Peki ya #EvdeKal’amayanlar?

Geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Nevada eyaletindeki Las Vegas kentinde evsiz insanların otoparkta uyuduğu görüntüler sosyal medyaya düştü ve büyük tepki topladı.Las Vegas’taki iki evsiz barınağından biri olan, 500 yatak kapasiteli Katolik Hayır Kurumu’nda kalan bir evsiz vatandaşın koronavirüs testinin pozitif çıkması üzerine barınak yetkililer tarafından kapatıldı. Barınakta kalan diğer evsiz vatandaşlar ise belediye yetkilileri tarafından oluşturulan otopark barınağına yönlendirildi.  Evsizler açık havada sabahlamak zorunda kaldı. Bunlar hepimizin haber sitelerinden edinebileceği bilgiler. İnsan düşünmeden edemiyor.

Evsizliğin suçlulaştırılmasından sonra Las Vegas, evsizleri beton ızgaralara koyuyor. Vegas’ta şu an kullanılmayan 150 bin otel odası var. Kamu-özel sektör işbirliği yaparak bu insanları ağırlayamaz mıydı?

Eğlence ve turizm kenti olarak bilinen Las Vegas’ta yaşanan bu durum; aslında bizler için de oldukça benzer. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan insanların durumu ne? Medyada yer almasa da İstanbul’da da bizlere gösterilenin bir de arka yüzü olduğu aşikar. İstanbul’da 6 ila 8 bin arasında evsiz yaşıyor. Bu kişileri park ve bahçelerde, metro çıkışlarında, cami avlularında veya tren garlarında görebiliyoruz. Genelde tek eşyaları battaniyeleri oluyor ve son derece savunmasızlar. Bu kişilerin taciz, gasp, hırsızlık gibi birçok mağduriyet yaşadığını da tahmin etmek zor değil. Ayrıca kronik rahatsızlıklar; akciğer, karaciğer, solunum sistemi rahatsızlıkları…

Koronavirüsü nedeniyle henüz adı konmamış bir OHAL yaşıyoruz ve çoğumuz gerekmedikçe evden çıkmıyoruz. Marketler ve eczaneler dışında her yer kapalı. Bu insanlar zaten kısıtlı olan imkanlarıyla nasıl hayatta kalacaklar şimdi? Temiz suya ulaşmak onlar için bu kadar zorken. Televizyonlar “sosyal mesafe” diye bas bas bağırırken ikametgahları olmadığı için adeta ölmeye terk edilen bu insanlara ne olacak?  Bu günlerde sokakta yalnız yaşayan, aç kalacaklarından endişe duyduğum kediler, köpekler, kuşlar kadar bu insanlar da aklıma düşüyor geceleri.

Bizler #EvdeKal’ıyoruz. En başta yapacak bir şeyimiz olmadığından değil ama nedense önce yemeğe vuruyoruz kendimizi. Kilo alıyoruz. Son üstüne para verip online fitness eğitimleri alıyoruz. Öğrenciler için uzaktan eğitim başlatıyoruz. Whatsapp’tan, Facebook’tan sosyalleşiyoruz, sevdiklerimizle konuşuyoruz. Belki yakında bizler de evlerimizin balkonuna çıkar kendi “I Will Survive” ımızı söyleriz.. Bu #EvdeKal’amayanlar için ne denli umut olur bilmiyorum. IBAN yeter mi bu insanlara yuva olmaya? Benim her zaman umudum var. Geçecek bu günler elbet. Hani “elbette bazen çiçek açıp bazen solacağız…” misali.

Yorumlar