine derman olabilecek bir bütçe değildir. Saadet Partisi olarak bizim derdimiz açlık sınırında hayatını devam ettirmeye çalışan milyonlardır.

BEBEK MAMALARI ÇALIŞMASIN DİYE KİLİTLİ KUTULARDA
Çok acı ve üzücü bir tabloyu, içinde bulunduğumuz durumun anlaşılması için burada dile getirmek istiyorum bir markete girdiğimiz zaman, bebek mamalarının çalınmaması için kilitli kutularda muhafaza edildiği bir süreç yaşıyoruz. Anne-babalar çaresiz. Son bir yılda, bebek bezi yüzde 40, bebek maması yüzde 32, süt yüzde 50 zamlanmış. Bir kutu mama, 200 liranın üzerine çıkmış durumda. İşte bu tablo Türkiye’nin acı tablosudur, ülkemizin, insanımızın gerçeğidir.

Çok açık bir şekilde ifade ettik. Asgari ücrette hedef açlık sınırı değil, yoksulluk sınırı olmalı alınacak tebdirlerle 15 yıl içerisinde bu hedefe ulaşılacaktır dedik. Bizim önerimizi iyi anlamadan Saadet Partisi, asgari ücret için 8000 lira önerdi diye yalan haberler yapanların, ya kafaları çalışmıyor ya da ya da ahlâksızlardır.

NİÇİN ÇİN MENŞEİLİ AŞI TERCİH EDİLDİ?
Salgının etkisi ne yazık ki şiddetli bir şekilde hissediliyor, dünyada aşı ile ilgili yapılan çalışmaları ise yakinen takip etmekteyiz. Fakat burada bazı soruları Sağlık Bakanlığımıza yöneltmek istiyorum. Aşı konusunda niçin Çin menşeli aşı tercih edildi? Bunu kaça alıyoruz? Bu aşıyı satın alma sürecinde hangi şirketler aracılık yaptı? Orada 10 olan burada 15 mi satılacak yoksa 80 mi bilmek istiyoruz? Niçin şeffaflık yok? İlk dalgada başarılı bir şekilde götürülmeye çalışılan süreç rakamların şeffaflığını kaybetmesi ile ne yazık ki akamete uğratıldı. Hali ile kovid-19 salgın sürecini şeffaf götürmeyen iktidarın aşı ile ilgili aldığı kararlara da güvenemiyoruz. Bu sorulara cevap verilmesinin doğru olacağını düşünüyoruz.

AB ÜYESİ BİR TÜRKİYE OLABİLİR AMA...
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birisi AB zirvesinin yapılmasıdır. AB zirvesinde alınacak kararlar sonrası Türkiye’nin ciddi yaptırımlar ile karşı karşıya kalması söz konusu. AB Parlamentosunda şaşalarla karşılanmış bir ülkeydik şimdi ise tam tersi. Biz AB aşığı değiliz, AB üyesi bir Türkiye olabilir mi? Olabilir ama Türkiye İslam ülkeleri ile yaptığı anlaşmalara sadık kalacaksa bu olabilir. Bunu rahmetli Erbakan Hocamız söylemişti zamanında…

Belirtelim ki biz Mavi Vatan, Doğu Akdeniz gibi konularda hükümetin yanındayız.

Yorumlar