Selçuklu'nun stratejik zaferi 'Miryokefalon Muharebesi'
Anadolu'da Türk egemenliğinin kabul edildiği savaş olması nedeniyle Selçuklu'nun stratejik zaferi olarak kabul edilen 'Miryokefalon Muharebesi' 17 Ağustos 1176 tarihinde gerçekleşti.
Abone olAnadolu'da Türk egemenliğinin kabul edildiği savaş olması nedeniyle Selçuklu'nun stratejik zaferi olarak kabul edilen 'Miryokefalon Muharebesi' 17 Ağustos 1176 tarihinde gerçekleşti. Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru Manuel I Komnenos arasında, Denizli yakınlarında Miryokefalon'da (Myriokephalon) yapılan savaşta Bizans İmparatorluğu ağır bir yenildi aldı. Savaş sonrasında Avrupalı tarihçiler bundan sonra Anadoluya Türkiye demeye başladı.
Miryokefalon ( Düzbel ) Savaşı (17 Eylül 1176)
Miryokefalon (Myriokephalon) Muharebesi (Düzbel Savaşı) Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru I. Manuel Komnenos arasında, Denizli Çivril Düzbel geçidi yakınlarında Miryokefalon'da (Myriokephalon) yapıldı. Savaş sonrasında Anadolu'da Türk hakimiyeti net olarak kazınılmıştır. Öyle ki savaş sonrasında Avrupalı tarihçiler bundan sonra Anadoluya Türkiye demeye başlamıştır.
İşte Miryokefalon Muharebesi
Suriye ve Musul hükümdarı Atabeg Nureddin Mahmud
Zengi'nin ölümü üzerine (1174), büyük bir rakipten kurtulan II.
Kılıç Arslan, ertesi yıl, Orta Anadolu'da Sivas ve Tokat
bölgelerine hakim olan Danişmendli Türk beyliğine son verdi.
Türklerin Bergama ve Edremit'e kadar
ilerlemeleri, Bizans İmparatoru Manuel'in, Kılıç Arslan'ı
ezmek ve Türk hakimiyetine kesin bir şekilde son vermek için
hazırlıklara girişmesine sebep oldu. Manuel, papaya bir mektup
yazarak, zamanın yeni bir haçlı seferi için elverişli olduğunu ve
"Anadolu'dan geçen yolun artık güven altına alınacağını" bildirdi.
Manuel, amcasının oğlu Andronikos Batatzes'i bir orduyla
Paphlagonia'ya doğru yola çıkardı ve kendisi de büyük imparatorluk
ordusuyla, Kılıç Arslan'ın başkenti olan Konya üstüne
yöneldi.
Kılıç Arslan, imparatora elçiler göndererek barış isteğinde
bulundu, fakat Manuel bunu kabul etmedi. Paphlagonia üstüne giden
Andronikos Batatzes, eylül ayı başlarında, Niksar surları önünde
Türklere ağır bir şekilde yenildi. Batatzes'in kesilen başı, bir
zafer nişanesi olarak II. Kılıç Arslan'a gönderildi. Bundan birkaç
gün sonra Manuel'in ordusu, Menderes vadisinden geçerek Eğridir
gölü ucundaki Sultandağı dizisine giden dağlık bölgeye girdi.
Kuşatma araçları, erzak fazlalığı ve ağır arabalar, ordunun
ilerlemesini yavaşlatıyordu. Ayrıca geçmek zorunda oldukları bölge,
Türkler tarafında tahrip edilmişti. Bizans ordusunun ilerlediği yol
üzerinde, Tribritze denilen ve çıkış yerinde, tahrip edilen
Miryokefalon kalesinin bulunduğu bir geçit vardı. Türk ordusu,
burada bir dağ yamacında toplu olarak bulunuyordu. Manuel'in ileri
görüşlü subayları, bu ağır hareketli orduyu, çukur yoldan
geçirmemesi için imparatoru uyardılar. Fakat ordudaki genç ve
tecrübesiz prensler, kendilerine güveniyor, şan ve şöhret kazanmak
istiyorlardı. Bunlar, imparatora baskı yaparak onu bu yolda
ilerlemeğe zorladılar. Kendine bağlı küçük beyliklerden yardımcı
kuvvetler alan Kılıç Arslan'ın ordusu, hemen hemen Manuel'in
ordusuna eşit, ancak daha kötü teçhizatlıydı. Fakat, Türk ordusunun
daha fazla hareket imkanı vardı.
Bizans öncü kuvvetleri, zor kullanarak geçide girdi (17 Eylül
1176). Türkler, geri çekilerek dağlara saptılar, sonra da
imparatorluk ordusu dar yola girdiği sırada, yamaçlardan aşağı
inerek geçit içine saldırdılar. İmparatorun kayınbiraderi, bir
süvari alayı başında, Türklere karşı saldırıya geçti. Fakat, bütün
adamlarıyla birlikte kılıçtan geçirildi. Geçidin aşağısında bulunan
askerler, onun durumunu görüyorlar, fakat sıkışık durumda oldukları
için yardım edemiyorlardı. Manuel, cesaretini kaybederek paniğe
kapıldı ve geçitten çıkmak için geriye kaçtı. Bunun üzerine, bütün
ordu onu takip etti. Fakat, ağırlıklar yolu kapamıştı. Askerlerden
çok azı kurtuldu. Akşama kadar süren savaş sonunda, II. Kılıç
Arslan, Manuel'e bir haberci göndererek, derhal geri dönmesi,
Eskişehir (Dorylaion) ve Gümüşsu (Sublaion) kalelerini yıkması
şartıyla ona barış teklif etti ve kalan ordusuyla geçitten çıktı.
Manuel, Bizans'a dönerken, yolda Türkmenlerin sürekli saldırılarına
uğradı.
Miryokefalon savaşı, Selçuk ve Bizans tarihinin dönüm noktalarından
biridir. Türklerin, Malazgirt'ten sonra Bizans'a vurdukları bu
ikinci darbe sonucu Bizans, Anadolu'da üstünlüğünü kaybetti.