MUTLULUK  BEZİRGANLARI

Sabah kalktım.. Hava güzel.. Hafif bir şeylerle karnımı doyurup üzerine kahvemi de içince ta taaam; mutluyum!. Bu kadar basit işte! Ya da değil!. Evet evet! Bu kadar basit ya da değil!

Mutluluk.. O kadar göreceli bir kavram ki!. Bu yüzden yukarıdaki gibi başladım.. İlla bir tanım yapacaksak; ‘ Mutluluk bütün özlemlere, bütün isteklere eksiksiz bir biçimde ve sürekli olarak erişilmekten duyulan kıvanç durumudur. ‘ diyebiliriz. Tanımda yer alan bütün özlemler ve bütün istekler nedir diye sormaya kalksak soru işaretine yetecek çengel bulamayız. Kabaca yedi milyarsak nefes alıp veren bir o kadar çengel yani.. Öyle ya! Ulan Bator’un yakınlarında bir bozkırda hayvanlarını otlatan bir Moğolla Vietnam’ın Çin sınırındaki Sapa’da taze kişniş satan bir pazarcının ya da Kuzeybatı Afrika’da argan yağı üreten ilkel sayılabilecek bir atölyede çalışan bir berberi kadının mutluluktan ne anladıklarını tek bir ortak paydaya indirgemek olası mıdır?

Neyse!.

İkinci kahvemi sigara eşliğinde içmek ( Editörümüz buzlar burayı  ) ve okumak amacıyla balkonumsu bahçeye intikal ettiğimde güneş ışıkları dimdik vurmaktaydı yeryüzünün bu yakasına.. Aynı dönemde türleri biribirinden farklı iki ya da üç kitap okumaya gayret ederim. Pamuk’un Veba Geceleri’ni bitirmek üzere olduğumdan çok sevdiğim ‘ Felsefe ‘ alanında bir kitabı da aldım yanıma intikal esnasında. Roger – Pol Droit adında 72 yaşına ulaşmış ve oturaklı bir akademisyen olduğuna ilk sayfalarda kanaat getirdiğim ‘ Felsefeyle Saadet Olmaz ‘ kitabını..

Portala yazı hazırlarken konu bulmakta zorlanmam. Hatta, konu enflasyonunda neyi yazacağıma karar vermek yazarken harcadığım sürenin kat be kat fazlasıdır. Konular arasında kahve ve sigara bağlamında gezinirken masanın üzerinde Bato’yu, kafamın içinde yeni yazıyı gördüm!. Hay yaşayasın Roger!.

Hepimizin yaşamında çıkmazlar olmuştur. Yazının çıkış noktası da işte bu çıkmazlarda kıvranan ve savrulan savunmasız insanları müşteri gibi görüp bir iki kalem kıvırarak ‘ Kişisel Gelişim ‘ başlığı altında vurgun yapan şarlatanlar!.

Madden ve manen bitmeye yattığım günlerde kimi tanıdıklar ( satın almayacağım için ) bu tür şeylerden getirip zorla okutmaya çabaladılar. İsim yazmayacağım elbette ama hepsi birbirinden rezil para tuzaklarıydı!. Sadece birinin içinde yer alan saçmalıktan bahsetsem yeter de artar!

Bir defter alıp dolduracakmışım!  ‘ Kimse beni üzemez! ‘ cümlesinden başlayıp ‘ Parayı seviyorum! ‘ gibisinden onlarca martaval!. Defteri yazıp bitirdiğimde her şey ama her şey yoluna girecekmiş! O öyle yapmış! Şimdi zenginmiş falan filan! Dertlerinden bir anda sıyrılmış!

Mutluluk Bezirganları diyorum bunlara ben.. Sayıları ( maalesef ) giderek artan ve kendilerince çaresiz olduklarını düşünen hatırı sayılır bir kitleyi kitabı bir suç aleti gibi kullanıp soymayı hedeflemiş soysuzlar ordusu. Ordu sözcüğünü özellikle kullandım; lakin sayıları çok fazla!.

Psikoloji, psikiyatri ve felsefe alanlarında çok okuyup yazmış üstadları yazımın kapsamı dışında bıraktığımı yazmama gerek yok; ama yine de not düşmek adına buraya kondurayım!. 

Gelelim çıban başına; daha doğru bir ifadeyle yazı başına!. Yani Roger – Pol Droit Ağabeyimize.. Her şey kitabında yer alan ve aşağıya aldığım paragraftan çıktı çünkü!.

‘’ Spiritüel akıl danışmanı, mutluluk filozofu ve kişisel gelişim koçu.. Bunlar arasında hiç kuşkusuz retorik farklılıkları, üslup farklılıkları hatta dogmatik anlaşmazlıklar olabilir. Aslında bana göre ortak özellikleri anlaşmazlıklarından fazladır. Ortak noktaları, kendilerini dinleyecek kadar naif ve cahil her yoksula aynı şeyi telkin eden kişiler, öğretmenler, rehberler olmalarıdır. ‘ Yavrum, sana nasıl yaşaman gerektiğini anlatacağım çünkü bunu bilen benim. Beni dinlersen, ayaklarını yere sağlam basarsan, sayemde bazı şeyleri anlarsan, nasıl davranman, ne yapman gerektiğini anlarsın. ‘ Hiç kuşkusuz en büyük kurnazlıkları açık kurallar vermemeleridir. ‘ Kendi yolunu bulmak, kendin olmak sana düşüyor. İraden dışında dışarıdan gelecek en küçük bir disiplin önünde eğilmeni istemiyorum. Ben sadece, her insan gibi dünyada en çok istediğin şeyi, mutluluğu bulmak için nasıl araman gerektiğini biliyorum. ‘’

Ticareti olmayacak şeylerin alınıp satılmasından yorulduk değil mi? Kendi adıma; ben çok yoruldum..

Olsun!!!

Yarın altıyı onüç geçe yine güneş doğacak ve hayat hepimiz için farklı yörüngelerde devam edecek. O yörüngelerde kolaylıklar ve güzellikler diliyorum…

     

Yorumlar