MUSTAFA  KEMAL  ATATÜRK

Trablusgarp, Kafkasya, Çanakkale ve Suriye-Filistin cephelerinde çarpıştıktan sonra İstanbul’a geldiğinde henüz 37 yaşında gencecik bir paşadır..

13 kasım 1918 günü Haydarpaşa’dan bindiği Kartal İstimbotu Galata’ya doğru ilerlerken güzelim boğazda 55 parçalık işgal donanmasının arasından geçer. Yaveri Cevat Abbas görüntü karşısında gözyaşlarını tutamaz. Çanakkale’nin efsane komutanı gözleri boğazın mavi sularında, omuzunu okşar yaverinin: Geldikleri gibi giderler..

6 ekim 1923.

4 yıl 10 ay 23 gün sonra verdiği sözü tutmuştur. Cumhuriyetin ilanından sadece üç hafta kadar önce Şükrü Naili Paşa’nın komuta ettiği 3.Kolordu İstanbul’a girerek işgali sonlandırır. İstanbul sonsuza dek bizimdir artık..

‘’ Geldikleri gibi giderler ‘’ diyerek azgın emperyal güçlere ilk raconu kesen Mustafa Kemal Atatürk; 4 yıl 10 ay 23 gün sonra bu raconu şamara çeviren liderdir..

Gandhi’nin  ‘Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar Tanrı’yı da İngiliz’in yanında zannediyordum. ‘ cümlesi üzerine düşünmesi gerekir günümüz konformist  kibir ve cehalet abidelerinin..

1914’ten 1938 yılına değin ülkenin yaşadığı dönemi gün gün, saat saat irdelemeden boş boğazlık etmek değildir marifet!.. Marifet, Çanakkale’de omuz omuza O’nun yanında savaşmış gibi ‘ Kendi görüşümün uzantısında, Atatürk demeyi tercih etmiyorum ‘ demek hiç değildir!.

Lütfen dikkatli ve uyanık olalım. Yedi yaşındaki tertemiz bir ilkokul çocuğunun Mustafa Kemal deyişiyle, iktidara aday bir partinin ballı koltuklarında  oturan birinin Mustafa Kemal vurgusu arasında fark vardır!.  En hafif ifadeyle küstahlıktır, kendini bilmemezliktir!.

Ne yazıktır ki; hedefi iktidar olması gereken ve bu hedefe ulaşmak için gerekli koşullar kırmızı halı misali önüne serilmiş olan ana muhalefet partisi bu ve benzer ucube işlerle kendini %25 bandına, destek verenlerini karanlığa ve umutsuzluğa hapsetmektedir!.

Okumak, çok okumak ve aklın-bilimin yol göstericiliğinde doğru çıkarsamalar yaparak uygulamak gerekiyor..

Kendi adıma; Nutuk, Yaban, Mavi Sürgün ve Dostoyevski, Steinbeck, Aydemir ve Özakman okumayanı partiye almazdım..

Saydıklarımla beynini ve ruhunu doyurmayanlar aç insanların karınlarını hiç doyuramazlar…

    

Yorumlar