Anasayfa /  Politika

"Vatandaşa 'dolar bozdur' dediniz; Niye 78 milyon dolara uçak aldınız?"

"Vatandaşa 'dolar bozdur' dediniz; Niye 78 milyon dolara uçak aldınız?"

Abone ol
Abone ol 08 Aralık 2016 16:05

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "80 milyonun bir ekonomik kriz yaşamaması için Hükümetin ciddiyetle bu olağanüstü duruma bir son vermesi gerekiyor. Bırakın son vermeyi, maalesef bu durumu derinleştiren ve vatandaşı daha zor durumda bırakacak adımları atmakta ısrar eden bir yaklaşımla karşı karşıyayız." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Parti Sözcüsü Böke, toplantının ardından açıklamasına, El Bab'tan gelen şehit haberini hatırlatarak başladı. Şehit askere Allah'tan rahmet dileyen Böke, "Tüm Türkiye'ye derin bir sabır diliyoruz ve istiyoruz ki Türkiye'yi maceralara sürükleyen bu Erdoğan savaşında artık ne can kaybı olsun ne ekonomiyi sekteye uğratan vergiler. Bu işin bitmesi gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

Bitmesi gereken bir olağanüstülük olduğunu belirten Böke, bu olağanüstü durumun ekonomide de devam ettiğini savundu. Halen ekonomide Hükümetten bekledikleri ciddi adımların atılmadığını ifade eden Böke, yaşananların, Hükümetin yaptıkları uyarıları "can kulağıyla" dinlemediğini açıkça gösterdiğini ileri sürdü.

Böke, şöyle konuştu:

"80 milyonun bir ekonomik kriz yaşamaması için Hükümetin ciddiyetle bu olağanüstü duruma bir son vermesi gerekiyor. Bırakın son vermeyi, maalesef bu durumu derinleştiren ve vatandaşı daha zor durumda bırakacak adımları atmakta ısrar eden bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Ortada olan bir sıkıntının bir krize dönüşmemesinin tek yolu var, o da günü kurtaran adımlarla bizi oyalamak değil Türkiye'nin çok ihtiyaç duyduğu derin yapısal sorunlarını giderecek ekonomik adımların atabilecek siyasi zemini yaratmaktan geçiyor."

Türkiye'nin çok uzun zamandır dört temel yapısal sorunla baş başa bırakıldığını ileri süren Böke, bunlarla ilgili uyarıları her fırsatta yaptıklarını söyledi.

"Bugün ortaya çıkıyor ki bu yapısal sorunlar çözülmediği için, bu Hükümet reform yapmadığı için bugün de üzerine yeni siyasi riskler ekleyerek, OHAL'le demokrasiyi yıkarak, KHK'larla hukuku yok ederek ortaya çıkardığı tablo, Türkiye'yi dünyadan çok olumsuz şekilde ayrıştırıyor." ifadesini kullanan Böke, şöyle devam etti:

"Bu ayrışmanın bir kısmı yeni değil. Türkiye bir süredir zaten ekonomik olarak çok zorlu bir sürece doğru ilerliyordu. Maalesef bu durumu ortaya çıkaran AKP'nin politikaları olduğu için AKP'nin ekonomik çareleriyle de bu yapısal sorunların çözülmesini beklemek mümkün değil. Bu uzun süredir devam eden yapısal sorunlar, uzun süredir Türkiye'yi derin bir biçimde dünyadan kopartıyor. Türkiye kendisine benzeyen ekonomilere kıyasla dünya içerisinde en kötü performans gösteren ülkeler sınıfına gittikçe daha derin bir biçimde kendine yer bulmaya başlıyor. Türkiye'de en önemli sorunumuz yaptığınız üretimin katma değer yaratmaması. Katma değer yaratmayan bir üretimin, gelir yaratması da mümkün değil. Bunun ortaya çıkması için bu becerilere sahip gençlerin var olması gerekiyor. Bugün yaşadığımız sorunların temelinde eğitimde yaşanan tahribat, eğitimdeki tahribatın yol açtığı katma değeri düşük üretim ve bu üretimin yaratmadığı gelir olduğunu tespit etmemiz gerekiyor."

"8 yıl çalıştık, yorulduk. Sonuçta ne oldu"

Türkiye'de 2008'de kişi başına gelir düzeyinin 10 bin 382 dolar olduğunu hatırlatan Selin Sayek Böke, "O günden bu güne neredeyse 8 yıl geçti. Bugün Türkiye'nin geliri bırakın artmayı 9 bin doların altına doğru hızla eriyor. 8 yıl yorulduk, çalıştık, terledik, sonuçta ne oldu? Türkiye bütün çalışmalarımıza rağmen kötü yönetildiği için bugün 2008'den daha fakir." görüşünü savundu.

