23 Mart Dünya Meteoroloji Günü!
Birleşmiş Milletlerin bir uzmanlık kuruluşu olan Dünya Meteoroloji Teşkilatı (World Meteorological Organisation-WMO) ana sözleşmesi 23 Mart 1950 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle, her yılın 23 Mart günü "Dünya Meteoroloji Günü" olarak kutlanmaktadır. İşte Meteroloji biliminin gelişimi ve günümüzde yürüttüğü çalışmalar...
Abone ol23 Mart, Meteoroloji günü olarak 1961 yılından itibaren
etkinliklerle kutlanmaya başlanmıştır. Atmosfer içinde oluşan
sıcaklık değişmelerini, rüzgâr, yıldırım, yağmur, dolu, kar gibi
olayları inceleyen fizik dalına ve hava olayları tahminleri yapan
’hava bilgisi’ne Meteoroloji denir.Bu bilimle uğraşan uzmanlara da
meteorolog denir. Atmosferde neler olup bittiğini meteoroloji
uzmanları; uydulara takılan aletlerle ya da balonlar vasıtasıyla
hava olaylarını incelerler, gözlemlerler ve verilerden sonuçlar
çıkarırlar.
İnsanlar tarih boyunca gökyüzünde olan yağmur, kar, fırtına, şimşek
gibi olaylara ilgi duymuşlardır.Hem hava olaylarından yararlanmak,
hem de korumak amacıyla çalışmalar yapmışlardır. 19. yüzyılda
ilk olarak bilimsel çalışmalar yapılmıştır.
1873’ün Eylül ayında Viyana’da Uluslararası Meteoroloji Kongresi
toplanmıştır. Bu kongrede Uluslararası Meteoroloji Komitesi
oluşturulmuştur.
Birleşmiş Milletlerin bir uzmanlık kuruluşu olan Dünya Meteoroloji Teşkilatı (World Meteorological Organisation-WMO) ana sözleşmesi 23 Mart 1950 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle, her yılın 23 Mart günü "Dünya Meteoroloji Günü" olarak kutlanmaktadır.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ve 186 ülkenin üye olduğu
Dünya Meteoroloji Teşkilatı, her yıl güncel bir konu belirlemekte
ve ülkelerin meteoroloji teşkilatlarınca bu konu çerçevesinde
düzenlenen konferanslar; basın, radyo, televizyonlar tarafından
sunulan konuyla ilgili haber, konuşma ve diğer etkinliklerle
meteorolojinin halka daha iyi tanıtılması, halkın ve kurumların
meteorolojik bilgi ve hizmetlerden daha fazla yararlanması,
üniversiteler, kurum ve kuruluşlarla meteoroloji teşkilatı
arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Yakın geçmişte dünya üzerinde yaşanılan büyük doğal felaketler ve
iklim bilimcilerin gelecek 100 yıl boyunca iklimde belirgin
değişikliklerin olacağı yönündeki tahminleri dikkate alındığında,
iklim ve havanın sağlık, çevre ve sosyo-ekonomik gelişime etkisi
üzerinde durulmasını zorunlu kılmaktadır.
Genel ifadeyle, hava günlük olarak yaşadığımız ve karşılaştığımız
meteorolojik olaylardır. İklim ise, hava olaylarının ortalamasıdır
ki ay, mevsim, yıl veya yıllar itibariyle değişebilirliğe
sahiptir.
İnsanların, değişik çevre ve iklim koşullarına uyum sağlama
kapasiteleri yüksek olmasına rağmen, meteorolojik koşulların
kaydedilir ölçüde değişmesine karşı savunmasız kaldıkları da
bilinen bir gerçektir.
Nitekim insanlar hava olaylarının ya çok soğuk, ya çok sıcak veya çok nemli ya da çok kuru olduğunda farkına varırlar ve etkilenirler. Ekstrem değerler ve olaylar insan sağlığı çevre ve ekonomi için önemli etkilere sahiptir.
Örneğin, aşırı sıcaklıklarda, güneş çarpması ya da donma gibi hadiselerle karşılaşmak mümkündür. İnsanın rahat edebileceği hava sıcaklığının artması, fizyolojik stres, kalp krizi, diğer hastalıklar ve hatta ölümlere yol açabilir. Ancak bu etki, bireyin fizyolojik yapısına, yaşına ve diğer nedenlere de bağlıdır.
Çevremizdeki hava, ev, büro, fabrika ve taşıtlar, petrol
yanmaları vs. gibi kaynakların oluşturduğu zehirli gazlar, bitki
polenleri, mantar sporları gibi partiküller ve diğer zararlı
emisyonları içermekte ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere
neden olmaktadır.
Tropikal fırtınalar, şiddetli seller, anormal yağışlar ve kuraklık
gibi doğal felaketler de insan yaşamı ve sağlık üzerinde olumsuz
etkilerde bulunmaktadır. Gelişmiş erken uyarı sistemleri,
milyonlarca yaşamı bu tür felaketlerden önemli ölçüde
korumaktadır.
Ozon tabakası; bilindiği üzere insanlar, diğer canlılar ve bitkiler
için zararlı olan ultraviyole ışınlarına karşı dünyayı bir kalkan
gibi korumaktadır. Ozon incelmesi ve sera gazı birikimi sağlık
üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Bu nedenle, ozon incelmesine
neden olan gazların kullanımında tüm dünya kısıtlamaya
gitmiştir.
Yıllardır, ağır sanayileşme sonucu oluşan hava, su ve çevre
kirliliği, ormanların tahribi ve diğer birçok olumsuz etki doğaya
çok büyük zarar vermiştir.
Dünya ekonomisinin hava olayları ve iklime karşı duyarlılığının gün
geçtikçe daha iyi anlaşılması, Meteoroloji bilimine olan ilgiyi ve
beklentileri artırmıştır. Günümüzde, pek çok faaliyet her türlü
risk ihtimali göz önünde bulundurularak yapılmasına rağmen, hemen
hemen tüm insan faaliyetleri hava, iklim ve su şartlarından
etkilenmektedir.
Bu durum, su, enerji ve diğer kaynakların kullanımı, sağlık,
ulaşım, şehirleşme, gıda güvenliği, turizm ve boş zaman
etkinliklerinin planlaması gibi bir çok alanda, meteorolojik
hizmetlerin yeni ve daha sofistike türlerini gerektirir.
İklim değişikliği, ozon tabakasının incelmesi, nüfus artışı,
çölleşme ve insan güvenliğini tehdit eden diğer olağanüstü olayları
önceden tahmin etmek, önlemek ve etkilerini azaltmak için,
Meteoroloji bilimine olan ihtiyaç artarak devam edecektir.
Ülkemizde konuyla ilgili olarak Meteoroloji Genel Müdürlüğü,
inceleme ve araştırma yapmaktadır.