Kişi başı milli gelirin geçen yıl zaten 10 bin doların altına gerilediğini belirten Böke, bu sorunun sadece bir ayın, üç veya altı ayın sorunu olmadığını söyledi.

Parti Sözcüsü Böke, "2008'den beri AKP iktidarlarının ortaya koyduğu ekonomik anlayış, Türkiye'yi, 80 milyonu fakirleştiriyor. Bir orta gelir yaşanmaktadır Türkiye'de ve maalesef gittikçe düşmektedir. Ama bu içine düşülmesi zorunlu olan bir tuzak değildir. Başka bir ekonomik anlayışla, yönetim anlayışıyla Türkiye'nin bu gelirinin düşmesi değil artması, hatta 2-3 katına çıkarılması mümkündür." dedi.

Ekonomik verilerin, yapılan üretimin niteliğinin de zaman içerisinde bozulduğunu gösterdiğini öne süren Böke, 100 birimlik ihracatın içinde teknolojinin payının yüzde 2 olduğunu söyledi. Bu payın 2000'lerde 2 katından fazla olduğunu ifade eden Böke, "Demek ki bir şey olmuş. Bu 15 yıl içerisinde bu ülkede üretimin içerisindeki teknolojinin payı giderek azalmış. 15 yılda ortaya konan ekonomik anlayış, Türkiye'yi teknoloji ve katma değer üretemeyen bir yere sıkıştırmış." diye konuştu.

Aynı oranın Güney Kore'de 26,9 Macaristan ve Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 14 civarında olduğunu aktaran Böke, bu rakamların Türkiye'nin kendine benzeyen ülkelerden yapısal olarak yavaş yavaş uzaklaştığını gösterdiğini kaydetti. Böke, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Neden sorusunun yanıtı, dün uluslararası PISA sonuçlarıyla ortaya çıktı zaten. Türkiye, PISA sınav sonuçlarında hem matematikte hem fen bilimlerinde hem de kendi dilinde okuma becerilerinde, 35 OECD ülkesi arasında Meksika'dan sonra en düşük puana sahip ülke. Çocuklarımız kendi dillerinde okuduklarını anlama becerilerinden yoksun bir sonuçla karşı karşıya bırakılmışlar. 2015 PISA sınav sonuçlarında en büyük düşüşü gösteren ülke Türkiye. Mesele 15 günün meselesi değil, mesele 15 yıldır eğitimin reform adı altında tahrip edilmesidir. AKP, iktidarları boyunca Türkiye ekonomisinde verimliliği artıracak hiçbir reform yapılmadı. Bu irade ortaya konmadı. Oysa eğer Türkiye'de o küresel paranın bol olduğu dönemde bu paralar verimlilik için, eğitim için, çocukların bilimi öğrenmesi için harcanmış olsaydı bugün Türkiye bambaşka yerde olurdu."

Türkiye'nin son 2 yılda 150 ülke arasında, parası en çok değer kaybeden ülkeler sıralamasında 12'nci sırada olduğunu belirten Böke, "Hani ilk 10'a oynayan Türkiye? Hani gücünü gösterecek Türkiye?" diye sordu.

"2,5 milyar dolarlık yatırım kaçtı"

OHAL'in uzatıldığı, başkanlık iddiasının alevlendirildiği ve AB ile inatlaşıldığı dönemde, Türk lirasının 150 ülke arasında en çok değer kaybeden 4 ülke arasına girdiğini ifade eden Böke, Türkiye'nin parası en çok değer kaybeden, ekonomisi dünyadan en çok kopan ülke olma liderliğine gittiğini savundu.

Eğitim başta olmak üzere, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu reformların hızla yapılması çağrısında bulunan Böke, siyasi risklerin ortadan kaldırılıp, çok ihtiyaç duyulan güvenin inşa edilmesi için acil adımların atılması gerektiğini söyledi.

"Atmadığınız her adım, 80 milyonu çok zor koşullara mahkum ediyor. Bu vatandaş, sizin iradesizliğiniz sebebiyle fakirleşmeye asla mahkum edilmemeli." diyen Böke, bugün yaşanan sıkıntının, dış finansmana bağlı iktidar modelinden kaynaklandığını iddia etti.

Böke, güvensizliği tetikleyecek her siyasi risk yaratan adımın, Türkiye'yi zor koşullara iteceğini belirterek, 11 Kasım'dan 1 Aralık'a kadar 2,5 milyar dolarlık dış yatırımın Türkiye'den kaçtığını savundu.

"Niye uçak aldınız"

Vatandaşa, "dolar bozdur" diyenlerin, kendilerine 78 milyon dolara uçak aldığını ileri süren Böke, "Hani milli olanlar Türk lirasına dönecekti? Siz milli değil misiniz? Niye 78 milyon dolara uçak aldınız? Üstelik de vatandaşı bu süre içerisinde 'dolar bozdur' diyerek bu işe itmişken." diye konuştu.

Selin Sayek Böke, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun dün toplandığını hatırlatarak, net asgari ücret bin 300 lirayken, açlık sınırının bin 416 lira olduğunu dile getirdi.

Ekonomik zorlukların ortadan kaldırılabilmesi için ilk adımın AsgariÜcret Tespit Komisyonunda atılabileceğine işaret eden Böke, "Eğer gerçekten, 'Bugünkü sorunları gidermek için iş yapacağız' diyorsanız, EKK'yı (Ekonomi Koordinasyon Kurulu) falan beklemeyin, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda 6,5 milyon asgariücretlinin ve onlarla birlikte ücreti değişecek milyonların hayatını gelin düzeltin." dedi.

Böke, 2002'de 5 kişilik bir ailenin her öğünde çay ve simit aldığı koşullarda, 100 birimlik asgari ücretten cebinde 27 birimin kaldığını, bugün bu rakamın 13 birime düştüğünü ifade etti. Asgariücretlinin bugün, dünden daha fakir olduğunu öne süren Böke, Türkiye'nin bu zorlukları yaşamayı haketmediğini, başka bir geleceğin mümkün olduğunu söyledi.

"Özcan'la ilgili disiplin süreci başlatılmadı"

Böke, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Kılıçdaroğlu, Adana'daki mitingde bazı gazetecileri alkışlattığı için aralarında Deniz Baykal'ın da olduğu parti içinden bazı isimler tarafından eleştirildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu eleştirileri dillendiren CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan hakkında bir disiplin süreci başlatılacak mı?" sorusu üzerine Böke, "Basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır. Özellikle Balyoz, Ergenekon gibi travmalardan sonra yargılanmış olanların, vicdanlarda yargılandığı gerçeğini de asla gözardı etmiyoruz." dedi.

Demokrasinin ihtiyaç duyduğu bütün ilkeleri sonuna kadar savunmaya devam edeceklerini dile getiren Böke, eski genel başkanlarının fikirlerini ifade etmesinin demokrasinin gereği olduğunu söyledi. Böke, Tanju Özcan'la ilgili de herhangi bir disiplin sürecinin başlatılmadığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanlarından Doç. Dr. Fatih Gürsul'un FETÖ'den gözaltına alınmasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Böke, "CHP, FETÖ ile ilgili soruşturmada siyasi ayağın ortaya çıkarılması gerekliliğini, başımıza bu bela sarıldığı günden beri söylüyor. Cemaat yapılanmasının, Türkiye'ye nasıl bir tehdit oluşturduğu gerçeğini en somut biçimde ortaya koymuş olan parti biziz." karşılığını verdi.

Böke, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'nün bütün ayaklarının temizlenmesini istediklerini belirterek, bu örgütü devletin bir parçası yapan en temel unsurun, siyaset kurumu olduğunu, ilk temizliğin burada yapılması gerektiğini, bunda en büyük sorumluluğun iktidar partisinde bulunduğunu kaydetti.

"Milletvekilinin yedeği olmaz"

"AKP ve cemaat suç birliğini örtmek için kendilerine hedef ve yöntem arıyorlar" diyen Böke, hızla, en kapsamlı biçimde, kimseyi ayırt etmeden bu işin çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Anayasa değişikliği kapsamında, yedek vekillik ve seçilme yaşının 18'e düşürülmesi gibi konular da gündeme geliyor. CHP böyle bir değişikliğe nasıl bakıyor?" sorusuna, Böke, "Bu maddeler Meclise gelse iyi olur tabii. Sürekli kulisler üzerinden siyaset yapma alışkanlığı Türkiye'yi çok anti demokratik bir yere kilitledi. Yaklaşımın kendisinde ciddi bir hata var." yanıtını verdi.

Parti Sözcü Böke, "Milletvekilinin yedeği olmaz" diyerek, demokrasiye sahip çıkmanın yolunun güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu söyledi.

Yorumlar